Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/645 E. 2020/678 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/457 Esas
KARAR NO: 2020/760
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 14/04/2016
KARAR TARİHİ : 24/11/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı — bedelli — düzenleme tarih ve — ödeme tarihli keşidecisi davacı, hamili davalı olan senedin —— dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla takibe konulduğunu, senet üzerinde mevcut olan imzanın davacıya ait olmadığını, vekaletteki mevcut imza ile senetteki imzalar karşılaştırıldığında dahi senet üstünde mevcut atılmış olan iki imzanın birbirine benzemediğini, davacının davalıdan aldığı bir para olmadığını, herhangi bir nedenle bir borcu da olmadığını, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki veya borç ilişkisi yaratacak bir durumunda meydana gelmediğini, davacının takibe ve davaya konu senedi kabul etmediğini, temerrütün de söz konusu olmadığını belirtmiş, davalının anılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davacının süreçten zarar görmesini engellemek için —— dosyasındaki takibin tedbiren durdurulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği; davalının yasal süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunmamış olduğu görüldü.
Dava; takibe konu bonoda yer alan keşideci imzasının davacı eli ürünü olmadığından bahisle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; — bedelli —- düzenleme ve — ödeme tarihli bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığı, bu itibarla —– takip dosyasında davacının borçlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
—— takip dosyası içeriğine göre;—- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —- borçlusunun davalı — olduğu, toplam —– alacak için davaya konu kambiyo senedine dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı görüldü.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—- tarafından düzenlenen—- tarihli yazı cevabı içeriğine göre; inceleme konusu — atfen atılı basit tersimli imzalar —– mukayese imzaları arasında uygunluk ve benzerlikler saptandığı, söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel —- eli ürünü olduğu mütalaa edilmiştir.
——- düzenlenen rapor ile———– dosyasında alınan bilirkişi raporu arasında mübayenet bulunmadığı, alınan her iki raporun dosya kapsamındaki delil durumuna uygun olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre; takibe konu senedin tanzim tarihinden önceki ve sonraki tarihli davacının samimi imzalarının bulunduğu belge asıllarının ilgili kurumlardan getirtildiği, davacının imza örneklerinin alındığı, bilirkişi raporu ile senetlerin davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği, bu itibarla davacı yanın imza inkarı yönündeki iddialarının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
İİK’nın 72/4. maddesi, ”Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” hükmünü içermektedir. Anılan yasal düzenlemeye dayalı olarak tazminata hükmedilebilmesi için ihtiyati tedbir kararının infaz edilmiş olması gerekir.
Davacı vekilinin talebi üzerine, mahkememizce,—- tarihli ara karar ile dava konusu senedin herhangi bir işleme esas alınmamasına karar verilmiş, verilen ihtiyati tedbir kararı mahkememiz —- tarihli ara kararı ile kaldırılmış, ihtiyati tedbir ara kararının infaz edilip edilmediği mahkememizce araştırılmıştır.—–sayılı takip dosyasında, mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararı gereği ——— tarihinde takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Buna göre, İİK’nın 72/4. maddesi gereği aşağıdaki şekilde davalı lehine tazminata karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sübut bulmayan davanın reddine,
İİK. m. 72/4 gereği takip tutarının %20’si 5.289,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 451,69 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 397,29 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2020