Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1131 E. 2022/395 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1131 Esas
KARAR NO: 2022/395
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/10/2017
KARAR TARİHİ: 12/05/2022
—- adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —— tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; — tarihinde — üzerinde müvekkilleri —- tarafından kullanılan —-yol kenarına hatalı ve kusurlu olarak bırakılan —- çarptığı, müvekkillerinin oğlunun vefat ettiğini, söz konusu kazaya sebep olan —–kaza esnasında davalı —olduğunu, kusurlu olan tarafın sürücü– olduğunu, davalılardan —-söz konusu aracın maliki olduğunu, söz konusu kazanın oluş şekline ilişkin savcılık dosyasının mahkemece celp edilmesini,— içerisinde müteveffa —– asli kusurlu olmadığını gösterir evraklar ve tanık beyanları mevcut olduğunu, ayrıca savcılık dosyasında alınan kusur durumuna ilişkin bilirkişi raporunu da dilekçe ekinde sunduklarını, işbu bilirkişi raporunda davalı sürücünün asli, kusurlu olduğunun tespit edildiğini beyan ile, müvekkilleri — açısından ——–kaybetmeleri sebebiyle fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik —- destekten yoksun kalma tazminatına kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte hükmedilmesini ve bu bedelin davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tahsilini, müvekkili —- olmak üzere toplam —- manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan ——-müşterek ve müteselsil olarak tahsilini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin müşterek ve müteselsil olarak yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı — vekili; Somut olayda başvuru şartı yerine getirilmediğini, kusur durumunun tespiti gerektiğini, olayda müteveffa — park halindeki —- plakalı araca çarptığını, somut olayda davacıların desteğinin müterafik kusurunun olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, davacının avans faiz talebinin reddini beyan ile,—– yükümlülükler yerine getirmeden, doğrudan dava yoluna başvurulmuş olması nedeniyle, HMK 115 maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın usulden reddini, işletilme halinde olmayan araçların teminat dışı olması nedeniyle huzurdaki davanın reddini, her halükarda tazminat hesabının —— ekinde yer alan esaslara göre yapılmasını, her durumda muaccel bir alacak oluşmadığı için müvekkili şirketin temerrüde düşmediği dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını, arz ve talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; Ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminata ilişkindir.
Uyuşmazlık; Davalı — sigortalı olan aracın sürücüsünün — tarihinde meydana gelen kazada kusurlu olup olmadığı, davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıkları, maddi tazminata hükmedilmesi gerekmediği, menevi zararların ne olduğu hususundadır.
Haksız Fiile İlişkin Kusur Sorumluluğu Yönünden Yapılan Değerledirmede;
—-günü —— sıralarında sürücü — sevk ve idaresinde bulunan —- sayılı —- yönüne emniyet şeridi içerisinde park halinde iken aracının sol-arka kısmına; gerisinden emniyet şeridini üzerinde seyirle gelen müteveffa sürücü —- sevk ve idaresindeki tescilsiz — ön kısmı ile çarpması ile neticelenen dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir.
Yerinde olduğu değerlendirilen ve mahkememizce de iştirak edilen —-Bilirkişisi raporlarında da belirtildiği üzere,
Davalı Sürücü—– sevk ve idaresindeki kamyonu aydınlatmanın olmadığı, görüşün far ışığı altında açık olduğu yol kesiminde, emniyet şeridi içerisinde park halinde bulunduğu sırada gerisinden emniyet şeridini takiben seyirle gelen motosikletin çarpması sonucu gerçekleşen kazada gerekli ve yeterli tedbirleri almadığı anlaşılmakla tali, % 20 oranında, Müteveffa sürücü—— sevk ve idaresindeki motosiklet ile aydınlatmanın olmadığı meskun dışı mahalde far ışığı altında seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola vermesi, seyrine istikamet yolu içerisinde kalacak şekilde sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip nizamlara aykırı şekilde emniyet şeridi içerisinde seyri sırasında emniyet şeridi içerisinde park halinde olan aracın arka kısımlarına çarpması sonucu gerçekleşen kazada asli, % 80 oranında kusurlu olduğuna, kanaat getirilmiştir.
Buna göre, — tarihinde meydana gelen kazanın— plaka sayılı araç sürücüsünün kusurundan (haksız fiilinden) kaynaklandığı, —- plaka sayılı araç sürücüsünün olayda yukarıda açıklandığı şekliyle kusurlu olması nedeniyle;
— plaka sayılı araç sigortacısı—; Sigorta ettirenin, sigortalının kasti bir eyleminden kaynaklanmadığı sürece, sigorta güvencesi sağladığı rizikoya bağlı zarar ve hasar için 6102 Sayılı TTK’nun 1409, 1427, 1459 maddeleri uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olması,
— araç maliki —-, araç maliki olması nedeniyle araç işleteni olmasından kaynaklı KTK madde 85 kapsamında tehlike sorumluluğu bulunması,
— plaka sayılı araç sürücüsü —- araç sürücüsü olması nedeniyle TBK madde 49 kapsamında haksız fiil sorumluluğu bulunması,
—- kararında da belirtilen kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız eylem sorumluluğunun kurucu unsurları; Fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve zararın tümünün olayda gerçekleşmiş olması nedeniyle kaza neticesinde meydana gelen zararlardan davalıların sorumlu oldukları kabul edilmiştir.
Maddi Tazminat Talepleri Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacı vekilince, davacılar —–kaza tarihinden itibaren avans faizi ile hükmedilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekili, bu talebini değer arttırım dilekçesi ile Davacı—– çıkarmıştır.
Davacılar, Müteveffa sürücü —–anne babası olup ölümle mütevaffanın desteğinden yoksun kalmışlardır.
Davacıların zararının hesaplanması için aktüeya bilirkişisinden rapor aldırılmıştır.
Denetime elverişli olan ve yerinde olduğu değerlendirilen, — tarihli aktüerya bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, Davacı anne — Davacı —– zararı bulunduğu tespit edilmiştir.
Bu kapsamda, davacının değer arttırım dilekçesi ile rapordaki miktarda olan taleplerinin kabulü ile, Davacı — Davacı —- destekten yoksun kalma tazminatının, davalı gerçek kişiler yönünden kaza, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Manevi Tazminat Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacı vekili, Müvekkil —-manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan (davalı —- hariç olmak üzere) müşterek ve müteselsil olarak tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden ise yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir: 6098 satılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/2. maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. —–gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K’nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir——
Somut uyuşmazlıkta; dosya içerisinde manevi tazminatın takdirinde esas olacak sosyal kazanın meydana geldiği tarih ve oluş şekli, müteveffanın yaşı, tarafların kusur durumu, tarafların gelir durumu ve tüm dosya kapsamına göre yapılan tespitler uyarınca, davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki şekilde manevi tazminata hükmedilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A.MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
1-Davanın Kabulü ile,
Davacı—, davacı —destekten yoksun kalma tazminatının davalı— şirketinden — diğer davalı gerçek kişilerden —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
B.MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
1-Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile,
Davacı—–davacı —, davacı —, davacı — tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar —alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 6.149,26 TL harçtan peşin alınan 1.306,01 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.843,25 TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı — maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı—- maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı — manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalılar—–tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı —manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalılar —- tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı —manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.000,00 TL vekâlet ücretinin davalılar —- tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davacı —manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.000,00 TL vekâlet ücretinin davalılar —— tahsili ile davacıya verilmesine,
10-a.Davalı ——- manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin Davacı—- alınarak davalıya verilmesine,
b.Davalı— manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.000,00 TL vekâlet ücretinin Davacı —— alınarak davalıya verilmesine,
c.Davalı—— manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.000,00 TL vekâlet ücretinin Davacı —-alınarak davalıya verilmesine,
d.Davalı — manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin Davacı— alınarak davalıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yatırılan 1.337,41 TL harç ile 2.404,83 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.139,26 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
12-Davalılarca sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
13-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı —— yüzüne karşı ve diğer tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/05/2022