Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1330 E. 2021/1177 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1330 Esas
KARAR NO: 2021/1177
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/11/2017
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
—– Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:Davacı vekili; davacının davalı tarafa, —-dosyasına konu bonolar nedeniyle borçlu olmadığı, takip konusu bonolar üzerinde tahrifat yapıldığını, söz konu senetlerin davalının kardeşi, davacının ——-sadece bedel yazılarak imzalanıp teminat amaçlı verildiğini, daha sonraki kısımlarının sonradan doldurulduğunu, takibe ilişkin sınırlı yetkili mahkeme olan icra mahkemesinde görülmekte olan davada Davalı —– tarafından senetlerin kendisi tarafından doldurulduğunun ikrar edildiğini, davacı tarafından teminat amaçlı —- verilen senet, verme nedeni ödenmek suretiyle ortadan kaldırıldığını, bu nedenle teminat nedeniyle verilen senetlerin iadesi gerektiğini, bu ödemeler bilindiğinden,—- ile davalı kardeşi anlaşarak, Davalı —- senetlerin takibe sokulduğunu, davacının davalı taraf ile hiçbir hukuki ilişkisi olmadığını, davaya konu senetlere sonradan yapılan —- eklemeler, senedin hukuki mahiyetini değiştiren işlemler olduğunu, davalı taraf senedin sonradan kendisi tarafından doldurulduğunu —- dosyasında ikrar ettiğini, ispat yükü davalı tarafa geçtiğini, zira icra hukuk mahkemesinde senedi malen aldığını beyan ettiği, oysa senet metninde nakden kaydı bulunduğunu, bu durumun senedin talili olup, ispat yükünün davalı tarafa geçtiğini iddia ederek, —- adet senetten kaynaklı davalıya borçlu olmadığının tespitini ve davalı tarafın tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; davacının kendisi üzerine kayıtlı olmayan — adlı şirket üzerinden ticaret yaptığını, —davacının öz yeğeni olduğunu, davacının —- adına kurduğunu, davacıya ait — adlı şirket üzerinden davacı yurt dışından — markası ile tıbbi malzemeler getirilerek,—- adlı şirkete satıldığını, ticari faaliyet kapsamında — şirketin borcu giderek arttığını, davacının eşinin imzaladığı senetler karşılıksız çıkınca, davacı tarafından eşinin borcunu ödemek için takibe konu bonoların imzalanarak verildiğini, senetteki nakden ibaresinin davacı tarafın kabulünde olduğunu, davacı tarafın senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu, borcun ödendiğini, senedin teminat amacıyla verildiğini yazılı delille ispatlaması gerektiğini, savunarak davanın reddini ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı Vekili, davacının davalı tarafa,—-dosyasına konu bonolar nedeniyle borçlu olmadığı, takip konusu bonolar üzerinde tahrifat yapıldığını, söz konu senetlerin davalının kardeşi, davacının ablasının oğlu olan —- sadece bedel yazılarak imzalanıp teminat amaçlı verildiğini, daha sonraki kısımlarının sonradan doldurulduğunu, takibe ilişkin sınırlı yetkili mahkeme olan icra mahkemesinde görülmekte olan davada Davalı ——- senetlerin kendisi tarafından doldurulduğunun ikrar edildiğini,
Davacı tarafından teminat amaçlı — verilen senet, verme nedeni ödenmek suretiyle ortadan kaldırıldığını, bu nedenle teminat nedeniyle verilen senetlerin iadesi gerektiğini,
Bu ödemeler bilindiğinden,— davalı kardeşi anlaşarak, Davalı —- tarafından senetlerin takibe sokulduğunu, davacının davalı taraf ile hiçbir hukuki ilişkisi olmadığını, davaya konu senetlere sonradan yapılan —- eklemeler, senedin hukuki mahiyetini değiştiren işlemler olduğunu,
Davalı taraf senedin sonradan kendisi tarafından doldurulduğunu —— dosyasında ikrar ettiğini, ispat yükü davalı tarafa geçtiğini, zira icra hukuk mahkemesinde senedi malen aldığını beyan ettiği, oysa senet metninde nakden kaydı bulunduğunu, bu durumun senedin talili olup, ispat yükünün davalı tarafa geçtiğini iddia ederek, —- adet senetten kaynaklı davalıya borçlu olmadığının tespitini ve davalı tarafın tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Vekili, davacının kendisi üzerine kayıtlı olmayan —–adlı şirket üzerinden ticaret yaptığını, — davacının öz yeğeni olduğunu, davacının—-adına kurduğunu, davacıya ait — şirket üzerinden davacı yurt dışından —- adlı şirkete satıldığını, ticari faaliyet kapsamında —- şirketin borcu giderek arttığını, davacının eşinin imzaladığı senetler karşılıksız çıkınca, davacı tarafından eşinin borcunu ödemek için takibe konu bonoların imzalanarak verildiğini, senetteki nakden ibaresinin davacı tarafın kabulünde olduğunu, davacı tarafın senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu, borcun ödendiğini, senedin teminat amacıyla verildiğini yazılı delille ispatlaması gerektiğini, savunarak davanın reddini ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, —- dosyasında, davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında;
—- bedelli,—keşide tarihli, keşidecisi davacı, lehtarı davalı olan—-dosyasında, davalı tarafından takip yapıldığı,
Davaya konu senetlerde nakden ibaresinin mevcut olduğu,
Davacı tarafın iddiası, davacı tarafın senedi davacının rızası hilafına doldurulduğunu, senedin gerçekte teslim edildiği lehtar —– borcun ödendiğini, senedin teminat amacıyla verildiği ve iadesi gerektiği, davalının senette nakden kaydı olmasına rağmen, senedinn malen alındığını icra hukuk mahkemesinde beyan ederek senedi talil ettiğini bu nedenle ispat yükünün davalı da olduğu konusundadır.
Davalı tarafın savunmları ise, senetlerin davacının eşi adına kurduğu —— adlı şirketin borçları nedeniyle verilen çeklerin karşılıksız çıkması sebebiyle davacı tarafından tanzim edilerek verildiğini, davacının iddialarını yazılı delille ispatlaması gerektiği, ispat yükünün davacı tarafta olduğu noktasındadır.
Menfi tespit davasında, ispat yükü kural olarak davalı/alacaklıdadır.
Bu kuralın istisnası, kambiyo senetleridir. Kambiyo senedine dayalı, menfi tespit davasında ispat yükü davacı/borçludadır. Davacı/Borçlu bedelsizlik, sahtelik, hile, ifa gibi nedenlerle borçlu olmadığını ispatlaması gerekir.
Kambiyo senetleri sebepten mücerret de olsalar esasında bir borç ilişkisine dayanırlar. Bonoya isteğe bağlı olarak ; Faiz , bedeli nakden ya da malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da koyulabilir. Bonoya konulan, bedel kayıtları, keşideci ile lehtar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem arz eder. Kişisel defilerin ispatını kolaylaştır. İlgilileri bağlar. Bedel kaydı içren bononun lehtarı, artık senedin ” kayıtsız ve şartsız bir borç ikrarı niteliğinde ” olduğuna dair mücerretlik kuralına dayanamaz. İspat yükü, kural olarak senedin bedelsiz olduğunu iddia eden taraftadır. Ancak senette mal alış verişine dair ” malen”, alacak verecek ilişkisine dair “nakden” ibareleri senede yazılmışsa, artık buna itibar edilir. Bu kayıtların aksini iddia eden senedi talil etmiş sayılır ve bu iddiasını ispatla mükelleftir. Yani, taraflardan biri senette yazılı kaydın doğru olmadığını iddia ediyorsa, buna senedin ta’lili denir ve bu senedin ihdas nedenine aykırı beyanda bulunmaktır. Bononun düzenlenme nedeni bulunmuyorsa ” talilden ” söz edilemez, ancak çift taraflı talilde ispat yükü yer değiştirmez.
Bu bilgiler ışığında, dava konusu senedi davalı taraf İcra Hukuk Mahkemesinde verdiği beyanlar ve Mahkememizde verdiği beyanlar ile, ticari alım satım karşılığında alındığı hususunda talil etmişse de, davacı tarafta senedin teminat senedi olduğu, senedi malen başka bir kişiye verildiği beyanlarıyla senedi talil ettiği,
Bu cihette, senetlerin —- kaydını taşısa da, senedin nakden düzenlenmediği noktasında tarafların birleştikleri, her iki tarafında yukarda açıklandığı şekliyle senetleri talil ettikleri, bu cihette çift taraflı talil söz konusu olduğu, bu nedenle ispat yükü yer değiştirmeyeceğinden, davada ispat yükünün davacıda olduğu,
Davacı tarafın senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu, borcun ödendiğini, senedin teminat amacıyla verildiğini yazılı delille ispatlaması gerektiği, bu cihette yazılı delil sunamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İİK 72/4. maddesi gereğince davalı alacaklı lehine %20 tazminata hükmedilmesi için, dava konusu takibin davacının talebi ile ihtiyaten durdurulması ve daha sonra haksız çıkması gerekir. Davalı/Alacaklının talebi olmasa dahi, tazminata hükmedilir. Borçlu/Davacı, davalının zararının %20 den aşağı olduğunu iddia edemez; ancak alacaklı/davalı zararının %20 den fazla olduğunu ispat edebilir. Bu cihette, İİK. m. 72/4 gereği tedbir kararı infaz edilmediğinden, tazminat hususunda karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 2.561,63 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.502,33 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 18.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,——- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/11/2021