Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/183 E. 2021/844 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/183 Esas
KARAR NO: 2021/844
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2017
KARAR TARİHİ: 09/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- sayılı dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik—– alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren,—- yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacı ile davalı şirket arasında imzalanan —— ne olduğu, davacı tarafından sunulan bu ek sözleşmenin —–yapılan sözleşme olup olmadığı, davacı tarafından sunulan bu ek sözleşmenin davalıyı bağlayıp bağlamayacağı, taraflar arsında yazılım bakım sözleşmesi kapsamında —-süresi kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı, davacının sözleşmenin fesh edilmemesi nedeniyle uzadığından bahisle kestiği,—– nedeniyle alacaklı olup olmadığı, bu fatura alacaklarına dair yapılan takibe itirazın iptali gerekip gerekmediği noktasında olduğu tespit edildi.
Mahkemimizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen kök ve ek raporlarda, tarafların ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı lehine delil vasfı bulunduğu, faturaların davacının defterine işli, davalının defterlerine ise işli olmadığı, takipte sözleşemeden doğan bir zarardan kaynaklı bir talepte bulunulmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili,——- başlıklı sözleşme süresi maddesinde , başkaca bir anlaşma olmadığı müddetçe, önceki sözleşmenin bittiği tarihten itibaren aynı süreler için kendiliğinden yenilenmiş sayılacağını, davalının sözleşmeyi sonlandırmak istemesi yada sözleşmenin sürelerinde değişiklik yapılmak istemesi halinde, sözleşmenin yeniden uzatılacağı süreçten — bulunma yükümlülüğü olduğu, davalıca sözleşmenin sona ermesinden —- bildirim koşuluna uymadığını, bu nedenle takibe konu yıllık bakım ücretlerine hak kazanıldığını iddia etmiştir.
Davalıca, ——- imzalandığını, —— bu ek sözleşmeyi imzalamadıklarını beyan etmiştir.
Bu durumda, davacıca davalının fesih bildirmini ilişkin düzenlemelerin taraflar arasında kararlaştırıldığını ispatlaması gerekmektedir.
Bu kapsamda, ——- arasında imzalandığı hususunda ihtilaf yoktur.
Anılan bu sözleşmeler tetkik edildiğinde, yazılım güncelleme sözleşmesi başlıklı oldukları, sözleşme süresinin —–olarak belirlendiği, bir takım yıllık güncelleme yapılacak ürünler belirtilerek ücretlerinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin imza kısmının hemen üstünde— ——— okunduğu ve kabul edildiğinin belirtildiği ve sözleşmelerin taraflarça imzalandığı görülmüştür.
Sözleşmenin eki olan —– davacının beyanlarıyla örtüştüğü, lakin sözleşmede tarafların herhangi bir imzası olmadığı görülmüştür.
Bu cihette, davacıca sözleşmenin feshine ilişkin bildirim sürelerinin ——— belirtilmişse de, davalıca bu sözleşme ekinin kabul edilmediği, fesih bildirimine dair herhangi bir belirlemenin taraflar arasında yapılmadığının beyan edildiği, yine ——– davalının imzası da bulunmadığından, taraflar arasından okunan kabul edilen sözleşmenin hükümlerinin ne olduğu hususunda tereddüt oluştuğu, yine davacıca kesilen faturaların davalının defterlerine de işlemediği, davacıca yıllık bakım güncelleme hizmeti verdiğine dair de herhangi bir delil de sunamaması karşısında, davacının iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından, işbu davanın reddine karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İtirazın iptali davasının reddi halinde, İİK madde 67/2’ye göre takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, red olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Davada, dava konusu alacağın bir kısmı için yapılan takibin haksız olduğu anlaşılmışsa da, davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İspatlanamayan davanın RE DDİNE,
2-İcra inkar tazminat taleplerinin reddine,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 676,60 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 617,3‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 18.976,54 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —– Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/09/2021