Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1313 E. 2020/619 K. 02.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1313 Esas
KARAR NO: 2020/619
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/06/2015
KARAR TARİHİ : 02/11/2020
—– adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız——- tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
l. DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı ——- tarafından muhtelif bayilere sevk edilen yedek parça emtialarının davalı taşıyıcı şirket sorumluluğunda karayolu ile taşınması sırasında hasarlanması nedeniyle, davacı/alacaklı müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının sağlanması amacı ile —— sayılı dosyası üzerinden —- taşıyıcı şirket ile onun sigortacısı konumundaki — davalı—– aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak borçlu/davalı şirketler tarafından yukarıda esas numarası belirtilen dosya tahtında başlatılmış icra takibiyle istenen asıl alacağa ve ferilerine itiraz edildiğini, borçlu/davalı şirketler tarafından icra dosyasına yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, alacaklı müvekkilinin şirket nezdinde —–numaralı —– sigortalı olan dava dışı sigortalı—– tarafından yurt içindeki muhtelif bayi ve servislere gönderilmek üzere sevk edilen yedek parça emtialarının nakliye sırasında hasarlandığını, dava konusu hasarın müvekkili şirkete ihbar edilmesi üzerine yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde tanzim edilen ekspertiz raporunda —-Sigortalıya muhtelif yedek parçaların —– adresinde bulunan depolarından —– tarihleri arasında tanzim edilen muhtelif tarihlerde ve/veya yurtiçi sevkiyat hazırları için yapılan kontroller sırasında hasarlı olduğu tespit edilmiştir. “şeklinde açıklamalarda bulunulduğunu, devamında da “yetkililer ile yapılan görüşmede ekli belgeler ve emtialar üzerinde yapmış olduğumuz incelemeler ışığında; —– tarafından hasarlı olduğu belirlenen—- adet yedek parçanın kendi sorumluluklarında hasara uğramış ve emtia sahibinin herhangi bir kusurunun bulunmadığının yazılı olarak belirtilmiş olmasına istinaden, söz konusu hasarın —– sorumluluğunda meydana gelmiş olabileceği görüş ve kanaatine varılmıştır “yönünde izahatlar yapılmak suretiyle hasarlanma olayının nakliye esnasında gerçekleştiğinin somut bir şekilde ortaya konulduğunu, Ekspertiz raporunun içerisinde yer alan bu açıklamaların devamında, mezkur raporun Rücu Hakkında Malumat” başlıklı bölümünde; hasardan sorumlu —– imkanı bulunduğunu, müvekkili sigorta şirketinin, ilgili nakliyat sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalısı —– ilavesiyle —-tarihinde —— hasar tazminatı ödemiş olup; bu ödeme İle TTK madde 1472, alacağın temliki ve sair kanun maddeleri uyarınca sigortalısının haklarına halef olmuş ve zarar sorumlusuna ,— poliçe marjı hariç tutulmak suretiyle hasar tazminatı olarak ödenen — için rücu hakkı doğduğunu, dava konusu hasarlanma olayı nakliye sırasında meydana geldiğinden, mezkur sigortalı emtiaları taşıma işini üstlenen — davalı taşıma şirketi ile —no’lu ———– orun sorumluluk sigortacısı konumunda bulunan ——meydana gelen hasardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, rücuen tazminat alacağının tahsili amacıyla, önce davalılara rücu yazısı gönderildiğini, olumlu bir netice alınamadığını, davalı şirketler aleyhine ——dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketler tarafından işbu takibe haksız olarak itiraz edilmesi üzerine, Sayın Mahkeme nezdinde işbu “itirazın iptali davasını” ikame etme zarureti hasıl olduğunu beyan ile, davalıların—— asıl alacağa ve bu asıl alacağın takip öncesi işleyen avans faizine yaptıkları haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini talep etmiştir.
ll. DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: :
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; dava—– içerisinde yapılan ve müvekkili şirketin sorumluluğunda olduğu iddia ediien taşıma kusuru ve sorumluluklarına ilişkin takıp nedeniyle açılmış olup buna ilişkin usul ve esas yönünden itiraz ettiklerini, bağlantılı ve aynı yargı bölgesindeki davaların birleştirilmesi gerektiğini, davacı yanın açtığı aynı konuya fakat farklı tarihlere ilişkin onlarca davalardan yalnızca biri olduğunu, tüm bu davaların tarafları, sigortalayan ve sigortalanan şirketler dahil aynı olmakla birlikte, tüm davaların —— görüldüğünü dava konusu takip ile benzer olmak üzere tüm takipler, yalnızca bir taşıma için değil belirli tarihler arasında yapılan çeşitli taşımalar için olup her bir taşıma için ayrı ayrı zamanaşımı olduğunu, huzurdaki davaya konu takip ve —– diğer tüm takipler için geçerli olmak ve asla kabul anlamına gelmemek üzere; açılan takip ve davalardan anlaşıldığı üzere, bir senelik zamanaşımı süresinde yapılması gereken bildirim zamanaşımı süresinin bazı durumlarda bu çeşitli taşımaların bir kısmı için geçerli olduğunu, davanın dışı —– şirketinin yedek parçalarının müvekkili şirket tarafından, bayilere taşınmasına ilişkin taşımalara ilişkin olduğunu ve buna ilişkin şartların—– ile müvekkili —– arasında yapılan sözleşme davacı yanın sunduğu —– bulunduğunu takip ve dava konusu uyuşmazca ortaya çıkacak en önemli hususun, bu uyuşmazlık konusu iddianın tespiti ve bildirimi olduğunu hasar tespitinin tek taraflı ve usule aykırı yapıldığını, uyuşmazlık konusu hasarlara ilişkin tespit tutanaklarından, müvekkili şirketin ve/veya müvekkili şirketin sorumluluğunu tazmin edecek sigortacısı diğer davalı —– yetkilerinin bulunup bulunmadığının açık olmadığını, sunulan tutanaklarda müvekkili şirketin onayı olmadığını, onayının olduğu tutanakların ise okunaklı olmadığını, hasarı gösterir hem de bu -iddiaya göre- kusurlu yedek parçaların imha edildiğine dair herhangi bir belge/fotoğraf/video bulunmadığını, imha nedeniyle tekrar tespiti imkansız bulunan bu parçalar için bugün her hangi bir talepte ve/veya iddiada bulunmanın imkansız hale geldiğini, tazminat sorumluluğunun kanunen sınırlandırıldığını, asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için söz konusu hasardan müvekkili şirket ve diğer davalı —– sorumlu olduğu kabul edilecek olsa dahi: davacı şirketin —- ödemiş olduğu tutarın tamamı iğin müvekkili şirket —– rücu etmesinin hukuken mümkün olmadığını beyan ile, öncelikle davacı yandan açılan davaların bir listesinin temin edilmesi ve buna göre davaların birleştirilmesini, haksız ve dayanaksız iddialara dayalı taleplerin ve icra inkar tazminatı taleplerinin reddi ile neticede davanın reddini, davacı yan aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket’in—— hasarına dair taleplerinin hiçbir geçerli yasal dayanağı bulunmadığını, davacı şirketin işbu davaya dayanak yaptığı müvekkili şirket’e ait poliçeler, hasarların gerçekleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan veya konusu itibariyle davayla ilgisi bulunan poliçeler olmadığını, davacı şirket’in hasarların gerçekleşme tarihi itibariyle yürürlükte olmayan işbu poliçe kapsamında teminat talebinde bulunmasının söz konusu olamayacağını, hiçbir şekilde davacı şirketin haksız taleplerini kabul anlamına gelmemekle birlikte, davaya konu hasar tarihleri dikkate alındığında, davayla ilgili olabilecek poliçelerin, ———— olduğunu, ilgili poliçe davaya konu hasarların gerçekleştiği tarihlen kapsamakla birlikte, poliçe genel ve özel şartları dikkate alındığında, gerçekleşip/gerçekleşmediği, gerçekleştiyse sigortalı —— mı gerçekleştiği belirsiz olan davaya konu hasarlar bakımından, sağlanan herhangi bir teminat bulunmadığını, davacı şirket tarafından sunulan —- tespit tutanaklarında müvekkil şirket sigortalısı—– imzası vs onayı bulunmadığını ilgili tutanakların, hangi şirketin sürücüsü olduğunun belirsiz ve hasar tespiti hususunda ehil olup olmadığı dahi bilinmeyen şahıslara imzalatıldığını, bu nedenle tek taraflı düzenlenen tutanakların delil niteliği olmadığını, bir an için davacı şirketin delil olarak sunduğu hasar tespit tutanaklarının usulüne uygun tutulduğu ve yetkili kişiler tarafından imza altına alındığı kabul edilse dahi, bir bayiye tek seferde teslim edilen emtia miktarı dikkate alındığında, araçtan indirilen her ürünün hemen o anda paketinin açılarak incelenmesi ve hasar tespiti yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı şirket tarafından açılan ilk davalarda herhangi bir hasar tutanağı sunulmazken, son açılan davalarda hasar tutanaklarının sunulmaya başlanması da, ilgili tutanakların sonradan düzenlenmiş olabileceği hususunu akla getirdiğini, —– tarihli Ekspertiz Raporunun, davacı şirket lehine rücu imkânı yaratmayı amaçlayan taraflı bir rapor olduğunu, raporda asıl incelenmesi gereken hususların varlığı iddia edilen hasarları hangi süreçte meydana geldiği bayilerin bu tespiti ne kadar sürede ve ne şekilde gerçekleştirdiği, hasar tutanaklarının usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediği, hasar tutanaklarının hasar tarihinde mi sonradan mı düzenlendiği vb. hususlar olduğunu öncelikle ekspertiz raporunda —- yetkilisi olarak ismi geçen —– yetkilisi veya temsilcisi konumunda olmadığını, yalnızca depo görevlisi olarak çalışmakta olduğunu, bu nedenle, hasar listelerinin veya tarihsiz olarak düzenlenen (sonradan düzenlenmiş olma ihtimali yüksek olan) muvafakat namelerin altına atmış olduğu imzaların hukuki bir geçerliliği olmayıp, —- yükümlülük altına sokmadığını, mali mesuliyet sigorta poliçesi ön şartına göre, süresinde tespit edilmiş bir hasar bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilmeyeceğini davacı şirket kendi poliçesi/lerinin süresi ve teminatı kapsamında olmayan lütuf ödemesi sayılabilecek ——- ödemeler yaptığını, bu nedenle, yaptığı ödemelerin rücu talebine konu edilemeyeceğini, —- tarafından yapılan taşıma; — bulunan depodan, —- muhtelif bayilere yapıldığını, bu kapsamda — içinde yapılan sevkiyat sırasında hasarlandığı belirtilen emtia için ödendiği belirtilen zararın, teminat kapsamı dışında olduğunu, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere davacı şirket’in — ödediği tutarn tümünü müvekkil şirket ve taşıyan —- Rücu Etmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacı şirket’in iddia ettiği sorumluluk, müvekkil şirket ve diğer davalı —- her şekilde—- düzenlenen şekilde sınırlı sorumluluk olduğunu beyan ile, dosyanın —– sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini, davacının haksız olarak başlatmış olduğu ——sayılı haksız takibin iptalini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı ya yükletilmesini, davacının haksız olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle İİK 36. Madde gereği %20’den aşağı olmamak kaydıyla davacı hakkında kötü niyet tazminatına hükmedilmesin, davalı müvekkili şirketin temsili için avukatlık ücret sözleşmesinde kararlaştırılan vekâlet ücretini tamamen ödememeye ve ayrıca, HMK 329. maddesi gereğince davacı şirketin disiplin para cezasına mahkûm edilmesini, talep etmiştir.
lll.DELİLLER :

—-



IV.UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Uyuşmazlık, davacı — nakliyat abonman blok sigorta poliçesi ile sigortalı olan dava dışı—– olduğu hasar bedelinden davalı taşıyıcının ve onun sigorta şirketinin sorumlu olup olmadığı sorumlu ise sorumluluk miktarı noktasında toplanmaktadır.
V.DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Alacaklısının —- olduğu, borçlusunun——- olduğu, —– tarihinde takip başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduruğu görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler —— tarafından düzenlenen —–tarihli raporda,
Tüm delillerin münakaşası, her türlü hukuki tavsif, tarafların, masraf, vekâlet ücreti ve benzeri diğer istemleri ile İİK md.67/2 kapsamına giren taleplerin takdiri ve nihai karar tamamıyla Yüce Mahkemeye ait olmak üzere, dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelere göre, ayrıntıları yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının asıl ve birleşen davanın dayandığı icra takibine konu ettiği rücuen tazminat alacağını, halefîyet ilkesinden istifade ederek rücuen veya temlik alacaklısı olarak davalılardan talep edemeyeceğinden, her iki takibe vaki itirazın yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Bilirkişiler —- tarafından düzenlenen ——– tarihli raporda, Dava dosyasında mevcut olan sevk irsaliyelerinde taşımayı yapan aracın plakası, sürücü adı, teslim alanın imzası ve teslim alınan mallarını hasarlı olduğuna dair bir şerhin olmadığı,
Dava dosyasını sunulmuş olan ———-tarihleri arası düzenlenmiş olan listelerin hasardan çok sonra davalı taşıyıcının deposunda gerçekleştirildiği, dava konusu hasarlı parçalar ile ilgili olup olmadığının belirlenemeyeceği,
Sevk irsaliyelerinden, dava dosyasında rücu talebinde bulunulan hasarlı parçaların sevkıyatının hangi plakalı araçlarla yapıldığı, hasarların belirtilen sevkiyatlarda olup olmadığının belirlenemeyeceği,
Dava dosyasında mevcut delillerin incelenmesi sonucu hasarlı parçaların hangi taşıma sırasında hangi araçla ve hangi sevk irsaliyesi ile sevk edildiğinin tespit edilememesinden dolayı davalı ——— sorumluğunda yapılan taşıma esnasında olduğunun iddia edilmesinin makul olmayacağı, nihai hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu,
Teknik tespitler kapsamında poliçe teminat kapsamında bir ödeme yapıldığına ve davalılardan —– firmasının taşıma esnasında kusurlu olduğuna dair tespit yapılamadığından sigortacılık tekniği açısından rücu hakkının da irdelenemediği, Uyuşmazlık hakkında yalnızca görüş bildirildiği, kanaatine varmışlardır.
TTK’nun 875.maddesi “ (1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. (2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.” hükmüne haizdir.
Dava dışı sigortalı ile davalı —- arasında akdedilen Nakliye Sözleşmesinin “Zarar ve Ziyanlar Konusundaki Sorumluluk-Tazminat” başlıklı 7.madddesi —— yüklenen kolilerin sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumludur. Kendisinin bu sorumluluğu —- yük teslim formunun imzalanmasından itibaren başlar ve konuyla ilgili hiçbir şerhde bulunmayıp kaşelerini basan alıcılara teslimata kadar devam eder. —-tarafından gerektiği şekilde tespit edilen hasar veya zarar meydana gelmesi halinde alıcı —-şikayette bulunacaktır. Bunun üzerine —- adına tanzim edilmiş satış faturalarını esas alarak ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar alıcıyı tazmin edecektir. Bu referans fatura ve yine tazminat talebi, zararın —- tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen — tazminat talebi için kanıt teşkil edecektir.—- kendi sigorta şirketi tarafından ekspertiz amacıyla bayiler nezdindeki bütün hasarlı malları masrafı kendisine ait olmak üzere toplama hakkını saklı tutar.—–şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Sigorta poliçeleri, ekspertiz raporu, hasar tespit tutanakları, faturalar, emsal bilirkişi raporları, bilirkişi heyeti raporu, takip dosyası, taşıma irsaliyesi, taraflar arasındaki nakliye sözleşmesi, iddia ve savunmalar ile tüm dosya münderecaatı birlikte değerlendirildiğinde;
—– Arasında dava dışı ——– yedek parçalarını muhtelif bayilere taşıma konusunda anlaşma olduğu hususunun taraflar arasında ihtilaf konusu olmadığı, ancak sigortalı oto yedek parçası emtia hasarının, gerçekleşen taşıma sırasında meydana gelip gelmediği, ve bu hasar nedeniyle davacı tarafından yapılan ödemenin teminat kapsamında olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunduğu, davacı tarafça, hasarlı emtiayaya ilişki hasar tespit tutanakları sunulmuş olduğu dosya kapsamında anlaşıldığı, lakin sevk irsaliyelerine göre, taşımaya konu emtiaların alıcısı olan bayiilere ve/veya servislere çekincesiz olarak teslim edildiği, teslim belgelerinde hasara ilişkin herhangi bir şerhin bulunmadığı, hasarlanan emtialara ilişkin hasar tutanaklarının emtiaların gönderildiği alıcısı bayii ve servislerde değil, daha sonradan sigortalı —– tarafından kullanıldığı anlaşılan davalı —— ait depoda bulunduğu sırada tanzim edildiği, hasar tespit tutanaklarında hasar ayrıntılarına ve hasarın ne zaman meydana geldiği konusunda ayrıntıya veya bilgiye yer verilmediği,bu nedenle hasara konu yedek parçalarının teslimat tarihinden kaç gün sonra hasarlı olduklarının tespit edildiği yönünde somut delile ulaşılamadığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça söz konusu emtianın ne şekilde ve hangi nedenle davalı —- ait depoya götürüldüğü, sigortalı ile —–arasında taşıma sözleşmesi yanında depolama sözleşmesi de olup olmadığı hususlarına açıklık getirilmediği gibi, emtianın alıcısına teslimi sırasında düzenlenen veya davalı taşıyanın hasarın taşıma esnasında meydana geldiği hususunda kabulünü içeren herhangi bir tutanak sunulmadığı, davalıların sorumluluğunun TTK. Kanunun 882.maddesi ve CMR’nin 21.maddesi gereğince sınırlı sorumluluk olduğu, bu nedenle talep edilebilecek tazminatın hasarlı emtianın eksik brüt ağırlığının —- birimini aşaıyacağı oysa bu konuda dosyada sunulan hiçbir belge olmadığı, bu sebeplerle davacı ——sigortalısına poliçe teminatı kapsamında olmayan lütuf ödemesi yaptığı ve bu ödemeyi halefiyet hükümlerine dayanarak rücu talebine konu edemeyeceği, anlaşılmakla davaya konu hasarın davalının taşıması esnasında meydana geldiğinin dosya kapsamı itibariyle kanıtlanamamıştır.
İşbu açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının, davayı açmada kötüniyetli olmadığı anlaşıldığından, davacı/alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
VI. HÜKÜM : (Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle)
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 69,40 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 15,00 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
4-Davalılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/11/2020