Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/270 E. 2019/411 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/270 Esas
KARAR NO : 2019/411
DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ: 06/03/2017
KARAR TARİHİ: 15/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalının, davacı şirketin %50 ortağı olduğu dava dışı ———- genel kurulunda tasfiye memuru olarak seçildiği, dava dışı şirketin envanterinde bulunan 4 adet göz lazer cihazının 2 adetinin davacı şirkete diğer 2 adetinin ise diğer ortak ———— ait devir edilmedi hususunda fikir birliğine varıldığı, bu dört adet cihazdan ikisinin ———- kullanım izni olduğu ve kullanım izni cihazların birer adedinin her bir ortağa fatura edilmesi gerektiği halde tasfiye memuru tarafından ————- sıra no.lu fatura ile fatura edilen 2 adet cihazların —— kullanım izni olmayan cihazlardan seçildiği, bunun fark edilmesi üzerine şirketin mali müşaviri ——– tarafından fatura üzerindeki ———— cihazına ait olmak üzere 5490 seri numarası üzeri kalemle çizilerek yerine 9089 seri numarası yazmak suretiyle düzeltildiği, ancak kaşe ve imza edilmediği, daha sonra ise fatura aslının üzerine bu ibarenin yazılı olmadığı tespit edilmesi üzerine———tarafından fatura üzerine “numara tarafımızdan kayıtlara uygun olarak düzeltilmiştir” şeklinde bir ibare yazarak imzaladığı, ancak davacı şirket temsilcisi ——- bu ibarenin üzerine tasfiye memurunun kaşe vurması gerektiği belirtilmiş ancak tasfiye memurunun bu güne kadar bunu yapmadığı, diğer taraftan cihazın hard disklerinin sökülerek götürüldüğü, tasfiye memurunun yanlı davrandığından tasfiye memuruna olan güven duygusunun ortadan kalktığı beyan edilerek, davanın kabulüne, tasfiye memurunun görevden azline ve yeni tasfiye memurunun atanmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davalının, dava dışı ———- tarihinde kurulduğu ve şirketin 03.06.2016 tarihinde yapılan genel kurulda tasfiye memuru olarak oy birliği ile seçildiği,davacının tasfiye işlemi devam eden şirketin kayıtlarında bulunan 4 adet lazer cihazlarından ——— kullanma izni olmayanlardan seçilerek taraflarına fatura edildiğinin kabulünün mümkün olmadığı, zira davalı tasfiye memuru ve mali müşavirin göreve başladığında bu cihazları görmedikleri, daha doğrusu bu cihazların——— hiç getirilmediği, bu nedenle hangi cihazın kullanma izni, hangi cihazın kullanma izninin olmadığının bilinemeyeceği, faturaların düzenlendiği tarihte davalının tasfiye memuru sıfatına haiz olmadığı, faturaların düzenlendikten yaklaşık bir yıl sonra cihazları kullanan kiracı tarafından cihazların seri numaralarının istenmesi üzerine ortaya çıktığı, tasfiye memurunun fatura üzerinde mali müşavir Ali Arslan tarafından yapılan düzeltmeye onay vermesi tasfiye işlemlerinden olmayıp ancak tüm ortakların buna onay vermesi halinde yapılabileceği, ayrıca dava şirkette ———-tarihleri arasında yetkili müdür ———olduğu, uyuşmazlık konusu cihazları teslim alan ve——– bulunan———– firmasına kiraya veren ve gelir elde eden kişi olduğu, davacı şirkete 80.000 Euro bedel ile fatura edilen 2 adet lazer cihazın 10.000,00 Euro’sunun ödendiği, bakiye 70.000,0 Euro borcu bulunduğu, yine diğer ortak ———— Euro borcu bulunduğu, borçların ödenmesi için her iki şirkete ——— Noterliği’nin ——— yevmiye nolu ihtarnamesi ile ——- Noterliği’nin ———– yevmiye nolu ihtarnamesi ———–ihtarname gönderildiği, tarafların borçlarını ödemediklerinden dolayı tasfiyenin sonlandırılamadığ; beyan edilerek, tedbir kararından rücu edilmesine, husumet yönünden reddine,———– ihbar edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememizin 23/02/2018 tarihli alınan bilirkişi raporunda; Dava konusu maddi vakıaya ilişkin olarak, davalının ilgili cihazların faturalandırma işlemi gerçekleştirilmesinde gerekli özeni göstermediği, bu durumun tasfiye sürecini olumsuz etkilediği, bu sebeple TTK m.437/II uyarınca tasfiyeye memurunun görevden alınması ve yerine yenisinin atanması bakımından haklı sebebin oluştuğu, şeklinde kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizin 19/10/2018 tarihli alınan ek bilirkişi raporunda; dava konusu maddi vakıya ilişkin olarak, davalının ilgili cihazların faturalandırma işlemi gerçekleştirilmesinde ve daha sonraki düzeltme işleminde bir müdahelesinin bulunmadığı,davalı tasfiye memurunun görevlendirme tarihinin 03/06/2016 olduğu dikkate alındığında 04/04/2016 tarihinden düzenlenen söz konusu faturalar bakımından davalının sorumluluğunun bulunmadığı şeklinde kanaatini bildirmiştir.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının —————- Soruşturma sayılı dosyası üzerinden Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş, davacı vekili tarafından karara itiraz edilmiştir. İstanbul Anadolu 4.Sulh Ceza Hakimliğinin ————- D.İş sayılı dosyasından da itirazın yersiz olduğu kanaatine varılmış, itiraz edenin itirazının reddine karar verilmiştir.
Dava, dava dışı ————- tasfiye memuru olan davalının, tasfiye memurluğundan azli ve mahkememizce tasfiye memuru atanması istemine ilişkindir.
TTK 537/2 maddesinde; “Pay sahiplerinden birinin istemiyle ve haklı sebeplerin varlığında, mahkeme de tasfiyeye memur kişileri görevden alabilir ve yerlerine yenilerini atayabilir. Bu yolla atanan tasfiye memurları, mahkeme kararına dayanılarak tescil ve ilan olunurlar.” düzenlemesi getirilmiştir.Davacı şirket, dava dışı ————- %50 ortağıdır.Diğer ortak ise yine dava dışı———–
Davacı vekilince, dava dilekçesinde, davalı tasfiye memurunun azli talebine, davalının yanlı ve kötüniyetli davranarak davacı şirket aleyhine davrandığı, bu kapsamda davalının 04/04/2016 tarihli 2 adet fatura üzerinde kayıtlara uygun olarak düzeltilmiştir ibaresi üzerine tasfiye memuru olarak düzeltmeye kaşe vurması gerektiği ve bu husus kendisine bildirildiği halde, gereğini yapmadığı, bilgilendirme yapmadığı iddialarına dayandırmıştır.
Davacı şirket yetkilisine bunun yanısıra davalı hakkında, davalının kendisini dolandırmaya çalıştığı iddiaları ile şikayeti üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ———soruşturma sayılı dosyasında yürütülen soruşturmada 07/03/2017 tarihinde takipsizlik kararı verilmiş, itirazın İstanbul Anadolu 4.Sulh Ceza Hakimliğince reddedilmesi ile karar kesinleşmiştir.
TTK 542/1-b maddesi gereği tasfiye memurları tasfiyenin gerektirmediği yeni bir işlem yapamazlar. Nitekim dava dışı ———– 03/06/2016 tarihli genel kurul toplantısında, şirketin tasfiye edilmesine, tasfiye memuru olarak davalının seçilmesine ve şirketi tasfiye hususunda temsil ve iltizam etmesine karar verilmiştir.
Davalının tasfiye memurluğundan haklı sebeple azli talebine dayanak yapılan ve düzeltilmesi gerektiği bildirilen her iki faturanın da 04/04/2016 tarihli olduğu, davalının ise 2 ay sonra 03/06/2016 tarihinde tasfiye memurluğuna seçildiği; davalıdan yapması beklenen düzeltmenin de TTK 542/1-b maddesi kapsamında kalmadığı gibi, anılan, itham edildiği düzeltmeyi yapmasının da, bu nedenle azli hususunda haklı sebep teşkil etmeyeceği kanaatiyle sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sübut bulmayan davanın reddine,
Mahkememizce konulan 12/05/2017 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen 100,00 TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/05/2019