Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/282 E. 2018/276 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/282
KARAR NO : 2018/276

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2017
KARAR TARİHİ : 15/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin 15/03/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile davalı—- Şubesi arasında Üsküdar ‘ da bulunan bir kısım öğrenci yurt binasının kiralanması, teftiş edilerek kullanıma hazır hale getirilmesi ve böylece davalı dernek şubesine teslimine dair protokollerle anlaşma sağlandığını, bu protokol gereğince müvekkil şirketin üzerine düşen edimlerini yerine getirmek üzere çalışmalara başladığını, öncelikle yurt binası için bir binayı kiraladığını, minimum 100 öğrencinin barınacağı şekilde tadilat ve tefrişatını yaptığını, davalı dernek ile müvekkil arasındaki 07/09/2015 tarihli protokole göre davalı dernek şubesinin, minimum 100 öğrenci için yine her öğrenci adına 6.000-TL yi müvekili şirkete ödemekle yüküm altına girdiğini, buna göre davalı dernek şubesinin ilk etapta 600,000-TL yi 10 aylık taksitte müvekkil şirkete ödeyeceğini, hatta bu rakamın 100 bin TL sini de 29/09/2015 tarihine kadar tamamlanacağını, fakat davalı derneğin 15 bin TL sini ödemediğini geri kalan hiçbir rakamı ödemediğini, bir başka protokol ile de—-evinin kiralanması, tadilat ve tefrişi işi için de tarafların anlaşma sağladıklarını buna göre 12 ay üzerinden aylık 9.000- TL davalı dernek şubesi tarafından müvekkil şirkete ödeneceğini ancak bunu da ödemediklerini, bir başka protokolde de yurt temini tefriş ve tadilatı için minimum 50 öğrenci için aylık 600- TL ( toplamda 300.000 -TL ödemeyi kabul ettiklerini bunu da ödemediklerini, müvekkilinin bu protokollerde üzerine düşen yükümlerin ifasını için çalışmalara başladığını, yerlerin kiralandığını, borç altına girildiğini tadilat ve tefrişleri için 500.000-TL den fazla masraf yaptıklarını, protokollerin fesh edildiğinin bildirildiğini , bu haksız fesih ile müvekkil hem yaptığı gereksiz masrafların bedelini ödemek zorunda kaldığı gibi hem de bu protokoller ile edeceği kardan da mahrum kaldığını, yine bu haksız fesih sebebiyle bir çok kişi ve kurum ile davalık olduğunu borç altına girdiğini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000- TL dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Genel Merkezi vekilinin 0/05/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle: davalı … şubesinin taraf ehliyeti bulunmadığnıı, davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın usul ve esas şartlarını taşımaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … Şubesi şubesi’ nin davaya cevap vermediği görülmüştür
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibari ile Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan işbu davada, davacı şirket tarafından davalı cemiyet ile öğrenci yurt binasının kiralanması, tefriş edilerek kullanıma hazır hale getirilmesi ve teslimine dair protokol yapıldığı ve davalının edimlerini yerine getirmediği belirtilerek tazminat talep edildiği, yukarıda etraflıca açıklandığı üzere, bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür. Davacı şirket olsa da davalı cemiyet/dernek 5253 Sayılı Kanunun 2-a maddesi uyarınca kazanç paylaşma amacı dışında kurulmuş olan tüzel kişidir. Dava konusu, mutlak ticari dava olmadığı gibi her iki tarafın ticari işletmesi ile de ilgili değildir. Bu durumda uyuşmazlık ticari dava niteliğinde olmayıp asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Açıklanan nedenlerden dolayı davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2018