Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1266 E. 2020/298 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1266 Esas
KARAR NO: 2020/298
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/10/2017
KARAR TARİHİ: 23/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin ———- tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkile ait ——— işlem gören ——– tipi hisse senedi —— tamamının zamanaşımına uğradığını, müvekkilin önce ——- değişken —-almış daha sonra banka bu değişken — ———-hisse senedi —– çevirdiğini, müvekkilin önce ——— değişken—- almış daha sonra banka bu değişken ——– hisse senedi —– çevirdiğini, müvekkilin o tarihte———— değişken —— hisse senedi ——— çevrildiğinde ——–adet yaptığını belirterek müvekkile ait ——- işlem gören ——— hisse senedi—- tamamının zamanaşımına uğradığından bahisle ——- çevrilip davalı tarafça —————- devir tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalının ——- tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafa ait olan dava konusunun —— olduğunu, hesap sahibi olan davacının kendi sunmuş olduğu işlem dekontu ve banka hesap cüzdanından da görüleceği üzere dava konusu hesapta yapmış olduğu son işlem——— tarihli olduğunu, davacı tarafından sahibi olduğunu iddia ettiği hesaptaki tutarın, —– yıllık zamanaşımı süresi içerisinde talep edilmemiş olması, iddia ettiği alacağın zamanaşımına uğramasına neden olduğunu, dava konusu olayda yatırım hesabı sahibi hesap sahibi olan davacıya ——– yıldan fazla süredir işlem yapılmaması nedeniyle Müvekkil Banka tarafından yazılı ihbarda bulunulduğunu, dava konusu edilen hesap yasal mevzuata uygun olarak ——— devredildiğini, müvekkil bankanın davacıya ait dava konusu hesap ile ilgili olarak mevzuatın kendisine verdiği bütün yükümlülükleri eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini belirterek zamanaşımı ve husumet itirazlarımız dikkate alınarak davanın esasına girilmeden bu itirazlarımız doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini, aksi takdirde esasa ilişkin cevaplarımız doğrultusunda haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan işbu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
TTK’nın 4.maddesinde yazılı davalar mutlak ticari davalardır ve görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir.TTK’nın 5 .maddesinde yazılı davalar ise genel hukuk davalarıdır.Bu davaların ticari dava sayılabilmeleri için her iki tarafında tacir ve davanın, tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması gerekir.Bir tarafın tacir olması o işi ticari iş haline getirse de ticari dava haline getirmez.
Her ne kadar bankacılık hukuku Türk Ticaret Kanunu kapsamında düzenlenmiş bir alan olsa ve mutlak ticari dava mahiyetinde olsa da 6502 sayılı yasanın 73. Ve 83. Maddeleri göz önünde bulundurulduğunda taraflardan biri tüketici ise o dava Tüketici Mahkemesinde görülür. Mahkememizde yapılan yargılama neticesinde davacının tacir vasfında olmadığı anlaşılmış olup ————- sayılı ilamında da anlatıldığı üzere “Dava tarihi olan ————-tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanunun 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Buna göre, mahkemece, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esası hakkında kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” denilerek mahkememiz dosyasında da davacının da tüketici vasfında olması nedeni ile mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir.———– Tüketici Mahkemesince “Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi, 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” şeklinde düzenlenmiş olup, yine aynı Kanun’un 5/3 maddesine göre asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Eldeki bu dava, Bankacılık Kanunundan kaynaklandığından uyuşmazlığın 6502 sayılı Yasa ve Tüketici Mahkemesi’nin görevi kapsamında olmadığı, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiği kanısına varılmıştır.” gerekçesi ile verilen görevsizlik kararı doğru bulunmamış ve karşı görevsizlik kararı verilmesi, dosyanın ——— Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1-Davanın, HMK 114/1-c maddesindeki ” Mahkemenin görevli olması” dava şartı eksikliği nedeniyle HMK 115/2. maddesi gereğince usulden reddine, görevli mahkemenin———– Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Mahkememiz tarafından karşı görevsizlik kararı verilmiş olduğundan,
a)Mahkememiz kararının süresinde ve usulüne uygun şekilde istinaf yoluna başvurulması durumunda dosyanın istinaf incelemesi için ——— Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
b)Mahkememiz kararının istinaf yoluna gidilmeden kesinleşmesi durumunda HMK 21/1.c madde hükmünde öngörüldüğü şekilde iki mahkeme arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerininin ———- belirlenmesi için dosyanın———- Adliye Mahkemesi’nin ——— gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK. 323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2020