Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1456 E. 2023/181 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1456 Esas
KARAR NO : 2023/181

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı hastanede hekim olarak çalıştığını, hastane yönetiminin kendisine ortaklık payı teklif ettiğini, bunun için de 30.000,00 TL bedelin hesaba yatırılmasını istediğini müvekkilinin işbu parayı ödediğini ancak ortaklığın gerçekleşmediğini 30.000,00 TL bedelin de iade edilmediğini, bedelin tahsili için—–İcra Müdürlüğünün——Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptaline takibin devamına davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı —– isimli kişinin müvekkili şirkete ortak olmak maksadıyla avans niteliğinde ödemeler yaptığını avans niteliğinde yapmış olduğu ödemelerin 30.000,00 TL’lik kısmını ise davacı hesabından gönderttiğini bu durumun davacının sunmuş olduğu dekonta da açıkça görüldüğünü beyan ederek davanın reddini talep etmiştir—— Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; davacı alacaklının 18/10/2017 tarihinde davalı borçlu aleyhine 30.000,00 TL bedelli ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin borçluya 26/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği borçlunun 01/11/2017 tarihinde borca itiraz ettiği itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
——–müzekkere yazılarak davacının bildirmiş olduğu hesap hareketleri istenilmiş olup gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.Tanık ——- 05/10/2021 tarihli duruşmada; “Ben davalı şirkete 2015 yılı kasım ayı itibariyle doktor olarak göreve başladım, 2016 temmuz ayında buradan ayrıldım, davacı—— davalı şirkette çalıştığım dönemden tanırım, ama davacının 30.000,00 TL yi gönderdiği dönem için tanışıklığımız olduğunu hatırlamıyorum, ancak sonradan 70.000,00 TL daha gönderdi ve bu dönem biz tanışıyorduk. Biz 2016 yılı nisan ayında 4 doktor 1 müdür olmak üzere toplam 5 kişi 100.000,00 er TL vermek suretiyle davalı hastanenin yönetimini devraldık, hatta o dönem ben hastanenin başhekimi oldum, —— gönderdiği para bu yönetimi devralmaya yöneliktir o dönem yönetimi beraber devraldığımız kişilerin isimleri ——davacı——ben ve hastane müdürü —— Hepimiz paralarımızı şirketin resmi hesabına gönderdik, ——önceden 30.000,00 TL göndermiş olduğu için bizim parayı gönderdiğimiz dönemde ——70.000,00 TL gönderdi, zaten onlar şirket sahipleri ile mutabık oldular. ——- isimli kişilerin isini de şahsen tanımıyorum, ancak ——duyduğum kadarıyla ——isimli şahıs 2015 yılında davalı şirketi satın almak istemiş ancak akıbeti ile ilgili ne olduğuna dair bir bilgim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık——-08/02/2022 tarihli duruşmada; “Ben fizik tedavi doktoru olarak ——–Hastanesinde çalışmaktayım.—— Beyi ve hastane sahibi olan ——Beyi iş ortamından tanırım. Biz 2017 yılının tahminen Eylül aylarında 5 kişi ortaklık kurarak o zamanki adı —– olan şimdiki adıyla—— Hastanesi olan Hastanenin işletmesini devraldık. Kişi başı 100.000,00 er TL ödeme yapacaktık, ben kendi payımı gönderdim. ——- Beyin ise 70.000,00 TL gönderdiğini öğrendim. Sebebinin ise daha önceden —– Beyin 30.000,00 TL onlardan alacağı olduğunu bu nedenle 70.000,00 TL gönderdiğini söylediler. İşletmeyi devraldıktan sonra 2-3 ay devam ettik fakat kar elde edemedik ve geri —–Şirketine devrettik ve ben kendim 100.000,00 TL paramı geri aldım ama diğerleri parasını geri aldı mı bilmiyorum. Ben —– beyin gönderdiği 70.000,00 TL yi bizzat görmedim, sadece 70.000,00 TL olarak gönderdiğini bana söyledi. ——- isimlerini sadece daha önceden işletme sahibi kişiler olarak duydum ancak kendilerini tanımam, hangi yıllarda işletme sahipleri olduklarını da bilmiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya taraf belge ve kayıtları üzerinde inceleme yapmak üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi hazırlamış olduğu raporda özetle; davalı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu davacının dava dışı——-adına davalı hesabına 12/10/2015 tarihinde 30.000,00 TL yatırdığı 30.000,00 TL bedele karşılık herhangi bir ödeme yapılmadığını beyan etmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’ nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.Uyuşmazlık; —– İcra Müdürlüğünün ——sayılı takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, bu doğrultuda davacı tarafça davalı şirket hesabına gönderilen 30.000,00 TL tutarındaki paranın hangi amaçla gönderildiği ile davalının bu miktar üzerinden davacıya karşı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır.Tüm dosya kapsamı yasal deliller hep birlikte değerlendirildiğinde her ne kadar davacı taraf 30.000,00 TL bedeli ortaklık için ödediğini ve kendisine iade edilmediğini iddia etmiş ise de yapılan incelemede davacının işbu bedeli —— isimli şahıs adına gönderdiği hem sunmuş olduğu dekonttan ve davalı taraf defter kayıtlarından sabit olup davacı tarafça davalıdan alacaklı olduğu ispatlanamamıştır bu nedenle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şeklide hüküm kurulmuştur.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 512,33 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 332,43 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.