Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1129 E. 2019/13 K. 15.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2017/1129 Esas
KARAR NO : 2019/13

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/10/2017
KARAR TARİHİ : 15/01/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı adına kayıtlı ——— plakalı araç ile davalı adına kayıtlı —— plakalı aracın 27/04/2015 tarihinde çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında; davacı şirkete ait aracın hasarlandığı; kaza tespit tutanağı ve sigorta bilgi gözetim merkezi kayıtlarından davalı şirketin aracının %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini; bu nedenle davacı değer kaybı raporu ile davalılar hakkında İstanbul Anadolu ———. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5454 sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını; davalıların takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiklerini; bu nedenlerle, itirazın iptali ile davanın kabulüne, davalının itirazı haksız ve kötüniyetli olduğundan %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı adına kayıtlı —– plakalı araç ile davalı adına kayıtlı ———- plakalı aracın 27/04/2015 tarihinde çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında; davacı şirketin aracının hasarlandığı; hasar bedelinin tahsili için davalı adına icra takibi başlatıldığını; davalı şirketin bu şekilde bir borcunun bulunmadığını; başlatılan bu takibe itiraz edildiği ; meydana gelen kaza nedeniyle isnat edilen kusuru ve değer kaybı miktarını kabul etmediklerini; meydana gelen hasar nedeniyle aracın sigorta şirketinin sorumlu bulunduğunu; bu nedenle, davanın sigorta şirketine ihbar edilmesini; davanın reddine ile vekalet ücreti ve masrafların davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeniyle davacı şirketin aracında meydana gelen hasar bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine, davalının yapmış olduğu itirazın iptali istemine; ilişkindir.
İstanbul Anadolu ———-. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5454 sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 27/02/2017 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —– –Borçlunun … olduğu; 1.165,69 TL asıl alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya gönderildiği; borçlu vekilince 14/03/2017 tarihli itiraz dilekçelerinde borca ve fer’ilerine yönelik itiraz edildiği; görüldü.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin 05/03/2019 tarih ve —– sayılı yazısında; —- plakalı aracın; davacıya ait en son tanzim edilen trafik sigortası polieçesinin sorgulaması yapıldığında; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçe ve hasar bilgisi, Kasko Sigorta Poliçesi ve hasar bilgisi ekspertiz raporları, kaza tespit tutanağına ilişkin tüm bilgiler yazı ekine eklenerek gönderildiği; görüldü.
——- Müdürlüğü’nün 05/03/2018 tarih ve—-sayılı yazısı ve eklerinin mahkememiz dosyasına geldiği; görüldü.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; —- tarihinde davacıya ait —– plakalı araç ile davalı adına kayıtlı —- plakalı aracı arasında meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında davacıya ait —-plakalı araçta meydana gelen değer kaybı alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali; noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılamaya göre;
14/09/2018 tarihli yargılamanın birinci celsesinin (5) nolu ara kararı gereği; taraflar arasındaki kusur ve hasara ilişkin uyuşmazlığı çözmek amacıyla dosyanın resen seçilecek kusur ve değer kaybı konusunda uzman makine/otomotiv uzmanı bilirkişiye tevdi ile itiraz kapsamında rapor tanzimi husunda karar kurulmuş, bu kapsamda davacı vekiline bilirkişi ücreti olan 1.000 TL delil avansını mahkeme veznesine yatırmak üzere iki haftalık kesin süre verilmiş, kesin süre içerisinde delil avansı yatırılmadığı takdirde dosyadaki mevcut delil durumuna göre karar verileceği hazırda bulunan davacı vekiline ihtar edilmiştir. 21./12/2018 tarihli ikinci celsede ise verilen kesin süre içerisinde delil avansının mahkeme veznesine yatırılmadığı bu nedenle çözümü teknik bilgiyi gerektiren uyuşmazlık konusu hakkında bilirkişi raporu alınamadığı görülmekle bir önceki celse ihtar edildiği üzere mevcut delil durumuna göre karar verilmesi kararı verilmiştir.
Hmk’nın 324. Maddesinde “(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
(2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.” denilmekle delil avansının belirlenen kesin süre içinde yatırılmamasının yaptırımı düzenlenmektedir.
Delil avansı tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Kesin süreye ilişkin ara kararın verilmesiyle karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak doğmaktadır. Bu ilkenin doğal sonucu, yargısal kesin süreyle sadece tarafların değil, hakimin de bağlı olduğu, dolayısıyla hakimin bu tür bir ara kararından dönmesinin hukuken geçersiz bulunduğudur.
Tarafların bazı usuli işlemleri belli bir süre içinde yapmaları için hakimin bir tarafa kesin mehil verebileceği HMK’nun 94. ve devamı maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Kesin mehil, davanın en az masrafla ve sürüncemede bırakılmadan bir an evvel sonuçlanmasını temin için hakime tanınan yasal takdir yetkisidir. Ancak, kesin mehil verilen işlemin yapılmaması, bir hakkın ortadan kalkması sonucunu doğurduğundan bu konudaki kararın yasaya uygun olması zorunludur. Bu nedenle HMK’da taraflara verilecek kesin süreye ilişkin ara kararlarda, yapılması gereken işlerin neler olduğunun açıklıkla belirtilmesi, tanınan sürenin yeterli ve elverişli olması, süreye uyulmamasının doğuracağı sonuçların açıklanması ve bu konuda tarafın uyarılması gereklidir. Aksi takdirde kesin mehle uymama, hukuki sonuç doğurmaz.
Bilirkişi raporu alınması gibi delil ikamesine yönelik giderlerin gider avansı içinde değerlendirilmesi olanağı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 324. maddesi düzenlemesi karşısında bulunmamaktadır. Ayrıca delil ikamesi avansının da ispat külfetine göre taraflara yükletilmesi gerekir. HMK.nun. 190. maddesinde “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” denilmekle genel bir ispat kuralı koymuştur.
Somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekili her ne kadar son celse bilirkişi ücretini yatırmak üzere süre talep etmişse de sonuçları ihtar edilerek verilen kesin sürede delil ikame avansının yatırılmaması ispat yükü kendi üstünde olan taraf için o delile dayanmaktan vazgeçtiği anlamı taşıdığı ve davalı taraf için de bu durum usulü kazanılmış hak doğurduğundan davacı vekilince, davalının kaza nedeniyle kusuru bulunup bulunmadığı ile değer kaybı oluşup oluşmadığı ispat edilememiştir. Kaldı ki, delil ikame avansının zamanında yatırılmaması fazladan celse açılmasına yol açmakla usul ekonomisine aykırı bir duruma yol açarak kanun maddesinin kesin süre ile ulaşmak istediği amaca aykırılık doğmuştur. Tüm bu açıklanan gerekçelerle ispat olunamayan davanın reddine; karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sübut bulmayan davanın reddine,
Davacının, kötüniyetli olduğu kanaatine varılamadığından kötüniyet tazminatına yer olmadığına,
2-Alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.165,69 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.