Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1212 E. 2021/1371 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1212 Esas
KARAR NO: 2021/1371
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/11/2017
KARAR TARİHİ: 21/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,—- arasında——– bloklarını, —– bloklarını projelere, şartnamelere ve sözleşmeye uygun olarak ——- üstlendiğini, müvekkili şirketin ise sözleşmelerin —— belirtildiği şekliyle aylık tamamlanan işlere karşılık, keşif özeti tablosundaki yaklaşık miktarları hakediş olarak davalı şirkete ödeyeceğini, dava konusu çatı yapım işlerini üstlenen davalı şirketin hakedişleri, sözleşmede belirtildiği şekliyle ilgili aylarda tamamlanan işlere göre -aylık periyotlar halinde- müvekkili şirketçe ödendiğini, nihayet çatı işinin yüklenici şirket tarafından teslim edilmesi ile müvekkili şirketin ———yılından itibaren söz konusu konutları maliklerine teslim ettiğini, ilgili taşınmazların maliklere teslim edilmesinin ardından çatı sistem uygulamalarından kaynaklanan bir takım problemler ortaya çıktığını, bu problemlerin yapım ve teslim aşamasında fark edilemeyen, kullanma ile ve ayrıca kontrol için gerekli mevsim koşullarının oluşması neticesinde zamanla ortaya çıkan uygulama yahut malzeme hatasından kaynaklandığını, sayılanlarla sınırlı olmamak kaydıyla çatı derelerindeki, oluklardaki, —– dairelerde su sızıntısına sebep olduğunu, yüklenici şirketin bu ağır kusuru————dairelerde bilhassa parke, elektrik aksamları, duvar kâğıtları vb. hususlarda ciddi zararlara sebep olduğunu, müvekkili şirket, yüklenici şirketin sözleşmeden doğan çatı yapım işini gereği gibi ifa etmediğini ve dairelerdeki bu sıkıntıyı, daire sakinlerinin şikâyetleri ile öğrendiğini, daire sakinlerinden gelen şikâyetler ve bildirimler anında yüklenici şirkete mail yoluyla ve şifahen ayrıntılı olarak defalarca bildirildiğini, ancak yüklenici şirketin mevcut problemlerin iyileştirilmesi ya da tamiri için müvekkili şirket ile irtibata dahi geçmediğini, eksiklikleri gidermediğini ve tadilatları yapmadığını, çatıdan gelen su sızıntılarının, elektrik kontağından kaynaklı yangın çıkması başta olmak üzere ciddi mal ve can güvenliği riskine sebebiyet vereceği endişesini taşıyan müvekkili şirketin, yüklenici şirketin hiçbir aksiyon almaması nedeniyle ve en nihayetinde müşteri memnuniyeti de dikkate alarak, daire sakinlerinin de daha fazla zarara uğramaması adına kısmi tadilat ve iyileştirme yapmak zorunda kaldığını ve dairelerde oluşan zararların bir kısmını giderdiğini, çatı sisteminden kaynaklanan mevcut problemlerin iyileştirilmesi ya da tamiri için tüm uyarı ve taleplere rağmen müvekkili şirket ile irtibata dahi geçmeyen yüklenici şirkete karşı——– ihtarnamesinin keşide edildiğini, işbu ihtarnamede, daire sakinlerinden gelen şikâyet ve bildirimlerin mail yoluyla ve şifaen yüklenici şirkete defalarca bildirildiği, ancak yüklenici şirket olarak hiçbir iyileştirme yapılmadığı, müşteri memnuniyeti gereğince bir kısım tadilat ve iyileştirmeler yapıldığı, bu kısmi iyileştirmeler sebebiyle alacak haklarının saklı tutulduğu, ———günlük süre içerisinde çatı yapım işi kapsamındaki projede sair tüm kusurların giderilmesini, hatalı işlemlerin düzeltilmesini, gerekli tadilatların yapılmasını, aksi takdirde sözleşmeden ve yasal mevzuattan doğan hakların kullanılacağı, yüklenici şirket nam ve hesabına gerekli tamiratların yaptırılacağı, uğranılan tüm zararların rücu edileceğinin ihtar edildiğini, ancak işbu ihtamame yüklenici firma tarafından ———- tarihinde tebliğ alınmasına rağmen bugüne dek ihtarnameye de cevap verilmediği gibi müvekkili şirket ile irtibata dahi geçilmediğini, hal böyle olunca taraflar arasında imzalanan ——- hareketle müvekkili şirket, daire sakinlerinin daha fazla mağduriyet yaşamamaları ve gerek daire sakinlerinin gerekse kendisinin zararlarının artmaması, can ve mal güvenliğinin korunması adına, bahse konu yapım ve imalat hatalarının giderilmesi, gerekli tüm tadilatların yapılması için bir başka firma ile anlaşmak zorunda kaldığını, bu kapsarnda ——- tadilat işlerine ilişkin anlaşma sağlandığını, ——-anlaşmanın ardından———— olduğu mailde, meydana gelen problemlerin yüklenici şirket tarafından gerçekleştirilen yapım işindeki imalat ve uygulama hatalarından kaynaklandığını, işin davalı şirket tarafından gereği gibi ifa edilmediğini tespit ettiğini, gelinen aşamada ise yüklenici şirket tarafından ayıplı imâl edilen çatıdaki problemlerin ——– tarafından giderildiğini, tadilat işleri kapsamında ——– bedelin ise şimdilik ——- olduğunu, aşağıda ayrıntıları ile açıklanacak ve Mahkememizce de resen takdir olunacak gerekçelerden de anlaşılacağı üzere, yüklenici şirketin —— sözleşmeler kapsamında üstlenmiş olduğu çatıyı ayıplı şekilde imal etmesi sebebiyle müvekkili şirketin uğramış olduğu maddi ve manevi zararın tazmin edilmesi gerektiğini, işbu belirsiz alacak davası da bu nedenle açıldığını, yüklenici şirketin ayıplı çatı imalatı sebebiyle ayıba karşı tekeffül borcu doğduğunu, bilindiği üzere, eserin sözleşme ile taahhül edilen veya dürüstlük kuralı gereğince kendisinden beklenen vasıfları taşımaması yani olması gereken vasfi ile fiilen mevcut olan vasıfları arasında farkın bulunması halinde eserin ayıplı olduğunun kabul edildiğini, eserdeki bu ayıbın değişik şekillerde ortaya çıkabildiğini, huzurdaki uyuşmazlık açısından özellikle belirtmek gerektiğini, iş sahibinin eseri teslim alır almaz derhal yapacağı özenli ve dikkatli bir muayene sonucu görülebilen ayıplar açık ayıp iken, eserin iş sahibi tarafından dikkatli ve özenli muayenesi ile anlaşılamayan, eserin kullanılması sonucu ortaya çıkan ve eserin değerini, kullanılabilirliğini azaltan ayıpların ise gizli ayıp niteliğinde olduğunu, eser sözleşmesine konu eserin, sözleşmede kararlaştırılan nitelikte olmaması halinde kanun koyucu eseri meydana getirme borcu altında olan müteahhitin ayıplı ifasından dolayı ayıba karşı tekeffülden sorumlu olacağı kuralını kabul ettiğini, belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde yüklenicinin imal etmiş olduğu ayıplı eser sebebiyle iş sahibine —– maddesi uyarınca bazı hakları doğduğunu, bu kapsamda yukarı yer alan bilgilerden hareketle sayılan tüm şartların somut olayda gerçekleştiğini mahkememizin değerlendirmesine sunmak istediklerini, belirtildiği üzere, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler uyarınca yüklenici şirket, ——- kapsamındaki —– projelere, şartnamelere ve sözleşmeye uygun olarak çatıların yapımını üstelendiğini, ardından müvekkili şirkete teslimini peyderpey gerçekleştirdiğini, tüm blokların tesliminin ——– yılının sonlarına doğru gerçekleştiğini, huzurdaki davaya konu olayda da, davalı yüklenici şirket ile akdedilen sözleşmeye göre işin ayıptan olabilmesi için en temel şartın; olası bir yağmurda ya da normal zamanda çatıdan sızıntı olmaması olduğu nitekim çatının yapılma sebebini de zaten sızıntı olunmadan dairelerde oturulmasının sağlanması, dış etkenlerden dairenin korunması kadar bu dış etkenlerden korunmamanın yaratacağı takip eden zararların önlenmesi oluşturduğunu, ancak önemle belirtmek gerekir ki, bu muayene ve ihbar külfeti eserdeki açık ayıplar için geçerli olduğunu, gizli ayıplar, sonradan ortaya çıktığı için bu ayıplar için muayene külfetinden bahsedilemeyeceğini, gizli ayıpların varlığı halinde, ayıbın öğrenildiği andan itibaren ihbar külfetinin yerine getirilmesi gerektiğini, ——- bu hususta vermiş olduğu bir başka kararda ise “Dava, eser sözleşmesine dayalı ayıplı ifa nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemiyle başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali davası olduğunu, ayıp ihbarı yapılmadığından davanın reddine karar verildiğini, eser sözleşmelerinde ayıp, yapılan eserde sözleşme ve eklerine göre bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da olmaması gereken bozuklukların olması şeklinde ortaya çıktığını, dava ve işin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan ———— ayıplarda uygun olarak ihbar yapılması koşuluyla, aynı kanunun 360. maddesi gereğince işsahibi kendisine tanınan hakları kullanabileceğini, bu durumda mahkemece sözleşme konusu ataşmanlar üzerinde teknik bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak ayıbın niteliği, gizli veya açık ayıplı olup olmadığı, uygulanması gerekli———- maddesine göre, eserin reddi veya bedelde tenzili gerekip gerekmediği, onarımın mümkün olup olmadığı ve tenzili gereken miktar ile onarım bedeli konusunda rapor alınıp, açık ayıp ise,—– maddesine göre muayene ve ihbar mükellefiyetinin yerine getirilmediğinden şimdiki gibi davanın reddi, gizli ayıplı ise, öğrendiği tarih araştırılıp e-maille yapılan ihbarın —-maddesi uyarınca derhal yapılıp yapılmadığına dair değerlendirme yapılarak sonucunu göre bir hüküm verilmesi gerekirken davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması” uygun görüldüğünü, şeklinde verilen karardan da açıkça anlaşılacağı üzere gizli ayıbın varlığı halinde ayıbın öğrenildiği anda ihbarın yapılması ile—— gereğince iş sahibi kendine tanınan hakları kullanabileceğini, huzurdaki davada daire sakinlerinden gelen ihbarların akabinde müvekkili şirket bu hali ile kabulü mümkün olmayan çatının onarılması için yükleniciye sözlü ve yazılı ayıp ihbarları yaptığını, öyle ki sözlü uyarılara yanıt vermeyen davalı şirkete ayıbın öğrenilmesi ile birlikte derhal ——– tarihli mail başta olmak üzere pek çok bildirimde bulunulduğunu, yüklenici şirkete yapılan ——– tarihli bildirimde “çatılarda baca diplerinden dairelere su kaçaklarının olduğu” açıkça bildirilmiş ve açıklanan bu sebeplerden ve Mahkememizce resen tespit edilecek gerekçelerden hareketle, ——- yüklenici şirketin taraflar arasında akdedilen sözleşmelerden doğan çatı yapım işini gereği gibi ifa etmeksizin yapmış olduğu hatalı, eksik ayıplı imalatın tespit edilmesini, müvekkili şirketin ayıpları başka bir şirket ile gidermesinden kaynaklanan şimdilik ——- zararı başta olmak üzere, yapılan kısmi tadilat masraflarının, ayıp sebebiyle dairelerde oluşan zararların gideriminden kaynaklanan şimdilik ———zararların ve ayıplı ifanın müvekkili şirket ticari itibarını zarara uğratması sebebiyle en az ——– manevi zararın ve tüm bu taleplerin işlemiş/işleyecek faizlerinin davalı yüklenici şirketten tahsil edilerek müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini müvekkili şirket adına vekaleten talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı——tarihli iki adet teşeron sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmelere konu işlerin sözleşmede belirtilen sürede her türlü ayıptan ari olarak davacı şirkete teslim edildiğini, davacının —- Maddesinde belirtilen yöntemleri kullanarak herhangi bir ihtar ve ihbarda bulunmaksızın beklediğini, işin tesliminden itibaren —– geçmesine rağmen işbu davayı açtığını, davanın zamamaşımı sebebiyle reddi gerektiğini. davacı tarafın iddia ettiği ayıbın varlığını ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafin davalı şirketin rakibi olan bir şirketin bilimsel ve somut olmayan beyanlarına dayanarak işbu davayı açtığını, davacı ilk olarak ayıbın —— ortaya çıktığını belirttiğini, artık iddia olunan ayıbın gizli ayıp niteliğinin kalmadığını, davacı şirketin sözleşmede belirtilen usullerle ayıp ihbarında bulunmadığını, kanunun belirlemiş olduğu muayene ve ihbar ödevini süresi içinde yerine getirmeyerek ayıplı olduğunu iddia ettiği işi zımnen kabul etmiş olduğunu, davalı şirket tarafından yapılan imalatlarda bir sorun bulunmadığını, davalı şirketin sorumluluğunda bulunmayan baca dibi, pencere ve kapı kenarları, parapet sıvası, boyası, izolasyon gibi önemli imalatların başka taşerona yaptırıldığını ve özensiz yapılan bu imalatların çatı arasına su sızdırabilecek davacının müşterilerinin yaşadığı sorunlara sebep olabilecek nitelikte olduğunu, onaylı projesine uygun imalatlar yapılıp yapılmadığını, çatı kısmında davacının iddia ettiği müşteri şikayetine sebep olabilecek imalatlar olup olmadığının, diğer taşeronların yapmış olduğu imalatların davacı şikayetlerine sebep olup olmayacağının bilirkişiler marifetiyle çözüme kavuşturulması gerektiğini, davaya konu proje ile ilgili garanti süresi olan —– içinde davalı taraftan herhangi bir talepte bulunulmamış olmasının davalı şirketin imalatında herhangi bir sorun bulunmadığını gösterdiğini, ayıplı olduğu iddia edilen işlerin düzeltilmesi için harcandığı iddia olunan bedelin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle eser sözleşmesinden kaynaklı ayıba dayalı olarak açılan maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Taraf delilleri toplanılmış, uyuşmazlığın çözümü bilirkişi incelemesini gerektirdiğinden mahallinde keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırılmış, —– tarihli kök raporda özetle ” dava konusu somut olayda davacı —— kaynaklı ayıpların olduğunu ileri sürüp davalıdan ayıp dolayısıyla uğramış olduğu zararların tazminini talep ettiğini, teslim edilen eserin, yüklenicinin taahhüt ettiği nitelikleri ve sözleşmede öngörülen tahsis amacı bakımından gerekli unsurları taşımıyorsa yüklenicinin ayıba karşı tekeffül borcundan dolayı sorumluluğu söz konusu olduğunu, eserin ayıplı olması dolayısıyla sahip olunan hakların kullanılabilmesi için gözden geçirme ve bildirim külfetlerinin yerine getirilmiş olması gerektiğini, ——İş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğunu, yapılan gözden geçirme sonucunda bir ayıbın varlığı tespit edilirse, bunun yükleniciye ayıbın cins ve önemini anlayabileceği bir şekilde gecikmeksizin bildirilmesi gerektiğini, ayıp bildiriminde bulunma, herhangi bir şekle tabi olmadığını, bu nedenle bildirimin yazılı, sözlü veya e-mail yoluyla yapabileceğini, iş sahibinin ayıplı ifa sebebiyle açtığı davada dava dilekçesinin tebliği ayıp ihbarı yerine geçtiğini, ayıp bildiriminin gözden geçirmeden sonra derhal yapılması gerektiğini, gözden geçirme ve bildirim külfetinin kısa süreli oluşunun nedeni yapılan kısmın teslim edilmesinden çok sonra ayıp iddialarının ortaya alılmasının adil olmaması olduğunu, yüklenici eserdeki ayıpları kendisine yapılan bildirim ile öğrendiğini, ayıp bildirimi için ek süre ne denli uzun olursa, gözden beçirme ve bildirim süresinin amacından o denli uzaklaşılacağını, uygun bildirim süresinin belirlenmesinde gözden geçirme süresinin bitiminden itibaren değil, ayıbın tespitinden sonra işlemeye başlayan bir süre esasın alınacağını, dava konusu somut olayda çeşitli tarihlerde yüklenicişe elektronik postalar gönderilmiş olduğu bu elektronik postalarda çatılardan su aktığı bildirildiğini, elektronik posta yazışmaları dikkate alındığında, yapılan bildirimlerin gizli ayıplara ilişkin olduğunu, —– yılında gönderilmiş olan ayıp bildirimine ilişkin ihtarnameniti zamanında gönderilip gönderilmediği mahkemenin takdirinde olduğunu, inşaat sözleşmesinde yüklenicinin ayıba karşı teveffülden dolayı sorumlu tutulması için aranan koşullardan biri ayıba karşı tekeffülden doğan davalara ilişkin zamanaşımı süresinin geçmemiş olması gerektiğini, —— göre taşınmazlara ilişkin ayıplardan doğan davalarda teslimden itibaren beş yıl geçmekle ayıba karşı tekeffülden doğan hakların zamanaşımına uğramadığını, dava konusu somut olayda teslim tarihi net olarak tespit edilmiş olmamakla birlikte yapılan işin niteliği de dikkate alındığında ayıba karşı tekeflülden doğan haklara ilişkin davanın zamanaşımına uğradığı düşünülebileceğini, eğer Mahkeme, zamanaşımı bulunmadığı kanaatine varırsa ayıba karşı tekeftülden sorumluluğun doğması için aranan bir başka şartın da ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini, onun da ayıbın iş sahibinden kaynaklanmaması olduğunu, iş sahibi, uzmanlık alanları birbirinden farklı olan birden fazla yüklenici ile anlaştığı hallerde, yükleniciler arasındaki görev sırasını ve koordinasyonunu da sağlaması gerektiğini, bu bildirim yükümlülüğünü yerine getirmezse doğacak olumsuz sonuçlara katlanacağını, yüklenici, yalnızca kendi yapacağı işe uygunluk bakımından bir inceleme yapmalı ve bir uygunsuzluk varsa bunu iş sahibine bildirmesi gerektiğini, teslim tarihi net olarak tespit edilemediğinden ayıba karşı tekeffülden doğan hakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda takdirin Mahkemeye ait olduğunu——oranında ayıbın iş sahibinden kaynaklandığı diğer kısım bakımından davalının zarar tazmin yükümlülüğünün söz konusu olabileceği, bunun sebebinin iş sahibinin birden fazla yüklenici çalıştırmasından olduğu, yüklenicinin bu hususta bildirim yükümlülüğünü yerine belirtip getirmediğinin belirlenemediğini. davacı şirketin —– olduğu işin hakkediş bedeli toplam tutarı —— olduğu, bedelinin davacı tarafından firmaya havale ve çek yolu ile tamamen ödendiğini, zararın ayıbın gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesinin talep etmiş olduğunu, bu konudaki değerlendirme ve takdir Mahkemeye ait olduğu ” bildirilmiştir. Kök rapora itirazlar üzerine aynı bilirkişi heyetinden alınan —— raporda özetle ” Tarafların itiraz ve beyanları doğrultusunda dosya üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, davalı ——– sorumluluğunda olan imalatlardaki hatalardan dolayı meydana gelen gizli ayıplar ve tadilat için yapılan masraflardan davalının %20 oranında sorumlu olduğu, davacı ——–. sorumluluğunda olan bu imalatlardaki hatalardan dolayı meydana gelen gizli ayıplar ve tadilat için yapılan masraflardan davacının —— oranında sorumlu olduğu, ayıbın kast veya ağır kusura dayalı olarak meydana getirilmediği, ayıpların tamamen yüklenici tarafından meydana getirilmediği, yüklenicinin bildirimi yükümlülüğü bulunmadığı, davalı yükleniciye atfedilen kusur oranı bakımından bir değişiklik olmadığı” bildirilmiş, tekrar itirazlar üzerine aldırılan—— özetle “Sonuç olarak, itiraz ve beyanlar doğrultusunda dosya üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda kök ve ek raporlarında ayrıntılı olarak belirtilmiş olan görüş ve kanaatlerinde herhangi bir değişiklik olmadığı” bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişi rapor içeriklerine nazaran; taraflar arasında davacının iş sahibi, davalının yüklenici olarak yer aldığı eser sözleşmesi olarak —— tarihli çatı işleri ile ilgili iki adet teşeron sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmelere konu işlerin davalı yüklenici tarafından yapılıp davacı şirkete teslim edildiği ve davalının alacağının ödendiği konusunda uyuşmazlığın bulunmadığı, eldeki davanın davacı tarafça——yılından itibaren konutların maliklerine teslim edildiği, ancak ilgili taşınmazların maliklere teslim edilmesinin ardından çatı sistem uygulamalarından kaynaklanan bir takım problemler ortaya çıkması nedeniyle —– yaptırılan işlerin bedeli ve manevi zararların tazmini amaçlı olarak açıldığı, davalının çatı işlerini yaptığı bazı konut sahiplerinin çatılardan dairelere su sızıntısının gerçekleştiği şikayetleri üzerine davacı tarafça davalıya —– gönderildiği ve akabinde ——-yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarnameye herhangi bir şekilde davalı tarafça cevap verilmediği, davalı tarafça işin ayıpsız olarak yapılıp teslim edildiği, aynı konutlarda başkaca —— işlerin yapıldığı, sorunların bu işlemlerden kaynaklı olabileceğinin, garanti süresi – yıl içinde talepte bulunmadığının, davacının aradaki sözleşmenin —– Maddesine uygun şekilde bildirimde bulunmadığının ve talebin zamanaşımına uğradığının iddia edildiği, dosyada iş bitirme teslim tutanağı bulunmadığı, davacı tarafça işin —– yılı itibariyle tamamlandığının dava dilekçesinde ileri sürüldüğü, davalı tarafça ise davacı ile arasındaki——- ayında davacı şirkete teslim edildiğinin iddia edildiği, bu iddia üzerine davacı tarafın ileriki beyanlarında iddianın inkar edilmediği, bilakis cevaba karşı cevap dilekçesinde ” davalı şirket cevap dilekçesinde her ne kadar eserin geç teslim edilmediğine ilişkin savunmalarına yer vererek, huzurdaki davanın —– zamanaşımına tabi olduğunu iddia etse de huzurdaki davada maddi-manevi tazminat talebinde bulunma gerekçemiz, davalı Şirketin yapmış olduğu imalatların ayıplı olmasıdır. Bu sebeple ———- tabidir. ” ibarelerine yer verdiği, bu haliyle hakediş ve ödeme tarihleri de gözetilerek——- ayında davacı tarafa teslim edildiği kanaatine varıldığı, taraflar arasındaki sözleşmelerin imza tarihi itibariyle uyuşmazlığa 6098 sayılı TBK nın uygulanması gerektiği, ilk ihbarın davacı tarafça ——- yapıldığının anlaşıldığı, bilirkişi raporlarına göre davacı tarafından dosyaya sunulan ve dava dışı ——- yapılan tadilat ve onarımı işleri fotoğrafları ve raporu incelendiğinde, onarımların farklı bloklarda çatıların farklı noktalarında yapıldığı, bu onarımların çoğunlukla çatı —— çevreleri, güvercinlik yatay dereleri, baca diplerinde yoğunlaştığı, keşif esnasında yerinde görülen metal panellerin de bu bölgelerde olduğunun görüldüğü, balkon çevrelerinde. zemin kaplamaları yağmur suyu giderleri. ——sorunların olduğu da dikkate alınarak davacı sorumluluğunda olan bu imalatlardaki hatalardan dolayı meydana gelen gizli ayıplar ve tadilat için yapılan masraflardan davacının %80 oranında sorumlu olduğu kanaatine varıldığı ve tadilat fotoğraflarının genelinin incelenmesi sonucunda. davalı sorumluluğunda olan metal çatının balkon çevresindeki bitiş elemanlarının, mahyaların ve güvercinlik üstlerinin yer yer sökülerek yenilendiği, yer yer metal kenet çatı plakalarının birleşim yerlerine sonradan macten çekilerek akıntıların önüne geçilmeye çalışıldığının görüldüğü, bu mahaldeki hata ve ayıplardan davalının sorumlu olduğu tespitlerine yer verildiği, bu ayıpların gizli ayıp olarak nitelendirilmesi gerektiği bu haliyle davalının ağır kusurunun bulunmadığı, —— Maddesine göre ayıp nedeniyle dava hakkının teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı, eldeki davada davalının ağır kusurunun bulunmadığı, teslim tarihinin ise —— tarihinde açıldığı, davalı tarafça ayıp ihbarının —– yıllık sürede yapıldığı iddiasının sonuca etkili olmayacağı, zira zamanaşımını kesmesi için dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurması, icra takibinde bulunması ya da iflas masasına başvurması gerektiği,—– zamanaşımını kesen nedenler arasında ihtarnamenin bulunmadığı anlaşılmakla davacının maddi ve manevi tazminat davasının zamanaşımı nedeniyle reddine dair karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Dava dilekçesinde hem maddi hem de manevi tazminat talebinin ileri sürüldüğü, ancak peşin harcın yalnızca maddi tazminat dava değeri üzerinden yatırıldığı, manevi tazminat tutarı üzerinden herhangi bir harç ikmal edilmediği, bu eksikliğin karar anına kadar giderilmediği, bu haliyle usulüne uygun açılmış bir manevi tazminat davasının bulunmadığı anlaşılmakla manevi tazminat davası için ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücreti değerlendirmesi yapılmamış olup gerekçede belirtilmekle yetinilmiştir)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi ve manevi tazminat davasının ayrı ayrı zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar harcı 59,30 TL’den peşin olarak yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile 27,90 TL eksik harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 34.986,35 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ———-davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021