Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/292 E. 2022/204 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/292 Esas
KARAR NO: 2022/204
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/03/2017
KARAR TARİHİ: 02/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; dava dışı—- davacı —-oranında hissedarı oldukları, diğer hissedarlar —- şirketin müdürleri oldukları, davalı şirketin — tarihi ——– — görüşüldüğü, —- yer alan kasa hesabında ——, bu paranın nemalandırılmamasının hukuka aykırı olduğu, öncelikle bilançonun bu bakımdan gerçeği yansıtmadığı, diğer bir hususun şirketin mali tablolarına bakıldığında özkaynaklarının negatif olduğunun gözüktüğü, böyle bir durumda yönetim kurulunun görevinin genel kurulu toplantıya çağırmak ve bu genel kurulda özkaynak kaybının nasıl iyileştirileceği hakkında önlemleri sunmak olduğu, bu konuda müdürlerin hiçbir girişimde bulunmadığı, gerçeğe aykırı ve hatalı düzenlenen —– çoğunluk oyu ile müdürlerin ibra edilmesinin hatalı oldıuğu, davalıların usulsüz harcanmaları şirkete masraf olarak kaydettirdikleri, usulsüz ve kaynağı belirsiz borçlanmalar yaptıkları, muhasebe tekniğine uyulmadığı, kasa hesabında çok yüksek miktarda nakit tutarak bu nakdi bankada değerlendirmedikleri gibi esasen kasada da bu kadar bir paranın olmadığı, bu şekliyle şirketi zarar etmiş gibi gösterip, kendilerine gelir elde ettiklerinin öğrenildiği, şirketin defter ve belgeleri, kayıtlara işlenen makbuzlar vs. ile banka hesapları karşılaştırmalı olarak incelenemediği için davalıların yaptığı usulsüzlüklerin miktarı, şirket hesaplarından gerek kendi hesaplarına ve gerekse şirketin dava dışı diğer hissedarlarının hesaplarına para gönderilip gönderilmediği, fiilen çalışmayan kişileri şirkette sigortalı olarak gösterip bu şekilde şirketi haksız olarak ——ile karşı karşıya bıraktığı vs. şekillerde uğrattıkları zarar miktarının tam olarak bilinmediği, tüm bu hususların şirketin defter, belge vs. ile banka hesapları incelenerek tespitini ve sonuçta hesaplanacak şirket zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen şirkete ödetilmesini talep ettiklerinden bahisle, davalıların şirkete vermiş olduğu zararların tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve belirsiz alacak davası olarak, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutularak şirkete vermiş olduğu zararlardan şimdilik — zarar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte dava dışı —-ödenmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalılar vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacıların aynı zaman—–unvanlı bir şirkete sahip olduklarını, dava dışı şirket ile bu şirket arasında sözlü bir takım anlaşmalar kapsamında dava dışı —- tarafından —– inşa edildiğini, bu nedenle davacıların — tutarında dava dışı —- şirketine borçlu olduklarını, ancak bu borç ödenmediği için henüz fatura kesilemediğini, davacıların huzurdaki dava dışında —-daha dava açtıklarını, bu davaların açılmasının tek amacının dava dışı şirkete olan borçlarına ödememek olduğunu, davacıların tek amacının açılan bu davalarla dava dışı şirketi zor durumda bırakarak bu şirkete el koymaya çalıştıklarını, davacı vekilinin dilekçesinde davacıların dava dışı şirkete —– tutarında sermaye koyduklarını ileri sürmesine rağmen onunla ilgili herhangi bir banka dekontu veya diğer bir yazılı delil sunmamasının hayatın — aykırı olduğunu, esas davacıların, dava dışı şirket olan borçların ödemedikleri için dava dışı şirketin zora girdiğini, davacıların, davalılara adam göndererek borcun talep edilmemesi için davalıları tehdit ettiğini, bunun üzerine davalılar tarafından —— sayılı dosyaları ile suç duyurusunda bulunduklarını, davaların eşlerinin ve akrabalarının şirkette fiilen çalışmadıkları halde sigortalı gösterildikleri iddiaların asılsız olduğunu, şirketin, vergi borçlarını af yasası diye tabir edilen yasa kapsamında yapılandırdığını, şirketin kasa hesabında—– dair iddianın da asılsız olduğunu, dava tarihi itibari ile şirket kasasında —dilekçe tarihi itibarıyla ise —- bulunduğunu ve bu bedellerin gerçek bedel olduğunu, davalıların, dava dışı şirket kaynaklarından usülsüzce faydalanmak suretiyle kendilerine veya üçüncü kişilere para gönderdikleri yönündeki iddianın da asılsız olduğunu, davalar tarafından şirket hesabından dönen dönen para çekilmiş olsa dahi bunların şirketin faaliyetlerine devam etmesi için zorunluluk gereği yapıldığını, bu işlemlerin ticari hayatın gerçeğin uygun olduğun, şirket hesaplarına giren ve çıkan paraların usulüne uygun bir şekilde girdiği ve çıktığı ve bu kayıtların mevzuat uygun şekilde tutulduğunu, davacı vekilinin olağanüstü genel kurul çağrısına ilişkin iddialarının dosya bakımından alakalı olmadığından bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Davacılar vekilince, Mahkememizin ara kararı gereğince HMK’nun 107/2. maddesi kapsamında sunulan — tarihli talep dilekçesi ile ise toplam — tutar üzerinden tazminata hükmedilmesi talep olunmuştur.
Dava, —— sorumluluğu prensipleri gereğince tazminat istemine ilişkindir.
TTK’nun 644/1-a maddesi atfı ile limited şirketler yönünden de uygulanan TTK’nun 553/1. maddesinde “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar” hükmü getirilmiştir. Yine aynı atıf dolayısıyla işbu uyuşmazlıkta uygulanan TTK’nun 555/1. maddesinde “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler” düzenlemesi getirilmiştir.
TTK’nun 560. maddesinde ise, “Sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (..)” hükmü getirilmiştir.
Davalılar vekilince süresi içinde sunulan cevap dilekçesi ile her ne kadar zaman aşımı defi ileri sürülmüş ise de, iddia edilen usulsüzlüklerin öğrenilmesine ilişkin bir tespit bulunmadığı, davanın davalıların müdür olarak seçilmesine dair karar verildiği — tarihli — nazaran— süre ve davalı müdürlerin seçimi tarihinden sonra yapılmış ilk — olan— tarihine nazaran da — tarihinde ikame edildiği, zaman aşımı süresinin dolmadığı Mahkememizce değerlendirilmiştir.
Davacılar vekilince, işbu davada, yukarıda anılan hükümler gereğince davalıların, dava dışı —- verdiği zararın tespiti ile anılan şirkete ödettirilmesi talep edilmiştir.
Davacılar vekilince dava dilekçesinde, tazmin sorumluluğunun gerekçesi olarak kasa hesabında —–paranın bulunmasının normal olmadığı, bu paranın nemalandırılmamasının hukuka aykırı olduğu, şirketin mali tabloları gereğince öz kaynaklarının negatif gözüktüğü, böyle bir durumda yönetim kurulunun görevinin genel kurulu toplantıya çağırmak ve bu genel kurulda özkaynak kaybının nasıl iyileştirileceği hakkında önlemleri sunmak olduğu, bu konuda müdürlerin hiçbir girişimde bulunmadığı, davalıların usulsüz harcanmaları şirkete masraf olarak kaydettirdikleri, usulsüz ve kaynağı belirsiz borçlanmalar yaptıkları, muhasebe tekniğine uyulmadığı, kasa hesabında çok yüksek miktarda nakit tutarak bu nakdi bankada değerlendirmedikleri, esasen kasada da bu kadar bir paranın olmadığı, bu şekliyle şirketi zarar etmiş gibi gösterip, kendilerine gelir elde ettikleri, davalıların şirket hesaplarından gerek kendi hesaplarına ve gerekse şirketin dava dışı diğer hissedarlarının hesaplarına para gönderildiği, fiilen çalışmayan kişileri şirkette sigortalı olarak gösterip bu şekilde şirketi haksız olarak —– karşı karşıya bıraktığı vs. şekillerde uğrattıkları iddialarına dayandırılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, zarar iddiası yönünden bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bu kapsamda dava dışı şirketin kayıtlarının incelenerek rapor alınması amacıyla —- talimat yazılmış, talimat Mahkemesi vasıtasıyla alınan — tarihli raporla özetle; şirket ortak ve yetkililerinin dava dışı —— sahte sigortalı çalıştırmadıkları, bankadan şahsi hesaplarına aktarım yapmadıkları, kasa tutarının yüksek olmasına ve, özsermayeyi kaybetmelerine rağmen gerekli önlem ve tedbirleri almadıkları, —–düzenli yapmadıkları, kaydi olarak ödenmemiş gözüken personel ücretlerinin ödenmesiyle ilgili muhasebe tekniklerine uymadıkları, kasa fazlasına adatlandırma yapmayıp vergi tahakkuk ettirmeyerek şirkete vergi yükü oluşturmadıkları, şirkete verdikleri borçlar nedeni ile şirketten faiz alacağı tahakkuk ettirmedikleri şirketi zarara uğrattıklarına dair kesin bir kanaat oluşmadığı şeklinde kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan — tarihli raporla özetle; —– yüksek tutarlı kasa fazlası için incelemelerde ciddi tenkitler yapıp vergi tahakkuk ettirmekte ve vergi ziyaı cezası kestiği, her ne kadar kasa hesabının usülüne uygun tutulmadığı sonucuna varılsa da şirketin zararından bahsedilebilmesi için kayıtlardaki usulsüzlükler dolayısıyla şirketin incelemeye girmiş ve bu inceleme sonucunda şirkete bir ceza kesilmiş olması ve şirketin bunu ödemesi gerektiği, ancak somut olayda şirkete bir ceza kesildiğine veya şirketin böyle bir ceza ödemesi yaptığı yönünde dosyada mübrez bir evrak bulunmadığı, Fiilen çalışmayan kişilerin sigortalı gösterilerek sigorla primlerinin ödenmesi nedeniyle şirketin zarara uğratıldığı yönündeki iddia açısından ise önceki bilirkişi raporunda kayıtların—- örtüştüğü yönünde görüş bildirilmişse de raporun ekinde buna dayanak belgelere yer verilmediği, —–ilgili hükümlerine göre ödeme ve tahsilatların aracı finansal kurumlardan yapılması gerektiği ve tevsik edilmesinin zorunluluğu kapsamında işlemlerin yapılmadığı tarafımızca tespit edildiği, bu nedenle ilk raporda yapılan değerlendirmelerin ne derece sağlıklı olduğu ve ödeme ve tahsilatların aracı finans kurumlarından —- hükümlerine göre yapılmamasının sonuçlarının nasıl değerlendirilmesi gerektiği yönünde kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan — tarihli ek raporda özetle; Davadışı şirketin matrah artırımından — vergilerinin yasal süresi içinde ödenmemesinden dolayı — sayılı kanun kapsamında taksitlendirme faizi olarak —- ödediği, ancak vergilerin zamanında ödenmemesi/ödenememesinin nedeni şirketin verginin vadesinde ödememe sebebinin kesin nedenini tespiti mümkün olmadığından ——–tutardan davalının sorumlu tululup tutulmayacağının taktiri —- olduğu, dava dışı şirketin ticari defterlerinde —- kullanılmış, esasen şirket ortaklarına borçların bir kısmı sanki sermaye yedeği gibi gösterilmekle şirketin borçları gizlenmiş durumdadır. —- yılında hesap bakiyesi sıfırlanmış, bu tarihlen sonra şirketin öz varlığı hızlıca erimiş ve şirket borca balık duruma düşmüştür. Başka bir anlatılma —–şirket geçmiş yıllarda da borca batık olduğu ancak ortaklara olan – borçların bir kısmının sermaye yedeği olarak kaydedilmesinden dolayı borca batık gösterildiği, başka bir anlatımla şirketin borca batık olduğu muhasebe kayıtları ile gizlendiği şeklinde kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin — tarihli alınan raporda özetle; —- doğru bildirilmesinden ve bu işlemlerin gerçekleştirilmesinden doğrudan şirket müdürleri sorumlu olduğu, bu sebeple kayıtların yasalara uygun tutulmamasından dolayı ödenmek zorunda kalan bu tutardan dolayı davalı şirket müdürlerinin kusurunun bulunmadığını ispat kületinin şirket müdürlerine ait olduğu, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde, şirket müdürlerinin görevleri kapsamında bulunan bu işlenmin zamanında ve doğru şekilde gerçekleştirilmemesinden dolayı kusurlarının bulunmadığı hususunun davalılar tarafından ispatlanamadığı, bu nedenle — artırımından kaynaklanan —-zarardan davalı şirket müdürlerinin sorumlu olduğu, şeklinde kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce alınan—- tarihli alınan raporda özetle; İspat yükümlülüğü altındaki davacılar tarafından bu yükümlülük yerine getirilerek şirket müdürleri tarafından kusurları ile şirketi zarara uğrattıkları iddiasının ispatlandığı, bu kapsamda matrah arlırımından kaynaklanan ——- zarardan davalı şirket müdürlerinin sorumlu olduğu, dava konusu iddialara konu vakıalar bakımından zamanaşımı süresinin geçmediği, zararın şirkete tazmin edilecek olması sebebiyle, zararın tamamının davalılarca tazmin edildikten sonra ortakların payları oranında bu tazminattan yararlanabileceği şeklinde kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce —sayılı dosyası sureti dosyamız içine alınmış, dava dışı —– iptaline karar verildiği, kararın kesinleştiği, anılan—– davalı müdürlerin oy çokluğu ile ibrasına ilişkin bulunduğu belirlenmiştir.
Tüm dosya kapsamının tetkikinde, her iki tarafın da dava dışı — hissedarlarından olduğu, davalıların, anılan şirketin —genel kurulunda, şirketi — münferiden temsile yetkili müdür olarak seçildikleri, davalı şirketin — tarihli— ibralarına karar verildiği ancak—— sayılı karaı ile anılan kararın iptaline dair verilen kararın kesinleştiği belirlenmiştir.
Davalılara işbu davada tazminat talebi yönünden atfedilen eylemler yönünden sorumluluğun doğması için, davalıların kusurlu eylemi, bunun neticesinde şirket malvarlığında bir zararın doğması ve kusurlu eylem ile zarar arasında illiyet bağının bulunması, anılan tazmin koşullarının sağlandığının da, ispat yükü üzerinde bulunan davacı tarafça usulünce ispat edilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde dava dışı şirket kayıtları yönünden yapılan inceleme çerçevesinde, yıllar itibariyle şirketin kasa hesabındaki çok —–hesap hareketliliğine ait herhangi bir belge bulunmadığı, bu kadar yüksek tutarda kasa hesabında nakit bir parayı ticari hayatta hiçbir şirket nemalandırmadan tutmayacağı, esasen bu tutarların kaydi olarak bulunduğu, kasa fazlasının nedenlerinin ise; belgesiz yapılan harcamalar, işçilerin bordro dışındaki açıktan ücret ödemeleri, vb. hususlardan kaynaklandığı, bundan başka dava dışı şirketin sermaye yedekleri hesabının sanki kasa veya ortaklar hesabı gibi kullanıldığı, esasen şirket ortaklarına borçların bir kısmının sanki sermaye yedeği gibi gösterilmekle şirketin borçlarının gizlenmiş durumda olduğu, —- bakiyesinin sıfırlanmış olduğu, bu tarihten sonra şirketin öz varlığının hızlıca erimiş ve şirketin borca batık duruma düştüğü, esasen şirketin geçmiş yıllarda da borca batık olduğu ancak ortaklara olan borçların bir kısmının sermaye yedeği olarak kaydedilmesinden dolayı borca batık görünmediği, şirketin defter kayıtlarında —– yedekleri hesabında banka haricinde hesaplar arasında özellikle—-giriş ve çıkışlara ilişkin olarak makbuz niteliğinde dahi olsa bir evrak bulunmadığı gibi, —- göre ödeme ve tahsilatların aracı finansal kurumlardan yapılması gerektiği ve tevsik edilmesinin zorunluluğu kapsamında işlemlerin yapılmadığının tespit edildiği, davalılara yöneltilen sair isnatlara ilişkin bir zarar tespiti yapılamamakla birlikte, dava dışı şirketin bazı kayıtlarının —— uygun olmaması nedeni ile matrah artırımına gittiği, ileride cezalı tarhiyata uğramamak için böyle bir yola başvurduğu, vergi matrahının doğru bildirilmesinden ve bu işlemlerin gerçekleştirilmesinden doğrudan şirket müdürlerinin sorumlu olduğu, kayıtların yasalara uygun tutulmamasından, şirket müdürlerinin görevleri kapsamında bulunan işlemlerin zamanında ve doğru şekilde gerçekleştirilmemesinden dolayı şirketin ödemek zorunda kaldığı toplamda —– kadar zarardan davalıların sorumluluğunun bulunduğu kanaatiyle ve bu yöndeki bilirkişi tespitlerine Mahkememizce de iştirak olunarak, davacılar vekilince bu tutar yönünden sunulan talep artırım dilekçesi de dikkat alınarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile — dava tarihi olan —-tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile dava dışı —- ödenmesine,
2-Alınması gerekli ——– davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacılar için takdir olunan 12.624,57 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 206,78 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından sarfedilen 6.200,00 TL bilirkişi gideri , 903,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 7.103,70 TL yargılama giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacılar Vekilinin ve Davalılar Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/03/2022