Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/889 E. 2020/256 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2016/889 Esas
KARAR NO : 2020/256

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/08/2016
KARAR TARİHİ : 16/06/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında, davalıya —- ve tadilat işleri için anlaşma yapıldığını; yapılacak işin bedelinin —-olarak belirlendiği, yapılan anlaşmaya istinaden davacı tarafından tamirat,—— işlerinin tamamlandığını; —- tarihinde fatura düzenlenerek davalı tarafa gönderildiğini; —- içerisinde davalı ile davacı arasında mutabakat formu düzenlendiğini; mutabakat formunda davalının faturayı kabul ettiğini ve borç yönünden mutabık olduklarını açıkça beyan ettiğini; ancak, aradan uzun süre geçtiğini; fatura bedelinin davacıya ödenmediğini; bu nedenle, davacı tarafından —-tarihinde fatura alacağı için İstanbul Anadolu ———Müdürlüğü’nün —— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını; davalının icra takibine itiraz ettiğini belirtmiş, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini; yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 30/09/2014 tarihli fatura nedeniyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını; ———— fatura bedelinin ödendiğini; temerrüt oluşmayan ve asıl alacak miktarı ödenen borca faiz işletilemeyeceğini belirtmiş, bu nedenlerle davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesine dayalı 147.500,00 TL bedelli bir adet faturadan kaynaklı iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında davalının —— işlerinin yapılması hususunda sözleşme akdedildiği, sözleşme konusu davacı ediminin ifa edildiği, bu hususta —- bedelli faturanın düzenlendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; —— bedelli faturanın davalı tarafından ödenip ödenmediği, taraflar arasında başkaca bir borç ilişkisinin bulunup bulunmadığı, davalı tarafından yapılan birtakım ödemelerin dava konusu faturaya ilişkin olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İstanbul Anadolu —–.İcra Müdürlüğü’nün ——- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 25/07/2016 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı———– tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ——— ödeme emrinin borçluya 1 tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen süresinde —- havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi ——- tarafından düzenlenen——- kayıt tarihli —– ile taraflar arasındaki ticari ilişki ile dava konusu fatura ve ödemelere ilişkin tespitler yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Bilirkişi raporunda takip konusu edilmeyen davacı faturaları da dahil edilerek cari hesap yönünden inceleme yapılmıştır. Dava itirazın iptali davası olup davacı takip talebindeki talep ile sıkı sıkıya bağlıdır. Başka bir deyişle takip talebine konu edilmeyen faturalar davacı alacağına dahil edilerek hesaplama yapılarak hüküm kurulamaz (Yargıtay ——.). Bu itibarla tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda; dava konusu —– bedelli faturanın davacı ve davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür.
Somut olayda davalı tarafça, takip konusu——– turarında fatura bedelinin muhtelif tarihlerde ödendiği savunulmuş, davacı tarafça davalının yaptığı bu ödemelerin takip konusu fatura ile ilgisinin bulunmadığı, ödemelerin, ödenmeyen daha önceki para alışverişine mahsuben yapıldığı ileri sürülmüş olup, ödeme belgelerinde herhangi bir açıklama bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 101. maddesi “Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir. Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır” hükmünü, 102. maddesi “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.” hükmünü içermektedir. Bu yasal karinenin aksini iddia eden, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Ödeme belgelerinde herhangi bir açıklama bulunmadığına göre, davacının vadesi gelmiş alacağı varsa, ödemelerin bu vadesi gelmiş alacağa mahsuben yapıldığının kabul edilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; takibe konu faturanın ödendiği savunmasında bulunan davalının ispat külfetini üzerine aldığı (Yarg. —– HD. ———————– HMK 200. Maddesine göre davalının bu iddiasını senet ile ispatlaması gerektiği, tarafların ticari defter ve kayıtlarının birbirini teyit ettiği, buna göre dava konusu —–davacı ve davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından ise —– ödeme yapıldığı, yapılan ödemelerin davacı ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, davacının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği (Yargıtay—– —- Karar sayılı ilam), davacının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, ödemelerin davacı şirket yetkilisinin alacağına ilişkin olduğunun yazılı delille ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Dava konusu —-bedelli faturanın borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç olması karşısında, TBK. 102. Maddesi gereği anılan ödemelerin dava konusu faturaya ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Davalı vekilince davanın ispatlandığından bahisle yemin deliline de dayanılmamış, mahkememizce anılan kanun maddeleri ile Yargıtay içtihatları gereğince tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sübut bulmayan davanın reddine,
Koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2-Alınması gereken —— maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan ————- harçtan mahsubu ile fazla alınan —————- harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki———-göre hesaplanan 20.683,71 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı 90,05 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.