Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/318 E. 2020/755 K. 23.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/318 Esas
KARAR NO: 2020/755
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/03/2017
KARAR TARİHİ : 23/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında davalıya ait—-bünyesinde verilecek fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri konusunda —- tarihinde sözlü olarak anlaşma yapıldığını, yapılan anlaşmanın şartlarının ——olarak gösterilerek, kendisine bunun karşılığında —maaş ödeneceğeni, ilaveten fizik tedavi bölümünün bir ayda yaptığı toplam cironun—- kadar olan kısmının % 25’i davalı şirkete, %75‘i de —- üzerindeki miktarın %30’u davalıya %70‘i de davacı — kalacak şekilde mutabık kalındığını, ayrıca fizik tedavi bölümünün işletilmesi ile ilgili masraflarda — tarafından karşılanması hususunda da anlaşmaya varıldığını, — hastanelere—-özelleştirme izni vermediği için davacı şirket yetkilisi —- gösterilerek ve —- anlaşıldığını, davacı şirketin davalı şirketin fizik tedavi birimini düzenlemesine, israfı ve verimsiz çalışma sistemini kaldırıp hastaların memnuniyetini artıracak şekilde işletmeyi zarardan kâra geçirmesine, dışarıdan hasta yönlendirerek kazanca katkı sağlamasına rağmen bugüne kadar ——- toplam hakkedişinin davalı şirket tarafından ödenmediğini ileri sürerek yapılan sözlü anlaşma gereği davacı şirket yetkilisinin çalışmaya başladığı — tarihinden ayrıldığı — tarihleri arasında davalı şirket olan ——– incelenerek fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümünden yapılan ciro miktarı ve davacı şirketle yapılan sözleşme gereği ödemesi gereken miktar hesaplanmak sureti ile davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesi gerektiğini, davalı şirketin yaptığı ciro miktarı davacı taraftan kesin olarak bilinmediği için şimdilik —– yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında akdi bir ilişki bulunmadığını, davacı şirket sahibi —- davalı hastanede 5 ay boyunca fizik tedavi uzmanı olarak çalıştığını, hastanenin fizik tedavi bölümünün ciro ve karlılıkta azalma yaşamaya başlayınca 6 aylık deneme süresi olarak maaş+prim usulü hizmet akdi kurulduğunu, tahakkuk edilen seviyelere çıkılamadığından bahisle sadece maaş ödemesi yapıldığını, hizmet akdi feshedilirken bu duruma itiraz edilmediğini, davacının hiçbir yatırım yapmadığı halde %70-75 oranında kar payı alacağı yönündeki iddiaları hayali olmakla piyasa şartlarına ve hayatın olağan akışına aykırı oldğunu ileri sürerek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; alacak davasıdır.
Taraflar arasında davalıya ait—- bünyesinde verilecek fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri konusunda —- tarihinde sözlü olarak anlaşma yapıldığı, sözlü anlaşma gereği davacı şirket yetkilisinin çalışmaya başladığı — tarihinden ayrıldığı — tarihleri arasında davalı şirket olan —–kayıtları incelenerek fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümünden yapılan ciro miktarı ve davacı şirketle yapılan sözleşme gereği ödemesi gereken miktar hesaplanmak sureti ile davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesi gerektiği iddiasıyla eldeki davanın açıldığı, davalı tarafça davacının var olduğunu ve davalı tarafça şartlarının yerine getirilmediğini iddia ettiği anlaşmanın kabul edilmediği, davacı şirket yetkilisinin davalı nezdinde çalıştığının ihtilafsız olduğu, davada ispat yükünün iddia eden davacı tarafta bulunduğu, davacının talep sonucunda istediği alacağın temeli olan aradaki anlaşmanın varlığı öncelikle ispatlaması gerektiği, davacının yazıl delillerle iddia ettiği ortaklık ilişkisini ispatlayamadığı, yemin deliline dayandığından bu konuda hazırlanan yemin metni davalıya tebliğ edilmiş, davalı şirket yetkilisi; davacı tarafın, —- davalı bünyesinde—olarak gösterilmesi ile — maaş ve fizik tedavi bölümünün bir aylık toplam cirosunun —- kadar olan kısmının —- üzerindeki miktarın ise %70’inin davacıda kalacağı şeklinde sözlü sözleşme kurulmadığına , davacı şirkete — — —– ayları hak edişlerinden kaynaklı şirketimizin davacı tarafa borcunun bulunmadığına dair yemin ederim şeklindeki beyanı ile yemini eda etmiş, davacı tarafça alacağın varlığı ispatlanamadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40 TL karar harcının başlangıçta alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile 116,38 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2020