Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1387 E. 2022/976 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1387 Esas
KARAR NO : 2022/976

DAVA : Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2017
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin —–İlçesinde özel okul işlettiğini davalı şirketin ise eğitim alanında isim hakkında bayilik verdiğini bayilik sözleşmesinin 16/02/2010 tarihinde imzalandığını bu sözleşmenin 16/02/2015 tarihinde sona erdiğini bu tarihten sonra yazılı sözleşme yapmadan bayilik sözleşmesinin devam ettiğini davalının——Noterliğinin 01/12/2017 tarih —— yevmiye numaralı ihtarname ile bayilik sözleşmesini feshettiğini davalının ihtarında 2017 eylül-ekim-kasım aylarının isim hakkı bedelinin ödenmediğini iddia ettiğini ve bu tarihler için ——- Esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını ancak müvekkilinin davalı yana hiçbir borcunun olmadığını hatta davalıdan 57.695,42 TL alacaklı olduğunu ayrıca davalının söz konusu sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini beyan ederek ——Esas sayılı takip dosyasında davacının borçlu olmadığını yine ——- Noterliğinin 01/12/2017 tarih ——- yevmiye numaralı ihtarnamede belirtilen 191.160,00 TL bedel için borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 16/02/2015 tarihli marka ve lisans sözleşmesi ile davacı şirketin sahip olduğu—— markasını kullanmak amacıyla sözleşme imzalandığını, bu sözleşme kapsamında davacının 2015 yılından bu yana belirtilen adreste ——- Markası ile anaokulunun bulunduğunu ancak davacının sözleşmenin 6. Maddesinde belirtilen ücretleri ödememesi üzerine kendisine ihtar çekildiğini ve çekilen ihtara kadar davacının faaliyete devam ettiğini akabinde ihtara rağmen ücretin ödenmemesi nedeniyle takip başlatıldığını davacının davasında haksız olduğunu iddia ederek açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.——- esas sayılı dosyasının mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşıldı.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin —— İlçesinde özel okul işlettiğini davalı şirketin ise eğitim alanında isim hakkında bayilik verdiğini bayilik sözleşmesinin 16/02/2010 tarihinde imzalandığını bu sözleşmenin 16/02/2015 tarihinde sona erdiğini davalının —–Noterliğinin 01/12/2017 tarih——- yevmiye numaralı ihtarname ile bayilik sözleşmesini feshettiğini, davalı şirkete ileride verilecek bir hizmete ilişkin peşin ödeme yapıldığını bir kısım çekler verildiğini ancak davalının tahsil ettiği bedelleri ve çeki iade etmediğini beyan ederek 30/12/2017 keşide tarihli 15.000,00 TL bedelli ——- nolu çek yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.
——- Esas sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
——- müzekkere yazılarak birleşen davaya konu çekin bilgileri istenilmiş olup gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.Dosya tarafların defterlerinin incelenmesi ve uyuşmazlığı ilişkin rapor tanzim etmesi için mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi hazırlamış olduğu raporda özetle; davacı vekilinin defterlerini ibraz etmediğini davalının ise defterlerinin usule uygun tutulduğunu ve defter kayıtlarına göre davacının davalı yana 17.782,38 TL borcu olduğunu beyan etmiştir.
Tarafların itirazı üzerine dosya aynı bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor tanzim edilmesi istenilmiş olup bilirkişi ek raporda özetle; davacı defterlerini de inceleyen bilirkişi davacının defterlerinin usule uygun tutulduğunu ve davacı defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 46.259,42 TL alacaklı olduğunu davalı defter kayıtlarına göre ise davalının 17.782,38 TL alacaklı olduğunu beyan etmiştir.
Davalı vekiline imzalandığını iddia ettiği sözleşmenin aslının sunulması istenilmiş olup tarafça 16/02/2010 tarihli sözleşme sunulmuştur.
İlgili —– müzekkere yazılarak davacının 2015-2020 yılları arasında sözleşmede gösterilen adreste faaliyet yapıp yapmadığı sorulmuş olup gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.Davacı şirket yetkilisi hmk 169 ve devamı maddeleri gereği isticvaba davet edilmiş olup şirket yetkilisi 15/03/2022 tarihli duruşmada; “göstermiş olduğunuz fotokopi altındaki imza benim imzama benzemektedir, ancak, böyle bir sözleşmeye tarafımca imza atılmamıştır, davalı ile bu tarihte yapılan böyle bir sözleşme bulunmamaktadır, davalıya bayilik sözleşmesinden kaynaklı herhangi bir borcumuz yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.Esas dava yönünden yapılan incelemede;Dava menfi tespit davası olup taraflar arasındaki uyuşmazlık 16/02/2015 tarihli sözleşmenin imzalanıp imzalanmadığı, imzalanmış ise davacı ile davalı arasında marka lisans sözleşmesi gereği tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği, davalının sözleşmeyi haklı olarak feshedip etmediği, sözleşmenin feshedildiği tarihte davalının davacıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Taraflar arasında imzalanan 16/02/2010 tarihli sözleşmesinin 5. Maddesi; “Bu sözleşmenin süresi, 5 öğretim yılıdır. Taraflar sözleşmenin sona ermesine 4 ay kala yenileyip yenilemeyeceklerini birbirlerine yazılı olarak bildirmek zorundadırlar. Taraflar arasında bu sözleşmenin devamı hususunda bir mutabakat sağlanamaz ise sözleşme, sürenin sonunda kendiliğinden fesih olun.” şeklinde düzenlenmiş olup dosya içerisinde yapılan incelemede tarafların 4 ay öncesinden yazılı bildirimde bulunduğuna dair bir evrak dosyada mevcut değildir bu doğrultuda ve bu kapsamda ilgili madde gereğince sözleşme 16/02/2016 tarihinde sona ermiştir. Ancak davalı yan 16/02/2015 tarihinde taraflar arasında yeni bir sözleşme imzalandığını beyan etmiş ve ilgili sözleşmenin fotokopisini dosyaya sunmuş olup esas dosyada borcun kaynağı da iş bu sözleşmedir. Davacı tarafça iş bu sözleşme kabul edilmemiş ve yapılan isticvapta şirket yetkilisi sözleşme fotokopisindeki imzanın kendisine ait olmadığını beyan etmiştir. Mahkememizce davalı tarafa evrak aslını sunması için süre verilmiş ise de davalı tarafça evrak aslı dosyaya sunulmamıştır. Evrak aslı sunulmadığından imza incelemesine gidilmemiş olup mahkememizce ilgili kolluk birimine müzekkere yazılarak sözleşmede belirtilen adreste davalının ——adı altında 2015-2020 yılları arasında faaliyet gösterip göstermediğinin araştırılması istenilmiş gelen yazı cevabında davacının adreste faaliyetinin olmadığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı yasal deliller ve yukarıdaki açıklamalar ışığında menfi tespit davasında kural davalının alacaklı olduğunu ispatlaması olup borcun kaynağı olan sözleşmenin imzalandığı davalı tarafça ispatlanamadığı gibi davalı taraf alacaklı olduğunu da ispatlayamamıştır. Esas dava yönünden davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Davacı her ne kadar kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de kötü niyet açıkça ispatlanamadığından talebin reddine karar verilmiştir
Birleşen dava yönünden davacı tarafından takip konusu senedin bayilik sözleşmesi kapsamında teminat senedi olarak verildiği iddia edilmiş ise de, takibe konu senet kambiyo senedi vasfında olup illetten mücerettir. Bonodan dolayı borçlu bulunmadığı, bononun teminat senedi olduğu hususunda ispat külfeti davacıya aittir. Davacı senedin teminat senedi olduğunu ancak usulüne uygun yazılı delil ile ispat edebilir. Dosya kapsamında davacı takip konusu bononun teminat bonosu olduğu hususunu yazılı delil ile ispat edemediğinden sübut bulmayan birleşen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Esas Dava;—— Esas]
A-Esas dava yönünden davanın kabulü ile;
1-Davacının——Esas sayılı takip dosyası yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının ——Noterliğinin 01/12/2017 tarih —— yevmiye numaralı ihtarnamede belirtilen 191.160,00 TL bedelli borç yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine,
3-Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 13.819,80 TL karar ve ilam harcından 3.454,95 TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 10.364,85 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı ve 3.454,95 TL peşin harcı toplamı:3.486,35 TL ile aşağıda dökümü yazılı 1.647,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Birleşen Dava——-.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin——– Esas]
B-Birleşen dava yönünden davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 256,17 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 175,47 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki ——-maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.