Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1031 E. 2018/348 K. 03.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2017/1031 Esas
KARAR NO : 2018/348

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 23/05/2012
KARAR TARİHİ : 03/04/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı —- ile —-San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında okul güçlendirme işi için inşaat alt yüklenici sözleşmesi yapıldığını; akabinde iş veren firmanın teknik bir iş olmasından sebeple yan iş niteliğindeki püskürtme beton işi hususunda davacının hesabına davalı —-San. ve Tic. Ltd. Şti ile sözlü olarak anlaştığını; asıl iş veren —. San. ve Tic. Ltd. Şti ‘nin takibe konu borcun bir kısmını fatura tarihinden önce avans olarak bir kısmını da fatura tarihinden olmak sureti ile 18/09/009 tarihinde 12.000,00 TL 14/10/2009 tarihinde 2.000,00 TL 25/11/2009 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere toplam 24.000,00 TL yi davacı namı hesabına şirket ortağı ve müdürü —-‘in banka hesabına ödeme yaptığını; faturalardan kaynaklı bakiyenin ise asıl işveren —- İnş. ile davalı firma arasındaki cari hesaptan davacının namı hesabına mahsup edilerek ödendiğini; ancak, davalı firmanın önce 24/06/2010 tarihinde Ankara —- İcra Müdürlüğü’nün — sayılı dosyası ile faturaya dayalı ilamsız icra takibi yaptığını; davacının borca ve İcra Müdürlüğü’nün yetkisine açıkca itiraz ettiğini; ardından davalının Kadıköy —- İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı dosyası ile faturaya dayalı ilamsız icra takibi yaptığını ve icra takibinin davacının yokluğunda kesinleştiğini; davacı tarafından davalıya takip tarihinden önce ödeme yapıldığını; bu nedenlerle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davalının haksız ve kötüniyetli takip yapmış olması nedeni ile ödenen 24.000,00 TL nin %40 üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının, yüklenici —- Tic. Ltd. Şti den taşeronu olarak almış olduğu işin alt yüklenicisi olarak iç ve dış cephe uygulamalarını yaptığını; davalının yapmış olduğu işler karşılığı olmak üzere kdv dahil 30.986,80 TL tutarındaki 24/11/2009 tarih ve —- numaralı faturayı düzenleyerek davacıya teslim ettiğini; davacının bunun faturanın 25.624,00 TL lik kısmını ödemediğini; bunun üzerine borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini; açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; davacı/alt yüklenici-iş sahibi tarafından davalı/ikinci alt yükleniciye eser sözleşmesi kapsamında, iş bedeli alacağının bulunmadığından bahisle davalı tarafından hakkında yapılan icra takibinde borçlu olmadığının tespiti istemine; ilişkindir.
Kadıköy —- İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 24/06/2010 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının — San ve Tic.Ltd. Şti borçlusun —– olduğu; takibin 24/11/2009 tarihli —- nolu 30.986,80 TL bedelli fatura bakiyesi açıklaması ile 25.624,00 TL asıl alacağın ferileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan takibi olduğu; görülmüştür.
Başlangıçta; İstanbul Anadolu— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — esasına kayıtlı olarak yapılan yargılama sonucunda; 02/07/2015 tarih ve — K.sayılı kararla toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna göre; mahkemece davanın ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği; bu kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 12/06/2017 tarih ve 2016/1043 esas, 2017/2524 sayılı kararı ile “… Mahkemece dava dışı şirket tarafından davalı şirketin müdürünün şahsi hesabına dekont üzerinde “—” açıklamasını taşıyan havaleler ile gönderilen toplam 24.000,00 TL ödemenin davalı şirketin hesabına yapılmadığı, bu haliyle dava dışı 3. kişi tarafından banka havalesi yoluyla yapılan ödemenin dava dışı şirketin, davalı şirketin müdürü —-’e mevcut bir borcunun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda karine bulunduğu, bu yasal karinenin aksini ileri süren davacının iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu, davada davalının açıkça yemin deliline de dayanmadığı böylece ödemenin davalı alacağından indirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı vekili dava dilekçesine ekli delil listesinin 11. maddesinde açıkça yemin deliline dayandığından mahkemece davacının ispat edemediği iddialarıyla ilgili davalıya, usulüne uygun yemin yaptırılarak sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken (6100 sayılı HMK’nın 225 vd. maddeleri), yemin deliline dayanılmadığı gerekçesiyle davacı delilleri toplanmadan davanın kanıtlanamadığından reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı temyiz itirazları bu nedenle haklı görüldüğü …” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Bozmadan sonra; mahkememizin —- esasına kaydedilen davada; usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen 05/08/2014 tarihli rapora göre; davacı —-‘un 2009 yılının yevmiye ve envanter defteri ile 2010 yılının yevmiye defterinin açılış noter tasdiklerinin yapıldığını; kapanış noter tasdiklerinin bulunmadığını; diğer ticari defterlerin sunulmamış olduğunu; yapılan incelemede —- Tur. San ve Tic. Ltd. Şti’nin 24/11/2009 tarih ve — nolu 30.986,80 TL faturasını 24/11/2009 tarih —yevmiye nosu ile —- İnşaat hesap kodu adı altında yevmiye defterine kayıt ettiğini; bu hesaptan toplam 24.000,00 TL havaleleri cari hesaptan tenzil ederek 6.986,80 TL alacak bakiyesinin 2010 yılına devrettiğinin saptandığı; yönünde görüş bildirildiği; incelenen bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.
Davalı vekilince verilen 10/10/2014 havale tarihli bilirkişi raporuna karşı ve davanın esasına yönelik beyan konulu yazılı açıklamasında; davalının defterlerinde davacının kesmiş olduğu faturanın 30.986,80 TL olarak işlenmiş olduğunun görüldüğünü; ancak, 3.kişi tarafından davalı şirket müdürünün şahsi hesabına gönderilen 24.000,00 TL ödemenin şirkete yapılmadığını; bu nedenle, bu ödemenin borçtan mahsup edilmesinin doğru olmadığını; beyan etmiş olduğu; görülmüştür.
Davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi hususunda Ankara—-Asliye Ticaret Mahkemesi’ne —- sayılı talimat yazılmış bu dosya üzerinden davalı şirkete 2009-2010-2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını (yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defterinin) belirlenen kesin sürede talimat mahkemesine sunması hususunda açıklamalı davetiye tebliğ edilmesine rağmen belirlenen kesin sürede mahkemece istenen ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere mahkemeye ibraz edilmediği; görülmüştür.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporu içeriğine göre;
Taraflar arasında; davacı/alt yüklenici-iş sahibi ile davalı/ikinci alt yüklenici arasında sözlü eser sözleşmesi yapıldığı; davalı/ikinci alt yüklenici şirketin bu sözleşme kapsamında yüklenimindeki işi yerine getirdiği ve akabinde davacı şirket adına icra takibi ve dava konusu olan 24/11/2009 tarihli 17354 nolu 30.986,80 TL bedelli faturayı düzenleyerek davacıya gönderdiği; hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı/alt yüklenicinin, davalı/ikinci alt yüklenici şirkete banka havalesi yolu ile 24.000,00 TL ödeme yapıp yapmadığı; bu kapsamda, iş bedeli alacağını davalıya ödeyip ödemediği; buna göre, davalı/ikinci alt yüklenici şirketin davacı aleyhine yapılan icra takibine konu iş bedelinden kaynaklı alacaklı bulunup bulunmadığı; varsa alacağın miktarının ne olduğu ile; bu kapsamda, davacının, davalıya borçlu bulunup bulunmadığının saptanması; noktalarında toplanmaktadır.
Kural olarak; borçlu, borcunu şahsen ifa ile yükümlü değildir; yani 3. şahıslar da borcu ifa edebilirler. Kanundan, sözleşmeden doğan istisnalar dışında borçlunun haberi olmasa bile 3. şahıs ifada bulunabilir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı—-‘un 2009 yılının yevmiye ve envanter defteri ile 2010 yılının yevmiye defterinin açılış noter tasdiklerinin yapıldığı; ticari defterlerin kapanış noter tasdiklerinin bulunmadığı; diğer ticari defterlerin ise sunulmamış olduğu; yapılan incelemede—– Tur. San ve Tic. Ltd. Şti’nin 24/11/2009 tarih ve —- nolu 30.986,80 TL faturasını 24/11/2009 tarih — yevmiye nosu ile — İnşaat hesap kodu adı altında yevmiye defterine kayıt edildiği; bu hesaptan toplam: 24.000,00 TL havaleleri cari hesaptan tenzil ederek 6.986,80 TL alacak bakiyesinin 2010 yılına devrettiğinin saptandığı; ancak, 818 sayılı B.K.m.67’ye göre; borcun, bizzat borçlu/davacı tarafından ifasında, dava dışı alacaklının menfaati mevcut olmadığından ve borçlunun, borcunu şahsen ifa yükümlülüğü de bulunmadığı gibi kanundan veya sözleşmeden doğan istisnalar da mevcut olmadığından; dava dışı 3. kişi —-Doğalgaz Mühendislik San. tarafından 18/09/009 tarihinde 12.000,00 TL 14/10/2009 tarihinde 2.000,00 TL 25/11/2009 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere toplam: 24.000,00 TL’yi davacı namı hesabına davalı şirket ortağı ve müdürü —‘in banka hesabına ödeme yapıldığı; kural olarak; 818 sayılı BK.nun 457.ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe ( tıpkı onun özel biçimlerinden biri niteliğindeki çek gibi ) bir ödeme vasıtasıdır; bir başka anlatımla, havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur; bu yasal karinenin tersini ileri süren havaleci bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü bulunduğu; davada dayanılan havale makbuzlarında paraların hangi amacla gönderildiği hususunda bir açıklama bulunmaktadır; dava dışı şirket tarafından davalı şirket müdürünün şahsi hesabına dekontlar üzerinde “—-” açıklamasını taşıyan havaleler ile gönderilen toplam: 24.000,00 TL ödemenin davacı adına davalı şirket hesabına yapıldığının ispat edildiği; dava dışı 3. kişinin tarafından 24.000,00 TL’nin “—-” açıklaması ile davalı şirket yetkili/müdürü —-‘in banka hesabına havale edilen bu ödemenin, dava dışı 3. Kişi tarafından dava dışı şirket müdürüne bu miktar ödeme yapılmasını gerektiren bir borcun varlığı davalı tarafından iddia ve kanıtlanmadığı; bu durumda, dava dışı 3. kişinin yapmış olduğu ödemenin banka havalesi içeriği de dikkate alınarak hayatın olağan akışına göre aksi ispat edilmemiş adi karine olarak davacı şirket nam ve hesabına yapıldığının kabulünün gerektiği; bu durumda, davacının, davalıya 18/09/009 tarihinde 12.000,00 TL, 14/10/2009 tarihinde 2.000,00 TL ve 25/11/2009 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere toplam: 24.000,00 TL borç ödemesinin bulunduğunun kabulünün gerektiği; bu nedenlerle, davacının işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu görülmekle, davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kabulü ile davacının, İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü [Kadıköy —-İcra Müdürlüğü] ‘nün —- sayılı takip dosyasında, takip konusu yapılan 24/11/2009 tarihli — sayılı faturadan dolayı davalıya 24.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine; İİK.nun 72/5. maddesi uyarınca; somut olayda, dava dışı 3. kişi konumundaki şirketin, davacı nam hesabına yaptığı ödemelerin, davalı adına şirket müdürü tarafından tahsil edilmesine/kabul edilmesine rağmen bu tutar düşülmeksizin icra takibi başlatılması nedeniyle davacı/borçluyu menfi tesbit davası açmaya zorlayan davalının haksız ve kötüniyetli olduğu; bu nedenle, dava konusu üzerinden hesaplanan %40 tazminat tutarı 9.600,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine; karar vermek gerekmiş olmakla; aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Davanın kabulü ile,
Davacının, İstanbul Anadolu—-. İcra Müdürlüğü [Kadıköy —-. İcra Müdürlüğü] ‘nün — sayılı takip dosyasında, takip konusu yapılan 24/11/2009 tarihli — sayılı faturadan dolayı davalıya 24.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine,
İİK.nun 72/5 maddesi uyarınca hesaplanan %40 tazminat tutarı 9.600,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.639,44 TL karar ve ilam harcından 356,40 TL peşin harç mahsubu ile bakiye 1.283,04 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.880,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 21,15 TL başvuru harcı ve 356,40 TL peşin harç toplamı: 377,55 TL ile aşağıda dökümü yazılı 2.187,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde [HMK.nun. 304-(1). maddesi uyarınca yasa yoluna ilişkin maddi hata resen düzeltilmiştir.] Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/04/2018