Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1316 Esas
KARAR NO: 2021/913
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 11/06/2015
KARAR TARİHİ: 21/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinden özetle; Davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı —- Tarafından muhtelif bayilere sevk edilen yedek parça emtüalarının davalı taşıyıcı şirket sorumluluğunda—– sırasında hasar görmesi nedeniyle, davacı/alacaklı müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının sağlanması amacı ile —- taşıyıcı şirket ile onun sigortacısı konumundaki —- davalı sigorta şirketi aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak, borçlu/davalı şirketler tarafından icra takibine itiraz edildiğini, alacaklı davacı şirket nezdinde —-sigortalı olan dava dışı sigortalı —- tarafından yurt içindeki muhtelif bayi ve servislere gönderilmek üzere sevk edilen yedek parça emtiaları nakliye sırasında hasar gördüğü, dava konusu hasarın müvekkil şirkete ihbar edilmesi üzerine yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde tanzim edilen ekspertiz raporunda hasarın, nakliye esnasında gerçekleştiği somut bir şekilde belirlendiğini, hasar sonucu müvekkili sigorta şirketinin, ilgili nakliyat sigorta poliçesi kapsamında, dava dışı sigortalısı —– tazminatı ödediğini, emtiada oluşan hasarın nakliye sırasında meydana gelmesi nedeniyle,—– emtiaları taşıma işini üstlenen ——– sigortacısı konumunda bulunan—- hasardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, işbu sorumluluk gereği müvekkili şirket tarafından davalı/borçlu şirketlere rücu başvurusunda bulunulduğunu, davalı firmaya gönderilen rücu yazısından olumlu bir netice alınamaması üzerine, davalı şirketler aleyhine—- esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketler tarafından işbu takibe haksız olarak itiraz edildiğini beyan ederek,—– asıl alacağa ve bu asıl alacağın takip öncesi işleyen avans faizine ilişkin yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı —– verilen cevap dilekçesinden özetle; söz konusu tarihlerde yapıldığı belirtilen taşıma kusuru ve sorumluluklarına ilişkin olarak açılan davanın, davacının açtığı on üç tane aynı konuya fakat farklı tarihlere ilişkin davalardan yalnızca biri olduğunu, tüm bu davaların tarafları, sigortalayan ve sigortalanan şirketler dahil aynı olduğu, tüm davaların ——görülmekte olduğunu, bir senelik zamanaşımına tabi ve ————kapsamında olduğunu, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceğini, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının mahkemenin veya diğer tarafin onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam edebileceğini, davacı Sigorta şirketi için ödemiş olduğu tutarın —– şeklinde değil,— bahsi geçen ve zamanaşımına tabi olan— yerine geçme” şeklinde olacağını, sigorta hukuku —— doğacak zamanaşımı sürelerinin işbu takip ve davalar açısından geçerli olmayacağını, —–gereği bir senelik zamanaşımı süresinin geçerli olacağını, belirli tarihler arasında yapılan çeşitli taşımlara için ayrı ayrı zamanaşımı olduğunu, dava dışı——— yedek parçalarının müvekkili şirket tarafından bayilere taşınmasına ilişkin şartların —- bulunduğunu,——–yönünde itirazları olduğunu, uyuşmazlık konusu hasarlara ilişkin tespit tutanaklarında, müvekkili şirketin ve/veya müvekkili şirketin sorumluluğunu tazmin edecek sigortacısı diğer davalı ——yetkilerinin bulunup bulunmadığının açık olmadığını, ek olarak sunulan tutanaklarda müvekkili şirketin onayı olmadığını, onayının olduğu tutakların ise okunaklı olmadığını, aynı zamanda kendilerine ulaşan eklerde hem hasarı gösterir hem de bu iddiaya göre kusurlu—– imha edildiğine dair herhangi bir —–bulunmadığını, imha nedeniyle tekrar tespiti imkansız bulunan bu parçalar için bugün her hangi bir talepte ve/veya iddiada bulunmanın imkansız hale geldiğinden, —- göre teslimatın tarihi —-kusurun teslimat yerinde görüntülü tespiti —derhal bildirimi, kusurun süresi içinde bildirimi —- yapılmış ise, bildirimin gerçeğe uygun olması gerektiğini, ——-, yapılacak tespitin tarih ve saati—–tespit anında parçaların durumu, kusurlu parçaların ağırlığı—- kusurlu parçaların imha edildiğinin ispatının yapılması gerektiğini, davacı şirketin —- ödemiş olduğu tutarın tamamı için müvekkili şirkete ve — etmesinin hukuken mümkün olmadığını, —- taşıma anlaşması ile ilgili paralel olarak düzenlenen—- göre hasar hali için, sigorta ettiren şirketin sorumluluğunun sınırlanmış olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı —-vekilince verilen cevap dilekçesinden özetle; Davacı davacının davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın davalı müvekkili şirket yönünden reddi gerektiğini, müvekkili şirket sigortalısı Davalı —- davacı —– arasında imzalanan taşıma işleri sözleşmesi gereğince davalı şirket ve davalı —aleyhine açılan —- sayılı dava dosyasının konusu ve taraflarının aynı olduğunu, davacının rücu talebinin dayanağının davacı —-müvekkili şirket tarafından düzenlenen —– davacı —- tarafından açılan davaların konularının da aynı olduğunu, bu nedenle mahkememiz dosyasının ve davacı sigorta şirketi tarafından mahkememizde seri dava olarak açılan tüm davaların, HMK 166. madde gereğince ——–dava dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini, müvekkili şirket nezdinde davalı sigortalı lehine davacı sigorta şirketinin taleplerine konu edebileceği ——- düzenlendiğini, rücu başvurusuna konu hasarlara ilişkin belgelerin istenmiş olmasına karşın, davacının konuyu araştırmamış ve belgeleri ibraz edememiş olmasına karşın, haksız ve hakkın kötüye kullanılması teşkil edecek bir şekilde icra takibine geçtiğini, davacı tarafından sunulan hasar tespit tutanaklarında müvekkili şirket sigortalısının imzası ve onayı bulunmadığını, tek taraflı tutulan tutanakların hiç bir delil niteliği bulunmadığını, okunaklı olmayan ve dosyaya sunulan bir takım hasar bildirim formlarının, tutanakların kim/kimler tarafından imzalandığının belli olmadığını, rücu talebine dair davalı —- dolayısıyla sigortacı olarak davalı müvekkili şirketin düzenlediği poliçeler kapsamında sorumluluğunu gerektiren bir hasar bulunmadığını, davacının kendi poliçesi/lerinin süresi ve teminatı kapsamında olmayan lütuf ödemesi sayılabilecek —– ödemeler yaptığını, bu nedenle rücu talebine konu edilemeyeceğini, davacının sigortalısına ödemiş olduğu zarar tutarının tümünü davalı —– dahil, davalılara rücu etmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının iddia ettiği sorumluluğun, davalı müvekkili şirket ve diğer davalı şirket açısından her şekilde —–konvansiyonunda düzenlenen şekilde sınırlı sorumluluk olduğunu, davalı asıl taşımacı ve davalı şirketin sigorta ettireni durumundaki sigorta ettiren şirketin sorumluluğunun, gerek —- sınırlı bir sorumluluk olduğunu beyan ederek, mahkemeniz dosyasının —- dava dosyası ile birleştirilmesine, davacının haksız olarak başlatmış olduğu —- haksız takibin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, HMK 329. Maddesi gereğince davacının disiplin para cezasına mahküm edilmesine, karar verilmesini talep etmektedir.
Dava, itirazın iptali davasıdır.
TTK’nun 875.maddesi —-Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.— Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.” hükmüne haizdir.
Dava dışı sigortalı ile davalı ————- sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumludur. Kendisinin bu sorumluluğu —- yük teslim formunun imzalanmasından itibaren başlar ve konuyla ilgili hiçbir şerhde bulunmayıp kaşelerini basan alıcılara teslimata kadar devam eder—şekilde tespit edilen hasar veya zarar meydana gelmesi halinde alıcı— şikayette bulunacaktır. Bunun üzerine —- adına tanzim edilmiş satış faturalarını esas alarak ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar alıcıyı tazmin edecektir. Bu referans fatura ve yine tazminat talebi, zararın —tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen —tazminat talebi için kanıt teşkil edecektir—- sigorta şirketi tarafından ekspertiz amacıyla bayiler nezdindeki bütün hasarlı malları masrafı kendisine ait olmak üzere toplama hakkını saklı —- düzenleme bulunmaktadır.
Sigorta poliçeleri, ekspertiz raporu, hasar tespit tutanakları, faturalar, takip dosyası, taşıma irsaliyesi, taraflar arasındaki nakliye sözleşmesi, iddia ve savunmalar ile tüm dosya münderecaatı birlikte değerlendirildiğinde;
—– davalı ——- bayilere taşıma konusunda anlaşma olduğu hususunun taraflar arasında ihtilaf konusu olmadığı, ancak sigortalı —– emtia hasarının, gerçekleşen taşıma sırasında meydana gelip gelmediği, ve bu hasar nedeniyle davacı tarafından yapılan ödemenin teminat kapsamında olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunduğu, davacı tarafça, hasarlı emtiayaya ilişki hasar tespit tutanakları sunulmuş olduğu dosya kapsamında anlaşıldığı, lakin sevk irsaliyelerine göre, taşımaya konu emtiaların alıcısı olan bayiilere ve/veya servislere çekincesiz olarak teslim edildiği, teslim belgelerinde hasara ilişkin herhangi bir şerhin bulunmadığı, hasarlanan emtialara ilişkin hasar tutanaklarının emtiaların gönderildiği alıcısı bayii ve servislerde değil, daha sonradan sigortalı —-tarafından kullanıldığı anlaşılan davalı —–ait depoda bulunduğu sırada tanzim edildiği, hasar tespit tutanaklarında hasar ayrıntılarına ve hasarın ne zaman meydana geldiği konusunda ayrıntıya veya bilgiye yer verilmediği, bu nedenle hasara konu yedek parçalarının teslimat tarihinden kaç gün sonra hasarlı olduklarının tespit edildiği yönünde somut delile ulaşılamadığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça söz konusu emtianın ne şekilde ve hangi nedenle davalı —- depoya götürüldüğü, sigortalı ile —- arasında taşıma sözleşmesi yanında depolama sözleşmesi de olup olmadığı hususlarına açıklık getirilmediği gibi, emtianın alıcısına teslimi sırasında düzenlenen veya davalı taşıyanın hasarın taşıma esnasında meydana geldiği hususunda kabulünü içeren herhangi bir tutanak sunulmadığı, davalıların sorumluluğunun —–gereğince sınırlı sorumluluk olduğu, bu nedenle talep edilebilecek tazminatın hasarlı emtianın ——– birimini aşamayacağı oysa bu konuda dosyada sunulan hiçbir belge olmadığı, bu sebeplerle davacı sigorta şirketinin sigortalısına poliçe teminatı kapsamında olmayan lütuf ödemesi yaptığı ve bu ödemeyi halefiyet hükümlerine dayanarak rücu talebine konu edemeyeceği, anlaşılmakla davaya konu hasarın davalının taşıması esnasında meydana geldiğinin dosya kapsamı itibariyle kanıtlanamamıştır.
İşbu açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının, davayı açmada kötüniyetli olmadığı anlaşıldığından, davacı/alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 121,37 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 62,07 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
4-Davalılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde ——— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/09/2021