Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/720 E. 2023/598 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2016/720
KARAR NO : 2023/598

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2016
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız—–. Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:

Davacı vekili; dava dilekçesinde, 30/07/2013 tarihinde davalılardan, sürücü —–sevk idaresindeki —–plakalı, davalı —-ait kamyon ile — ilinden—- istikametinde seyir halinde iken, —–yoluna dönmek istediği sırada, —- istikametinden —–istikametine seyir halinde olan davacı müvekkili —–kullandığı —– plakalı otomobille çarpışmak suretiyle kazaya sebep olduğunu ve işbu kaza neticesinde, müvekkili —-çocukları—–ve—– yeğeni—- yaralandığını, eşi —–kızı— ve kardeşi —- vefat ettiğini, kazanın oluşumunda — Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapor gereği, asli kusurlu olarak değerlendirilen sürücü davalı —-, yapılan ceza yargılaması sonucunda,—-Ağır Ceza Mahkemesinin 08/05/2014 tarih ve —— karar sayılı kararıyla neticede 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırıldığını, işbu kararın temyiz edilmesi üzerine dosyanın halen Yargıtay’da olduğunu, davacının işbu kaza neticesinde yaralanması ve işgücü kaybına uğraması sebebiyle şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın, kaza tarihi müteselsilen tahsili ile müvekkili —– verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmektedir.

ll. SAVUNMA:
Davalı —-(eski ünvan—–vekili; cevap dilekçesinde, davadan önce müvekkil sigorta şirketine başvuru yapılmadığını, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, —- plaka sayılı aracın 08/03/2013-08/03/2014 vadeli ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı şirketin poliçe sebebiyle sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, yaralanma ve ölümlerde poliçe kişi başına azami teminatının 250.000,00 TL olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığı, var ise kusur oranı —- kurumu trafik ihtisas dairesince belirlenmesi gerektiğini, davacının iddiası gibi işgücü ve vücut fonksiyon kaybına uğradığının sabit olmadığını, maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi hususunun —-kurumu tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, davacının sürekli ya da geçici malul olup olmadığı —- kurumu tarafından tespit edildikten sonra, sürekli maluliyet tazminat miktarı aktüerler siciline kayıtlı aktüer sıfatına haiz bilirkişiler tarafından hesaplanması gerektiğini, davacının olay tarihinden itibaren faiz talep etmesi yasal mesnetten yoksun olduğunu, bu nedenle davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafta yükletilmesini talep etmektedir.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı vekili, 30.07.2013 tarihinde meydana gelen kazada, davacının yaralandığını, bu nedenle maddi zararı bulunduğunu belirterek, 10.000,00 TL maddi tazminatın tahsilini talep etmiştir.Davacı vekili, 09.01.2016 tarihli dilekçesi ile, davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat etmiştir. Bu nedenle davalı sigorta şirketi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
—–İhtisas Dairesince düzenlenen kaza tarihinde geçerli olan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının kalıcı iş gücü kaybının % 13.3, geçici iş göremezlik süresinin 6 ay olduğu belirtilmiştir.

28.06.2022 tarihli hesap bilirkişi raporunda; Davacı —–, geçici iş göremezlik zararının 22.420,76 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle kişi başı sağlık ve tedavi tazminatının 250.000,00 TL, teminat limiti aşan zararının olmadığı,
Sürekli iş göremezlik zararının 100.698,94 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle kişi başı ölüm ve sakatlanma tazminatı limitinin 250.000,00 TL, teminat limiti aşan zararının olmadığı, belirtilmiştir. Davalı sigorta şirketi, dava sırasında tazminat ödemesi yapmış, davacı vekili yapılan ödeme nedeniyle davalı sigorta sigorta şirketini ibra ettiklerini belirtmiş ve açmış oldukları işbu davada davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat etmiştir.KTK.nun 91. Maddesinde işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. Aynı yasanın 85. Maddesi ile aracın işletilmesi sırasında 3. şahısların bedeni ve maddi zarara uğratılmasından işleten doğrudan sorumlu tutulmuş, 97. madde gereğince de, zarar görenin, zarara neden olan aracın zorunlu trafik sigortacısından doğrudan talep ve dava hakkı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak, zorunlu trafik sigortacısının zarardan sorumluluğu 93. madde gereğince belirlenen ve poliçede belirtilen teminat miktarı ile sınırlıdır. Müteselsil borçlulardan birinin alacaklıya karşı sürebileceği def’iler varsa bunu diğer borçlulardan bağımsız olarak ileri sürmesi mümkün olup, bu defi sonucu kurtulduğu borç miktarını diğer müteselsil borçlulara karşı da ileri sürebilir.
Diğer taraftan davadan feragat, öncelikle bir usul işlemidir. Dava konusu olayda, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davacı tarafın davalılardan birisi hakkındaki feragati usul hukuku bakımından diğer davalı aleyhine bir sonuç doğurmaz ise de, davadan feragat aynı zamanda bir maddi hukuk işlemi olduğundan, davalı sigorta şirketi hakkındaki feragatin, rücu hakkı bulunan diğer davalıyı etkileyip etkilemediğinin üzerinde durulması gerekir.(Yargıtay —-HD —–Yukarıda açıklandığı üzere, davalılar alacaklıya karşı borçtan müteselsilen sorumludurlar. BK.nun müteselsil sorumlulukta borçluların iç ilişkilerini düzenleyen hükümleri gereğince, müteselsil borçlulardan biri alacaklıya borcu ödediği takdirde, diğer müteselsil borçlulara rücu hakkı bulunmaktadır.Bunun yanında, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde diğerleri bu oranda borçtan kurtulur. Ancak, müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri için alacaklının bil fiil tatmin edilmiş olması gerekir.Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirketi davacıya ödeme yapılmış, poliçe limiti sakatlanma ve ölüm halinde kişi başına 250.000,00 TL olduğu halde davacı vekili davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat etmiştir. Bu durumda, davacının, davalı sigorta şirketinin yaptığı ödemenin üzerindeki bakiye teminat limitinden zimnen feragat ettiğinin kabulü gerektiği, aldırılan bilirkişi raporunda da teminat limitini aşan bir zararın bulunmadığı anlaşıldığından sigorta şirketi dışındaki diğer davalıların teminat limiti kadar borçtan kurtulduğundan, sigorta şirketi dışındaki davalılar yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-SİGORTA ŞİRKETİ YÖNÜNDEN;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davalı sigorta şirketinin vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
B-DİĞER DAVALILAR YÖNÜNDEN;
1-Davanın esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile eksik alınan 9,12‬ TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı—–davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.