Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1314 E. 2021/912 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1314 Esas
KARAR NO: 2021/912
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 11/06/2015
KARAR TARİHİ: 21/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinden özetle; Davacı müvekkili sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı —— muhtelif bayilere sevk edilen yedek parça emtialarının davalı taşıyıcı şirket sorumluluğunda karayolu ile taşınması sırasında hasar görmesi nedeniyle, davacı/alacaklı müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının sağlanması amacı ile —–sayılı dosyası üzerinden—- no’lu taşıyıcı şirket ile onun sigortacısı konumundaki — davalı sigorta şirketi aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak, borçlu/davalı şirketler tarafından icra takibine itiraz edildiğini, alacaklı müvekkili şirket nezdinde ———-tarafından yurt içindeki muhtelif bayi ve servislere gönderilmek üzere sevk edilen yedek parça emtiaları nakliye sırasında hasar gördüğü, dava konusu hasarın müvekkil şirkete ihbar edilmesi üzerine yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde tanzim edilen ekspertiz raporunda hasarın, nakliye esnasında gerçekleştiği somut bir şekilde belirlendiğini, hasar sonucu müvekkili sigorta şirketinin, ilgili nakliyat sigorta poliçesi kapsamında, dava dışı sigortalısı—– hasar tazminatı ödediğini, emtiada oluşan hasarın nakliye sırasında meydana gelmesi nedeniyle, mezkur sigortalı emtiaları taşıma işini üstlenen —– nolu davalı ——meydana gelen hasardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, işbu sorumluluk gereği müvekkili şirket tarafından davalı/borçlu şirketlere rücu başvurusunda bulunulduğunu, davalı firmaya gönderilen rücu yazısından olumlu bir netice alınamaması üzerine, davalı şirketler aleyhine —- esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketler tarafından işbu takibe haksız olarak itiraz edildiğini beyan ederek, —- asıl alacağa ve bu asıl alacağın takip öncesi işleyen avans faizine ilişkin yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —–vekilince verilen cevap dilekçesinden özetle; Muhtelif tarihlerde yapıldığı belirtilen taşıma kusuru ve sorumluluklarına ilişkin olarak açılan davanın, davacının açtığı on üç tane aynı konuya fakat farklı tarihlere ilişkin davalardan yalnızca biri olduğunu, tüm bu davaların tarafları, sigortalayan ve sigortalanan şirketler dahil aynı olduğu, tüm davaların — Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmekte olduğunu, bir senelik zamanaşımına tabi ve —- —-halefiyef kapsamında olduğunu, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceğini, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının mahkemenin veya diğer tarafin onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam edebileceğini, davacı Sigorta şirketi için ödemiş olduğu tutarın —- şeklinde değil, ——– geçen ve zamanaşımına tabi olan ———————- şeklinde olacağını, sigorta hukuku kitabından doğacak zamanaşımı sürelerinin işbu takip ve davalar açısından geçerli olmayacağını, —- senelik zamanaşımı süresinin geçerli olacağını, belirli tarihler arasında yapılan çeşitli taşımlara için aym ayrı zamanaşımı olduğunu, dava dışı —- yedek parçalarının müvekkili şirket tarafından bayilere taşınmasına ilişkin şartların —- bulunduğunu, —– yönünde itirazları olduğunu, uyuşmazlık konusu hasarlara ilişkin tespit tutanaklarında, müvekkili şirketin ve/veya müvekkili şirketin sorumluluğunu tazmin edecek sigortacısı diğer davalı —– yetkilerinin bulunup bulunmadığının açık olmadığını, ek olarak sunulan tutanaklarda müvekkili şirketin onayı olmadığını, onayının olduğu tutakların ise okunaklı olmadığını, aynı zamanda kendilerine ulaşan eklerde hem hasarı gösterir hem de bu iddiaya göre kusurlu yedek parçaların imha edildiğine dair herhangi bir belge/fotoğrafvideo bulunmadığını, imha nedeniyle tek imkansız hale geldiğinden, —–yapılmış ise, bildirimin gerçeğe uygun olması gerektiğini, —- yapılacak tespitin ——– tespit anında parçaların durumu, kusurlu parçaların ağırlığı —-kusurlu parçaların imha edildiğinin ispatının yapılması gerektiğini, davacı şirketin—şirketine ödemiş olduğu tutarın tamamı için müvekkili şirkete ve—- etmesinin hukuken mümkün olmadığını, —– göre hasar hali için, sigorta —- şirketin sorumluluğunun sınırlanmış olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- vekilince verilen cevap dilekçesinden özetle; Davacının davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın davalı müvekkili şirket yönünden reddi gerektiğini, müvekkili şirket sigortalısı Davalı —-imzalanan taşıma işleri sözleşmesi gereğince müvekkili şirket ve davalı —- dosyasının konusu ve taraflarının aynı olduğunu, davacının rücu talebinin dayanağının davacı ——–tarafından açılan davaların konularının da aynı olduğunu, bu nedenle mahkememiz dosyasının ve davacı sigorta şirketi tarafından mahkememizde seri dava olarak açılan tüm davaların, HMK 166. madde gereğince ——esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini, müvekkili şirket nezdinde davalı sigortalı lehine davacı sigorta şirketinin taleplerine konu edebileceği ——taşıyıcı mali sorumluluk poliçeleri düzenlendiğini, rücu başvurusuna konu hasarlara ilişkin belgelerin istenmiş olmasına karşın, davacının konuyu araştırmamış ve belgeleri ibraz edememiş olmasına karşın, haksız ve hakkın kötüye kullanılması teşkil edecek bir şekilde icra takibine geçtiğini, davacı tarafından sunulan hasar tespit tutanaklarında müvekkili şirket sigortalısının imzası ve onayı bulunmadığını, tek taraflı tutulan tutanakların hiç bir delil niteliği bulunmadığını, okunaklı olmayan ve dosyaya sunuları bir takım hasar bildirim formlarının, tutanakların kim/kimler tarafından imzalandığının belli olmadığını, rücu talebine dair davalı —- dolayısıyla sigortacı olarak davalı müvekkili şirketin düzenlediği poliçeler kapsamında sorumluluğunu gerektiren bir hasar bulunmadığını, davacının kendi poliçesi/lerinin süresi ve teminatı kapsamında olmayan lütuf ödemesi sayılabilecek —— ödemeler yaptığını, bu nedenle rücu talebine konu edilemeyeceğini, davacının sigortalısına ödemiş olduğu zarar tutarının tümünü davalı müvekkili şirket dahil, davalılara rücu etmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının iddia etiği sorumluluğun, davalı müvekkili şirket ve diğer davalı şirket açısından her şekilde—– düzenlenen şekilde sınırlı sorumluluk olduğunu, davalı asıl taşımacı ve davalı müvekkili şirketin sigorta ettireni durumundaki sigorta ettiren şirketin sorumluluğunun, gerek —–sınırlı bir sorumluluk olduğunu beyan ederek, mahkemeniz dosyasının —- sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine, davacının haksız olarak başlatmış olduğu —— haksız takibin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, ——aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, HMK 329. maddesi gereğince davacının disiplin para cezasına mahküm edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali davasıdır.
TTK’nun 875.maddesi —–Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. —- Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.” hükmüne haizdir. —–yüklenen kolilerin sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumludur. Kendisinin bu sorumluluğu——— imzalanmasından itibaren başlar ve konuyla ilgili hiçbir şerhde bulunmayıp kaşelerini basan alıcılara teslimata kadar devam eder.—- tarafından gerektiği şekilde tespit edilen hasar veya zarar meydana gelmesi halinde alıcı —– şikayette bulunacaktır. Bunun —–parçalar için tespit edilen zarar kadar alıcıyı tazmin edecektir. Bu referans fatura ve yine tazminat talebi, zararın —–tazminat talebi için kanıt teşkil edecektir. —–sigorta şirketi tarafından ekspertiz amacıyla bayiler nezdindeki bütün hasarlı malları masrafı kendisine ait olmak üzere toplama hakkını saklı –şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
—– hasar tespit tutanakları, faturalar, takip dosyası, taşıma irsaliyesi, taraflar arasındaki nakliye sözleşmesi, iddia ve savunmalar ile tüm dosya münderecaatı birlikte değerlendirildiğinde;
—–Arasında dava dışı —– muhtelif bayilere taşıma konusunda anlaşma olduğu hususunun taraflar arasında ihtilaf konusu olmadığı, ancak sigortalı oto yedek parçası emtia hasarının, gerçekleşen taşıma sırasında meydana gelip gelmediği, ve bu hasar nedeniyle davacı tarafından yapılan ödemenin teminat kapsamında olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunduğu, davacı tarafça, hasarlı emtiayaya ilişki hasar tespit tutanakları sunulmuş olduğu dosya kapsamında anlaşıldığı, lakin sevk irsaliyelerine göre, taşımaya konu emtiaların alıcısı olan bayiilere ve/veya servislere çekincesiz olarak teslim edildiği, teslim belgelerinde hasara ilişkin herhangi bir şerhin bulunmadığı, hasarlanan emtialara ilişkin hasar tutanaklarının emtiaların gönderildiği alıcısı bayii ve servislerde değil, daha sonradan sigortalı ———– depoda bulunduğu sırada tanzim edildiği, hasar tespit tutanaklarında hasar ayrıntılarına ve hasarın ne zaman meydana geldiği konusunda ayrıntıya veya bilgiye yer verilmediği, bu nedenle hasara konu yedek parçalarının teslimat tarihinden kaç gün sonra hasarlı olduklarının tespit edildiği yönünde somut delile ulaşılamadığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça söz konusu emtianın ne şekilde ve hangi nedenle davalı —- ait depoya götürüldüğü, sigortalı ile —–arasında taşıma sözleşmesi yanında depolama sözleşmesi de olup olmadığı hususlarına açıklık getirilmediği gibi, emtianın alıcısına teslimi sırasında düzenlenen veya davalı taşıyanın hasarın taşıma esnasında meydana geldiği hususunda kabulünü içeren herhangi bir tutanak sunulmadığı, davalıların sorumluluğunun —– gereğince sınırlı sorumluluk olduğu, bu nedenle talep edilebilecek tazminatın hasarlı emtianın eksik brüt ağırlığının ——- birimini aşamayacağı oysa bu konuda dosyada sunulan hiçbir belge olmadığı, bu sebeplerle davacı sigorta şirketinin sigortalısına poliçe teminatı kapsamında olmayan lütuf ödemesi yaptığı ve bu ödemeyi halefiyet hükümlerine dayanarak rücu talebine konu edemeyeceği, anlaşılmakla davaya konu hasarın davalının taşıması esnasında meydana geldiğinin dosya kapsamı itibariyle kanıtlanamamıştır.
İşbu açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının, davayı açmada kötüniyetli olmadığı anlaşıldığından, davacı/alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 62,67 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 3,37 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
4-Davalılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.669,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/09/2021