Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/998 E. 2019/873 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/998 Esas
KARAR NO: 2019/873
DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ: 06/09/2016
KARAR TARİHİ: 01/10/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın, mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından üretilen— plakalı—— marka aracın, davacı tarafından, —- tarihinde—- nolu fatura ile—- TL bedelle yetkili bayi —–satın alındığını, aracın alındığı tarihten itibaren sürekli arızalandığını, —- tarihinde yolda kaldığını, —- tarihinde servisten alındığını, yine—-tarihinde tekrar yolda kaldığını, —-tarihinde servisten teslim alındığını, — tarihinde —- Km bakımının yaptırıldığını, — tarihinde araç düşük hızda seyretmesine rağmen blok patlaması nedeniyle yolda kaldığını, yine servisten—– tarihinde teslim alındığını, toplam arızalar ve serviste kalma günleri hesap edildiğinde — gün araçsız kalındığını, davaya konu aracın şirket ihtiyacı için alındığını, aracın günlük —- TL zararının olduğunu, yetkili servisten araçsız kalınan günler için araç tahsisi talebinde bulunulduğunu, ancak, yetkili servis tarafından talebin reddedildiğini, aracın sorunsuz bir araçla değiştirilmesi ve zararın tazmini için —Noterliği’ne ait —- tarih ve —sayılı ihtarnamenin —- tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, ancak, ihtarnameye rağmen talebin karşılanmadığını, bu nedenlerle,——- plakalı —– aracın sorunsuz yeni bir araçla değiştirilmesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla araçsız kalınan günler için ———– TL zararın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödetilmesi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; satılan aracın hukuki tabiyeti ve garanti şartları gereği davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, satış sözleşmesinin tarafı olmayan imalatçının müteselsil sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu araçta üretimden kaynaklı ayıp bulunduğuna ilişkin olarak —- günlük ayıp ihbar sürelerine ve ihbarın şekline ilişkin gerekliliklere uyulmadığını, yine yeni evrak tahsisi araç değişimi taleplerinin ticari garanti uygulaması kapsamında olmadığını, araç ile birlikte teslim edilen garanti belgesi ve servis kılavuzunun ticari garanti koşullarında da on günlük tamir süresinin aşılması halinde ticari araçlarda ikame araç temin edileceğine yönelik bir taahhütte bulunulmadığını belirtmiş, cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında, davacının haksız davasının reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davacının satın aldığı ——- marka araçtaki ayıp nedeniyle uğradığı kazanç kaybının tahsili ve aracın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler —- tarafından müştereken düzenlenen —-tarihli rapora göre; —- tarihinde tespit ve kontrol yapılan dava konusu —– plakalı aracın motorunda meydana gelen ve yolda kalmasına neden olan arızaların aracın yakıt sistemindeki üretimden gelen hataya bağlı olduğu, bunun gizli ayıp olarak nitelendirilebileceği, ayıbın oluşumunda kullanıcı hatası bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalıya ait yetkili servise, araçtaki arıza şikayeti ile başvurulduğu, arızanın aracın sıfır teslimi sırasında anlaşılmasının mümkün olmadığı, üretim kaynaklı bir arıza bulunduğu, ayıbın kullanım ile ortaya çıkan gizli ayıp niteliğinde olduğu belirtilmiş, davalı itirazlarını karşıladığı değerlendirilmiştir. Alınan bilirkişi raporu objektif, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmuştur.
Taraflar arasında; davacının, davalı—– üreticisi olduğu aracın satımı konusunda bayiisi olan dava dışı ——– plakalı aracın fatura karşılığı satın aldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı … ——üreticisi olduğu ve davacı tarafından fatura karşılığı satın alınan aracın satın alındıktan sonra garanti kapsamı içerisinde bulunduğu sırada araçta oluşan arızaların normal kullanım arızası mı yoksa araçların imali sırasında oluşan gizli imalat kusuru mu olduğu, bu kapsamda aracın arızalanması nedeniyle servis hizmeti kapsamında servise bırakıldığı dönemlerde davacının kazanç kaybının oluşup oluşmadığı, bu şekilde bir kazanç kaybı varsa kazanç kaybının miktarının ne olduğu ile davalının yukarıdaki açıklama kapsamında araçlarda gizli imalat kusuru bulunması durumunda davacıya karşı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219. maddesine göre; bir maldaki ayıp, satıcının zikir ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmak üzere iki türde ortaya çıkabilecektir. Bunlardan ikinci tür olan yani lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi satıcı sorumludur. Ayıp, maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir. Borçlar Kanunu’nda tanımını bulan ayıba karşı tekeffül, satılan şeyin satıcının zikrettiği vasıfları taşımamasından veya bu şeyin değerini sözleşme gereğince ondan beklenen yararları azaltan veya kaldıran eksiklikler bulunmasından satıcının sorumlu olmasıdır ———-
Ayıba karşı tekeffül borcu, satıcının mülkiyeti geçirme borcunun tamamlayıcısıdır. Aynı zamanda satıcının bu borcu kanuni bir borç mahiyetindedir (———
6098 sayılı TBK’nun 219. maddesinde, satıcının, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olduğu, Yasa’nın 227.maddesinde satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcının; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme veya imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme seçimlik haklarından birini seçebileceği ve alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu hüküm altına alınmıştır.
Yargıtay —-. Hukuk Dairesinin— esas, —-karar sayılı kararı emsal alındığında, yukarıda belirtildiği üzere satım konusu araç arızanın üretim hatasından kaynaklanması nedeniyle, davalı üretici firma ——–de, satıcı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı görülmekle, davalının husumet yönündeki itiraz sebebinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
TTK 23/c maddesi uyarınca basit bir inceleme veya incelettirmek sonucunda malın ayıplı olduğu anlaşılmadığı taktirde ayıp ihbarı konusunda —- maddesi hükmü uygulanır. TBK 223/2 maddesi uyarınca alıcı satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse bunu hemen satıcıya bildirmek zorundadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişi kurulundan alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre; araçta üretim hatasından kaynaklı gizli ayıp olduğu ve ayıbın devam ettiğinin belirlendiği, taraflar tacir olduğundan ayıp ihbarının TTK’nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve gizli ayıp olması nedeniyle BK’nın 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarındaki belirtildiği üzere derhal yapılması gerektiği, nitekim davacının ticari amaçlı davalıdan sıfır olarak aldığı araçlarda trafiğe çıkışından hemen sonra sürekli olarak çeşitli arızalar meydana geldiği, yoğun trafikte yolcu ve eşya taşımak beklentisiyle alınan bu araçların trafikte arızalanmasının risk taşıdığı, davacının bu şartlar altında araçları kullanmaya zorlanamayacağı, araçlarda meydana gelen arızalar nedeniyle araçların servise alındığı, bu itibarla ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, kaldı ki arızaların garanti süresi içinde meydana geldiği, Yargıtay —- HD’nin —- Esas, —— Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere davalının garanti belgesindeki garanti taahhüdü nedeniyle davacıya karşı sorumlu olduğu, satın alınan araçtaki arızaların nitelikli ve kullanmaya engel olduğundan davacının sözleşmeyi fesihte haklı olduğu ve davacının B.K.’nın 227. maddesi gereği ayıplı araç nedeniyle seçimlik hakkını kullanarak aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini talep edebileceği, —- TL aracı kullanamamaktan kaynaklanan zarar yönünden ise davanın Hmk. 123. maddesi geri alındığı, davalının davanın geri alınmasına açıkça rıza gösterdiği, Yargıtay — HD’nin — Esas, — Karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere aracın değeri üzerinden harç ve vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile,
Davacıya ait —- plakalı —– marka Transit – —- model ——- şase numaralı aracın aynı model aynı marka ve aynı özelliklere sahip ayıpsız misli ile değiştirilmesine,
Bunun mümkün olmaması halinde İİK.24.maddesi gereği işlem yapılmasına,
Davacıda bulunan aracın davalılara teslimine,
Edimlerin aynı anda infazına,
—- TL zarara ilişkin talep yönünden davanın takibinden vazgeçilmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan — TL karar ve ilam harcından — TL peşin harç mahsubu ile bakiye — TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden ——- TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı ve 1.024,65 TL peşin harç ile 246,45 TL keşif harcı toplamı:1.300,30 TL ile aşağıda dökümü yazılı 1.646,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/10/2019
Yargılama Giderleri:
Posta Masrafı:146,75 TL
Bilirkişi Ücreti:1.500,00 TL
TOPLAM:1.646,75 TL