Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1254 E. 2019/1206 K. 13.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1254 Esas
KARAR NO: 2019/1206
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/11/2017
KARAR TARİHİ: 13/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:Davacı vekilinin — tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait – plakalı araç için – tarihli – gün süreli -nolu genişletilmiş — davalı ile imzalandığını, müvekkiline ait – plakalı aracın — sürücülüğünü yaptığı – tarihinde – istikametinde —-plakalı araç ile kazaya karıştığını ve kaza sonucunda ağır hasar alarak kullanılmaz hale geldiğini, — tarihli trafik kaza tespit tutanağı ile kazanın oluş, biçimine göre kusur oranının tespit edilemediğini, daha sonra aracın – tarihinde — çekildiğini, — tarihinde davalıya bu durumun ihbar edildiğini, ihbara istinaden de —- numaralı hasar dosyası açıldığını, ancak bir süre sonra davalı, kaza ile ilgili savcılık dosyası olduğunu, bu dosyada kaza ile ilgili araç sürücüsünün farklı olduğunu, bu sürücünün alkollü olduğunun iddia edildiğinin bu sebeple müvekkile ait aracın zararını karşılamayacağını bildirdiğini, müvekkili tarafından tekrardan -.Noterliğinin —- yevmiye nolu ihtarı ile zararın karşılanmasının istendiğini ve ilgili ihtarın davalıya —- tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkilinin zararının giderilmediğini, Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesinin —- D.İŞ.sayılı dosysası ile delil tespiti talebinde bulunulduğunu, araç bulunduğu yerde incelenerek perte ayrılması gerektiğini ve aracın kaza tarihindeki sıfır anahtar teslim fiyatının – TL olduğunun tespit edildiğinin — tarihli trafik kazası tutanağında kazaya karışan – plakalı araç sürücüsü —- müvekkili şirkete araç sürücüsünün farklı olduğuna ve bu sürücünün alkollü olduğuna ilişkin herhangi bir beyanı olmadığını, tutanağı tanzim edenlerden —- adlı yetkili tarafından müvekkilne ait araç sürücüsü —- alkol muayenesinin yapıldğını, tutanağa geçirildiğini, müvekkiline ait sigortalı aracın tam habara uğraması sebebiyle aynı özellikteki sıfır yaş aracın piyasada ilan edilmiş olan peşin anahtar teslim bedelinin müvekkiline ödenmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile — TL tazminatın kaza tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek ticari avan faizi ile birlikte tahsiline, aracın kullanılmasından mahrum kalınması sebebiyle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile — TL nin kaza tarihi olan— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin — tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasına karışan – plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde – nolu ve — vadeli kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu,başvuru sahibince — tarihinde gerçekleştiği iddia edilen kaza nedeniyle aracında oluşan hasara ilişkin bedelin tazmini talep edilse bile reddi gerektiğin, hasar dosyasında yer alan savcılık ifadelerinde anlaşılacağı üzere kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün kazada ehliyetsiz veya alkollü kullanım sebebiyle kaza sonrasında olay yerini terk ettiğini daha sonra kaza ile ilgili olmayan başka bir şahsın sürücü olarak gösterildiğini, bu hususta kazaya karışan diğer araç sürücüsü ve yolcusu tarafından suç duyurusunda bulunulduğunu, İstanbul Anadolu C.Başsavcılığının —- soruşturma numaralı dosyasında beklektici mesele yapılmasının alep ettiklerini,sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi ve sürücü değişikliği yapılarak esasen kazayla ilgisi bulunmayan şahsın sürücü olarak gösterilmesi sebebiyle Kasko Sigortası Genel Şartları gereğince davanın reddi gerektiği, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
—— İstanbul Anadolu — Asliye Ceza Mahkemesine yazılan müzekkere cevabının geldiği ve mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Dosya konusunda uzman Makine Mühendis -, Sigortacı — ve Makine Mühendisi — tevdi edilerek bilirkişi raporu alındığı görüldü.
Tanık … beyanında;Biz —– istikametine doğru hareket halindeydik, arkadışım — arabayı kullanıyorudu, ben ön koltukta yolucuydum, ortalama —- hızdaydık, sol şeritte ilerlerken orta şeritteki kamyonet bir anda önümüze kırdı ve kamyonetin sol arka tarafı bizim sağ ön tarafımıza çarptı kendisi ile birlikte bizi karşı şeride sürükledi. Her iki araçta büyük olduğu için ağaçlar kırıldı, karşı şeride geçtik. Olay anında polisler arkadaşımın alkol testini yaptılar, zaten alkol almamıştı, kaza anında ağaca sağ ön kapıdan çarptığımız için benim tarafımdaki kapı açılmadı, ben mecburen şoför kapısından indim. Kazadan sonra çok kısa sürede polis olay yerine geldi zaten o esnada biz kazanın henüz etkisindeydik, olay yerinde polisi bekledik Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir.demiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava trafik kazası sebebiyle davacının aracında meydana geldiği iddia olunan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dava konusu trafik kazasının — tarihinde —-plakalı araç ile davacı şirketin mülkiyetinde bulunan— plakalı aracın aynı yönde seyir halindeyken çarpışması ve orta refüjde bulunan ağaçlara da çarpmak suretiyle karşı şeride savrulmaları şeklinde meydana gelmiştir.
Tarafların dilekçelerinde sözünü ettikleri tüm deliller celp olunmuş davacının tanığı dinlenmiş; alınan ilk bilirkişi raporuna itiraz edilmesi ve raporun denetime elverişli bulunmaması ile içerik itibariyle maddi hatalar barındırması sebebiyle ikinci bilirkişi raporu alınmıştır.
Tarafların kusur durumlarının tetkik edilmesi hususunda yapılan yargılamada; — plakalı araç sürücüsünün hızını yol durumuna göre ayarlamadığı, kontrolsüz şekilde şerit değiştirdiği ve trafik güvenliğini tehlikeye soktuğu için %75 oranında kusurunun bulunduğu , davacı— plakalı araç sürücüsünün ise tanık anlatımlarından yola çıkılarak kaza mahallinde yaklaşık 100 km/sa hızla seyir ettiği fakat kazanın meydana geldiği mahallin şehir içi olması ile hız sınırlarının üzerinde hareket edilmesi ve yol durumuna göre hızını ayarlamaması nedeniyle davacı araç sürücüsünün kusur oranının %25 oranında olduğu kanaati mahkememizde hasıl olmuştur. Zira davacı şirketin maliki olduğu araç bir kamyonet olup ——– mevkiinde yani kazanın meydana geldiği mahalde bu hızlarda seyredilmesi KTK 52. Maddesi uyarınca kusurlu bir davranıştır.
Konunun teknik uzmanlık gerektiren bir alan olması ve dosya kapsamında hazırlanan —-tarihli bilirkişi raporunun denetime elverişli bulunması nedeniyle hükme esas alınmıştır. Hazırlanan bilirkişi raporunda ise araçta meydana gelen hasar miktarı değiştirilmesi ve onarılması gereken tüm parçalar kalem kalem hesaplanmak suretiyle KDV dahil — TL olarak hesaplanmıştır. Kazanç kaybı hususunda ise bilirkişi tarafından mütalaa olunan tamir süresinin – ay olacağı ve hasara uğrayan davacı aracının muadili bir aracın aylık kira bedelinin — TL olabileceği ve talep edilebilecek kazanç kaybı alacağının — TL olabileceği mütalaa edilmiştir.
Daha sonrasında alınan bu ikinci bilirkişi raporuna taraflarca itiraz edilmiş itiraz gerekçesi olarak alınan her iki rapor arasında çelişki bulunduğu aracın pert olduğu tamir edilemez olduğu beyan edilmiştir. Fakat her iki raporun mukayese edilerek irdelenmesi neticesinde herhangi bir çelişki bulunmadığı tam tersine davacı tarafça çelişkili olduğu belirtilmesine rağmen alınan ikinci raporda araç hasar bedelinin daha yüksek hesaplandığı, bu hususun ise çelişki olarak nitelendirilemeyeceği, yeni bir rapor ya da ek rapor alınmasının yargılamayı uzatacağı ve daha çetrefilli bir boyuta evriltebileceği görülmekle yapılan itirazlar reddedilmiştir.
Son olarak İstanbul Anadolu -. Asliye Ceza mahkemesince — alınan kusur raporu dosyaya sunulmuş ve davacının kusursuz olduğu belirtilmiştir. Fakat ceza yargılamasının kapsam itibariyle mahkememiz dosyasını etkiler nitelikte bulunmadığı kusur takdirinin hakimin yetkisinde olduğu ve tarafımızca kusur tayin edilirken dosyadaki tanık anlatımları baz alındığı gerekçesi ile bu hususa itibar edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçeler ışığında davacının davasının kısmen sübut bulması nedeniyle davanın kısmen kabulü ile kusuru oranında yapılan indirim neticesinde — TL hasar bedeli – TL kazanç kaybı olmak üzere toplam -TL tazminatın temerrüt tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
Davanın kısmen kabulü ile;
1— TL hasar bedeli – TL kazanç kaybı olmak üzere toplam – TL tazminatın – tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı vekili tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 3.524,80 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 3.560,80 TL harç gideri, tebligat, müzekkere ve bilirkişi masrafı olarak toplam 3.194,10 TL masrafı olmak üzere toplam 6.754,90 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 2.566,86 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.090,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 12.905,28 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Alınması gereken 5.427,84 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 3.524,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.903,04 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2019