Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/569 E. 2021/1063 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/569 Esas
KARAR NO : 2021/1063

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2016
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …——davacı şirketin —- kadar hissedarı olduğunu, şirketin — Protokolü” ile ortaklığın sona erdiğini, protokolde ortaklığın nasıl sona erdirileceğinin ayrıntılı olarak düzenlendiğini, dava konusu çekin davalı …—– hisse devrine—- önce— keşide tarihi atılmak suretiyle düzenlenerek …—- verildiğini, davalı …—– imzalanması sırasında ödemenin nakit yapılmasını istediğini, davacı şirket yetkilisi ..—– mukabilinde davalı .—— —- ödeme yaptığını, yapılan ödeme nedeniyle ödeme yerine verilmiş çekin bedelsiz kaldığını, protokol tarihinde çek aslının ———–ödemesinin bulunduğunu bildirdiğini, davacı şirket kayıtlarında böyle bir çek çıkışının olmadığının tespit edildiğini, davacı şirket yetkilisinin çekin kaybedildiğini düşünerek —- sayılı dosyası ile çek iptali talebinde bulunduğunu, davalıların dava konusu çekin hisse devri protokolü çerçevesinde verildiğini beyan ettiğini, protokolde çekin ödeme yerine davalılara verildiğine dair —— olmadığını, davalı .—– davacı .—- iade edilen çeki bir şekilde ele geçirerek tahsil etmeye çalıştığını, çekin bankaya ibraz edilmesinden sonra çekin kötüniyetli yetkisiz hamilinin ….—–hissedarı ve yetkilisi olduğu—— ——- davacı şirket ve yetkilisinin çek nedeniyle bir borcunun olmadığını, dava konusu çekin bedelsiz kaldığını, çekin keşide tarihine ekleme —– düzeltildiğini,—— vasfını ortadan kaldırdığını, keşide tarihinde oynama yapıldığının tespiti halinde yasal süresi içinde bankaya ibraz edilmeyen çekin kıymetli evrak vasfını yitirdiğini belirtmiş; davacı şirket —— davalılara borçlu olmadığının tespitine, 490.000,00 TL bedelli çekin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edildiği, davalının süresinde cevap dilekçesi vermediği görüldü. Süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalı, Hmk. 128. maddesi gereği ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmiştir.
Davalılar vekili—- tarihli beyan dilekçesinde özetle; çekin nakit yerine geçen kayıtsız ve şartsız bir ödeme aracı olduğunu, davacının iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafın çek hamilinin kötüniyetli olduğunu ve çekin rızası dışında elinden çıktığını ispat etmesi gerektiğini, davacının buna ilişkin hiçbir delil ortaya koymadığını, çek bedelinin ödenmemesinin davalıları mağdur ettiğini, hisse devir protokolü —– tarihli olduğunu, hisse devrinin —– kazanması amacıyla bedelin nakden ve tamamen ödendiğinin yazıldığını,—– adlandırılan protokolün —– hisse devirleri için her hangi bir nakit ödeme yapılmadığının belirtildiğini, davacının hisse devrini yaptığını ve sorumluluğunu yerine getirdiğini, karşılığında bir nakit ödeme aracı olan çeki aldığını,——— adlandırılan protokolü——- getirildiğini, çekin söz konusu protokole —— ödenmemesinin söz konusu edilmemesi gerektiğini, davacı tarafın davalının şirketteki hisselerini karşılık ödemeksizin almak istediğini, davacı tarafın üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, bunlar için ayrıca dava açılacağını, —belirtilen hisse devir sözleşmesinde belirtilen miktarın nakit olarak ödendiğinin iddia edildiğini, oysa protokolün — nakit ödeme yapılmadığının belirtildiğini, çekin tahrif edilmesinde davalının çıkarı olmadığını,—–önce bankaya teslim edildiğini, —- verildiğini, bu nedenle davalı şirkette kaydının olmamasının bağlayıcı olmadığını, hisse bedelini aldım —— bedelinin nakit olarak alındığını ortaya koymadığını belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; protokol kapsamında verildiği iddia edilen çekin bedelsiz kaldığının tespiti ile istirdadı istemine ilişkindir.
Taraflar arasında davalı .—davacı—– tarihine kadar hissedarı olduğu,—– davacı şirketin ortağı ve yetkilisi olan davacı …—-. arasında hisse devir protokolü düzenlendiği, dava konusu çekin hisse devir protokolü kapsamında düzenlendiği, davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasında; dava konusu çekin davalı——- hisse devrine karşılık 17/02/2011 tarihinde davacı … tarafından 05/12/2015 keşide tarihli atılmak suretiyle davalı .—- verilip verilmediği, davalı —- çek ile ödemeyi kabul etmemesi üzerine davacı …—- tarihli hisse devir sözleşmesi kapsamında makbuzla davalı ..—- ödeme yapıp yapmadığı, bu şekilde ödeme yapılması durumunda dava konusu çekin bedelsiz kalıp kalmadığı, çekin aslının protokol tarihinde iade alınıp alınmadığı, davalı şirketin yetkili hamil olup olmadığı, davalı şirketin bedelsiz olduğunu bilerek davacıların zararına haksız olarak çeki iktisap edip etmediği noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen —- rapora göre; davacı şirketin—– dava konusu —- bedelli çeke ilişkin kayıt olmadığı, davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir borç ilişkisinin bulunmadığı, dava konusu çekin hisse devir bedeli olarak alındığına dair makbuz olmadığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi—- — tarihli raporlara göre; dava konusu çekte keşide tarihini —yazılmasında kullanılan kalemden —- yapıldığı, keşide tarihini gösteren —- dönüştürüldüğü, —- tarihinin —— yazılma zamanının tespitinin mümkün olmadığı mütalaa edilmiştir.
Dava konusu çekin incelenmesinde;—- bedelli çekin keşidecisinin—–olduğu görülmektedir.
Davacı … dava konusu çekte keşideci — değildir. Davacı aleyhine başlatılmış bir icra takibi de bulunmamaktadır. Nitekim davalı çek hamilince de davacı …—- kaynaklı borçlu olduğu iddia edilmemiştir. Bu itibarla, davacı ..— davalılar aleyhine açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Çekin istirdadı talebi yönünden ise çekin son hamilinin tespiti gerekir. Dava konusu çekin —- ibraz edildiği, çekin ödenmemesi nedeniyle ciranta —- teslim alındığı, akabinde — Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davalı …— çekin istirdadı talebi yönünden pasif husumeti bulunmamaktadır.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunmadığı tarafların kabulünde olup, dava konusu çekin davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmamasının veyahut ticari defterlerin ibraz edilmemesinin uyuşmazlığın çözümüne etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı vekilinin bu yöndeki iddialarına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davacı, çek keşide tarihinde — yapıldığını ve bu şekilde bankaya ibraz edildiğini ileri sürmüştür. Bu durumda ispat yükü çekte— iddia eden davacıya aittir —- Keşide tarihinde—- olması çekin — yitirmesine neden olur ise de, yetkili hamil tarafından keşideciye süresinde ibraz edilmeyen çek nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca alacağın tahsili talep edilebilir—- bilirkişi raporu uyarınca keşide tarihinin başına (1) rakamının eklendiği ve çekin tahrif edildiği sabittir. Bu durumda söz konusu çek yazılı delil başlangıcı teşkil —– —– yapıldığı belli olmakla birlikte belge tümüyle geçersiz hale gelmez, —- itibar edilerek değerlendirme yapılması gerekmektedir.— olduğuna göre çek süresinde (ibraz tarihi 24/12/2015) ibraz edilmemiş kambiyo senetleri hükümlerine tabi olur ve TTK 732. maddesine göre davalı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak talebinde bulunabilir. Davacı dava konusu çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğini (Benzer yönde; — ödediğini (Benzer yönde; —- etmedikçe sorumluluktan kurtulamaz.
TTK. 793. maddesinde “Protestonun düzenlenmesinden veya aynı nitelikte bir belirlemeden veya ibraz süresinin geçmesinden sonra yapılan ciro, ancak alacağın temlikinin sonuçlarını doğurur.” denilmektedir. Süresinde bankaya ibraz edilmeyen çek, kambiyo vasfını kaybeder, TTK. 793. maddesi uyarınca alacağın temliki hükümlerine tabi olur. Bu itibarla, dava konusu çekin bedelsiz kaldığı ve sebepsiz zenginleşilmediği savunmasının davalı —– karşı da ileri sürülebileceğinin kabulü gerekir ——–
Süresinde ibraz edilmeyen çekler yönünden taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde böyle bir çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacaklı alacağını her türlü delille kanıtlayabilir. Taraflar arasında temel ilişki bulunmaması halinde ise hamil keşideciye karşı dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK’nın 732. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak talebinde bulunabilir.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde; davacı keşideci şirket ile davalılar arasında ticari ilişki ve borç durumunun bulunmadığı tarafların kabulündedir. Başka bir anlatımla; davalı … davacı şirketin eski ortağı olup, davacı ile davalılar arasında temel ilişki bulunmamaktadır. Öte yandan, taraflar arasında dava konusu—– davacı … ile davalı … arasındaki hisse devir protokolüne istinaden düzenlendiği hususunda ihtilaf da bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki protokolün (Ek1) B bendinin 8. maddesinde hisse devir sebebi ile nakit bir bedel ödenmediği, hisse devir sözleşmesinde ise hisse devir bedelinin tamamen ve nakden tahsil olunduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, davacı ortak ile davalı lehtar arasındaki hisse devir protokolüne istinaden düzenlenen çek nedeniyle keşideci davacının sebepsiz zenginleştiğinden bahsedilemez. Kaldı ki, davacı şirket hisse devir sözleşmesinin tarafı ve borç yükümlüsü olsa dahi sonuç değişmez. Zira çek verilmesi ödeme sayılmayacağı —- hisse devir bedelinin tamamen tahsil olunduğu yazılı delille ispat edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için yapılan yargılama sonunda; davacı ——çekte herhangi bir sıfatla yer almadığı, anılan davacının aktif husumetinin bulunmadığı, dava tarihinde çek hamilinin davalı şirket olduğu, istirdat talebi yönünden davalı …—– pasif husumetinin bulunmadığı, dava konusu çekin keşide tarihinde ——- yapıldığının denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edildiği, çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediği, yetkili hamilin kambiyo hukukundan kaynaklanan hakları kullanamayacağı, ancak 6102 sayılı Kanun’un 732. maddesi hükmü uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talepte bulunabileceği, davalının davacı şirket ile aralarında temel ilişki bulunduğunu ileri sürmediği, bu durumda —– ait olması nedeniyle davalının sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayandığı —-, dava konusu çekin davacı .—- tarihli hisse devir sözleşmesine istinaden keşide edildiği, protokole göre hisse devir bedelinin nakden ve tamamen ödendiği, hisse devir bedeli ödenmemiş olsa dahi davacı şirketin sebepsiz zenginleştiğinden bahsedilemeyeceği, dava konusu çekin bedelsiz kaldığı, davalı ….—-davalı şirketin tek hissedarı ve temsilcisi olduğu, davalı şirketin çekin bedelsiz kaldığını bilebilecek durumda olduğu anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … tarafından davalılar aleyhine açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddine,
2-Davacı …—-. tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne;
a)davacının dava konusu —- bedelli çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine,
b)çekin istirdadı talebinin davalı———– kabulüne, dava konusu —- bedelli çekin istirdadı ile davacıya teslimine, davalı ….—- husumet yokluğundan reddine,
3-Kötüniyet tazminatı talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
İhtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 33.471,90 TL harçtan peşin alınan 8.367,98 TL harcın mahsubuna, bakiye 25.103,92 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—-uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 41.550,00 TL TL nisbi vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —vekâlet ücretinin davacı ….—alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ve 8.367,98 TL peşin harç toplamı: 8.397,18 TL ile 1.326,35 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı … — verilmesine, davacı … —- davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı asil ve taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.