Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1038 E. 2018/390 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1038
KARAR NO : 2018/390

DAVA :İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 15/07/2010
KARAR TARİHİ : 12/04/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/05/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı —–‘ın sigorta ettiren sıfatıyla davalı ile sağlık sigorta sözleşmesi kurduğunu, eşi Ülkü’nün de sağlık sigortası güvencesi altına alındığını, her iki davacının sigortalı olduklarını, sigorta sözleşmesi kapsamında bütün primlerin ödendiğini ve poliçenin limitsiz sağlık sigortası poliçesi niteliğinde olduğunu, yatarak tedavilerin de sigorta poliçesi kapsamında yer aldığını, davacı Ülkü’nün 13.01.2010 tarihinde dizlerinden ameliyat olduğunu; ancak davalının tedavi masrafını ödemediğini, davacı —- tarafından ödenen tedavi masraflarının poliçe kapsamında davalıdan tahsili için başlatılan takibin itiraz üzerine durduğunu belirterek, davalının takibe itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini, sigorta sözleşmesinin hiç bir sınırlamaya tabi olmaksızın ve bütün kazanılmış haklarla devam ettiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı —-‘ın davada taraf ehliyeti bulunmadığını, ömür boyu yenileme güvencesinin hiçbir sınırlamaya tabii olmaksızın yeniden verilmesinin olanaklı olmadığını, itirazın iptali davasında bu türden taleplerin dinlenemeyeceğini, davacılardan —-‘ye poliçe tanziminden sonra ve fakat ömür boyu yenileme güvencesi verilmezden önce gonartz teşhisinin konulduğunu, dolayısıyla davacının Sağlık Sigortası Genel Şartlarının 7. maddesindeki beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, zararın teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, sağlık sigorta poliçesi kapsamında davalının sorumlu olduğu iddia olunan tedavi giderinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin (Kadıköy Kapatılan—-Asliye Ticaret Mahkemesinin —- E., —- K. Sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiği, kararı temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 11. H.D.nin 2012/4946 E., 2013/5174 K. Sayılı bozma ilamı ile “…TTK 1264/4 maddesi uyarınca TTK 1290 ve 1291. maddeleri emredici düzenleme olup taraflar arasında geçerli poliçe özel şartları 5.2.2 maddesi de “… sigortalının, sigorta teminatına konu etmiş olsun veya olmasın maruz kaldığı tüm rahatsızlık/hastalıklarını sigortacıya zamanında ve derhal ve yazılı olarak bildirmiş olması kayıt ve koşulu ile Otomatik Yenileme Güvencesi süre sonunda, Ömür Boyu Yenileme Güvencesi vermeye, sigortalının geçmiş sigortalılık ve sağlık durumunu esas alarak karar verir.” şeklinde düzenleme içermektedir. Buna göre, mahkemece sigortacının sigortalıya ait son sağlık durumunu belirtir ek beyan istemediği, sigortalıyı doktor muayenesine tabi tutmadığı ve ek tetkikler yaptırmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilin bu yöndeki temyiz itirazların kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir. Davalı vekilinin, davacı —-‘a yönelik husumete ilişkin temyiz sebebinin incelenmesine gelince, davacı —–‘ın poliçede sigorta ettiren konumunda olması ve lehine sigorta yaptırılan —-‘ın dava açmış olmasına göre davacılardan —-‘nin aktif dava ehliyeti olmadığı ve bu hususun dava şartı bulunduğu gözden kaçırılarak davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş davalı vekilinin bu yöndeki temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir…” denilmek sureti ile bozma kararı verilerek dosyanın Mahkememize gönderildiği, Mahkememizin —- Esas sırasını aldığı, yapılan yargılama sonucunda —– E., — K. Sayılı karar ile açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacı —- tarafından açılan davanın aktif dava ehliyeti bulunmadığı için reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 17. H.D. Nin 2014/15190 E., 2017/4068 K. Sayılı kararı ile, Yargıtay 11. H.D.nin 2012/4946 E., 2013/5174 K. Sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verildiğini ancak davacı Ülkü’nün talebi yönünden aynı gerekçelerle, eski hükmün aynen tesis edildiği mahkeme tarafından bozma gereğinin yerine getirilmediği, 11. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında; sigortalının beyan yükümlülüğüne ilişkin TTK’nın 1264/4. maddesi uyarınca TTK’nın 1290 ve 1291. maddelerinin emredici düzenleme olduğunun gözetilmesi gerektiği; ayrıca taraflar arasında geçerli poliçe özel şartlarının 5.2.2 maddesi gereği de, davacı sigortalının, sigorta teminatına konu olan ve olmayan tüm rahatsızlık/hastalıklarını sigortacıya bildirmekle yükümlü olduğu hususları gözetilerek karar verilmesi gereği net biçimde ifade olunduğu, Mahkemenin bozma gereklerine uyularak değerlendirme yapmaması nedeni ile kararın bozulmasına dair karar vererek dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının 21.12.2004 tarihinde geçirdiği rahatsızlık ve konulan teşhisi sigorta poliçesi şartlarında yerini bulan otomatik yenileme güvencesi ile ömür boyu yenileme güvencesi maddeleri kapsamında ihbar yükümlülüğü altında olup olmadığı ve bu kapsamda 13.10.2010 tarihinde geçirdiği ameliyat masraflarının sigorta teminatında bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucunda; TTK 1264/4 maddesi uyarınca TTK 1290 ve 1291. maddeleri emredici düzenleme niteliğindedir. Taraflar arasında geçerli olan Limitsiz Sağlık Sigortası Özel Şartlarının “Ömürboyu Yenileme Güvencesi ” başlıklı 5.2.2 maddesinde “sigorta poliçesinin kesintisiz devam etmesi ve sigortalının, sigorta teminatına konu etmiş olsun veya olmasın maruz kaldığı tüm rahatsızlık/hastalıklarını sigortacıya zamanında ve derhal ve yazılı olarak bildirmiş olması kayıt ve koşulu ile Otomatik Yenileme Güvencesi süresi sonunda, Ömür Boyu Yenileme Güvencesi vermeye, sigortalının geçmiş sigortalılık ve sağlık durumunu esas alarak karar verir. Bu değerlendirmede sigortalının son sağlık durumunu belirtir beyanını isteyebilir veya sigortalıyı kendisi doktor muayenesine tabi tutarak ek tetkikler yaptırabilir. Yapılan inceleme sonucunda sigortacı poliçeyi hiç yenilemeyebileceği gibi sigortalının mevcut veya risk taşıyan rahatsızlık veya hastalıklarını teminat kapsamı dışında bırakarak veya hastalık sürprimi ile teminat kapsamına alarak bu güvenceyi verebilir… ” düzenlemesinin bulunmaktadır. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, davacı sigortalının sigorta teminatına konu olan ve olmayan tüm rahatsızlık ve hastalıklarını sigortacıya bildirmek yükümlülüğü vardır. Davalı sigortacı özel şartlar 5.2.2 maddesine göre sigortalısını gerekli gördüğü takdirde doktor muayanesine tabi tutabilir ya da ondan sağlık beyanı isteyebilir. Bu düzenlemeyi davalı sigortacı bakımından bir yükümlülük olarak yorumlamak madde metninin lafzına aykırılık oluşturur. Taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinin tarihinin 2001 yılı olduğu, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere 2004 yılında davacı —-‘ye “Gonartz” teşhisinin konulduğu, “Ömürboyu Yenileme Güvencesi”nin davacıya 2005 yılında verildiği, sigorta sözleşmesi yapıldıktan sonra ancak ” Ömürboyu Yenileme Güvencesi” verilmeden önce 21/12/2004 tarihinde “gonartz” teşhisinin konulduğu, davacı sigortacının beyan yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşıldığından davanın —- bakımından reddine, diğer davacı —- yönünden ise aktif dava ehliyeti olmaması nedeni ile dava şartı yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeşi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı —-tarafından açılan davanın davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı için dava şartı yokluğundan reddine,
2-Davacı—- tarafından açılan davanın reddine,
3-Şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine,
4-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 479,80 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 443,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 400,00 TL (bilirkişi ücreti )yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.706,72 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2018