Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1019 E. 2020/934 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1019 Esas
KARAR NO : 2020/934
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/01/2017
KARAR TARİHİ : 22/12/2020
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— tarihinde davacının çocuğu———- plakalı aracın parktan çıkışı esnasında aracın altında kalarak vefat ettiğini, kaza nedeniyle davacının destekten yoksun kaldığını, bu nedenle davalı sigorta şirketine —— tarihinde tazminat başvurusunda bulunulduğunu, ancak davalı sigorta şirketince kazanın karayolunda meydana gelmediğinden bahisle ——– tarihinde talebin reddedildiğini, aracın anayola hareket halinde olduğunu, yine cenaze, defin ve taziye için yapılan masrafların trafik sigortası kapsamında oluduğunu, bölgesel örf adetlerden dolayı yapılan cenaze defin masraflarının ———– sorulması gerektiğini, meydana gelen olayda zararın oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağını, dolayısıyla tam kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun işletenin desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğini, davalı sigorta şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğunu belirtmiş, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile beraber —– destekten yoksun kalma tazminatının ve ——— defin cenaze giderinin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ——- plakalı aracın davalı şirket nezdinde ——–olduğundan bahisle —— tarihinde meydana gelen kazada———- vefatı sebebi ile tazminat talep ettiğini, dava konusu kazanın karayollarında gerçekleşmediğini, bu nedenle açılan davanın reddi gerektiğini, davacı annenin davaya konu kazanın oluşumuna etken kusurundan dolayı sorumluluğunun bulunduğunu, davalının cenaze ve defin giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafın zararını usulen ispat etmesi gerektiğini belirtmiş, davanı reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının desteği ————- vefat ettiği trafik kazasının oluşumunda davalı sigorta şirketince sigortalanan aracın sürücüsünün olayda kusurlu bulunup bulunmadığı; kusurlu ise kusur oranının ne olduğu, davacının desteğinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma ve defin masrafı maddi zararlarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarlarının ne olduğu ve davalı sigorta şirketinin bu zararlardan poliçe limiti kapsamında sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Başlangıçta;——– dava dosyasında görülmekte olan davada —— tarihinde görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, yargılamaya mahkememiz ——– numaralı dava dosyası üzerinden devam edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen —- kayıtlı rapora göre; davacı anne —– toplam talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının — olduğu, yetiştirme giderlerinin tenzili ile nihai olarak —- talep edilebileceği tespit edilmiştir.
Davacı vekilince verilen —- tarihli harcı da yatırılan ıslah dilekçesinde; dava değerinin —— arttırarak, —– çıkartıldığı; işbu ıslah dilekçesinin bir örneğinin davalı tarafa ————- tarihinde tebliğ edildiği; görüldü.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen —– tarihli bilirkişi raporu içeriğine göre; —— tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı tarafa sigortalı—– plakalı —- sürücüsü—— %70 oranında kusurlu olduğu, maktul yaya ————- %30 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Bir rizikonun meydana getirdiği zararın sigorta kapsamına girebilmesi için, o rizikonun motorlu araç tarafından karayolunda meydana getirilmiş olması zorunludur. Karayolları Trafik Kanunu’nun tanımlarla ilgili 3. maddesinde, karayolu; trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 2/2. maddesinde, aksine hüküm bulunmadığı hallerde, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık alanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj yolu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile erişme kontrolü kara yollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımları da bu yasa uygulaması bakımından karayolu olarak kabul edilmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip, kazanın karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de kaza, karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir.————-
Somut olayda, dosya içerisindeki kroki ile ceza dosyasındaki tespitler gereği davaya konu trafik kazasının meydana geldiği müstakil evin bahçe/garajının 2918 sayılı KTK’nun 2/a maddesi gereğince karayolu ile bağlantısının olmasına, özel mülkiyete ait olmasının KTK’nun 2. maddesinin uygulanmasına engel bulunmamasına göre kazanın meydana geldiği yerin karayolu olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda, kazanın —– tarihinde meydana geldiği, Yeni genel şartların ————- tarihinde, Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde değişiklik yapan Yasa’nın ise——— tarihinde yürürlüğe girdiği, kaza tarihi itibariyle eski genel şartların yürürlükte bulunduğu, davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya desteğin tam kusurlu olmasının onun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceği ——————-, anlaşıldığından mahkememizce kusur indirimi yapılmamıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Mahkememizce bu talep yönünden ilgili müftülük ve belediyeden makul giderleri sorulmuş ise de davacı vekilince verilen ——— tarihli beyan dilekçesi doğrultusunda karar verilmiştir.
Vekalet ücreti yönünden taraflar nezdinde doğabilecek tereddütleri gidermek için açıklama yapma gereği hasıl olmuştur: Somut olayda, dava ilk olarak ———– sayılı ilam ile görevsizlik kararı verilmiş, görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği mahkememizce karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 331/2. maddesi “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise, talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderleri ödemeye mahkum eder” hükmünü içermektedir. Anılan madde gereği, AAÜT’nin 7/2. maddesi uyarınca davalı lehine maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından, davalı ——— aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne;
—-destek —– vefatı nedeniyle] destekten yoksun kalma tazminatının ——— temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Cenaze masrafı talebinin feragat nedeniyle reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.789,04 TL harçtan peşin alınan + ıslah harcı toplamı: 316,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.472,73 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 9.913,98 TL nisbi vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-a)Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 500,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
b)Davalı———– davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ve 93,93 TL peşin harç ile 222,38 TL ıslah toplamı: 316,31 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %0,07 ve kabul %99,3 oranına göre hesaplanan 1.497,67 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair tarafların yokluğunda, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2020