Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1005 E. 2018/51 K. 26.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1005 Esas
KARAR NO : 2018/51

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 31/03/2016
KARAR TARİHİ : 26/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 31/03/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacının —- Fabrika Mağazasında çalışmakta oldukları dönemde davalı tarafından davacıdan nişanlısının kaçırıldığını ve tefeciler tarafından alıkonulduğunu ve kendisinin onu kurtarabilmesi için 45.000 TL’ye ihtiyacı olduğunu söyleyerek davacıdan para istediğini, davacının davalıya güvenerek bu miktarı temin edip davacıya verdiğini ve paranın en geç üç ay içinde ödeneceği konusunda anlaştıklarını ancak paranın ödenmemesi üzerine davalı tarafından 6/12/2014 vade tarihli ve 45.000 TL tutarında ki bir adet çeki davacıya verdiğini, senette ödenmeyince davalı hakkında İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün —- esas ve Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün — esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını ve davalı tarafça yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi vermediği görülmüştür.
Kararı davalı vekili tarafından istinaf etmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesinin 06/06/2017 gün 2017/315 Esas , 2017/294 karar sayılı ilamıyla; “Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK 4/1-a maddesine göre “Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır”. Somut olayda, dava konusu edilen bono, 6102 sayılı TTK 776 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, davacı bonoda aval veren sıfatına haizdir. Aval müessesesi de TTK 700 vd. maddelerinde hükme bağlanmış bulunduğundan davanın mutlak ticari dava olduğunun kabulü gerekir. Aynı Kanunun 6335 sayılı Kanunla değişik 5. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, davanın her safhasında re’sen gözetilir. ( Yargıtay 19. H.D si 28/09/2015 tarih, 2014/19146 E. 2015/11407K.) Somut olayda; takibi konu senet kambiyo vasfında olup davalı aval veren sıfatına sahiptir.
Takibin ilamsız takip şeklinde yapılmasının, mahkemenin görevi konusunda sonuca etkisi yoktur. Davanın mutlak ticari dava olması nedeniyle, davaya bakma görevi asliye ticaret mahkemesine aittir. “gerekçesiyle mahkememize görevsizlikle gelen İstanbul Anadolu —- Asliye Hukuk Mahkemesinin —–Esas ve—-Karar sayılı kararı bozmuştur.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı taraf, davalı ile aynı mağazada 15 yıl kadar çalıştıklarını, davalının ” nişanlısının kaçırıldığını, bu nedenle acil paraya ihtiyacı olduğunu” söyleyerek 45.000 tl istemesi nedeniyle 14 Temmuz 2014 tarihinde borç olarak bu parayı verdiğini , davalının taahhüt ettiği tarihte borç parayı iade etmemesi üzerine davalının nişanlısının annesi olan —- 1. Borçlu olarak gösterildiği 16.12.2014 vade tarihli 45.000 tl tutarındaki bonoya davalının ikinci borçlu olarak imza atarak verdiğini beyan etmiştir.
Senet bedelinin vadesinde ödenmemesi üzerine birinci borçlu —-hakkında İstanbul Anadolu —-İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış, dosyamız davalısı yönünden de İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine İİK 67/ 2 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü sürede iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu —-İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklının …, borçlunun … olduğu, 45.000 tl senet bedeli + 4.723, 75 tl olmak üzere toplam 49.723,25 tl üzerinden 09.12.2015 tarihinde ilamsız takip yoluyla icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya 14.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 14.12.2015 tarihinde “dosya borcuna zorlama yoluyla kefil edilmiş bulunmaktayım. Bu yüzden öncelikle dosyanın hesap borçlusuna haciz yapılmasını ve borcun ondan tahsil dilmesini talep ederim ” şeklinde itiraz ederek takibin durmasına neden olduğu görülmüştür.
Davalının kefil olduğunu kabul ederek imzaya herhangi bir itirazının bulunmaması nedeniyle imza incelemesi yaptırılmasına gerek görülmemiştir.
Davalı borçlu görevsiz İstanbul Anadolu —-.Asliye Hukuk Mahkemesinin — esas sayılı dosyasında duruşma sırasında davacıdan 45.000 tl almadığını, bu paranın eski nişanlısı için verildiğini, senedin zorla imzalatıldığını, bu sebeple borcu kabul etmediğin belirtmiş ise de zorla imzalatıldığına dair herhangi bir delil sunmadığı, savcılığa yapılmış herhangi bir başvurusunun olmadığı , davacınının “davalının eski nişanlısı için 45.000 tl vermesi için herhangi bir sebebin bulunmaması” ve senet bedelinin ödendiğine dair yazılı bir belge sunulmaması gözönüne alındığında davalının beyanlarının tamamen borçtan kurtulmaya yönelik soyut ifadeler olduğu anlaşılmış, iddialarını destekleyen yazılı herhangi bir delil bulunmadığı için beyanlarına itibar edilmeyerek senet borçlusu olarak imza atması nedeniyle senet bedelinden sorumlu olduğu kabul edilerek davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar icra takibi 45.000 tl senet bedeli ve işlemiş faiz olmak üzere 49.723,25 tl üzerinden yapılmış ise de açılan davanın sadece 45.000 tl senet bedeline ilişkin olduğu görülmekle davanın tam kabulü yönünde karar verilmiştir.
Takibin dayanağının ödenmeyen senet olması nedeniyle alacak miktarının belirli bulunduğu ve hesaplanmasının yargılamayı gerektirmediği anlaşılmakla asıl alacak miktarının yüzde 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair karar verilmiştir.
Aynı senede ilişkin olarak diğer borçlu yönünden İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış olduğundan aynı senetle ilgili iki borçlu olup iki ayrı icra takibi yapılması nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalının itirazının iptaline dair karar verilmiştir.
Bononun TTK da düzenlenmesi ve işin ticari iş sayılması nedeniyle ticari avans faizi uygulanması gerekmekte ise de davacının dava dilekçesinde yasal faiz uygulanmasını talep etmesi nedeniyle ” taleple bağlılık ilkesi ” gereği takipten itibaren asıl alacağa yıllık % 9 oranında yasal faiz uygulanmasına dair karar verilmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1-Davanın KABULÜ ile
Davalının İst.Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyasında 45.000,00 TL asıl alacak yönünden İstanbul Anadolu —- İcra Müd. — Esas sayılı dosyasında tahsilde tekürrür olmamak üzere yaptığı itirazın iptali ile,
Takibin 45.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Takipten itiraben asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına,
Asıl alacak miktarı belirle bulunmakla hesaplanması yargılamayı gerektirmediği gibi davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmuş olduğu anlaşılmakla 45.000,00 TL nin %20 si oranında (9.000,00 TL ) icra inkar tazmitanını davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Davacı tarafça yapılmış 29,20 TL başvurma harcı, 768,49 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 801,99 TL harç gideri ile tebligat ücreti olarak 155,00 TL masraf olmak üzere toplam 956,99 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 3.073,95 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 768,49 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.305,46 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından sarfı yapılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/01/2018