Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1080 E. 2022/289 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1080 Esas
KARAR NO: 2022/289
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 30/12/2016
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı — sevk ve idaresindeki —- tarihinde davacıların çocuğu — çarptığını, kaza sonucu — vefat ettiğini,—plakalı aracın davalı — sigortalı olduğunu, araç sürücüsü —— sayılı dosyası ile mahkumiyet kararı verildiğini, davalıların meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu olduğunu, davacıların kaza nedeniyle manevi zarara uğradığını ve çocuklarının desteğinden mahrum kaldığını belirtmiş; şimdilik — maddi tazminat ile —- manevi tazminatın davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —cevap dilekçesinde özetle;— plakalı aracın davalı şirket nezdinde —- numaralı poliçe ile sigortalı olduğunu, davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, davada —- yetkili olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun poliçedeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, destek talebinde bulunanların destekten yoksun kaldıklarını ispat etmesi gerektiğini,—- tarafından yapılan rücuya tabi ödeme olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- cevap dilekçesinde özetle; kazanın —- tarihinde gerçekleştiğini, iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, desteğin her iki gözünün de görmediğini, kaza anında desteğin alkollü olduğunu, davalı açısından kaçınılmazlık olgusu mevcut olduğunu, desteğin ailesine yönelik herhangi bir maddi desteğinin bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde davacıların da kusurlu olduğunu, manevi tazminat talebi ile kazadan fayda sağlama amacı güdüldüğünü belirmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacıların desteğinin vefat ettiği trafik kazasının oluşumunda davalı — sigortalanan aracın sürücüsü davalı—– olayda kusurlu bulunup bulunmadığı, kusurlu ise kusur oranının ne olduğu, müteveffa —-davacılara destek olup olmadığı, davacıların —- ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma maddi zararlarının bulunup bulunmadığı, hangi tutarda maddi zararın oluştuğu, davalıların bu zararlardan sorumlu olup olmadığı ve manevi tazminatın takdiri noktalarında toplanmaktadır.
Başlangıçta—- dosyasında görülmekte olan davada verilen görevsizlik kararı üzerine, yargılamaya mahkememiz —-numarası ile devam edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—– yazılan yazıya cevap verildiği, davacılar hakkında düzenlenen sosyal ve ekonomik durum araştırma raporunun mahkememize gönderildiği görüldü.
—- yazılan yazıya cevap verildiği, davalı—- hakkında düzenlenen sosyal ve ekonomik durum araştırma raporunun mahkememize gönderildiği görüldü.
—- yazılan yazıya cevap verildiği, —– dosyanın mahkememize gönderildiği görüldü.
—– yazılan yazıya cevap verildiği, davacılara rücuya tabi aylık bağlanmadığının bildirildiği görüldü.
—-yazılan yazıya cevap verildiği, davacıların desteği — ait engelli yaşlı aylığı özet raporunun mahkememize gönderildiği görüldü.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde; —plakalı aracın — tarihleri arasında —- sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu görüldü.
Bilirkişiler —- tarafından düzenlenen — tarihli raporda; kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı araç sürücüsü —- %20 oranında kusurlu olduğu, yaya —- %80 oranında kusurlu olduğu, desteğin %100 görme engelli olması nedeniyle davacıların maddi tazminat talep edemeyeceği, davacı —maddi zararının olduğu, davacı —- maddi zararının olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkiş—-tarafından düzenlenen——tarihli raporda; davacıların desteğinin tüm vücut engellilik oranının %90 olduğu, belirli —— sonunda çevresel düzenlemeler sayesinde bakıma muhtaç olma durumunun ortadan kalkabileceği, desteğin görme fonksiyonuna ihtiyaç duyulmayan işlerde çalışabileceği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişiler —- tarafından düzenlenen —-tarihli raporda; davacıların desteğinin sürekli bakıma muhtaç olmadığı, müteveffa —– ailesine destek olabileceği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen —- tarihli raporda; meydana gelen kaza nedeniyle davacı —- davacı —– destekten yoksun kalma zararı oluştuğu mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilince ——-tarihinde ıslah dilekçesi sunulduğu, ıslah edilen tutar yönünden eksik harcın da yatırıldığı, ıslah dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği görüldü.
—– maddesinde “motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak —- yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak —-içinde zamanaşımına uğrar.” denilmektedir. Aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Davaya konu kaza —- tarihinde gerçekleşmiş, davacı vekilince —- tarihinde dava açılmış, —-tarihinde maddi tazminat talebi ıslah edilmiş ve aynı gün harcı yatırılmıştır. Somut olayda, eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan —– öngörülen ceza zamanaşımı süresi —-yıl olup, bu zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava ve ıslah tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf, davaya konu kazada ölen —- anne ve babası olan davacıların, ölenin desteğinden yoksun kaldığı iddiası ile tazminat istemli davayı açmış; davalı taraf, yargılama aşamasında toplanan delillere göre, ölenin davacılara destek olma ihtimalinin bulunmadığını savunmuştur.
Bilindiği gibi “destekten yoksun kalma” kavramı, ölümle sonuçlanan ve haksız eylemden doğan “zarar”ın bir türünü ifade eder. Genel anlamda zarar ise, bir kimsenin isteği dışında mal varlığında meydana gelen azalmadır. Bu azalma, mevcudun azalması tarzında olabildiği gibi, onun çoğalmasına engel olma şeklinde de olabilir ve derhal gerçekleşeceği gibi, haksız eylemin gerçekleşmesinden kısa ya da uzun bir süre sonra da medana gelebilir. Destek kavramı, hukuki bir ilişkiyi (yasa veya sözleşme) değil, fiili durumu amaçlar. Yasadan veya sözleşmeden doğan bir “bakma yükümlülüğü” bulunmasa dahi, fiilen ve düzenli biçimde yardım eden ve olayların normal akışına göre eğer ölüm vuku bulmasa idi az çok yakın gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse, destek sayılır. Bunlardan ilkine “gerçek destek” ikincisine “farazi destek” denir. Bakım ihtiyacı ise, davacının zaruret ve safalet haline düşmesini değil, sosyal seviyesine uygun olan hayat tarzını devam ettirmek için gerekli imkanlardan yoksun kalmasını ifade eder ——Ölüm meydana gelmese idi, yakın veya uzak bir süre içinde ölenin yardımından faydalanması kuvvetle muhtemel bulunan kimselerin de maddi tazminat isteyebileceğini kabul etmek gerekir. Destek zararın kapsamını belirlemede etken olan unsurlardan birisi de, ölenin “bakma gücüne” sahip olmasıdır. Gerçek desteğin, sahip bulunduğu veya sahip olacağı mali imkanlarıyla, destekten yoksun kalana sağlığında temin ettiği veya edeceği; farazi desteğin ise gelecekte sağlayabileceği yardımlar gözönünde bulundurulmalıdır. Zararı oluşturan bu yardımların tesbitinde, belli zamanlarda verilen veya ilerde verilmesi muhakkak olan mutat hediyeleri ve “hizmet” şeklinde yapılan yardımları da dikkate almak lazımdır. Desteğin yardımının yalnız parasal nitelikte bulunmasında zorunluk yoktur. Çünkü, ölenin hizmet edebilme güç ve kabiliyeti de para ile ifadesi mümkün olan bir mali imkan teşkil eder. ——-hükmünce, bu davalarda ispat yükü kural olarak davacıya düşer. Ne var ki genel yaşam deneyimlerine ve yaşamın olağan akışına dayanan kişi, artık iddiasını isbatla yükümlü değildir.
O halde, destek tazminatı istemine ilişkin bir uyuşmazlığın sağlıklı biçimde çözümlenebilmesi için, ölenin bakım yükümlülüğünün hukuki kaynağının, ölümden önce sahip olduğu veya gelecekte sahip olabileceği bakım gücünün, yapmakta olduğu veya yapabileceği yardımın mahiyet ve derecesinin, desteğini yitirenin de halen içinde bulunduğu ihtiyaç durumu ile gelecekte düşebileceği ihtiyaç durumunun titizlikle araştırılması ve saptanması gerekmektedir.
Eldeki davada davacıların desteği olan —– görme engelli olduğu sabittir. Mahkememizce engelliliğine yol açan sağlık sorununun ne olduğunun ve engel oranının saptanması, engellilik sebep ve oranına göre davacılara destek olma imkanı olup olmadığının değerlendirilmesi için bilirkişi raporu alınmıştır. Alınan —-tarihli raporlar ile desteğinin tüm vücut engellilik oranının %90 olduğu, sürekli bakıma muhtaç olmadığı, müteveffa —– ailesine destek olabileceği tespit edilmiştir. Bu itibarla, davacıların müteveffa —– desteğinden mahrum kaldığının kabulü gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamındaki delil durumuna göre; dava ve ıslah zamanaşımı süresinin dolmadığı, —- tarihinde meydana gelen kazada davalı sürücü — %20 kusurlu olduğu, alınan bilirkişi raporu ile ceza dosyasında alınan—– raporu arasında mübayenet bulunmadığı, davacıların uğradığı destekten yoksun kalma zararının güncel —göre hesaplandığı, davalı ———olarak —- zarardan sorumlu olduğu, zarar veren aracın ticari kullanıma özgülendiği, dava tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanması talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir: 6098 sayılı —-gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. —–gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim,—- hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir ——-
Somut olayda; tarafların maddi durumları, ceza dosyasındaki beyanlar, kazanın meydana gelme şekli ve kusur durumu, tanık anlatımları, olayın üzerinden geçen süre bir bütün olarak değerlendirilmiş; davacılar için manevi tazminat tutarı aşağıdaki şekilde takdir edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı —-tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne; —- destekten yoksun kalma tazminatının —dava tarihinden itibaren — işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline, davacıya ödenmesine —-
2-Davacı —tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne; —— destekten yoksun kalma tazminatının — dava tarihinden itibaren — işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline, davacıya ödenmesine —-
3-Davacı — tarafından davalı —- aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, — manevi tazminatın —- dava tarihinden itibaren—- işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, aşan istemin reddine,
4-Davacı — tarafından davalı — aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, — manevi tazminatın —- dava tarihinden itibaren —–işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, aşan istemin reddine,
5-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.960,82 TL harçtan peşin alınan 153,70 TL harç ve 162,65 TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 4.644,47 TL karar harcının davalılardan —- tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı ——davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca;
a)davanın kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b)davanın kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalı —- tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı —-davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca;
a)davanın kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 5.451,83 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b)davanın kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalı —- tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı —- manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı —- alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı — manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı —– alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 153,70 TL peşin harç ve 162,65 TL ıslah harcı toplamı: 345,55 TL ile davanın red (%21,60) ve kabul (%78,40) oranına göre hesaplanan 2.536,20 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı — tarafından yapılan yargılama giderinden davanın ret oranına göre hesaplanan 455,00 TL’sinin davacılardan alınarak davalı—- verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
12-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle ——- Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/03/2022