Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1033 E. 2022/856 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1033 Esas
KARAR NO : 2022/856

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2017
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin tüm —— çapında faaliyet gösteren, bir çok bölgede kampüsü bulunan ve kurmuş olduğu mevcut yapıya, her geçen yıl, yeni bir kampüs veya yeni bir okul ekleyerek genişlemeye ve daha da büyümeye devam eden, köklü ve saygın bir özel eğitim kurumu olduğunu, müvekkili şirket tarafından yürütülen mevcut zincirin genişletilmesi ve büyümesi çalışmalarının bir parçası olarak, 2015-2016 eğitim-öğretim döneminde ——ilinde de faaliyete geçilmesi ve burada da bir okul açılması kararı alındığını, bu bağlamda, genel merkezi ——bulunan müvekkili şirket, kiralamaya konu edilecek taşınmazın okul binası gibi büyük bir yapı olması ve bu sebeple yapılacak araştırmanın profesyonel çalışma ve araştırma gerektirmesi nedeniyle, kiralamaya aracılık etmesi amacıyla, dava dışı ——ile kiralama hizmetine aracılık etmesi hususunda anlaşma sağlandığını, verilecek hizmetinin bedeli olarak da ilk etapta, 170.000,00-TL bedelin avans olarak ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkili şirket tarafından, ticari hayatın olağan gerekleri doğrultusunda yüksek miktar içeren işbu bedel, çek tanzimi yoluyla ödenmek istendiğini ve emlakçı tarafından bu husus kabul edildiğini, emlakçı, işbu çekin kendisi adına değil, davalı-borçlu ——adına düzenlenmesini talep ettiğini, müvekkili şirket tarafından bu husus kabul edildiğini ve avans ödemesi olarak, davalı lehine davaya konu—— ait, 12.08.2015 tarihli ——no.lu 170.000,00-TL bedelli çek tanzim edildiğini, davaya konu çekin karşılığı olarak, davalı——tarafından “Danışmanlık ve Hizmet Bedeli” açıklamalı 06.05.2015 tarihli 170.000,00-TL bedelli fatura tanzim edilerek, müvekkili şirkete gönderildiğini ancak, ——- tarafından, ne de ilgili şirket tarafından, ödemenin konusu olan hizmetin verilmediğini ve——- ilgili şahıslar aracılığıyla herhangi bir kira sözleşmesi imzalanamadığını, müvekkili şirketin kiralamak istediği taşınmaza ilişkin kira sözleşmesinin imzalanamamış olması nedeniyle, davalı da herhangi bir ücrete hak kazanmadığından, avans olarak verilen işbu çekin iadesi talep edildiğini ancak davalı tarafından işbu çekin iadesi sağlanmadığını, davalı tarafından çekin iadesi sağlanmadığı gibi, üstelik bir de davaya konu çek ödeme aracı olarak kullanılmış ve çek bedeli, 12.08.2015 tarihinde, —— ödendiğini, taraflar arasında anlaşılan hizmet verilmediği halde, hizmetin bedeli olarak verilen çekin karşı tarafça tahsil edilmiş olması karşısında, müvekkili şirket tarafından—— yevmiye no.lu ihtarnamesi keşide edilmiş ve davalı tarafından düzenlenmiş olan faturanın da iadesi yapılarak, çek bedelinin taraflarına iade edilmesi gerektiği ihtar edildiğini, davalı tarafından ödeme yapılmadığından, müvekkili şirket tarafından,——– sayılı icra dosyası üzerinden takip yapıldığını ancak bu defa, davalı tarafından, haksız ve kötüniyetli olarak ve müvekkil şirketin alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla, takibe itiraz edilmesi üzerine, huzurda görülen itirazın iptali davasının açılması zorunluluğu hasıl olduğunu, davalı tarafın icra takibine itirazları, maddi gerçeklikten uzak, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının 08.11.2016 tarihli itirazları genel anlamda; müvekkili şirket ile davalı arasında herhangi bir iş akdi bulunmadığı, davalının, müvekkili şirketten herhangi bir nakit veya çek tahsilatı bulunmadığı, —— isimli şahsın, davalı şirketle bir bağlantısı bulunmadığı, müvekkili şirket tarafından, davalı ile bağlantısı bulunmayan bir şahsa çek keşide edilmesinin davalıyı borçlu kılmayacağı, müvekkili şirketin, davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı, dosya kapsamında mevcut belgelerdeki imzalara, borca ve faize itiraz ettiği yönünde olduğunu, davalı tarafından, —— sözleşmesinin kurulması veya herhangi bir ücrete hak kazanıldığına ilişkin iddiada bulunulmadığını, davalı borçlu, müvekkili şirketin alacağını sebepsiz ve hukuki açıdan son derece haksız bir tutum içerisinde, ödemekten kaçınmakta, müvekkilin başlatmış olduğu ilamsız icra takibine itiraz ederek de, müvekkilin alacağına kavuşmasını engellediğini, diğer taraftan, davalının bu haksız ve kötü niyetli tutumu, taraflar arasındaki ——kiralama hizmeti konusunda avans olarak ödenecek çek tanziminin yapıldığı ilk günden bugüne var olduğu da malumun ilanı olduğu, arz olunan nedenlerle ve fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle davalı borçlunun, müvekkili şirketin alacağını karşılamaya yeter miktarda malvarlığı üzerine, ihtiyati tedbir/ihtiyati haciz konulmasını, takibe itirazın iptaline, davalı borçlu aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı taraf usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava,—— sayılı icra dosyası kapsamında İİK 67. Maddesi uyarınca icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
——-sayılı icra dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 07/08/2016 tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz toplamı 188.045,62 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya 03/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde 08/11/2016 havale tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde; alacaklı ile hiçbir iş akdinin olmadığını, —— ile bağlantılarının bulunmadığını, takip konusu çekin firmalarınca alınmadığını beyanla borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.08/11/2021 tarihli rapora göre; davacının incelenen 2015 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, envanter defterinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacının incelenen 01.09.2015 – 31.08.2016 özel dönemine ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, envanter defterinin yazdırılmamış (boş) olduğu, envanter defteri yazdırılmadığı için diğer defter kayıtları ile birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediği, davacının 2015, 2016 yıllarına ait yevmiye defterinin ve defteri kebirlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı, icra takibine konu alacağın dayanağı olan belgenin keşidecisi davacı —–lehdarı davalı ——Şubesine ait 12.08.2015 keşide tarihli,——-çek numaralı, 170.000,00 TL bedelli 1 adet çek olduğu, icra dosyasında ve dava dosyasında söz konusu çekin fotokopisinin bulunduğu, çek fotokopisi üzerinde; —— isim soyadı ve imzası ile “——okul projesi danışmanlık bedeli olarak alındı. Fatura daha sonra kesilecek 30.600 TL KDV nakit olarak ödenecek” ibaresi ve 12.05.2015 tarihinin bulunduğu, —– tarafından Mahkemeniz yazısına 01.11.2017 tarihli yazı ile yazınızda araştırmanıza konu olan—– nolu hesabına tanımlı —— seri nolu çek 12/08/2015 tarihinde ——- ibraz edilmiş olup çek tutarının tamamı ödenmiştir. Söz konusu çek ve ibraz eden hamile ait kimlik bilgileri ile ödeme dekontu ekte tarafınıza sunulmuştur.” şeklinde cevap verildiği, yazı ekinde dava konusu çekin ön yüzünün ve arka yüzünün fotokopisi, çekin ödendiğine dair dekont fotokopisi, çeki tahsil eden dava dışı ——- ait kimlik fotokopisi, davacı şirket tarafından bankaya hitaben yazılmış “Aşağıda dökümü yapılan çek firmamız tarafından verilmiş olup, ödenmesi uygundur.” içerikli yazı fotokopisinin gönderildiği, davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde, davalı —— tarafından davacı ——adına düzenlenmiş 06.05.2015 tarihli, —— numaralı, “Danışmanlık ve hizmet bedeli” açıklamalı, KDV. Hariç 170.000,00 TL, KDV dahil 200.600,00 TL tutarlı 1 adet fatura fotokopisinin sunulmuş olduğu, faturanın üzerinde çift çizgi arasında“İPTAL” ibaresinin yazılı olduğu, davacı ——vekili tarafından davalı —— Noterliği’nin 28.06.2016 tarih ve ——-yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilmiş olduğu, ihtarnamenin tebliğ şerhinde ihtarnamenin muhataba tebliğ edilemediği bilgisinin bulunduğu, davacının 2015, 2016 yıllarına ait defteri kebirleri kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı davacı ile davalı arasındaki borç alacak durumunun, dolayısıyla icra takibine konu alacağın dayanağı olan çekten dolayı davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğunun ticari defterlerden tespit edilmesinin mümkün olmadığı ancak icra takibine konu alacağın dayanağı olan keşidecisi—— lehdarı davalı —— çek numaralı, 170.000,00 TL bedelli çekin, dava dışı ——teslim tarihi olan 12.05.2015 tarihinde defteri kebirde ana hesap olan ——Satıcılar hesabının altına——- kodu ve “Satıcılar” açılan toplu yardımcı hesaba ve yevmiye defterine çıkış kaydının yapıldığı, ayrıca söz konusu çekin ödendiğinin banka kayıtları ile sabit olduğu, davacı —– tarafından davacı ——Adına düzenlenmiş 06.05.2015 tarihli,——– numaralı, “Danışmanlık ve hizmet bedeli” açıklamalı, KDV hariç 170.000,00 TL, KDV dahil 200.600,00 TL tutarlı 1 adet faturanın düzenlenme dönemi olan 2015 Mayıs ayına ait ticari defter kayıtlarında arandığı ancak bu faturanın kaydına rastlanmadığı, davacı ile davalı arasındaki hesap hareketleri defteri kebirde cari hesap şeklinde bulunmadığı için bu faturanın başka bir tarihte ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı ile ilgili bir tespit yapılamadığı, davacı tarafın 170.000,00 TL asıl alacak ve 18.045,62 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 188.045,62 TL takip tutarı üzerinden başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine açmış olduğu itirazın iptali davasında davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini istediği, harca esas dava değerini 188.045,62 TL olarak gösterdiği bildirilmiştir.Davacı, keşidecisi davacı —– lehdarı davalı——- çek numaralı, 170.000,00 TL bedelli 1 adet çeki bankaya ibraz eden hamile ödeme yaptıklarını ancak çek lehtarının ve danışmanlık konusunda yapılan anlaşmaya göre dava dışı —— hizmeti yerine getirmediğini bu nedenle karşılığını alamadığı hizmet bedeli olarak verilen çek bedelinin iade kapsamında eldeki itirazın iptali davasına konu takip başlattığı anlaşılmış Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir. Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında verilme nedeni olan hizmetin ifa edilmemesi iddiasına dayalı olarak çek bedeli ve faiz üzerinden takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının 2015 ve 2016 yıllarına ait yevmiye ve defteri kebirlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun tutulmadığı ancak keşidecisi davacı—–lehdarı davalı——teslim edildiğinin kaydedildiği, davalının defterlerini ibraz etmediği, 7251 sayılı kanun ile değişik 6100 sayılı HMK 222.maddesindeki sunmama halindeki yaptırımın uygulanma kabiliyetinin olmadığı zira davacı yevmiye ve defteri kebirlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun tutulmadığı, bahse konu çekin ön ve arka yüzünün incelenmesinde, davalının lehtar ve ilk ciranta olrak göründüğü ve hamil—— ödeme yapıldığının anlaşıldığı, öncelikle davacının iddia ettiği dava dışı ——- ile danışmanlık hususunda anlaşma yaptığını, bu anlaşma kapsımında hizmet bedelinin ödenmesi için bahse konu çekin davalı şirket adına düzenlenmesi konusunda anlaşıldığını ispatlaması gerektiği, bu hususun ispatı halinde ise davalının aksini veya çek karşılığı hizmetin ifa edildiğini ispatlaması gerektiği, davalı borçlunun takibe itiraz dilekçesinde davacı ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını, dava dışı —— ile bağlantılarının bulunmadığını ileri sürdüğü, davalı tarafından düzenlendiği iddia olunan 06/05/2015 tarihli, danışmanlık ve hizmet bedeli açıklamalı ve KDV dahil 200.600,00 TL bedelli faturanın davalıya iade edildiğinin ileri sürüldüğü ancak iadeye yönelik belge bulunmadığı, fatura üzerinde iptal ibaresinin bulunduğu, davacı defterlerinde bulunmadığının anlaşıldığı, davacının esasında bahse konu çekten dolayı davalıya borçlu olmadığını ve 3. Kişiye ödediği çek bedelini tahsil hakkının bulunduğunu ispatlaması gerektiği, davalının ilgili dönem—— formlarında davacının adının bulunmadığı, davacının iddiasını yazılı deliller ile ispatlayamadığı, verilen süre içerisinde yemin teklif etmedikleri anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar harcının başlangıçta alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile 49,30 TL eksik harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —— nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde —— sayılı icra dosyasının iadesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.