Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1144 E. 2020/468 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1144 Esas
KARAR NO: 2020/468
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 17/10/2017
KARAR TARİHİ: 23/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle ; Davalı şirket sermayesi, toplamda—– sermayeye tekabül eden ——-adet paydan oluşmaktadır.———, davacı şirket’te —– sermaye’ye tekabül eden ve sermayenin %20’sini oluşturan —- adet paya sahiptir. Müvekkil şirket ile —– orasında, ——- tarihinde, müvekkil şirket’in yaklaşık —– tutarındaki alacağına istinaden —— söz konusu paylarının tamamı üzerinde dava lehine rehin kurulmasını öngören bir hisse rehin sözleşmesi imzalandığı, Söz konusu ——— bir örneği davalı Şirket’e gönderilmiş ve hisse rehni Davalı Şirket tarafından pay defterine kaydedildiğini, kuruluş tarihi olan —— yılından bu yana hiçbir şekilde sermaye artırımına ilişkin bir karar almayan davalı Şirket, müvekkil Şirket’in ———- hisseleri üzerinde rehin hakkı tesis etmesinden hemen sonra dava konusu olan sermaye artırımı kararını aldığı, İşbu karar hukuka aykırı ve batıl olup, butlanının tespiti gerektiği, davalı ———— haberdar olması, ——– ekonomik sıkıntıda olduğunu ve sermaye artırımına katılacak mali güce sahip olmadığını bildiğini gösterdiği, söz konusu —-haberdar olunmasından hemen sonra, çok açık şekilde ——- azınlık haklarını ve hisse değerini ortadan kaldırmak, dolayısıyla müvekkil şirket’in haklı menfaatini haciz ve/veya satış yoluyla elde etmesini engellemek amacıyla sermaye artırımına ilişkin kararı aldığı, —— işbu süreçte taahhüdü ihlal suçundan ötürü cezaevine girdiği, ve halen cezaevinde olduğu, dolayısıyla anılan kararın tescili halinde ——artırıma iştirak etmesinin mali ve fiili olarak mümkün olmadığı, bu sebeplerle, anılan —— kararı, pay sahibi —– vazgeçilmez nitelikteki azınlık haklarını büsbütün ortadan kaldırdığından batıldır, batıl olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiği, dava konusu kararın tescili ile sermeyenin gerçekleşmesi durumunda davalı şirketin sermayesi bir anda ——- çıkacak, bu sayede ——– paylarının maddi değeri neredeyse tamamen ortadan kalkacak ve —- — sahibi iken sahip olduğu vazgeçilmez nitelikteki azınlık haklarına sermayenin artırılması halinde pay oranı —- düşeceğinden artık sahip olamayacağı, davalı şirketin sermaye artırımı kararın tamamen ——— hisse değerini düşürmek, azınlık haklarını ortadan kaldırmak ve davacı şirketin hisse rehninden doğan haklarını doğan haklarını kullanmasını engellemek amacıyla alındığı, bu sebeple davacı şirket tarafından sermaye artırımına ilişkin devam ve tescil işlemlerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ———– tarihinde alınan yönetim kurulu kararında belirtilen sermaye artırımı ihtiyacına yönelik gereksinimlerinin devam etmesi, rekabetçi piyasa koşulları dikkate alındığında teknolojik yatırım yapılmasının bir zorunluluk haline gelmesi, canlı büyükbaş hayvan sayısı ile birlikte, bakım ve işçilik maliyetlerinin de aynı oranda artması ve kredi borçlarının taksitlerinin yaklaşması nedeniyle ——- nezdinde sermaye artırımına gidilmesi bir tercih değil zorunluluk halini aldığı, İlanlar sonrasında Davacı tarafça, haksız ve herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağı ortada olan ———Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde görülmekte olan davada celse arasında tedbir talep edilmiş ve mahkeme tarafından müvekkil şirket dinlenilmeksizin ” ——— tarihli —– sermaye artırımı kararı alınmaması” şeklinde tedbir kararı verilmediğini, İş bu tedbir kararı, ——- tarafından yapılan haklı İtirazlar sonrasında —- tarihinde kaldırıldığını, —–tarihinde İş bu haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verildiği, ——– Tarafından, hem davacı tarafın hem de pay sahibi ——– haksız ve hukuki dayanaktan yoksun tüm engellemeleri nedeniyle ancak, —- tarihinde yapılan ————– toplantısında sermaye artırımı kararı alınabilmiş ve sermaye artırımına ilişkin —- tarihinde tescil edildiği,——–nezdinde sermaye artırımına gidilmesi gerekliliği ——- tarihinde öngörülmüş olmasına karşın, davacı tarafın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun tüm engellemeleri nedeniyle ancak —- sonrasında ———Nezdinde sermaye artırımı işlemleri gerçekleştirilebildiği, TTK’nın 36.maddesi uyarınca, tescil işlemi ile birlikte 3.kişiler nezdinde hukuki sonuçlar doğuracağından, davacı tarafın talep ettiği şekilde sermaye artırımına ilişkin devam ve tescil işlemlerinin tedbiren durdurulması hukuken mümkün olmadığını, dava dışı — tarafından işbu tarihe kadar —– Bir çok kereler finanse edilmek zorunda kalınmış ve —– devamlılığının sağlanabilmesi için bizzat —-tarafından ———— yüksek miktarlarda borç verildiğini, ——–Adına alınan kredilere pay sahibi kredilere pay sahibi —- tarafından hem şahsi kefil olunmuş, hem de ——- şahis mal varlığı üzerine ipotek konulduğunu, ——— Nezdinde gerçekleştirilen sermaye artırımının amacı; —– ticari faaliyetlerine devam edebilmesi ve varlığını sürdürebilmesinin sağlanmasıdır. —- kuruluşu ile alınan canlı hayvan sayısı giderek artarak — tarihi itibariyle —— adet canlı ——- ulaşmış olup, ——nezdinde — işçi çalıştığı, —– adet hayvanın her gün beslenmesi ve bakımlarının gerçekleştirilmesi gerekmekte olup, ————— bir günlük ortalama işletme maliyeti —- bir aylık maliyeti ise —- olduğu, yapılan yatırımların ve çiftliğin finanse edilebilmesi için ——-Tarofından — yılında——– tutarında, daha sonra tekrar —– yılında —— tutarında kredi çekildiğini, —– yılında ——kredi kullanıldığı, —– yatırımları ve hayvanların bakımı için çekilen kredi tutarı toplam —— ulaşmış olup, sonrasında —– alınan borçlar sonrasında yapılan ödemeler ile sermaye artırımı öncesi —— kalan kredi borcu tutarı toplam —-. Sermaye artırımı öncesi ——– duran varlıklarına karşılık, ödenmiş sermayesi —– tutarı ise ———- içerisinde ödenmiş sermayesini yitirmiş ve —— kaybetmiş olması demek, aktiflerinin tamamının yabana kaynaklarla karşılanması anlamına gelmekle bu sebeple davanın reddini talep etmiştir.
Dava, davalı şirketin —- tarihli ——– toplantısında alınan kararlarının butlanının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı tarafça istemine gerekçe olarak; davacı şirket hissedarlarından —– ile aralarında hisse rehin sözleşmesi imzalandığı, —— hisseleri üzerinde davacı lehine rehin kurulduğu, davaya konu ——– toplantısında kararlaştırılan sermaye artırımının —— azınlık haklarını ve hisse değerini ortadan kaldırmak, dolayısıyla davacı şirketin haklı menfaatini elde etmesini engellemek amacıyla sermaye artırımı yapıldığı, TTK 447/1-a hükmü gereğince batıl olduğu, bunun dışında alınan kararın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, TMK 2 maddesi gereğince batıl olduğu iddiaları ileri sürülmüştür.
Mahkememizce davalı şirketin sicil dosyası dosya arasında alınmış, davalı şirketin —- ortaklık olduğu—— hissesinin sermaye artırımı öncesi %20 olduğu belirlenmiştir.
Davaya konu ——— kararının tetkikinde; davalı şirketin sermaye artışının ve ana sözleşmesinin de bu yönde tadilinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
TTK 447.maddesinde —– kararlarının butlanı hali düzenlenmiş ve
A) Pay sahibinin, ——– katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
B) Pay sahibinini bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran,
C) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararlarının batıl olduğu hükme bağlanmıştır.
Anılan düzenleme, a bendinde; —— kararının doğrudan pay sahibinin hakkının sınırlandırılması/ ortadan kaldırılması halinde batıl olacağını öngörmüş, sair yöndeki bir —– kararının, dolaylı sonucunun pay sahibinin hakkına etkisini öngörmemiştir. Nitekim davaya konu ——— kararında da sınırlayıcı herhangi bir düzenleme getirilmemiştir. Dolayısıyla butlan halinin bulunduğundan söz edilemez. Ancak alınan — kararının dolaylı sonuçlarının, sermaye artırımına katılmayan hissedarlara etki edebileceği durumlar olabilir. Bu çerçevede ise yapılacak değerlendirme, alınan —–kararının dürüstlük kuralına uygun olup olmadığı noktasında olabilir.
TTK’nun 445.maddesinde de dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararlarına karşı iptal davası açılabileceği düzenlenmiş, bu davayı açabilecek kişiler ise TTK’nun 446.maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır.
Davacı şirketin TTK’nun 446.maddesinde sayılan kişiler içinde olmadığı yönünde ihtilaf yoktur. Bu nedenle davacı şirketin işbu davada aktif husumeti bulunmadığı değerlendirilerek davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.
Mahkememizde yapılan yargılama sırasında, aynı genel kurul toplantısının 2.maddesinin iptali istemiyle —–Asliye Ticaret Mahkemesinin ——– sayılı dosyasında dava açıldığı belirlenmekle ve TTK’nun 448/2 hükmü gereğince ve ilk açılan davanın mahkememizde derdest dava olması nedeniyle, dosyaların birleştirilmesi hususunda ——-Asliye Ticaret Mahkemesi ile yazışmalar yapılarak birleştirme kararının kurulması beklenmiş, ancak ——-Asliye Ticaret Mahkemesinin ——– sayılı dosyasında verilen ——– tarihli karar ile davanın reddine dair karar verildiği belirlenmiştir.
TTK 448/2 maddesinde, birden fazla iptal davasının açılması halinde, davaların birleştirilerek görüleceği yönündeki düzenlemenin, amacının farklı mahkemelerden çelişkili kararlar çıkmasının önüne geçmek olması, mahkememizdeki talep yönünden davacının aktif husumetinin bulunmaması itibariyle davanın reddi gerektiği yönünden kanaat oluşmuş olmakla ve birleşmesi beklenen dosya yönünden de davanın reddine dair karar verilmiş olmakla, birleşmeye yönelik usuli süreç beklenmeksizin usul ekonomisi de gözetilerek hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının, aktif husumeti bulunmadığından davanın reddine,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen 100,00 TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/09/2020