Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1233 E. 2019/539 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/753 Esas
KARAR NO : 2019/489
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/07/2017
KARAR TARİHİ: 30/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin 07/07/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 25/11/2013 tarihli acentecilik sözleşmesi imzalandığını ve sözleşme süresinin ———–olarak belirlendiğini, bu sözleşme uyarınca belirlenen tarihler arasında İstinye ve Tarabya Koyları ile diğer alınacak tüm yerlerde davalının tekne park yerlerinde bulunan teknelere yönelik acentecilik hizmetinin müvekkili şirket tarafından verileceğini, sözleşmenin yürürlüğe girmesinden itibaren müvekkili şirket sözleşmeden doğan tüm edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, yürürlükte bulunan sözleşmeye güvenerek çeşitli yatırımlar yaptığını, ancak sözleşmenin devam ettiği dönemde davalı tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, fesih nedeni olarak müvekkili şirketin yetkilisi olduğu belirtilen Kıvanç Mursaloğlu’nun sosyal medya üzerinden 15 Temmuz olaylarının vuku bulduğu esnada yapılan paylaşımların olduğunun bildirildiğini, ihtarnamede zikredilen Kıvanç Mursaloğlu’nun fesih tarihinde müvekkili şirketin yetkilisi ve hatta şirket ortağı veya çalışanı dahi olmadığını, sözleşmenin feshinin taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine de aykırı olduğunu ve müvekkilinin sözleşme gereğince elde etmesi gereken kardan mahrum kaldığını beyan ederek 25/11/2013 tarihli sözleşmenin davalı tarafından tek taraflı olarak ve haksız olarak feshedildiğinin tespitine, haksız fesih nedeniyle müvekkili şirketin maruz kaldığı kar kaybı ile yapmış olduğu masraflar ve uğradığı maddi zararlara ilişkin zarar değerlerinin tam ve kesin olarak mümkün olduğu anda arttırılmak üzere fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik asgari 10.000,00 TL maddi tazminat ile davalının tamamen kötüniyetli ve müvekkiline zarar verme kastıyla hareket ederek, saygın ve itibarlı bir şirket olan müvekkilinin ticari adını ve itibarını onarılamaz bir şekilde zedelenmesi nedeni ile 50.000,00 TL manevi tazminatın sözleşmenin fesih tarihi olan 29/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 05/09/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu sözleşmenin, anılan tekne parklarda bağlı teknelerin acentelik hizmetlerinin davacı şirket tarafından komisyon karşılığında verilmesi amacıyla davacı şirketin imza tarihindeki yetkilisi——- tarafından imzalandığını, davacı şirket adına davaya konu sözleşmeyi imza eden ———- tarihinde kendisine ait —– hesabından; devlet yönetimini, halkın bir bölümünü, ———-aşağılar nitelikte paylaşımlarda bulunduğunu, bu hususun müvekkili tarafından tespit edildiğini bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini ayrıca davanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılması gerektiğini ve davaya konu fesih işleminin KHK kapsamında gerçekleştiğini beyan ederek öncelikle dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında imza edilen sözleşmenin, davacı taraf adına sözleşmeyi imza eden şahsın — tarihindeki internet paylaşımlarının 667 Sayılı KHK’nın 8. Maddesi kapsamında değerlendirilmesi ile fesih işleminin; KHK kapsamında ve KHK’ya uygun bir işlem olduğunun kabulüne, davacı tarafın maddi/ manevi tazminat taleplerinin reddine, aksi kabul halinde fahiş tazminat taleplerinin tenkisine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini, talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, 25/11/2013 tarihli acentelik sözleşmesinin haksız feshedildiğinden bahisle tazminat istemine ilişkindir.
Dosya içerisinde bulunan 25/11/2013 tarihli sözleşmenin imzalandığı uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşmenin Anlaşmazlıkların Çözümü başlıklı 9. maddesinde “işbu sözleşmenin uygulanmasından doğacak anlaşmazlıklar öncelikle sulhen çözülecektir. Anlaşma olmaması halinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” şeklinde yetki sözleşmesi yapıldığı anlaşılmıştır.
HMK’nın 17. Maddesi uyarınca “Tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılır”. Anılan yasal düzenleme karşısında yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde geçerlidir.
Taraflar tacir olup davalı vekili süresi içindeki cevap dilekçesi ile usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmuştur. Taraflar arasında sözleşmede yetki şartı mevcut olup davanın yetki şartında gösterilen İstanbul Nöbetçi Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle mahkememizin yetkisizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:(Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
Davalı vekilince cevap süresi içinde yetki itirazında bulunması, dosya içeriğinde de yetkili mahkemenin İstanbul Nöbetçi Ticaret Mahkemesi olduğunun anlaşılması nedeniyle mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
HMK’nın. 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
HMK’nın. 331/2. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderleri hususunun yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 30/05/2019