Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/327 E. 2020/277 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/327 Esas
KARAR NO: 2020/277
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2017
KARAR TARİHİ: 23/06/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında süregelen ticari ilişki olduğunu; davalı şirketin —- cari hesap dönemi sonu itibariyle —- borç bakiyesinin bulunduğunu; davalı şirketten hesap mutabakatı amacıyla talepte bulunulduğunu; ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığını; bu nedenle, alacağın tahsili için ——-İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını; davalının başlatılan takibe itiraz ettiğini; davacı tarafından süresinde itirazın iptali davası açılamadığından alacak davası açma zorunluluğu doğduğunu belirtmiş, —– alacağın davalıdan tahsiline —— tarihinden itibaren asıl alacağa temerrüt faizi işletilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın davalının ikametgah adresinde açılması gerektiği, davada öncelikle yetkisizlik itirazının bulunduğunu; esasa ilişkin olarak davacı ile davalı şirket arasında sözlü ticari ilişki neticesinde davacının —–kalem göndermeyi taahhüt ettiğini; ——— kalemin faturası olarak —- tarihinde — seri nolu ——- bedelli faturanın davalı şirkete gönderildiğini; davacı şirketin öncelikle ——- kalem gönderdiğini; bu kalemlere ilişkin —– tarihinde ——– davacı hesabına yatırıldığını; davacının kalan ——kalemi göndermediğini; davalı şirket tarafından —-Noterliği aracılığı ile —- tarihli —-yevmiye nolu ihtarname ile —— tarihli —– sıra nolu iade faturasının davacı şirkete gönderildiğini; —— kalemin artık gönderilmemesinin ihtar edildiğini; davacı şirketin işbu dava ile teslim etmemiş olduğu —– kalemin bedelini talep ettiğini belirtmiş, öncelikle yetki itirazının kabulüne, davanın reddine, %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki ticari satış sözleşmesine konu faturadan kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı şirket arasında ticari satış sözleşme ilişkisi kapsamında davacının sözleşmeden kaynaklı edimini tam olarak yerine getirip getirmediği, mal ve hizmet tesliminde bulunup bulunmadığı, davalının teslim edilen mal ve hizmetin bedelini ödeyip ödemediği, bu itibarla davacının davalı şirketten cari hesap gereği alacaklı olup olmadığı, hangi miktarda alacaklı olduğu noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi ——–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– ——- düzenlenen —- rapora göre; davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olduğu, davacının— yılı süresince davalıya toplam —— tutarında— adet fatura tanzim ettiği, —- bedelli faturanın söz konusu — adet faturanın içinde yer aldığı, davalının—- tarihli — seri numaralı —- bedelli iade faturasını kayıtlarına aldığı, —– bedelli faturanın BA formu ile mal ve hizmet alımı olarak vergi dairesine bildirildiği, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre —— davacıya borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi —— tarafından düzenlenen —- tarihli rapora göre; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olduğu, ticari defter ve kayıtlara —- borç ve —- alacak kaydedildiği, —– tarihi itibariyle davacı şirketin kendi defterlerinden davalı şirketten ——- alacaklı gözüktüğü tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ——- geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ——- aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. ———-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, süre geçtikten sonra iade edilmesi veya ticari defterlere kaydedildikten sonra iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç değildir. İtiraz süresi geçtikten sonra, faturaların doğrudan iade edilmesi veya iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır. Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz ise de, sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde, bu sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktar kesinleşir.
Faturaların tebliğ edildiğinin davacı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da iade edildiğinin davalı tarafça kanıtlanması halinde davalı tarafça davacının hizmet vermediği savunulduğuna göre, faturaya konu hizmetin verildiğinin davacı tarafça kanıtlanması; davalının faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın davalı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı davalının —————kabul etmemesi halinde hizmetin verildiğini davacının kanıtlaması gerekeceği gözetilmelidir.
Ne var ki, somut olayda, davacı tarafça gönderilen faturanın, davalının ticari defterlerine kaydedilmiş olduğu, bunun karşılığında —– ödeme yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının faturaya dayalı alacağının varlığını HMK’nın 222. maddesi uyarınca kanıtlamış olduğunun ———– ve artık davalının, faturaya konu mal ve hizmeti teslim aldığı, davalının defterlerine kaydettiği fatura ile ilgili iade faturası düzenlemesinin sonuca etkisinin bulunmadığının ve davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceğinin ————- kabulü gerekir. Davalının kendi ticari defter ve kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı anlaşıldığından mahkememizce alacağın sübut bulduğu anlaşılmıştır.
Davalı, —– İcra Müdürlüğü’nün —-sayılı takip dosyasında, takibin başlatıldığı tarih itibariyle temerrüte düşmüş ———–ise de ———- tarihinden itibaren alacağa temerrüt faizi işletilmesi talep edilmiş olduğundan, mahkememizce taleple bağlı kalınarak bu tarihten itibaren faiz işletilmesine dair karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile;
——– —– tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan —- karar ve ilam harcından — peşin harcının mahsubu ile bakiye ——–karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar halinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.569,43 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı ve 634,08 TL peşin harç ile 4,60 TL vekalet harcı toplamı: 670,08 TL ile aşağıda dökümü yazılı 1.805,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/06/2020