Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1034 E. 2019/1212 K. 13.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1034 Esas
KARAR NO : 2019/1212

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 30/09/2011
KARAR TARİHİ : 13/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin 30/09/2011 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının —- kadar toplu kısa —-alıp satma işi ile iştigal ettiğini, 2007 Kasım ayından itibaren yapılan yasal düzenleme ile toplu kısa mesajlar sadece— operatörleri tarafından satılabilir ve fatura edilebilir hale geldiğini, bunu neticesi olarak davalı şirketin faaliyetlerinin — müşteri bulmak, yazılım üretmekle sınırlı kaldığını, Bu faaliyetin sonucu —-tarafından bildirilen oranda yönlendirdiği —-miktarına göre komisyon aldıklarını, Davacı Şirketinin de 2007 kasım’ dan itibaren, Yasal düzenleme öncesi —- satışını yaptığı portföyündeki müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere — — çalışmaya başladığını,——– Davalı …belirlendiğini, çalışma şartlarının ise; davalının toplu müşteri geçişini sağlayacağı için ——– davacı şirkete ödeneceği şeklinde olduğunu; davacının elindeki ——– tarihleri arasında davalı şirket vasıtasıyla toplam ——olduğunu, bu adet üzerinden Davalı Şirkete, hizmet komisyon faturaları kestiğini, Faturaların usulünce düzenlendiğini, bu tarihler arasındaki hizmet komisyon—–alacak tahakkuk ettiğini, buna karşılık ise davalıdan 22.748,57 TL miktarında ödeme alındığını, bakiye olarak 121.315,21 TL alacak kaldığını, davalı 12.01.2010 tarihli ve 26.01.2010 tarihli faturaları süresinde olmamakla birlikte haksız bir şekilde iade ettiğini, davacının —- yönlendirmesi ile çözüm ortağı olarak çalıştığı davalı şirketten “—–olarak alacak bakiyesinin —–olduğunu, şimdilik bu bedelin 10.000 TL sini tahsil amacıyla, şimdilik 10.000TL alacağın tahsiline, fazlaya ilişkin haklarımızın saklı tutulmak üzere, belirlenen bedele ticari reeskont faizi uygulanmasına, tüm harç, masraf ve yargılama giderleriyle ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 18/11/2011 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın ——–. yönlendirebileceğini, bu sebeple davalı yönünün husumet eksikliği nedeni ile davanın usulen reddine karar verilmesini, —– gönderilecek —— arasında bir sözleşme akdedilmesi ve bu sözleşme kapsamında gönderim yapılabileceği hüküm alına alındığını,—-lisansının olmaması sebebi ile davalıinden—- gönderimi konusunda yardım talep ettiğini ve davalıde —- tarafından belirlenen koşulların sağlanması halinde kendisine ait numaralar üzerinden bu desteği verebileceğini davacıya ilettiğini, davacıya—-şirketin imzalarının yer alacağı sözleşme/taahhütname örnekleri verildiğini, davacının müşterilerine imzalattığı ve bu sözleşmelere —- alındığı sözleşmeler kapsamında bir toplu——– gönderimi olmuş ise bunların komisyonları ödendiğini, —– davalıi şirkete, sözleşme olmaksızın toplu — gönderilmesinin hukuka aykırı olduğu, davacının bu sözleşmeleri ibraz etmeden toplu —- gönderdiği ve son olarak —– yaptığı, bunun suç olduğu ve bu sebeple sözleşmesi olmayan kurum ve kişiler adına —- gönderimi yapılır ise bunun ödemesinin yapılmayacağı belirtildiğini, davalının bu durumu davacıya ilettiğini ancak davacının yükümlülüklerini yerine getiremediğini, ——— sözleşme olmaksın 3. kişi ve kurumlar adına toplu——gönderdiğini bu kişilere fatura kestiğini davalıya ilettiğini, Davacı ——-. kişi ve kurumlar adına başka müşterileri veya kendisi üzerinden —– gönderip bu kişilere fatura düzenlemesi mümkün olamayacağını, çünkü bu kişilerin gönderdikleri ——— düzenlediği fatura karşılığında bu kişiler tarafından—–, Sözleşmeleri olan müşteriler adına gönderilen toplu —— faturayı kestiğini, sözleşmesi olan müşterinin gönderdiği toplu —- —-ödemekte olduğunu, söz konusu müşterinin sözleşmesi davacı tarafından alınmış ise davacıya komisyonu ödenmekte olduğunu; davacının usulüne uygun sözleşmesini ibraz ettiği müşterilerinin komisyonu ödendiğini, davalı şirketin de aynı numaradan aynı hizmeti vermekte olduğunu, müşterilerine toplu———— arasında 15.961.653 adet SMS gönderildiğini iddia etmekte olduğunu, Bunu kabul etmek mümkün olmadığını, söz konusu —–davalıya ait olup, davalı bu numara ile müşterilerine hizmet vermekte olduğunu, Davacının kötü niyetli olarak bu numaranın kendisine tahsis edildiğini iddiası ile sanki tüm — müşterileri tarafından gönderilmiş gibi bir izlenim yaratmaya çalışsa da, kendisinin — lisansı olmaması ve aynı zamanda kendisine tahsis edildiğini kanıtlayan bir belge bulunmaması sebebi ile iddiaları asılsız olduğunu, davacının komisyon bedelinin ——-olarak tahakkuk ettiğini iddia etmiş ise de bu rakama nasıl ulaştığını belirtmediklerini, Davacının dilekçesinde 12.01.2010 ve 26.10.2010 tarihli faturaya atıf yaptığını, ———olarak belirttiğini, Ancak faturadan hangi müşterilere ait toplu ———olduğu veya hangi döneme ait olduğu anlaşılamadığını, Faturada borcun sebebi belirtilmediğini, Söz konusu faturaya süresinde davalı tarafından Kadıköy —- Noterligi’nin—- Tarih ve ——- nolu ihtarnamesi ile itiraz edilerek faturanın davacıya iade edildiğini, 26.01.2010 tarihli fatura da ise ——- ifadesine ver verilerek fatura Tutarı 35.381,12-TL olarak belirtildiğini ve ayrıca faturada oluşan toplam borç olarak ——dönemine ait olduğu belirtildiğini, Ancak faturadan hangi müşterilere ——– kaç adet olduğu anlaşılamadığını, toplam borcun hangi sebeple——olduğunun da anlaşılamadığını, Söz konusu faturaya da süresinde Kadıköy,—-, Noterliğimin —-nolu ihtarnamesi ile itiraz edilerek fatura davacıya iade edildiğini, Özetle davacının davasını kısmi açmasından da anlaşıldığı üzere, varsa alacağının dayanağını kendisi de bilemediğini, Ayrıca davacının davalıine bir fatura daha gönderdiğini, Bu faturaya da Kadıköy ——. Noterliğinin —– ihtarnamesi ile itiraz edilerek davacıya iade edildiğini, Bu faturada da borcun sebebi anlaşılamadığını, Faturaların usulsüz ve dayanaksız düzenlendiği ve süresinde davalı tarafından itiraz edildiği ve davacıya iade edildiğini bu nedenler davanın reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekilinin 04/02/2016 tarihli ıslah dilekçesi verdiği görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama sonucu mahkememizin ——— Karar sayılı ilamı ile “davanın kabulüne” karar verilmiştir. Kararı davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay ——.Hukuk Dairesinin ——- kararı bozma ilamı ile; “Davacı —————çözüm ortaklığı sözleşmesi uyarınca verdiği hizmetlere ilişkin fatura bedellerinin tahsilini istemiş, ayrıca davalı ile dava dışı ——- yerine getirildiğini, kısmi ödemelerinde davalı tarafından yapıldığını bildirmiştir. Davalı ————— tarihli cevabi ihtarında, davacıyla aralarındaki sözleşme ilişkisini inkar etmemiş, ödeme yapıldığı, hizmetin verilmediği yönünde itirazda bulunmuştur. Somut olayda davacı ile dava dışı —– sözleşme uyarınca ——- ortağı olan davalının ödeme yükümlülüğü bulunduğu, bu faturaların bir kısmının davalı defterlerinde kayıtlı olmasıyla da anlaşılmaktadır. Kural olarak davacı verdiği hizmetin niteliğini ve miktarını kanıtlamak zorundadır. Mahkemece davacının bu yöndeki delilleri toplanıp bilirkişi raporlarına itirazları da karşılar nitelikte bir ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz kararının bozulmasına karar vermiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, mahkememizce bozma ilamındaki eksikliklerin giderilmesi amacıyla dosyanın önceki bilirkişisi olan Mali Müşavir bilirkişi ———– edilmiş ve —– tarihli ek bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce —- ilamına binaen dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu neticesinde;—–bedelli faturaların konusunu oluşturan hizmetlerin de davacı tarafından davalıya verildiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca bozmaya konu olmayıp kök rapordaki tespit edilen——–bakiye alacağın da mevcut olduğu anlaşılmıştır. Buna binaen davacının teslimi ispatlanan alacak miktarı sonuç itibariyle 115.380,12 TL olarak tespit edilmiştir.
Daha sonrasında davacı tarafça dava ıslah edilmiş ve harca esas değer 115.000,00 TL ye yükseltilmiştir. Bu noktada davalı tarafça ıslaha karşı itiraz edilerek bozma ilamından sonra davanın ıslah edilemeyeceği iddia edilmiştir. Fakat mahkememizce yapılan incelemede yargılama safahatı boyunca davacı tarafça hiç ıslah hakkının kullanılmadığı ve ıslah hakkının tek taraflı irade beyanı ile tahkikat aşaması bitene kadar her zaman kullanılabileceği gözetilerek davalı vekilinin işbu itirazına itibar edilmemiştir.
Son olarak belirtmek gerekmektedir ki her ne kadar davacı tarafça davanın ıslah edilmesi suretiyle talep edilen alacak miktarı 115.000,00 TL ye yükseltilmişse de mahkememizce yoğun iş yükü baskısı altında sehven, ıslah ile talep edilen miktardan fazlasına hükmedilmiş olup, davacı lehine kazanılmış hak teşkil edebilecek olan bu yanlışlığın tavzih yolu ile düzeltilmesi de uygun görülmemiş kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişkiye mahal verilmemesi adına davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
Davanın kabulü ile;
1——-dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafça yapılmış 18,40 TL başvurma harcı, 148,50 TL peşin harç, 2,90 TL vekalet harcı, 1.793,14 TL Islah harcı olmak üzere toplam 1.962,94 TL harç gideri ile tebligat ve bilirkişi ücreti olarak 3.916,35 TL masraf olmak üzere toplam 5.879,19 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3—— uyarınca hesaplanan nispi ——– ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken—– karar ve ilam harcından peşin ve ıslah harcı ile alınan 1.941,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.939,97 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından sarfı yapılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.