Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1211 E. 2021/148 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1211 Esas
KARAR NO : 2021/148

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2017
KARAR TARİHİ : 15/02/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
l.İDDİA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Şirkete—- plakalı —— çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, meydana gelen kaza neticesinde müvekkiline ——hasar meydana geldiğini, davalı Sigorta şirketi, poliçe limitleri dahilinde hasarın tamamından sorumlu olduğu gibi —- tutarının tamamından da sorumlu olduğunu, bu kapsamda davalı ——— Poliçesi ile davalıya sigortalı olduğunu, sigorta şirketine hasar bedelinin ödenmesi için başvuru yapılmışsa da davalı tarafça hasarın reddedildiği bilgisinin — temerrüde düştüğünü beyan ile, taraflar arasında ki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebilecek miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra 6100 Sayılı HMK 107 Md. uyarınca iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmadan alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracaklarını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 250,00-TL hasar bedelinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 13/12/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, arz ve talep etmiştir.
ll. SAVUNMA ;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflarına iletilmiş olan —- incelendiğinde her iki araç üzerindeki hasarın birbiri ile örtüşmediği ve hasarların birbiri ile uyumsuz olduğu kanaatine varıldığını, kusur oranlarının tespiti gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dâhilinde sorumlu olduğunu, kabul manasında olmamak üzere, davacının gerçek zararının tespiti gerektiğini, davacının dolaylı — dayanan taleplerinin——kapsamı dışında olduğunu, bu nedenle kazanç kaybına ilişkin taleplerin reddedilmesi gerektiğini beyan ile, davanın usulden reddini talep etmiştir.
III.DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası sonucu uğranılan hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davaya konu trafik kazası 20.08.2016 tarihinde davalının sigortalısı olduğu araç ile davaya konu diğer araç arasında meydana gelmiştir.
Davacı vekili, davalı tarafın kusurlu olduğunu iddia ederek hasar bedelini, 13.12.2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, kaza ve hasarın örtüşmediğini, olaya ilişkin kusur raporu aldırılması gerektiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, davalı şirkete — plakalı araç arasında 20/08/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında kazanın oluşmasında kusur oranının tespiti ile,——- plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli alacağından davalıların sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise sorumluluk miktarının belirlenmesi hususundadır.
—- tarihinde davalı sigorta şirketi bünyesinde —- sigortası kapsamında sigortalı bulunmaktadır.
Mahkemimizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Trafik kazaları kusur hasar değer tespiti uzmanı bilirkişi tarafından düzenelenen — raporda, olayda davalının tamamen kusurlu olduğu, hasar bedelinin 9.741,82 TL olduğu belirtilmiştir.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında ;
—- sayılı araç ile seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde, aracının ön kısımları ile, önünde seyir halinde olan ve yavaşlayarak sağdaki sokağa dönmek isteyen dava konusu araç sürücüsü dava dışı ———– kısımlarına çarpması sonucu, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği,
Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere,
Davalı sürücü —– dikkatini yola vermediği, yol özellikleri mahal şartlarını dikkate almadığı, dönüş yapmak için yavaşlayan araca arka kısmından çarpması nedeniyle tamamen kusurlu olduğuna,
Davacı sürücünün ise tamamen kusursuz olduğuna, kanaat getirilmiştir.
Buna göre,—- plaka sayılı araç———— sürücüsünün olayda yukarıda açıklandığı şekliyle kusurlu olması nedeniyle;
—— plaka sayılı araç sigortacısı—-, sigortalının kasti bir eyleminden kaynaklanmadığı sürece, —–sağladığı rizikoya bağlı zarar ve hasar için 6102 Sayılı TTK’nun 1409, 1427, 1459 maddeleri uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olması,
—– araç işleteni olmasından kaynaklı KTK madde 85 kapsamında tehlike, TBK madde 49 kapsamında haksız fiil sorumluluğu bulunması, nedeniyle kaza neticesinde meydana gelen zararlardan sorumlu oldukları anlaşılmıştır.
Hasar Bedeli Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Trafik kazaları kusur hasar değer tespiti uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 17.02.2020 tarihli deneteme elverişli teknik raporda , hasar bedelinin 9.741,82 TL olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda açıklandığı şekliyle sorumlulukları çizilen davalıların, bu bedelin tazmininden mesul oldukları, davacı vekilinin dava dilekçesinde 250 TL hasar bedelinin tahsilini istediği, daha sonra alacağını arttırarak 9.741,82 TL alacak talebinde bulunduğu, bilirkişi raporunda 9.741,82 TL hasar bedeli gösterildiği anlaşılmakla, davacının talebinin yerinde olması nedeniyle 9.741,82 TL hasar bedelinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Faiz Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Bir haksız fiil olan trafik kazalarından kaynaklı tazminat istemlerinde, temerrüt tarihi kişilere göre farklılık arz eder.
Gerçek Kişiler Açısından; Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır.
Sigorta şirketi açısından ise, —- sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9. gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir. Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir. (Benzer yönde Yargıtay— nolu içtihatları)
Davacı vekili hasarın karşılanması talebinin reddedildiği tarih olan 13.12.2016 tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulunmuştur. Davacının talebi açıkça reddedildiği için 8 işgünü beklenmesine gerek olmadığından, hasarın karşılanması talebinin red tarihi itibari ile sigorta şirketinin temerrüde düştüğü, davacı vekilinin davalı gerçek kişi içinde bu tarihten itibaren yasal faizi talebi karşısında, taleple bağlılık kuralı gereği sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan 13.12.2016 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
IV. HÜKÜM : (Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle)
1-Davanın KABULÜNE,
9.741,82 TL hasar bedelinin 13/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 665,47 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harc ile 167,00 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik bakiye 467,07 TL nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3——-tarifesine göre davacı için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 67,40 TL ile yatırılan 167,00 TL ıslah harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 800 TL bilirkişi gideri ve 231,20 TL posta gideri olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin ve davalı—— karşı diğer davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı