Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/627 E. 2021/1110 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/627 Esas
KARAR NO: 2021/1110
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/07/2015
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kurumun tüketicilere elektrik enerjisi hizmeti sunduğunu, davalının bu hizmetten sözleşme yapmaksızın karşılıksız olarak yararlandığını, daha önceki aboneliğinden kaynaklı borcu ödenmediğinden davalının elektriğinin kesildiğini ve sayacın kaldırıldığını, davalının — numaralı sayacı takarak kaçak elektrik kullandığını, bu durumun — tarihinde tespit edildiğini, kaçak elektrik tespit tutanağı tutulduğunu, davalı aleyhine —– sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirtmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edildiği, süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
Başlangıçta —- numaralı dosyasında görülmekte olan davada verilen görevsizlik kararı üzerine, yargılamaya mahkememiz —- numarası ile devam edilmiştir.
Dava konusu elektrik tespit tutanağı içeriğine göre tüketimin yapıldığı yerin ticarethane vasfında olduğu anlaşıldığından, mahkememizin yargılamayı yapmakla görevli olduğunun kabulü ile işin esasına girilmiştir.
Dava; kaçak tahakkukuna yönelik fatura nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının—- numaralı sayaca ilişkin olarak kaçak elektirik kullanıp kullanmadığı, —tarihli kaçak elektrik tüketim tespit tutanağının usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediği, haksız olarak kaçak elektirik kullanım bedeli ve cezası tahakkuk ettirilip ettirilmediği, hangi miktarda tahakkuk ettirildiği ile davacının bu bedeli davalıdan talep edip edemeyeceği, bu itibarla takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
—- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —borçlusunun davalı — olduğu, asıl alacak gecikme faizi toplamı—-birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya— tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —- havale tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen — tarihli esas rapora göre; — usulsüz elektrik enerjisi kullanıldığı, usulsüz elektrik tüketim bedelinin —– olarak hesaplandığı mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen —- usulsüz elektrik enerjisi kullanıldığı, usulsüz elektrik tüketim bedelinin — olarak hesaplandığı mütalaa edilmiştir.
—- tarafından düzenlenen kök ve ek raporlara göre; davalının kaçak elektrik tüketim hesaplaması ve tarifesinden elektrik kullandığı, kaçak elektrik tüketim bedelinin toplam —– olduğu mütalaa edilmiştir.
HMK’nun 281.maddesinin 1. fıkrasında yer alan, “Taraflar bilirkişi raporunun kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise, bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilir.” şeklindeki düzenleme ile taraflara bilirkişi raporuna karşı itiraz hakkı tanınmıştır. Madde hükmü gereğince yargılama sırasında yanlardan birinin bilirkişi raporuna itiraz etmemesi, itiraz eden taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturur. Taraflardan biri bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğer tarafın itirazı üzerine ya da mahkemece kendiliğinden yeni bir bilirkişi raporu alınır ve rapor sonucu, önceki rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, önceki rapor itirazda bulunmayan yönünden kesinleşeceğinden itiraz eden taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hak gereği, mahkemece itiraz edenin lehine olan bilirkişi raporuna göre karar verilir.
Somut olayda; —– tarihli bilirkişi raporu davalıya tebliğ edilmiş, rapora süresi içerisinde davalı tarafından itiraz edilmemiş, rapor hükme esas alınmıştır.
Davalının, abone olmadan ve yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden enerji tüketmesi eyleminin kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu, tutanak tarihinde yürürlükte bulunan—– hükümlerine göre kaçak elektrik bedeli hesabı yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Bununla birlikte, elektrik faturalarından alınması gereken katma değer vergisinin —-düzenlendiği —— başına tahsil edilmesi gereken ve Kanunlarla belirlenmiş olan vergi —–resim ve harcın, teşekkül veya şirket tarafından ayrıca faturalara ilave edilerek tahsil edileceği düzenlenmiştir. Diğer taraftan, davacı kurum sözleşme yapmak ve böylece karşı edim borçlanmak şartıyla kamuya hizmet sunmuş bulunmaktadır. Davalı taraf ise, sözü edilen hizmetten sözleşme vasıtasıyla yararlanacağı yerde böyle bir sözleşme yapmaksızın karşılıksız ve kaçak olarak elektrik enerjisinden yararlanmış bulunmaktadır. O halde, taraflar arasında dürüstlük ilkesine uygun olarak kaçak kullanım halinde “sözleşme benzeri” bir borç ilişkisinin kurulduğu kabul edilmeli ve davacı idarenin bu gibi durumlara ilişkin olarak belirlediği kurallara uygun bedelin davalı tarafından ödenmesi gerekir. Bu sonuç için sunulan edimden davalının sadece yararlanmış olması gerekli ve yeterli görülmelidir.
Abonelik sözleşmesinde ödemelerde gecikme olması hâlinde, 6183 sayılı kanun da belirtilen gecikme zammının istenebilmesi için, gecikme zammına ilişkin şartın açık, anlaşılabilir ve oranları da belirtilmek suretiyle yazılması gerekir. Soyut olarak, salt kanun ve yönetmelik hükümlerine atıf yapılmış olması hâlinde gecikme zammı istenemez, abonenin sıfatına göre yasal/ticari faiz istenebilir. Abonelik sözleşmesinde alacağın geç ödenmesi hâlinde 6183 sayılı kanunda belirtilen gecikme zammı uygulanacağına dair bir hüküm yoksa alacağa gecikme zammı değil yasal/ticari faiz ilave olunur. —–sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammı oranının uygulanacağına yönelik bir hüküm yoksa, borç ödenmediği takdirde, normal tüketim bedeline 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammı değil, abonenin sıfatına ——- faiz uygulanacaktır. Gecikme cezası faiz niteliğindedir. Takip konusu alacak kaçak elektrik tüketim bedelinden eş söyleyişle haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle kaçak elektrik tutanağının düzenlendiği tarihten —–itibaren yasal/ticari faiz istenebilir. Açıklanan nedenlerle, bilirkişi tarafından tespit edilen kaçak elektrik tüketim bedelinin takip tarihine kadar işlemiş faizi resen hesaplanmıştır.
Somut olayda, uyuşmazlığın haksız fiile dayalı olduğu, dava konusu kaçak elektrik bedelinin belirlenmesinin yargılama ve bilirkişi incelemesi gerektirdiği, alacağın likit ve muayyen olmadığı anlaşıldığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne;
—-dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 3.989,31 TL asıl alacak, 484,25 işlemiş faiz 87,16 TL KDV olmak üzere toplam 4.560,72 TL yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Koşulları bulunmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 311,54 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 117,36 TL harcın mahsubuna, bakiye 194,18 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvuru harcı, 117,36 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı toplamı: 149,16 TL ile davanın kabul oranına (%66,37) göre hesaplanan 1.380,16 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/10/2021