Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1439 E. 2022/407 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1439 Esas
KARAR NO : 2022/407

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2017
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Davacı tarafından açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, —- ilçesinde —-sevk ve idaresindeki —- plakalı motorsiklet ile davalı şirketin —- poliçe numaralı sigortalısı —- sevk ve idaresindeki —–çarpıştığını ve yaralanmalı, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrasında müvekkili —— ve yolcu konumunda bulunan diğer müvekkili —-ciddi bir şekilde yaralandığı ve hastaneye kaldırıldığını, söz konusu kaza sonrası müvekkillerinin fizik tedavi görmek zorunda kaldığını, çalışma hayatlarına devam edemediğini, davalı sigortaya 2918 sayılı Kanun gereği 03.11.2017 tarihinde başvurulduğunu ve —- tarihinde başvurunun tebliğ olduğunu, davalı sigortanın müvekkili———-hasar dosyası açıldığını, diğer müvekkili ———- hasar dosyası açıldığını, ancak dosyalarla ilgili hiçbir gelişme olmadığını, kanunen 8 gün içinde cevap vermesi gerekirken herhangi bir cevap verilmediğini, bu sebeple işbu davayı açma gerekliliği duyulduğunu, trafik kaza tespit tutanağından anlaşılacağı üzere davalı şirketin sigortalısının asli kusurlu olduğunu, tutanağa göre, —- 2918 sayılı Kanun’un 84.maddesini açıkça ihlal ettiğini, sola dönüş kurallarına uymayan davalı şirketin sigortalısı birinci dereceden ihlal yaptığı ve sorumluluğunun doğduğunu,—-Genel Şartları B bendi’ne göre oluşan hasarlardan sigortacı da poliçedeki miktarla sınırlı olmak şartıyla sorumlu olduğunu, sigortacı sigortalının verdiği zararları karşılamakla yükümlü olduğunu, müvekkili —-kazadan sonra uzun süre tedavi gördüğünü ve hala fizik tedavi görmekte olduğunu, fizik tedavi görmek için —yaşamasına rağmen ——gitmek zorunda kaldığını, daha —– yaşında olan müvekkilinin kaza sonucu sağ kol dirseğinde yara izi kaldığını, sağ ayağının —— parçalı kırıklar oluştuğunu ve ayağına —- ve 8 vida takıldığını, ayağının altında açık yara olduğundan düzgün yürüyemediğini ve fizik tedavi görmek zorunda kaldığını, ayrıca —— oluşmuş ve——çatlaklar oluştuğunu, dirsek, ayak ve bacak kısımlarında kalıcı izler kaldığını, yolcu konumunda olan ve kusuru bulunmayan müvekkil — ise aynı yerde ———– çalışmakta ve işe gidemediğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.5’e göre, sigorta kaza sonucu oluşan her türlü zarardan sorumlu olduğunu, ayrıca 3. Kişilerin zararlarından da sorumlu olduğunu, müvekkil —– zor durumda kaldığı ve ciddi yaralanmaları olduğunu, birkaç ay çalışamayan müvekkilin ciddi zararları ortaya çıktığını,—- ayrıca fizik tedavi masrafları da söz konusu olduğunu, yaşanan üzücü olay sonrası her iki müvekkilinin de psikolojik olarak etkilendiğini—– kurtulmaya çalıştığını, belli bölgelerde kalıcı izler kalan müvekkillerinin manevi zararlarının olduğu da izahtan vareste olduğunu,—–dirseğinde yara izi kaza sonucu oluştuğunu, ayak altında oluşan açık yaranın izi de durduğunu, ayrıca testislerinde —– oluşan müvekkilinin yaşadığı elem ve acı düşünülemez olduğunu, dirsek, ayak ve bacakta kalıcı yara izleri oluştuğunu ve bunun sonucunda müvekkilinin sokağa adım atmaktan korkar hale geldiğini nitekim müvekkillerin uğradığı zararın tam ve eksiksiz olarak tespiti ve tazminat ilkeleri gereği zararın giderilmesi amacıyla huzurda görülecek olan işbu davayı açma gerekliliğinin hasıl olduğunu bildirmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı vekili tarafından, 23.05.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda oluştuğu iddia edilen maddi zararın tahsili amacı ile müvekkil şirketin aleyhine 25.12.2017 tarihinde huzurda görülmekte olan dava ikame edildiğini, davaya konu poliçe tanzim edilmeden önce, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı kanun ile 2918 sayılı karayolları trafik kanunu’nun 97. maddesi değiştirilmiş, trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvuru bir dava şartı haline getirildiğini, müvekkili şirkete yapılan başvurunun KTK madde 97 kapsamında geçerli bir başvuru sayılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan huzurdaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Bahse konu trafik kazasında kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının ve davacı asillerin maluliyet oranlarının tespiti için raporlar aldırılmıştır.
Davacı ——— vekilinin çekilme dilekçesi sunması üzerine usulüne uygun yapılan tebliğlere rağmen davacının duruşmalara katılmadığı ve yeni vekil görevlendirmediği bu nedenle anılan davacı açısından dava dosyasının işlemden kaldırıldığı 3 aylık sürede yenilenmemesi üzerine davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı —– yönünden devam olunan davada davacı vekili, davadan feragat ettiği, karşılıklı olarak tarafların birbirlerinden vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını bildirir dilekçe sunmuştur.
Davalı vekili davacı——–ödeme yapıldığını, sorumluluklarının kalmadığını, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirir 17/05/2022 tarihli dilekçeyi sunmuştur.
Davadan feragat HMK mad. 307. uyarınca davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragatın hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK md. 311 uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu doğrultuda davacı vekilinin davacı—–yönünden mahkememizde açılan davadan feragat ettiği anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Esasında taraflar sulh olduğundan davanın esası konusuz kalmış olup, 6100 sayılı HMK 331. Madde hükmünce davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği ve tüm dosya kapsamı, sunulan protokol gereği borcun kabul edilip ödenmesi hususu gözetildiğinde eldeki davanın açıldığı tarihte davalının haksız olup davanın açılmasına sebebiyet verdiği kanaatine varılmış olup tarafların birbirlerinden yargılama gideri taleplerinin olmadığı, bu sebeple taraflar lehine /aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına ancak arabuluculuk ücretinin davanın açıldığı tarihte haksız olduğu anlaşılan davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı —– poliçesini tanzim eden davalı sigorta şirketine karşı davacının—-manevi tazminat talebinin bulunduğu ancak incelenen poliçede manevi tazminat klozunun ve bu nedenle davalının bu talepten kaynaklı sorumluluğunun bulunmadığı, neticede davacının bu talep yönünden feragati bulunduğu ancak manevi tazminat talebinin dava açılış esnasında haksız olduğu, davalının maddi tazminat açısından vekalet ücreti talebinin olmadığı gözetilerek bu talebin reddi ile davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Ayrıntısı gerekçeli kararda yazılacağı üzere;
1)Davacı — tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davasının, işlemden kaldırılma tarihinin üzerinden 3 aylık süre geçmesine rağmen yenilenmediğinden AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davacı—- tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
3-Davacı —–yönünden; alınması gereken 80,70 TL harçtan başlangıçta yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile 49,30 TL bakiye harcın davacı—– tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı —–yönünden; alınması gerekli karar harcı 80,70 TL’den davacı tarafça yatırılan 39,20 TL’nin mahsubu ile 41,50 TL bakiye harcın davacı —— tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraflarca yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı davacı —– maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Ücreti Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı —– alınarak anılan davalıya verilmesine,
8-Davalı davacı —manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki—— alınarak anılan davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK.333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.