Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/608 E. 2018/746 K. 17.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/608 Esas
KARAR NO : 2018/746

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2016
KARAR TARİHİ : 17/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin 16/05/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından, müvekkil şirkete düzenlenen muhtelif faturalarla hizmet bedeli karşılığı olmayan ve hukuka aykırı olarak çeşitli adlar altında ve çeşitli kalemlerle farklı tutarlarda tahakkuk ettirilerek müvekkilden tahsil edildiğini, müvekkilinin, ticari hayatının idamesinin sağlanması amacı ile elektrik tüketimine ve de bunun kesintisiz olarak devamına ihtiyacının olmasından dolayı bu faturaları düzenli olarak istemeden de olsa ödemek zorunda kaldığını, belirsiz alacak davası olarak ikame edilen davanın kabulüne, hukuka aykırı olarak haciz baskısı altında müvekkilden kayıp-kaçak vs. adlar altında tahsil edilen bedellerin ve KDV ‘lerinin ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte iadesini, yargılama harç \e giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 24/06/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle: 6446 Sayılı yasanın 17/4 maddesi kapsamında EPDK kararları iptal edilmeksizin davaya konu fatura kalemlerinin ilgili perakende satış şirkehs tarafından EPDK kararları doğrultusunda tahsil edilmiş olduğunun kabulüne, davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep emiştir.
DELİLLER:
Dosya konusunda uzman …………tevdi edilerek rapor alındığı görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle, elektrik abonesi olan davacının kendisinden haksız tahsil edildiğini iddia ettiği kayıp kaçak, sayaç okuma bedeli ,iletim, dağıtım ,PSH, PSH sayaç bedeli ve ayrıntısı bilinmeyen fakat örtülü olarak haksız tahsil edildiğini iddia ettiği kesintilerin iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; Dava konusu ile benzer kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 21/05/2014 tarihli 2013/7- 2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı hükmü ile; “Anayasanın vergi ödevi başlıklı 73 maddesinde ” herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler Kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi , resim , harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık , istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerin de Kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar ile değişiklik yapma yetkisi bakanlar kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden Kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından ; bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şefaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşısında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.” şeklinde hüküm kurmuştur. Dava da Hukuk Genel Kurulunun bu kararı dayanak yapılarak açılmıştır.
EPDK tarafından düzenlenen ve 27.09.2012 tarih ve 28424 sayılı RG de yayımlanan 4019 sayılı Kurul kararı ile ” Dağıtım ve Perakende Satış Faaliyetlerinin Hukuki Ayrıştırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar adı altında 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01.01.2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine ilişkin düzenleme yapılmış olup TTK da yer alan kısmi bölünmeye ilişkin esaslara göre külli halefiyet kapsamında bölünme işlemi gerçekleştirilerek perakende satış ile dağıtım faaliyetleri ayrı tüzelkişilik altında yürütülmeye başlanmıştır.
TTK uyarınca yürütülen kısmi bölünme 03.07.2013 tarihinde 8355 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanmıştır. 6102 sayılı TTK kapsamında gerçekleştirilen bölünme işlemleri yeni kuruluş yoluyla gerçekleştirildiğinden … .. Elektrik Perakende Satış A.Ş ünvanlı yeni bir şirket oluşturulmuştur.( …….)
TTK 179/4 kapsamında tescil anında envanterde yer alan bütün aktif ve pasifler devralan şirkete geçer.
03.07.2013 tarihinde 8355 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesindeki kısmi bölünme ilanının 3. Maddesinin a bendinde “Malvarlığının bir bölümünün ayrılarak …… a devredileceği “
b bendinde “Abonelerle yapılan perakende satış sözleşmeleri ve bu sözleşmeler kapsamında doğan hak, alacak ve borçlar kül halinde ……’ a devredilecektir.”
Ve e bendinde ” hangi şirket tarafından yada hangi şirkete karşı açıldığına bakılmaksızın bölünmenin gerçekleştiği tarihe kadar lehe /aleyhe açılmış ,açılacak dağıtım faaliyeti ile ilgili olan dava / icra dosyasından doğan hak ve alacaklar ile borç ve yükümlülükler elektrik dağıtım şirketi olan…..’ a, perakende satış faaliyeti ile ilgili olanlardan doğan hak ve alacaklar ile borç ve yükümlülükler kurulan perakende satış şirketine ait olacaktır. Aynı ilke, bölünmenin gerçekleştiği tarihten sonra açılacak dava / icra dosyaları içinde geçerli olacaktır.
İfadeleri ,davaya konu hukuki ilişki bakımından tüm hak-alacak, borç-yükümlülüğün yeni bir tüzel kişilik olan … a ait olduğunu, dağıtım şirketi olan …. ( davalı şirkete ) ait olmadığını göstermektedir.
Davacı firma ,davalının cevap dilekçesi ile bu husumet durumundan haberdar olduğu gibi Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan ilanla tüm kişilerin haberdar olduğu resmi olarak kabul edildiğinden davanın konusunu teşkil eden ve perakende satış hizmetleri ile ilgili olduğu açık olan kayıp kaçak ile haksız alındığı öne sürülen tüm kalemlerin iadesi açısından muhatap alınacak kurum …olacaktır. Davanın 16.05.2016 tarihinde açılması nedeniyle davacının en kötü ihtimalle cevap dilekçesi ile bu durumdan haberdar olduğu kabul edildiğinde dahi davacının HMK 124 kapsamında karşı tarafın talebine veya kabulüne bakılmasızın taraf değişikliği yoluna gitmesi gerekirken yapmayarak husumetini dağıtım firması olan davalıya karşı sürdürmeye devam ettiği görüldüğünden davanın anılan yasal düzenlemeler kapsamında husumet yokluğundan reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1-Davanın husumet yokluğundan reddine,
2-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu bakiye 6,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin . yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı…