Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/812 E. 2021/501 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/812 Esas
KARAR NO : 2021/501

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2016
KARAR TARİHİ : 22/04/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız İstanbul Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
I.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili; davalının — sözleşmesi ile — — ürün alım — satımı yapmadığını, bu nedenle sözleşme ile öngörülen cezai şart tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu öne sürmektedir.
ll. SAVUNMA:
Davalı …— Kefaletnamenin şekil şartlarından yoksun bir — olduğunu, kefaletnamede tarih olmadığı gibi — sorumluluğunun süresinin de belirtilmediğini, bu nedenle davalının hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını savunmaktadır.
Davalı şirket ise usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara da katılmadığından davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü tüm vakıa ve iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, — sözleşmesiyle belirlenen eksik ürün alımı hali için öngörülen cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili; — sözleşmesi ile her — olmak üzere—– alım —- satımı yapmadığını, bu nedenle sözleşme ile öngörülen cezai şart tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu öne sürmektedir.
Davalılardan ….——-şekil şartlarından yoksun bir —- olduğunu, kefaletnamede tarih olmadığı gibi — sorumluluğunun süresinin de belirtilmediğini, bu nedenle davalının hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını savunmaktadır.
Davalı şirket ise usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara da katılmadığından davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü tüm vakıa ve iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
Davacı ile davalı şirket arasında — — Sözleşmesi” düzenlenmiştir. Sözleşmenin konusu, davalının ——” markası altında ——— yapması hususunu içermektedir. Davalı gerçek kişi ise tarihi yazılı olmayan—- başlıklı yazıyla taraflar arasında akde kefil olmuştur.
Davacı ile davalı şirket arasında —Taşıtları İçin İkmal ———- dair ek protokolü imzalanmıştır.
————–dair ek protokolün ——–maddesi ile; ” — sözleşme suresi içerisinde anılan istasyonda her yıl için ——— —— satışı yapmayı taahhüt eder.”
3-5 maddesi ile; — gerçekleştiremez ise gerçekleştiremediği —–her yılın sonunda başkaca İhtar ve ihbara gerek kalmaksızın ödemeyi kabul ve taahhüt etmektedir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Davacı vekili, davalının, sözleşme ile yükümlendiği satış miktarını yakalayamaması nedeniyle şimdilik 8.000 USD cezai şart bedelinin tahsilini talep etmektedir.
Bilirkişi raporunda,——- eksik alındığı tespit edilmiştir.
Davalı Şirket Yönünden;
Davacının bu cezai şartı talep edebilmesi için cezai şartın oluştuğu yıldan sonraki yıllarda ürün verirken ihtirazi kayıt koyarak bu hakkını saklı tutması gerekir. Dosya kapsamından davacının söz konusu dönemden sonra herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin davalıya ürün vermeye devam ettiği anlaşıldığından, talep konusu dönem için davalıdan cezai şart isteyemez. (Yargıtay —–)
Somut olayda; Davacının bu cezai şartı talep edebilmesi için cezai şartın oluştuğu yıldan sonraki yıllarda ürün verirken ihtirazi kayıt koymadığı, dosya kapsamından davacının söz konusu dönemden sonra herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin davalılara ürün vermeye devam ettiği, böylelikle TBK md. 179’a göre cezai şart alacağı şartları oluşmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı Gerçek Kişi Yönünden;
Davacı ile davalı şirket arasındaki, her türlü ticari ilişkiden doğan borçlara 500.000 TL ile sınırlı olarak müteselsil kefil olduğuna ilişkin evrakı, Davalı .—- soyadını yazarak imzalamıştır.
——— şekline dair TBK’nın 583.maddesine göre, —sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile — belirtilmedikçe  geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, —tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini — sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
Buna göre, dosyada bulunan –sözleşmesi yazılı şekilde yapılmışsa da, kefilin, sorumlu olduğu azamî miktar, —tarihi ve müteselsil kefilliğe ilişkin ifade, davalının kendi el yazısıyla yazılmadığı gerekçesiyle, — sözleşmesi bu şekil şartlarına aykırı olması nedeniyle geçersizdir.
Bu kapsamda, davalının davacı ile davalı şirket arasındaki akde kefil olmadığı, yine cezai şart koşullarınında oluşmadığı anlaşılmakla, davalı gerçek kişi yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın her bir davalı açısından ayrı ayrı REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 402,50 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 343,2 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki— Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 96,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.