Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1259 E. 2020/862 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1259 Esas
KARAR NO : 2020/862
DAVA : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 15/11/2017
KARAR TARİHİ : 09/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı —— —– üzerinden satış yapmak için yardım istedikleri ve davacı—- ettiği: davacı —- kurulacak şirkete ortak olacağını beyan ettiği fakat kurulacak şirketin toptan ve perakende safhalarının çok çalışmayı gerektirdiğini belirttiği ve davalı—– yıllık zaman zarfında —– halletmelerini istediği; davacı —- bu ortaklık girişimi öncesinde işi bitirip ücretini aldığı miktarları da davalı ————-bölüştüğü: kurulacak şirkete ait bir depo bulunması gerektiğini bildirdiği: şirket kuruluş aşamasına gelmek üzere iken. davacı—–ortaklığı son bir kez gözden geçirerek —– konusunu diğer ortaklara açtığı: kurulacak şirkette hisse paylaşımının başlangıçta %33’er olarak öngörüldüğü fakat davacı —- ticari sebeplerle gizli ortak olmayı ve kendi hisselerinin bir süreliğine davalı —– gözükmesini istediği; davacı —– ortaklık hakkında yaptıkları istişare neticesinde dava dışı —- hissedar olmaması kararı alındığı vc dava dışı —- ortaklıktan ayrıldığı davacı —– malı müşavir ile şirketin kuruluşu konusunda yazıştığı: bu yazışmalarda şirketin kuruluş sözleşmesi ve revizyonlarının davacı——onayından geçtikten sonra işleme başlatılacağının konuşulduğu: —-şirket kuruluşu için ——– ——— alınması masraflarını karşıladığı ve ayrıca şirket kuruluşu için davalı —— hesabına para yatırdığı; şirket kuruluşunun ardından davalı —- şirketin tüm resmi evrakının davacı —- asıllarının da davacı —- teslim edildiği; şirketin kuruluşundan sonra da kasada para olmaması nedeniyle davacı — şirketi finanse ettiği; davacı—-eski bir çalışanının şirkette işe alındığı ve davacı —- kayıtlı cep telefonu hattının bu çalışana şirket hattı olarak verildiği; çalışanının maaşlarının kasada para olmaması nedeniyle çoğu kez davacı —– tarafından ödendiği, sonradan işe alınan çalışanların maaşlarının de davacı — davalı —- hesabına yatırılmak suretiyle ödendiği, taraflar %50-%50 ortak oldukları için elde edilen kârları yarı yarıya paylaştıkları: ancak, davacı—– şirket kasasında para birikmesi için birçok kez kâr payını almadığı; davalı——- konusunu halletmediği; kurulan şirketin yabancı müşteriler ile iletişiminin davacı——- tarafından yürütüldüğü: davacı —- %50 hissesinin devrini talep ettiğinde, davalı—– şirkette resmi olarak bir hakkı bulunmadığını ileri sürdüğü; iddia edilerek, davacı —– davalı şirkette %50 ortak olduğunun tespitine, — ve ilanına, şirketin tasfiyesine, şirket hisselerinin devrinin ret edildiği gün olan —– beri mahrum kalınan kârın davalılardan alınıp davacıya verilmesine —- manevi tazminatın davalı —– davacıya verilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı —– ısrarına rağmen şirketin kuruluşuna katılmadığı; şirketi davalı —– kurdurarak kendisi dışarıdan yöneterek kullanmak istediği; şirket iş yapmaya başlayınca davacı—-hiçbir yetkisi ve hukuki sorumluluğu olmaksızın şirket hesaplarını ve varlıklarını kendi hesabına kullanmak istediği ve anlaşmazlık çıktığı; davacı —- şirkete hiçbir sermaye katkısı bulunmadığı; banka hesap hareketlerinde davacı —– borçlu olduğunun görüleceği; maddi ve manevi tazminat taleplerinin hiçbir haklı ve hukuki dayanağı bulunmadığı savunulmuştur.
Dava; davacının davalı şirkette %50 ortak olduğunun tespiti; %50 hissenin davacı adına tescili ve ilanı, davalı şirketin tasfiyesi, şirket hisselerinin devrinin red edildiği —– tarihinden itibaren mahrum kalınan kârın, davalılardan tahsili ile davacıya verilmesi ve ayrıca —— manevi tazminatın davalı ——- alınarak davacıya verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin mahrum kalınan kâr istemi HMK 107/1 maddesine uygun olmamakla, Mahkememizce ön inceleme celsesinde talep sonucunun açıklanması için kesin süre verilmiş davacı vekilince de süresi içinde bu istem ——olarak açıklanmıştır.
Davacı vekilince istemlerine gerekçe olarak aşamalarda; davacının sürdürdüğü ithalat ve ihracat alanında artan iş yükünü hafifletmek amacıyla ve iş tecrübesi ile ticari kazancını paylaşmak amacıyla iş ortağı arayışına girdiği, bu süreçte davalı ile tanıştırıldığı, iş ortaklığı kurmak konusunda mutabakata vardıkları, ancak davacının ticari sebeplerle ortak olarak gözükmek istemediği şirkette gizli ortak olmak istediği, kendi hisselerinin resmiyette bir süreliğine davalı adına gözükmesini istediği, yanı sıra şirkette müdür olmak istediği, ancak ikametgah ile ilgili sıkıntıdan dolayı ve kuruluş sürecinin hızlanması amacıyla davacının müdür olmadığı, davalı şirkette davalı ——- müdür olarak tescil edildiği, şirketin kuruluşuna ait tüm işlemlerde davacının gizli ortak olduğu, masrafların davacı tarafından karşılandığı, mali müşavire, şirket çalışanına, şirketin sair giderlerine ilişkin ödeme yaptığı bu nedenle davacının davalı şirkette %50 oranda gizli ortak olduğu, sonrası süreçte davacı ile davalı —— şirketteki karı da yarı yarıya paylaştığı ancak davacının davalı şirketteki payını, annesi üzerine aldıracağını bildirmesi sonrasında davalı —– hisseleri vermemek adına tartışma ortamı yarattığı, ve davalının — gönderdiği —- tarihli mesajla aralarındaki ortaklığı sona erdirdiğini bildirdiğinden bahisle ve taraflar arasındaki —— yazışmaları ve ödemelere ilişkin dekontlara dayalı olarak davaya konu istemler ileri sürülmüştür.
Davacı vekilince ayrıca, davacının yaşadığı tramvalar, ticari şeref ve haysiyetin çiğnendiğinden , ticari kayıplar yaşayan davacının mesleki itibarının zedelendiği; bu nedenle elem, üzüntü ve keder duyduğundan bahisle manevi tazminat talep edilmiştir.
Mahkememizce davalı şirketin sicil kaydı celp edilmiş incelenmiş, davalı şirketin tek ortaklı olarak —- tarihinde kurulduğu, davalı —– müdürü olduğu, belirlenmiştir.
Kuruluştan 9 ay sonra işbu dava açılmıştır.
Mahkememizce uyuşmazlık yönünden bilirkişi incelemesi yapılmış, sunulan yazışmalar, banka dekontları, davalı şirketin ticari kayıtları, mali verileri incelenmiş, alınan rapor, dosya kapsamı, delil durumuna uygun bulunmakla varılan kanaate Mahkememizce de iştirak olunmuştur.
Davalı şirketin kuruluşu öncesi davacı tarafça davalı —, şirket kurulumu için bloke açıklamalı ——sermaye ile tescil edilen davalı şirketin ödenmiş sermaye tutarının anılan bu —- ibaret olduğu, sonraki sürece ilişkin olarak da davacı tarafça şirket muhasebecisi ve şirket çalışanı hesabına ödemeler yapıldığı sunulan dekontlar ile tespit edilmiştir.
Ne var ki davacı tarafça ileri sürülen gizli, tescil edilmemiş ortaklık sözleşmesi iddiası yönünden, hangi şartlarla davacının ortak alacağı, hissesinin gerçekte ne olacağı, —- olarak gönderilen yukarıda anılan tutarın, davalı ——- şirketi kurması için destek değil de davacının gizli ortaklı payı için olduğunun davacı tarafça usulünce ispat edilemediği, var ise iddia edilen mutabakatın hangi koşulları ihtiva ettiği, bu kapsamda davalı —– %50 hisseyi davacıya devrine dair taahhüdü bulunduğunun da usulünce ispat edilemediği gibi TTK’nda, ortak olmaya ilişkin düzenlenen koşulların sağlandığı da usulünce ispat edilememiş bu nedenle de davalı şirketin %50 hissesinin davacıya ait olduğunun tespiti ve tescili isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının davalı şirkette hissedar olmadığı anılan sicil kayıtları ile sabit olmakla, TTK’nun 636/3 maddesi gereğince davalı şirketin feshini ve tasfiyesini talep etmekte aktif husumeti de bulunmamaktadır; nitekim tasfiye istemi yönünden davalı —— da pasif husumeti bulunmamaktadır.
Davacı tarafça, ileri sürülen %50 ortaklık mutabakatı iddiası usulünce ispat edilememiş olmakla, bu iddia ile irtibatlı olan ortaklıktan kaynaklı kar paylaşımı istemi de Mahkememizce yerinde görülmemiş, bu istem yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça talep edilen manevi tazminat istemi yönünden ise, davacının tramvalar yaşadığı, ticari kayıplar yaşaması nedeniyle mesleki itibarının zedelendiği, büyük bir elem, üzüntü ve keder duyduğu, ailesinin maddi desteği ile ayakta durduğu ileri sürülmüş ise de, dava dilekçesinde ve aşamalarda davacının şahıs varlığına ne suretle bir saldırı gerçekleştirdiği açıklanmamış , yalnızca davacı uhdesinde doğduğu belirtilen sonuçlardan bahsedilmiş olup, TBK’nun 58. maddesi anlamında kişilik haklarına yönelen bir haksız saldırı olduğuna yönelik bir iddia ve ispat vasıtası sunulmamış olmakla manevi tazminat isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalı şirkette %50 ortak olduğunun tespiti ile tescil ve ilanı, mahrum kalınan kârın verilmesi istemleri yönünden koşulları oluşmayan davanın reddine,
2-Davalı şirketin tasfiyesi isteminin usulden reddine,
3-Manevi tazminat isteminin koşulları oluşmadığından reddine,
4-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 341,55 TL harc ile 136,62 TL tamamlama harcın mahsubu ile bakiye 423,77 TL nin davacıya iadesine,
5-Davacının ortak olduğunun tespiti, mahrum kalınan kârın verilmesi, faiz ve tasfiye istemleri yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalılar için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacının manevi tazminat istemi yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalılar için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalılar Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
09/12/2020