Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/901 E. 2021/205 K. 22.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/901 Esas
KARAR NO : 2021/205
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/08/2016
KARAR TARİHİ : 22/02/2021
——– adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ———–, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
l.İDDİA:
Davacı vekili; dava dışı ———– kullandığı kredilere davacı, davalı ve dava dışı iki kişinin kefil olduğunu, davacının kredi borcunu bankaya ödediğini, ödenen kredi borcunun 1/4 den davalının sorumlu olduğunu beyan ile itirazın iptalini ve %20 icra inkâr tazminatı talep etmiştir.
ll.SAVUNMA:
Davalı vekili; bankanın kredi borçlusuna kat ihtarının olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, kredi borçlusuna olan borcundan kurtulmak amacı ile ödemleri sadece planlı şekilde kendi adına yaptığını, bankanın haklarını ele geçirmek amaçlı hareket ettiğini, davacı şirket ile kredi borçlusu şirket ve diğer borçlular arasında organik bağ olduğunu, işlemin muvazaalı olması nedeni ile davanın reddini ve %20 haksız icra tazminatı talep etmiştir
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, kefilin ödediği bedeli diğer kefilden rücuen tahsil istemine ilişkin başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
———- dosyasının tetkikinde davacı————- tarafından borçlu —- tarihinde —-asıl alacak ve —– işlemiş faiz olmak üzere ——– alacağın tahsili için takip yapıldığı, borç sebebi olarak TBK madde 596 kapsamında rücu talebi olduğu belirtildiği, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, dava dışı —— tarihinde —-çektiği krediye davacı —-adlı şirket, davalı——– oldukları, davacı olan kefilin bu kredi borcu için ödediği bedellerin 1/4’nü davalı——— istemede haklı olup olmadığı, bu hususta yapılan takibe itirazın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davalı vekili, kredi borcunun muaccel hale gelmediğini, davacı asil tarafından asıl kredi borçlusuna karşıda icra takibi yapıldığını, asıl borçlunun borca itiraz ettiğini, bekletici mesele yapılması gerektiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemimizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—— tarafından düzenelenen —- tarihli raporda, davacının TBK madde 587 hükmüne göre ödediği — dörtte biri olan ———– ödeme tarihlerinden itibaren faiziyle davalıdan isteyebileceği belirtilmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
—– tarihli yazısı ve eklerinden anlaşıldığı üzere, dava dışı ———tarihinde —- krediye davacı — şirket, davalı ———–müteselsil kefil sıfatıyla kefil oldukları,—- ödemelerinin kefil ——-adlı davacı şirketin yaptığı,
Dava dışı——– borcunu ödeyememesi üzerine, kredi alacaklısı ——-tarafından kredi borçlusu dava dışı ————- Davacı ———- numaralı,—— tarihli borcun ödenmesine dair ihtarname gönderdiği,
Borçlu dava dışı şirketin ifada gecikmesi üzerine, ——— tarihinde ——- tarihinde —– tarihinde —– tarihinde ———tarihinde ——- tarihinde —– tarihinde ——— olmak üzere toplam ——– davacı şirket tarafından kredi alacaklısı —— ödendiği,
Davacı şirketçe ödediği bedelin, 1/4’nü diğer kefil Davalı ———- talep ettiği,
TBK madde 587 hükmüne göre; Birden çok kişi, aynı borca birlikte kefil oldukları takdirde, her biri kendi payı için adi kefil gibi, diğerlerinin payı için de kefile kefil gibi sorumlu olur. Borçluyla birlikte veya kendi aralarında müteselsil kefil olarak yükümlülük altına giren kefillerden her biri, borcun tamamından sorumlu olur. Ancak, bir kefil, kendisiyle birlikte daha önce veya aynı zamanda müteselsilen yükümlü bulunan ve ——— takip edilebilen bütün kefillere karşı takibe girişilmiş olmadıkça, kendi payından fazlasını ödemekten kaçınabilir. Bir kefil, bu hakkı, diğer kefillerin kendi paylarını ödemiş veya ayni güvence sağlamış olmaları durumunda da kullanabilir. Aksine anlaşmalar saklı kalmak kaydıyla, borcu ödeyen kefil, kendi paylarını daha önce ödememiş olmaları ölçüsünde, diğer kefillere karşı rücu hakkına sahiptir. Bu hak, borçluya rücudan önce de kullanılabilir.
Bu kapsamda, davacının dava dışı ———– borcuna müteselsil kefil sıfatıyla kefil olduğu, davacının müteselsil kefil sıfatıyla kendine düşen borçtan fazlası için diğer kefillere rücu edebileceği, davacının kredi borcunun —– kredi alacaklısı ——ödediği, —– tarihli kredi borcuna kefil olan dört kişi bulunduğu, buna göre davalının kredi borcundan sorumluluğu kredi borcunun —– olduğu, toplam kredi borcunun —- olması karşısında, bu meblağın —– olduğu, davacının ödediği borcun ise henüz ——- olduğu, davacı nın sorumlu olduğu miktardan fazlasının ödeme durumunun söz konusu olmadığı anlaşılmakla, bu durumda davacının diğer kefil olan davalıya rücu edemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM : (Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle)
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.642,20 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.582,9‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 16.867,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——— Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2021