Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/111 E. 2019/1075 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/1431 Esas
KARAR NO : 2019/1037

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 22/12/2017
KARAR TARİHİ : 06/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle ; Davacı ve Davalı taraflar arasında 07.05.2008 tarihinde imzalanan —————————-teslimini öngören —- numaralı Satış Sözleşmesi’nin ifası sırasında çıkan uyuşmazlık üzerine taraflar Satım Sözleşmesi’ndeki tahkim şartı uyarınca uyuşmazlığın——– tahkim yoluyla çözümlenmesi yoluna gittikleri, ————-bünyesinde görülen tahkim yargılamasında hakem —- tarihinde dosyada 1. hakem kararı olarak adlandırılan kararın 18.07.2017 tarihinde de 2. hakem kararı olarak adlandırılan kararın verildiği,—- hakemi — tarafından 08/09/2017 tarihinde verilen ve 08/09/2017 tarihinde kesinleşen hakem kararının Türkiye’de tanınması ve tenfizi için talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekilleri mevcut davada 5718 sayılı MÖHUK’un uygulanacağını, yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfızinin m. 50-63 arasında düzenlendiğini, tenfız şartlarını düzenleyen m. 54’te yer verilen şartların yerine gelmesi gerektiğini, MÖHUK m. 60 ile “kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış veya taraflar için bağlayıcı olan yabancı hakem kararları tenfız edilebilir” hükmüne yer verildiğini, dosya içerisinde ise tenfizi talep edilen hakem kararının değil, sadece 18.07.2017 tarihli masraflara ilişkin kararın mevcut olduğunu, hakem tarafından imzalanmış 08.09.2017 tarihli belgenin 7. maddesinde “iş bu karar İngiltere’de yürürlüğe konulabilir ve uygulanabilir” ifadesine yer verildiğini ve bu kapsamda kararın Türkiye’de tenflz edilmesinin mümkün olmadığını, Davacı’nın MÖHUK m. 61 uyarınca tenfize ilişkin dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu “hakem kararının usulen kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış veya taraflar için bağlayıcılık kazanmış aslı veya usulüne göre onanmış örneği”ni sunması gerektiğini bununla birlikte Davacı vekillerinin dava dilekçesinde tenfizi talep edilen Hakem Kararını ve bu kararın kesinleşme şerhini içeren belgeyi eklemediğini, MÖHUK m. 62’de tenfızin reddi sebepleri düzenlendiğini ve bu maddenin 1-h bendi uyarınca hakem kararının tabi olduğu veya verildiği ülke hukuku hükümlerine veya tabi olduğu usule göre kesinleşmemiş yahut icra kabiliyeti veya bağlayıcılık kazanmamış olmasını tenfizin ret sebebi olarak düzenlediğini ve tenfız talep eden davacının ilgili hakem kararının ve bunun kesinleşmiş olduğunu gösteren belgeyi sunmaması nedeniyle tenfızin reddi gerektiği belirtilmiştir.
Dava, ————- tarihli hakem kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir.
Davacı vekilince dilekçesi ekinde taraflar arasındaki satış sözleşmesinin usulünce çevirilmiş suretinin sunulduğu, sözleşmenin son sayfasında ihtilaf halinde hakem vasıtasıyla çözüleceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Yine dava dilekçesi ekinde, tanınması ve tenfizi talep olunan karar aslı ve resmi tercümesi aslı mahkememize sunulmuş, mahkememiz kasasına alınmıştır.
Gelen kayıtlara ilişkin olarak mahkememizce bilirkişi raporu alınmış, dosya kapsamına, delil durumuna uygun, denetim elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Dava, yabancı hakem kararının tanınması ve tenfizine ilişkin olmakla ve MÖHUK 1/2. maddesinin atfı dolayısıyla —————taraf olduğu ———- gereğince değerlendirme yapılmıştır.
Davacı vekilince tanınması ve tenfizi istenen hakem kararının İngilizce aslı ve resmi tercümesi, ayrıca ilgili kararın yürürlüğe konulabilir ve uygulanabilir olduğuna dair 08/09/2017 tarihli kesinleşme şerhinin aslı ve resmi tercümesi dosyaya sunulmuş olmakla, davalı vekilinin bu belgelerin eksik olduğu yönündeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Yine her iki ülkenin —–sözleşmesine taraf olması itibariyle —– arasında karşılıklık esası olmadığı yönündeki davalı savunmaları yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafça davaya konu karardaki alacağın zamanaşımına uğradığı ileri sürülmüş ise de tahkim yargılamasına esas olan ———– kapsamında mahkememizce yalnızca tanıma ve tenfiz koşullarının olup olmadığı yönünde inceleme yapılabileceği, kararın esasına ilişkin inceleme yapılamayacağı, gözetilerek bu savunmaya da itibar edilmemiştir.
———- gereğince anılan maddede sayılan haller davalı tarafça ispat olunamaz ise hakem kararının tanınması ve icrası isteği reddolunmaz.İlgili maddede 5 alt bent halinde sayılan hallerden b)alt bendindeki” Aleyhine hakem hükmü öne sürülen tarafın hakemin tayininden veya hakemlik prosedüründen usulü dairesinde haberdar edilmemiş olduğu, yahut da diğer bir sebep yüzünden iddia ve müdafaa vasıtalarını ikame etmek imkanını elde edememiş bulunduğu” koşul yönünden, davalı tarafça cevap dilekçesinde tahkim sürecinin başladığına dair tebliğat yapılmadığı ileri sürülmüş ise de, davaya konu tanınması ve tenfizi istenen 18/07/2017 tarihli kararaın dayanağı olan 03/10/2016 tarihli hakem kararında f bendinde “iki taraf adına hareket eden avukatlardan yazılı bildiriler ve kanıtlayacı belgeleri aldım” ibaresi karşısında davalı vekilinin bu savunması da mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak davacı tarafça usulünce aslı ve tercümesi sunulan 18/07/2017 tarihli hakem kararının tanınması ve tenfizi yönünden engel hallerin mevcut olmadığı belirlenmekle tanıma ve tenfizi isteminin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiş, vekalet ücreti ve harcın taktirinde ıslah dilekçesi gözetilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile, ———– tarafından verilen ————– tarihli hakem kararının tanınması ve tenfizine,
2-Alınması gerekli 40.296,75 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL ve 2.079,00 TL ıslah harcın mahsubu ile eksik bakiye 38.186,35 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3—————— göre davacı için takdir olunan 37.546,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 2.141,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 165,70 TL posta gideri, 1.200,00 TL bilirkişi gideri , gideri olmak üzere toplam 1.365,70 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı