Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1459 E. 2021/506 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2017/1459 Esas
KARAR NO : 2021/506

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 27/04/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun, davacı şirketlerden değişik tarihlerde bir kısım —- davalının işbu siparişleri doğrultusunda davacı şirket tarafından sipariş edilen ürünlerin faturalandırılarak davalıya teslim edildiğini; davalının faturalarla birlikte ürünleri de teslim aldığını; faturalara itiraz etmediğini; fatura bedellerini de ödemediğini; davacının fatura alacaklarının tahsili için davalı hakkında İstanbul Anadolu —– sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını; davalı tarafından takibe itiraz edildiğini; davalının itirazının tamamen haksız ve kötüniyetli olduğunu; davalının fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin herhangi bir beyanı da olmadığını belirtmiş, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği, davalı tarafından davaya karşı cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
Dava; fatura alacağından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının davacıdan ürün sipariş edip etmediği, davacının bu ürünleri davalıya teslim edip etmediği, ettiyse davalının davacının düzenlemiş olduğu faturadaki miktar kadar davacıya borçlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İstanbul Anadolu —– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —— başlatılan takibin alacaklısının davacı …——— tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı,———— tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 15/04/2016 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —– tarafından ——— tarihli rapora göre; davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacının kendi defterlerinde davalı taraftan takip tarihi itibariyle 5.122,93 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalarda kaşe ve imzanın bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya mal ve hizmet teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. (Yargıtay ——–
Somut olayda; davalı icra takip dosyasına yaptığı itirazında, iade edilen ve bozulan malların davacı tarafından teslim alınmadığını savunmuştur. Bu itibarla, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu ve faturalara konu malın teslim edildiği hususunda ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalının ikrarına eklediği bu —– davacı tarafın satış bedelinin ödenmediğine ilişkin iddiası arasında bir bağlantı yoktur. Niteliği itibariyle bağlantısız birleşik ikrarın söz konusu olduğu bu durumda, ayıplı ifaya ilişkin ispat yükümlülüğü davalıdadır. Yargılama süresince satış konusunun ayıplı olduğu, ayıp ihbarında bulunulduğu, iade talep edildiği hususunda herhangi bir somut delilin dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan, davacının alacağı faturaya dayandığından İİK’nın 67/2. maddesi anlamında likit (bilinebilir, hesaplanabilir) bir alacak söz konusu olup, açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;
İstanbul Anadolu —– sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin aynen devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
Asıl alacak olan 5.122,93 TL’nin %20’sine tekabül eden 1.024,59 TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 349,95 TL karar ve ilam harcından 61,88 TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 288,07 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı ve 61,88 TL peşin harç toplamı: 97,88 TL ile aşağıda dökümü yazılı 753,35 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.