Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/20 E. 2023/328 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/20 Esas
KARAR NO: 2023/328
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/12/2016
KARAR TARİHİ: 06/04/2023

—-maddesine göre —- adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız—— Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava, fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin açılmış, akabinde ıslah ile alacak davasına dönüştürülmüştür.
Davacı vekili, davalı yana silah ve parçaları satıldığını, davalı yanın borcunu ödemediğini, iddia ederek alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirketin —- tarihinde davacı şirketten —- sipariş ettiğini, bedelinin —–tarihinde teslimi gerekirken davacının ürünleri 1 ay geç —— tarihinde teslim ettiğini, kolilenmiş ürünlerin yurt dışına sevk edildiğini, davacının teslim ettiği silahların güvenlik sorunu bulunduğunu, ayıplı olduğunu, davacının ürünleri naylonlamadığını ve usulüne uygun kolilemediğini, silahların sevk edildiği —- ürünler hakkında müşterilerden şikayetler geldiğini, bu şikayetlerin davalıya bildirildiğini, davacının yurt dışına gönderdiği —– adet ürün—— tamirattan geçeceğinin müşteri tarafından davalıya bildirildiğini ve bedelinin —– olduğunun davacıya iletildiğini, aynı tüfeklerde daha sonra mekanizmaların gövde arkasına çarptığı sorunu meydana geldiğini yurt dışından bildirildiğini, davalının ayıbı kabul ettiğini ve ilgili parçaları 05.03.2014 tarihinde imal ettiğini, ancak gerekli aparatları yapmadığını, 10.04.2014 tarihinde ise tüfeklerin kilitlemeden patladığı ayıbının ortaya çıktığını, bu ayıbın da davacıya bildirildiğini, davalının gönderdiği yurt dışına ürünlerin müşterisi tarafından satılmaktan vazgeçildiğini, davacının ilgili ayıpları kabul ettiğini , ilgili parçaları 3 ayda hazırladığını, ayıplı mallar sebebiyle ——– pazarının kaybedildiğini, —— zararın doğduğunu, takas ve mahsup talepleri olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
——- sayılı dosyasının tetkikinde; Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik 52.200,00 TL asıl alacak ve 12.319,20 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 64.519,20 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, anlaşılmıştır.
Davacı vekili 13.02.2023 tarihli ıslah dilekçesi ile,
“İtirazın iptali olarak açtığımız davanın ——–kısmının, TBK.m.99/3 ve TTK.m.623, 3095 Sayılı Kanun m.4/a uyarınca alacağın aynen veya fiili ödeme günündeki rayiç ülke parası üzerinden ödenmesini taleple, işbu davanın alacak davasına dönüştürülmesi,
52.200,00TL olarak talep edilen 15.03.2022 tarihli bilirkişi raporu uyarınca 13.600 USD’lik miktarın ———— şu an için harca esas değer 255.832,32TL ve vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte, asıl alacağın ise fiili ödeme tarihindeki rayiç üzerinden ödenmesi için ıslah dilekçemizin kabulü ile davamıza alacak davası olarak devam edilmesini asıl alacağın fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ve en yüksek banka mevduat faizi vade tarihinden itibaren işlemek suretiyle davamızın kabülünü, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasını bilvekale arz ve talep ederiz.” şeklinde talepte bulunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 15.03.2022 tarihli raporda, tarafların ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı lehine delil vasfı bulunduğu, tarafların defterlerine göre davacının takip tarihi itibari ile davalı şirketten faturadan kaynaklı bakiye olarak 39.540,64 TL alacaklı olduğu, belirtilmiştir.
23.08.2022 tarihli heyet bilirkişi raporunda; Taraflar arasında satış sözleşmesi olduğu, davacının bakiye sözleşme bedelini talep ettiği, davalının ise malların ayıplı çıkmış olması nedeniyle zarara uğradığını iddia ettiği, “Ayıplı olduğu iddia edilen tüfeklerin yurt dışında olması nedeniyle bizzat incelenemediği, dosya içerisindeki mail yazışmaları ve fotoğraflar incelendiğinde tüfeklerin bir kısmının ayıplı olduğunun taraflarca kabul edildiği, ayıbın giderilmesi için parça imalatı yapıldığı, bir miktar tüfeğin yurt dışında toplatıldığı ve satıcıya iade edilmediği, teknik incelemede varılan sonuca dayalı olarak davalının ayıba dayalı savunmalarının somutlaştırılamadığı ve ispata muhtaç olduğu, 5/3/2022 tarihli mali inceleme raporunda, davacının davalıdan takip dayanağı faturanın bakiyesinden kaynaklanan ——— alacaklı olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
Taraflar arasında silah satımının gerçekleştiği hususunda bir uyuşmazlık yoktur, ihtilaf bakiye kalan alacağın ne olduğu ve ayıplı teslim savunması noktasında mahsup gereken bir durum olup olmadığı, yabancı para üzerinden alacağın talep edilip edilemeyceği hususundadır.
Bu cihette tarafların ticari defterlerinde mali müşavir bilirkişice yapılan incelemede, tarafların defterlerini usulüne uygun tuttukları, davacının düzenlediği faturaların davalının defterlerine de işlendiği, buna göre takip tarihi itibariyle davalının ticari defterlere göre.davacının davalıdan takip dayanağı faturanın bakiyesinden kaynaklanan —— alacaklı olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir. Rapor ile davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili, tüfek satımına konu —- faturadan kaynaklı, bakiye —- alacaklı olduğunu ve alacağın fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ve en yüksek banka mevduat faizi vade tarihinden itibaren işlemek sureti ile tahsilini talep etmiştir.
Vâdesi gelmiş yabancı para alacaklısı, Türk Borçlar Kanunu m.99/3 uyarınca, vâde veya fiilî ödeme tarihindeki kur üzerinden alacağının ödenmesini isteyebilir.
Alacaklı vekilinin takip talebinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizinin uygulanmasını istemesi, TBK 99/3 maddesindeki tercihini (borcun vade tarihindeki) rayice göre Türk Parası ile ödenmesi yönünde kullandığını gösterir. ———–
Bu kapsamda, davacı yan alacağa konu icra takibinde 52.200,00 TL asıl alacak ve işlemiş faizin tahsilini talep ettiği, ayrıca alacağa yasal faiz işletilmesi talebinde bulunarak buna ilişkin işlemiş faiz talebinde de bulunduğu, bu kapsamda davacının bakiye alacağın takip tarihindeki kur üzerinden TL karşılığını takip talebinde açıkça talep etmiş olması nedeniyle, seçimlik hakkını takip talebi ile takip tarihindeki kur üzerinden kullandığı anlaşılmakla, davanın 39.540,64 TL yönünden kabulüne, aşan istemin ise reddine karar verilmiştir.
Zamanaşımı Defi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davalı vekili alacağın zamanaşımına uğradığını beyan etmiştir.
Davacının tüfek satımına konu ——— faturadan kaynaklı alacağı ıslah tarihi itibari ile 10 yıllık satım sözleşmesinde uygulanan zamanaşımı süresi dolmadığından, bu cihetteki zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir.
Davalı Yanın Ayıba İlişkin Savunmaları ve Takas ve Mahusbun Değerlendirilmesi;
Davalı yan, satışa konu ———– adet tüfeklerin çatal kolunun kısa olmasından kaynaklı sorun yaşandığını, mekanizmalarının gövde arkasına çarptığından kaynaklı sorun yaşandığını, davacının ürettiği tüfeklerin kilitlenmeden patladığından kaynaklı sorun yaşandığını belirterek ayıplı teslim sebebiyle mahsup talebinde bulunmuştur.
Davalı vekilince, ————- adet ürünlere ait bilgiler———- firmasından davalı şirkete verilen bilgiler kadar dava dosyasına sunulduğu belirtilmiş, ürünlerin kaç tanesinde belirtilen ayıpların söz konusu olduğu açıkça belirtilmemiş ve adet adet fotoğraf yahutta fiili olarak silahlar mahkemenin incelemesine sunulmamıştır. Sadece birkaç fotoğraf dava dosyasına sunulmuştur. Bu kapsamda ancak taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu kaç adet tüfeğin ayıplı olduğu, kaç adet tüfeğin yeni parça imalatı ile onarılmış olduğu, davalının tüfekleri sattığı dava dışı kişilerin ayıba bağlı haklarını kullanması nedeniyle davalının zarara uğramış olup olmadığı, üretici firmanın geri çağırdığı tüfekler için bizzat iade eden alıcılara bedel ödemiş olup olmadığı, tespit edilememiştir.
Somut olayda, davalının davacıdan satın aldığı ve yurt dışına gönderilen bir kısım tüfeğin ayıplı olduğuna ilişkin bildirimin davalı tarafından davacıya mail yoluyla yapıldığı, ayıbın giderilmesi için parça imalatı yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf, ayıbın varlığını ileri sürerek zarara uğradığını ileri sürmektedir. Ancak ayıba bağlı olarak davalı alıcının elindeki haklar; malı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, maldaki ayıp oranında satış parasının uygun bir miktarda indirilmesini isteme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesini isteme, aşırı masraf gerektirmediği takdirde tüm masraflar satıcıya ait olmak üzere ücretsiz onarılmasını isteme ve zararların tazminini istemedir.
HMK m. 190 uyarınca ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Yine HMK m. 194 uyarınca taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur. Bu hükümler nazara alındığında, davalının ayıba bağlı olarak yapmış olduğu zarara uğradığı yönündeki savunmasını somutlaştıramadığı anlaşılmakla, ayıp nedeniyle ödemezlik defi savunmaları yerinde görülmemiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacı yanca, dava ıslah ile alacak davasına dönüştürüldüğünden icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1-39.540,64 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.701,02 TL harcın davacı tarafından yatırılan 891,45 TL peşin harç ile 3.478,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.369,45 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 1.668,43 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 33.280,84 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 891,45 TL peşin harç ve 3.478,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.398,65 TL harcın 2.730,22‬ TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen toplam 3.550,00 TL yargılama giderinin davanın kabul-ret oranına göre hesaplanan 548,67 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından sarf edilen toplam 50,00 TL yargılama giderinin davanın kabul-ret oranına göre hesaplanan 42,27 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,——- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2023