Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/763 E. 2020/97 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/763 Esas
KARAR NO: 2020/97
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 05/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ———– numaralı ——– bulunduğunu, bu hesabında bulunan —— davacının talebi olmaksızın ——- tarihinde, ——-tarihinde müvekkilinin imzası taklit edilerek çekildiğini, suç teşkil eden bu fiiler neticesinde oluşan bu zararın ödeneceğini dilekçe ekinde sunulan —- tarihli taahütname ile davalı —- taahhüt ettiğini, —- C.Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sırasında —— — ile inceleme yapıldığını ve aynı —- tarihli raporda para çekme dekontların üzerindeki imzanın davalı banka müdürü —— elinin ürünü olduğunun tespit edildiğinin, davalı bankanın BK 100.md uyarınca adam çalıştırma sıfatıyla müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu iddia ile —– nin —tarihi olan ———tarihinden itibaren 3095 sayılı yasının 4/a maddesi uyarınca bir yıllık USD mevudatının kamu bankaları tarafından uygulanan en yüksek mevduat hesabı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——— vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; ceza dosyanını bekletici mesele sayılmasını, öte yandan davaya konu yapılan işlemlerin davacının bilgisi ve muvafakatı ile yapıldığını, davacını zimmet suçunu gerektiğiden davalı şube müdürü ile olan yakın dostluğu çerçevesin de bankaya gelmeden işlem yaptırma alışkınlığının tespit edildiğini, davacının ———- ayında yaptığı yüksek miktardaki çekin işlemlerine itiraz etmemiş olmasının davaya konu para çekimi ile ilgili olarak davacının bilgisi dahilinde olduğunu açıkça ortaya koyduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——– vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiğini, davacının bilgisi haricinde hesaplarında işlem yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, yapılan işlemlerin bilgisi dahilinde ve kendi menfaatlerine yönelik işlemler olduklarını her zaman görüp itiraz etmediğini, davacının varlığını iddia ettiği zararın gerçek dışı olduğunu, bu durumun banka teftiş kurulu ve ———- yeminli murakıbı tarafından düzenlenen raporlarda da ortaya konup davacının talebinin kabul edilmediğini, cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında huzurdaki davadaki taleplerin zamanaşımı yönüden reddine, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, mahkememizin ——- tarihli ————— sayılı kararında; davacı taraf davalı ———— aleyhine açtığı davayı son celsede atiye bırakmış, bu davalının vekili atiye bırakma işlemine imzalı beyanı ile muvafakat ettiğinden bu davalı aleyhine açılmış davalı hakkında esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Diğer davalı ——– aleyhine açılan davaya gelince; Davacı ————nezdinde bulunan ——— nolu banka hesabına —- tarihinde yatan ———- aynı banka nezdindeki —– nolu hesabına —- tarihinde intikal ettirilmiş, — tutarındaki kısım — tarihinde çekilmiş ve bakiye — birlikte karşılığı TL alınarak bunların karşılığı olan —TL ve — TL davacının — hesabına intikal ettirilmiştir. Davacının hesabına aktarılan bu meblağlarda davacı atfen atılan imza-lar ile —- lik kısmı nakten çekilmiş, — TL si de nakden çekildikten sonra ——————- hesabına yatırılmış, yatırılan TL lerde sahte imzalı fişlerde değişik zamanlarda çekilmiştir. Ceza Mahkemesine sunulan ——- tarihli raporda paraların çekilmesine ilişkin imzaların banka müdürü ———- elinin ürünü olduğu tespit edilmiştir. Davalı banka müdürü dava dilekçesine ekli belgedeki el yazısıyla çekilen bu paraların kişisel ve diğer farklı kişilerin menfaatleri doğrultusunda kullanıldıkları ————– zararın kendisi tarafından ödeneceği taahhüt edilmiştir.
Davalı bankada savunmasında davacının bankaya gelmeden işlem yapmayı alışkanlık haline getirdiğini savunması karşısında paraların davacının hesabından çekilmesi ile ilgili dekontlardaki imzalarının davacının elinin ürünü olmadığı davalı banka tarafından örtülü bir şekilde kabul edilmiştir.
Her ne kadar cevap dilekçesinde davalı ——-yukarda geçen sözü geçen belgenin baskı altında alındığını savunmuş ise de banka müdürü bulunduğu mevki gereği bir hesaptan paranın ne şekilde çekileceğini elbette bilebilecek durumdadır. Davacıya imzalatılan bir belgedeki imzanın kendisine ait olduğu kabul edip davacıya belge vermesi hayatın olağan akışına aykırıdır. O halde bu paraları banka müdürünün kendi imzası ile çektiği açıktır. O halde; davacının talimatı ile çekildiğini yazılı bir şekilde davalı bankanın ispat etmesi gerekir.
Bankalar kendilerine yatırılan paraları modilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdürler ( 4491 sayılı ile değişik 4382 sayılı bankalar kanunun 10/4 ve 5411 sayılı bankacılık kanunun 61.md). Bu tam -tanımlamaya göre mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgün bir sözleşmedir. BK nun 306 ve 307 maddeleri uyarınca ödünç alan akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. aynı yasanın 472/1 md uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğin de usulsüz işlem ile çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup mevduat hesabının bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin kusurundan söz edilebilir ve banka kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir. ——————–
Davacının bankaya gelmeden hesabından para çekmesi dahi davalı bankayı sorumlu tutamaz. Dekontta mutlaka davacının imzası bulunması zorunludur. Para çekerken bankacılık mevzuatına uygun hareket edilmemişse davalı banka davacını zararını karşıladıktan sonra zarara sebep olan kendi personeline rücu eder .davalının bir talimatı sunulmamıştır. Bir takım varsayımlardan hareket edecekleri yada başka zamanda aynı şekilde çekilmiş dekontlara itiraz etmemesi davamıza konu para çekiminde davacıyı bağlamaz ve bundan hareket edilerek davacının bu para çekme işlemlerinden haberi olduğu kabul edilemez.
Olayın bu özellikleri göz önüne alındığında; davalı banka için her halükarda sorumlu olacağından ceza davasının sonucunun beklenmesine gerek yoktur. Davalı ————-için ceza dosyasının sonucunun beklenmesine gerek vardır. Ancak bu davalı aleyhine açılan dava atiye bırakılmıştır. Açıklanan nedenlerle ceza dosyasının sonuçlanması uzun zaman alacağından beklenmemiştir.
Kabul edilen miktar için paranın bankadan çekildiği tarihten itibaren faiz uygulanması mümkün ise de davacı taraf davalıya ihtarname göndermiş ve bu ihtarname ile – gün mehil verilmiş ve – günlük süre —————tarihinde dolduğundan davalı taraf bu tarihte temerrüte düşmüş olmakla bu tarihten itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faize hükmedilmiştir. ” gerekçesiyle davalı ———— aleyhine açılmış dava atiye bırakılmış olduğundan esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı ——– aleyhine açılmış davanın kabulüne, ———- temürrüt tarihi olan — tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca 1 yıllık USD mevduatına kamu bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte ödeme yada tediye tarihindeki efektif satış kuru üzerinde TL karşılığının davalı———— alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
İşbu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay —-Hukuk Dairesi’nin —- esas ——- karar sayılı ilamında; dava, davacının davalı banka nezdindeki hesabından usulsüz olarak çekilen paraların sorumlu banka müdürü ile bankadan tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davalı banka hakkında açılan davanın kabulüne, diğer davalı hakkında açılan dava atiye bırakılmış olduğundan esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Somut olayda, davacı taraf davalı banka nezdinde bulunan döviz hesabından herhangi bir talimatı olmaksızın rıza dışında ———— çekildiğini ileri sürmüş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporuyla davacının hesabından, kendi bilgisi ve talimatı olmadan -rızası hilafına- çıkan ———- tutardan, davalıların müteselsilen sorumlu tutulabileceği bildirilmiş, ceza dosyasında ise sanık ——— hesabından ———– usulsüz şekilde zimmetine geçirdiği kabulüyle mahkumiyet hükmü kurulmuştur. Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları ile ceza dosyası kapsamı nazara alınarak davacının dava konusu edilen paralara ait işlem sonuçları ve işlemlere rıza gösterip göstermediği hususu tartışılmadığı gibi, dosyada alınan bilirkişi raporu ile ceza dosyası içeriğinde bulunan bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilmemiştir. Ayrıca ceza mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediği de araştırılmamıştır.
Bu itibarla mahkemece, davacının hesabından çekilen paraların hesaptan çekildikten sonra kimlerin hesabına yattığının, bu işlemlerin bir nedeninin bulunup bulunmadığının, dava konusu edilen miktarlara ilişkin işlem sonuçlarının, para hesaplarına yatan kişilerin davacı ile bir bağlantılarının bulunup bulunmadığının tartışılması, ayrıca ceza yargılamasındaki tespitler ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda alacak miktarı yönünden varılan sonuçlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, ceza mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediğinin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. ” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Bozma üzeri yargılamaya Mahkememizin işbu esasından devam olunmuştur.
Bozma ilamı doğrultusunda Mahkememizce inceleme yaptırılmış, —– tarihli ek rapor alınmış özetle; davalı ———- ve ———–olarak görev yapan davalı ——— müşterilerin hesaplarından imzalarını takliden müşterilere ait imza örneklerinin bulunduğu imza kartonlarının, dekontların, havale/ eft talimatlarının üzerine imza atmak suretiyle nakit çekiliş veya para transferleri yaptığı, kredi evraklarına müşterilerin imzalarını takliden atmak suretiyle kredi kullandırıp hesap bakiyelerini arttırdığı, bu şekilde kaynak yarattığı bu kaynağı kullandığı, bazı müşterilere kredi kullandırabilmek amacıyla üçüncü kişilerin hesapları üzerinde bilgileri dışında rızaları hilafına rehin ve blokaj işlemleri tesis ettiğinin anlaşıldığı, bu işlemlerin davalı banka şube müdürü———- usulsüzlükleri sonucunda icra edilmiş olduğu, yasaya ve bankacılık teamüllerine aykırı işlemlerin davalı bankanın adam çalıştıran sıfatıyla objektif özen yükümlülüğü ile gözetim ve denetim fonksiyonlarını icra etmeyerek kendi özensizliği neticesinde meydana gelmiş olduğunun söylenebileceği, eldeki mevcut veriler ışığına göre davacı ile akrabalık ilişkisi olduğu belirtilen hesabına para aktarılan şahıs yada şirketlerin sahip ve yöneticilerinin dava konusu olayların oluşmasında davacı ile bir bağlantısının bulunduğuna ilişkin bir veri bulunmadığını, davacının hesabından kendi bilgisi ve talimatı olmadan rızası hilafına çıkan ——tutardan davalı ———- haksız fiilinden (BK.m.41/TBK.m.49) ve onunla birlikte davalı bankanın da adam çalıştıran sıfatıyla objektif özen yükümlülüğü ile gözetim ve denetim fonksiyonlarını icra etmeyerek kendi kusuru neticesinde meydana geldiği için, yardımcı kişinin fiilinden (BK.m.100/TBK.m.116) ve banka mevduat sözleşmesi hükümlerine aykırılık sebebiyle (BK.m.96/TBK.m.114) dolayı müteselsilen sorumlu tutulabileceği yönündeki görüşü değiştirecek bir hususa rastlanılmadığı yönünde kanaati bildirilmiştir.
Davalı ——— itirazı üzerine Mahkememizce —— tarihli ek rapor alınmış özetle; davalı ——– olarak görev yapan davalı ——– müşterilerin hesaplarından imzalarını takliden müşterilere ait imza örneklerinin bulunduğu imza kartonlarının, dekontların, havale/ eft talimatlarının üzerine imza atmak suretiyle nakit çekiliş veya para transferleri yaptığı, kredi evraklarına müşterilerin imzalarını takliden atmak suretiyle kredi kullandırıp hesap bakiyelerini arttırdığı, bu şekilde kaynak yarattığı bu kaynağı kullandığı, bazı müşterilere kredi kullandırabilmek amacıyla üçüncü kişilerin hesapları üzerinde bilgileri dışında rızaları hilafına rehin ve blokaj işlemleri tesis ettiğinin anlaşıldığı, bu işlemlerin davalı banka şube müdürü ———- usulsüzlükleri sonucunda icra edilmiş olduğu, yasaya ve bankacılık teamüllerine aykırı işlemlerin davalı bankanın adam çalıştıran sıfatıyla objektif özen yükümlülüğü ile gözetim ve denetim fonksiyonlarını icra etmeyerek kendi kusuru neticesinde meydana gelmiş olduğunun söylenebileceği, davacı vekili dava konusu edilen bedellerin gönderildiği diğer kişiler davacı ile yakın akraba olduğundan ve işlemlerin karşılık bulduğu dikkat edilmeksizin oluşturulan bilirkişi raporunun Yargıtay tarafından araştırılması istenen hususları içermediği iddiasında bulunulmakta ise de dava konusu edilen bedellerin gönderildiği diğer kişilerin davacı ile yakın akraba olmalarının dava konusu olayın oluşmasında bir önemi bulunduğu gibi açıklandığı üzere ——– hesabına yatırılan ————— hesabından sahte imzalı fişlerle değişik tarihlerde çekildiği anlaşıldığını, davalı bankanın somut olarak bu paraların davacının akrabalarının hesabına gönderilmek suretiyle birlikte hareket edildiği iddiasında ise bunu delillendirme imkanı olduğu ve ayrı bir dava konusu yapması gerektiği, — dolarının ——- nolu hesabına —–fiş numarası ile ———– tarihinde havale edildiği, bu hesaptan da daha sonraki tarihlerde değişik kişilerin hesaplarına gönderilerek (——- tarihinde ———- hesabına ——– tarihinde —— hesabına ————gönderilmek suretiyle) davacı banka çalışanınca zimmete geçirildiği, bu durumda söz konusu tutarın hala ————— tasarrufunda olduğundan bahsedilemeyeceği, eldeki mevcut veriler ışığına göre davacı ile akrabalık ilişkisi olduğu belirtilen hesabına para aktarılan şahıs yada şirketlerin sahip ve yöneticilerinin dava konusu olayların oluşmasında davacı ile bir bağlantısının bulunduğuna ilişkin bir veri bulunmadığını, davacının hesabından kendi bilgisi ve talimatı olmadan rızası hilafına çıkan ——tutardan davalı ———–haksız fiilinden (BK.m.41/TBK.m.49) ve onunla birlikte davalı bankanın da adam çalıştıran sıfatıyla objektif özen yükümlülüğü ile gözetim ve denetim fonksiyonlarını icra etmeyerek kendi kusuru neticesinde meydana geldiği için, yardımcı kişinin fiilinden (BK.m.100/TBK.m.116) ve banka mevduat sözleşmesi hükümlerine aykırılık sebebiyle (BK.m.96/TBK.m.114) dolayı müteselsilen sorumlu tutulabileceği yönündeki görüşü değiştirecek bir hususa rastlanılmadığı yönünde kanaati bildirilmiştir.
Alınan raporlar, dosya kapsamına, delil durumuna uygun, denetime elverişli bulunmakla varılan tespitlere Mahkememizce de iştirak olunarak tespitler hükme esas alınmıştır.
—–Ağır Ceza Mahkemesi’nin—— esas sayılı dosyasının celp edilip incelendiği, ——tarihinde kararın kesinleştiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Dava, davacının davalı banka nezdindeki hesabından ———– usulsüz olarak çekildiğinden bahisle davalılardan tahsili istemine ilişkindi.
Davalı ———— hakkında davanın atiye bırakılmış olduğundan karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, anılan hüküm taraflarca temyiz edilmemiş bulunduğundan kesinleşmiş olmakla yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Davalı ———yönünden ise Mahkememizin ——– tarihli kabule ilişkin kararının bozulmasına dair karar verilmiş olup bozma ilamında, ceza dosyasında sanık ———- hesabından—– usulsüz olarak zimmetine geçirdiğinin kabulüyle mahkumiyet hükmü kurulduğuna işaret edilerek, çelişkinin giderilmesi, bundan başka, davacının hesabından para çekildikten sonra kimlerin hesabına yattığının, bu işlemlerin bir nedeninin bulunup bulunmadığının, para hesaplarına yatan kişilerin davacı ile bir bağlantısının bulunup bulunmadığının tartışılması gerektiği belirtilmiştir.
Öncelikle ceza yargılamasındaki tespit ile Mahkememizdeki tespitler arasındaki çelişkiler yönünden değerlendirme yapılırsa,———-.Ağır Ceza Mahkemesi’nin —-esas sayılı kararının düzeltilerek onanmasına karar verildiği,—-.Ceza Dairesi’nin ———- esas ——— karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, banka zimmeti suçlarında doğrudan zarar gören bankadır. Banka mudileri ise zimmet suçundan doğrudan zarar görmeyen kimselerdir. Bu kabul ceza yargılaması prensiplerindendir ve nitekim —.Ağır Ceza Mahkemesi’nin ————- esas sayılı dosyası kapsamında yargılama nitelikli zimmet suçundan yapılmış, ceza da bu suçtan verilmiştir.
Anılan suça ilişkin yargılamada ne tutarda paranın banka uhdesinden çıkarıldığı yargılanmış; dosyamız davacısı hesabından alınıp davalı bankanın başka bir mudisi hesabına aktarılan paranın banka zimmeti suçuna vücut vermeyeceği değerlendirilmiş, davacıya ait hesaptan davalı —— tarafından zimmetine geçirilen tutarın —— TL olduğu belirlenmiş, —- kalan kısmının davalı bankanın başka mudilerinin hesabına aktarıldığı ——.Ağır Ceza Mahkemesi’nce de benimsenmiştir.
Özetle, davacı hesabından çıkarılsa da, davalı ———uhdesinde kalmayan tutar yönünden zimmet suçunun oluşmadığı ceza mahkemesince değerlendirilmiştir. Ne var ki aynı tutarın dosyamız davacısı —–tasarrufunda da olmadığı aynı kararda tespit edilmiştir. Bu yönden ceza yargılaması ile dosyamız kapsamında alınan raporlar arasında çelişki bulunmamaktadır.
Mahkememizce alınan raporlarda davacı hesabından ———– çekildikten sonra anılan paranın hangi hesaplara aktarıldığı hangi tutarda TL’ye çevrilerek hangi tutarın çekildiği tespit edilmiş, özellikle ———tarihli raporda ayrıntısı ile tekrar açıklanmıştır. Bu çerçevede davacı hesabından çekildikten sonra davacı akrabalarına ait hesaplara aktarıldıkları tespit edilen tutarlar yönünden, davacıya atfen atılan imzaların davacıya ait olmadığı, bilakis, kesinleşen ceza yargılamasında hükme dayanak yapılan — tarihli raporda, ——– atfen atılan, dekont ve talimat üzerindeki imzaların davalı —–ürünü olduğunun, bundan başka———hesabına yatırılan meblağların da sahte imzalı fişlerle çekildiğinin tespit edilmiş olduğu gözetildiğinde, davacı hesabından çekildikten sonra davalı bankanın başka mudilerinin hesaplarına aktarılan paraların nihayetinde davacının tasarrufunun dışına çıkarıldığı, davalı banka tarafından anılan tutarların davacının bilgi ve talimatı dahilinde akrabalarının hesabına aktarıldığının ispat olunamadığı gibi, dosya kapsamından, davacının anılan işlemlere icazetine ilişkin de Mahkememizde kanaat hasıl olmamıştır.
Yukarıda ayrıntısı ile değerlendirildiği üzere davacıya atfen sahte imzalar kullanılmak suretiyle davacıya ait hesaptan, davalı banka çalışan davalı —-tarafından sahte imzalar kullanılmak suretiyle, ———- çevrilmek, sonra başka hesaplara aktarılmak suretiyle davacının tasarruf alanından çıkarıldığı tespit edilmiş olmakla, halen davalı bankanın başka mudilerine ait hesaplarında bulunan tutarlar yönünden, sonrasında davalı banka ile ilgili mudiler arasında ihtilaf konusu olmak üzere; davacının tasarruf alanından haksız suretle çıkarılan ———- yönünden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı————– hakkında verilen karar kesinleşmiş olmakla yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı ——– yönünden davanın kabulü ile;———— tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte, fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının davalı ——– tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 29.018,09 TL karar ve ilam harcından 6.308,30 TL peşin harç mahsubu ile bakiye 22.709,79 TL karar harcının davalı ———- ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 38.186,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalı —————- tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 18,40 TL başvuru harcı ve 6.308,30 TL peşin harç toplamı:6.326,70 TL ile 4.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 216,20 TL posta masrafı olmak üzere toplam: 10.742,90 TL. yargılama giderinin davalı ———– tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı ——- Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde —– nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/02/2020