Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1207 E. 2020/391 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2017/1207 Esas
KARAR NO : 2020/391

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/11/2017
KARAR TARİHİ : 08/09/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ticari ilişki————–faturanın usulüne göre tanzim ve tebliğ edildiğini; davalı tarafından faturaya konu borca itiraz edilmediğini; alacağın tahsili için davalı aleyhine İstanbul Anadolu ———–İcra Müdürlüğü’nün ——– sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını; davalıya ödeme emrinin tebliğ edildiği; davalı tarafından haksız ve kötüniyetli olarak borca ve fer’ilerine itiraz edildiğini belirtmiş, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından başlatılan icra takibinde davalının, davacıya hiçbir borcu bulunmadığını; icra takibine konu faturaya konu mallar ile ilgili davalı şirket ile davacı arasında herhangi bir ticari alışveriş olmadığını; davacı tarafından tek taraflı olarak davalı şirketin bilgisi haricinde fatura kesildiğini; davacı tarafından söz konusu faturanın davalıya tebliğ edilmediğini, fatura içeriği malların da davalı şirkete teslim edilmediğini; bu nedenle, dayanaksız bir faturaya dayanarak alacak talebinde bulunmasının hukuken mümkün olmadığını belirtmiş, mesnetsiz davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava, cari hesap ilişkisine dayalı faturalı satımdan kaynaklanan bakiye alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalıya aralarında ticari ilişki olduğundan bahisle 09.09.2016 tarihli 2.810,75 TL bedelli e-fatura düzenleyip düzenlemediği bu faturadan kaynaklı olarak davalıya mal teslimi yapıp yapmadığı bu itibarla davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İstanbul Anadolu ——- İcra Müdürlüğü’nün ——— sayılı takip dosyası içeriğine göre; 05/09/2017 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı …olduğu, asıl alacak + işlemiş faiz toplamı 3.116,18 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, —— ödeme emrinin borçluya 08/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 13/07/2017 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi——– tarafından düzenlenen 31/05/2019 tarihli esas raporda; davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 05/09/2017 icra takip tarihi itibariyle 2.810,75 TL alacağı bulunduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmuş olduğu, takibe konu e-faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri 4.480,00 Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Uyuşmazlık konusu noktaların tanıkla ispatı mümkün olduğu anlaşıldığından mahkememizce tanık dinlenilmesine karar verilmiştir.
Tanık ——— beyanında; ——– şirketi ile iş yaptığını, bu iş kapsamında, ————- mal ve hizmet teslim aldığını, —–adına aldığı mal ve hizmet karşılığı ——— tutarında fatura düzenlediğini, fatura içeriğindeki montaj malzemelerini davalının teslim aldığını, sevk irsaliyesi altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, imzanın davalı çalışanlarına ait olduğunu ifade etmiştir.
HMK’nun 169 ve devamı maddelerinde düzenlenen düzenlenen isticvap; bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir. Dosyaya anılan fatura ile ilgili sevk irsaliyesi sunulmuş, mahkememizce bu sevk irsaliyesi altındaki teslim alan imzasının davalı çalışanına ait olup olmadığı konusunda araştırma ve inceleme yapılması amacıyla davalı tarafa ihtaratlı isticvap davetiyesi çıkartışmış, davalı şirket yetkilisi isticvap edilmiş, imzanın davalı şirket çalışanlarına ait olmadığını beyan etmiştir.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. (Yargıtay —– HD. —————————-)
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 2.810,75 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, dava konusu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, alım satım ilişkisinde para ediminin ifasını isteyen satıcının malı teslim ettiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerektiği (Yargıtay ———–. HD. —–Esas, ———- Karar), davacının ticari defter ve belgelerinin irsaliye, teslim belgesi gibi dayanakları bulunmadığı takdirde defterlerdeki kayıtların tek başına mal teslimini ispatlamaya yeterli olmayacağı (Yargıtay —— HD. ——– Karar), teslim hususunun tanık delili ile de ispatlanamadığı, davalı şirket yetkilisinin teklif edilen yemini eda ettiği, davanın ispat edilemediği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İspatlanamayan davanın reddine,
Koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 47,99 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6,41 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki————göre hesaplanan 3.116,18 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.