Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/523 E. 2021/711 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/273 Esas
KARAR NO: 2021/417
DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2016
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
——– tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
I.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili; davalı tarafından—- dosyası ile müvekkilin aleyhine ihtiyati haciz karar alındığı, bu karara istinaden —– dosyası ile takibe geçilerek müvekkilin —— taşınmazları ile bankalardaki hesaplarına ihtiyati haciz uygulandığı, ihtiyati haciz isteyen yanın müvekkil karşısında alacaklı sıfatını haiz olmaması ve ihtiyati haciz kararının dayandığı sebepte sakatlık bulunması nedeniyle itiraz ettikleri, anılan dosyada talebin kabul edildiği ve haciz kararının kaldırılmasına karar verildiği, böylelikle verilen ihtiyati haciz kararının haksız olduğunun tespit edildiği, —– dosyasına itirazlarıyla sunulan belgelerin mahkemece incelendiği, müvekkilin borcun tarafı olmadığının anlaşıldığı, bir süre ortağı bulunduğu diğer borçlu —— borçlanndan müvekkilin de sorumlu tutulmaya çalışıldığının anlaşılmış olduğu, müvekkilinin —— tarihinde hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığı, bu durumu bir ihtarnameyle davalı bankaya da bildirdiği, ortaklıktan ayrıldıktan sonra, —- tarihinden itibaren tek pay sahipli anonim şirket olarak faaliyetine devam etme karan alındığı, —–ve şirket temsili ve görev dağılımını gösteren ilanda—— her işlem için —-yetkilisinin de imzasının yer alacağının belirtildiği, müvekkilin ortaklığı devam ederken —- tarihinde davalıyla ——-diğer yetkiliyle birlikte imzaladığı, ancak müvekkilin o dönem temsil ettiği firma tarafından hiçbir şekilde kredi kullanılmadığı, kredinin talep edilmesinin nedeninin ticari hayatta anlık nakde ihtiyaç duyulduğunda bu krediden karşılanabilmesi olduğu, müvekkilin firmanın ortaklığından ayrıldıktan sonra şirketi temsile tek başıma yetkili olan şahıs ile alacaklı banka arasında —– tarihli yeni bir sözleşme daha imzalandığı, fakat sözleşme gereği doğan borcun bir kısmının ödendiği bir kısmının ise ödenmemiş olduğu, —– tarihli sözleşme gereği bakiye alacağı ödenmeyen bankanın ödenmeyen kısım için müvekkilin de imzasının bulunduğu —- tarihli sözleşmeye dayanarak ve müvekkilin onayı alınmadan —– tarihli kredideki bakiyeyi kapattığı, davalı banka bunu yaparak müvekkil taralından kullanılan bir kredi varmış gibi bir tablo yarattığı, yani —– tarihli sözleşmeye konu kredi müvekkilin onayı alınmadan karşı yanın bizzat kendisi tarafından kullanılmak suretiyle banka hesaplannda bir açık oluşturulduğu, oysa borcun dayanağının —- tarihli sözleşme değil, —- tarihli sözleşme olduğu,—– tarihli sözleşmenin ise müvekkilin ortaklıktan ayrılmasından sonra yapılmış olduğu, dolayısıyla davalı bankanın müvekkilce gönderilen ihtarnameye ve —— tarihli sözleşmede imzası bulunmamakla birlikte kötü niyetle davranarak müvekkili sorumlu tutmaya çalıştığı, bu durumun ——– dosyası için yapılan ilk duruşmasında ortaya çıktığı, davalı vekillerinin de bu durumu ikrar ettikleri, bununla birlikte müvekkilin maddi manevi zararlarının oluştuğu, müvekkilin —– vekalet ücreti ödediği, haciz kararına itiraz nedeniyle — masraf oluştuğu, bu durumda ———- fiili zararı, haciz tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte talep edildiği, ayrıca banka hesaplarına ihtiyati haciz konulması sebebiyle hesaplarında bulunan tutarlardan faydalanamadığı, bunun da mal varlığında bir azalmaya sebep olduğu, ticari işlemlerin devamını sağlamak ve yatırım yapmak için nakit sağlamak için —- kredi başvurusunda bulunduğu, ama konulan haciz sebebiyle bu kredinin onaylanmadığı, bu sebeple şimdilik —- talep ettikleri, ayrıca müvekkilinin haksız yere borçlu konumuna düşürülerek ticari itibarını zedelediği, bu sebeple de manevi tazminat olarak —– talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; müvekkil bankanın —firmasından alacaklarının tahsili için ve—– istinaden—- tarihinde borçlu şirket ve aralarında davacının bulunduğu kefillere ihtarname gönderdiği, bun karşın borç ödenmeyince ile —- sayılı dosyası üzerinden—- tarihinde ihtiyati haciz talebinde bulunduğu ve mahkemenin —- kararıyla talebin kabul edildiği, kararın —- tarihinde —– dosyası ile infaz edildiği, —- adet taşınmaz için ihtiyati hacizin işlendiği, ayrıca davacının —– bakiyeli hesabına da ihtiyati haczin işlendiği, diğer banka hesaplannda ise davalının hak ve alacağının bulunmadığı, davacının ödeme emrine —–tarihli dilekçeyle itiraz ettiği ve ——– üzerinden verilen ihtiyati haciz kararının da kaldırılmasını talep ettiği, müvekkil banka vekili olarak kendisiyle de görüşülerek durumun izah edildiği ve davacıdan —– tahsil edildiği ve davacının borç açısından ibra edildiği, —-dosyanın duruşmasında davacının borcun ——– sorumlu olduğunu beyanlarının esas alınarak bu yönde karar alındığı, davacının malvarlığına işlenen hacizlerin fekkinin edildiği, bunlara karşın davacının haksız ihtiyati hacizden kaynaklı olarak dava açıldığı, oysa davacının müvekkil bankaya borçlu olduğu ve —- bankaya rızaen ödemiş olduğu, davacıya ihtiyati haciz uygulanması talebinin —- nakit ve ayrıca —— gayri nakdi alacağın depo edilmesine ilişkin olduğu, depo alacağının dayanağının kredi müşterisine verilen çek yapraklan olduğu, dolayısıyla bankanın ödemek zorunda kalabileceği yasal sorumluluk tutannın depo edilmesinin talep edildiği ve bu sebeple de davacının —-yatırdığı, bu nedenle davacının müvekkil bankaya hiç borcu olmadığı iddiasının yerinde olmadığı, davacının uğradığını iddia ettiği —— zarardan müvekkil banka olmadığı, müteselsil kefil olarak sorumlu olduğu tutan ödemeyen davacının hakkında ihtiyati haciz karan alınmasına ve icra takibinin başlatılmasına kendisinin sebep olduğu, bu nedenle vekalet sözleşmesi gereği ödediği ve yapmış olduğunu iddia ettiği ücret ve masraflan müvekkil bankadan talep edemeyecekleri, —– uzaklaşılarak üzerinde mutabakat sağlanan tutann müvekkil bankadan tahsil edilmesinin mümkün olamayacağı, —- talep edilebileceği, öte yandan yoksun kalman kâr talebinin de bulunduğu, oysa bankalardan gönderilen yanıtlarda sadece ———- bulunduğunun bildirildiği, dolayısıyla davacının nasıl bir kârdan yoksun kaldığının anlaşılamadığı, ayrıca —— taşınmazlar üzerinde —– ipoteğinin bulunduğu, yani müvekkilin davacının tasarruf yetkisini sınırlamadığı, davacının mahrum kaldığını belgelerle kanıtlaması gerektiği, davacı yanın manevi zararlan için de tazminat talep ettiği, —– ötürü ticari itibannın zedelenmesinin mümkün olamayacağı, bu sebeple ——— manevi tazminat talebinin talep edilemeyeceğini beyan etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava haksız ihtiyati haciz sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebidir.
Davacı vekili, —-sayılı dosyası ile, davacı asil aleyhinde ihtiyati haciz kararı alındığını, —– dosyası ile takibe konularak davacının —- taşınmazları ile bankalardaki hesaplarına ihtiyati haciz tatbik edildiğini, ihtiyati haciz kararına itiraz edildiğini, itiraz üzerine mahkemece ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını iddia ederek, haksız ihtiyati haciz nedeniyle —–vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin fiili zararının, yoksun kalınan kara ilişkin—— maddi tazminatın ihtiyati haczin tatbik edildiği tarihten, —— manevi tazminat bedelinin ihtiyati haczin tatbik edildiği tarihten itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, —– tarihli — istinaden ihtiyati haciz kararı alındığını, bunun üzerine davacının —— haciz uygulandığını, davacının mahkemeden ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep ettiğini, bu sırada taraflar arasında görüşme yapılarak davacıca —– ödendiğini, bunun üzerinde duruşma da davacının —— sorumlu olduğu belirtildiğini, bu beyan doğrultusunda hüküm tesis edildiğini, bu nedenlerle talep edilen alacak kalemlerinden davalı bankanın sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, davacı hakkında uygulanan ihtiyati haczin haksız olup olmadığı, davacının haksız ihtiyati haciz nedeniyle davalı şirketten maddi ve manevi tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporunda; İhtiyati haczin —-tutarlı nakit kredi yönünden haksız, —- yönünden ise ödenmeyen çek yapraklarından davacının borçlu bulunduğu, ——–zararın fiil zarar olarak değerlendirilebileceği, hangi kardan mahrum kalınacağı belirtilmediğinden kar mahrumiyetinin değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.
Maddi Tazminat Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
—– dosyası üzerinden Dava dışı —- davalı şirket arasındaki ——-nakdi kredilerin zamanın da ödenmediğinden davacı şirket hakkında ihtiyati haciz kararı verildiği,
——–dosyası üzerinden infaza girişildiği, davacının — taşınmazlarına —–kaydi haciz uygulandığı, ihtiyati haciz uygulanan taşınmazda —– lehine ipoteğin bulunduğu,
Davacının —-ortaklığından —- tarihinde paylarını devrederek ortaklıktan ayrıldığı, bu durumu—– tarihli ihtarname ile davalı bankaya bildirdiği, ticaret sicilinde de ilanlar yapıldığı,
Olay kapsamında iki adet kredi sözleşmesi bulunduğu, —tarihli olanında davalı banka ve dava dışı — adlı şirket arasında —- limitli kredide, davacının kefil sıfatıyla imzası bulunduğu, diğer yine aynı kişiler arasında akdedilen ——- tarihli kredide ise, davacını imzası bulunmadığı,
Dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, ihtiyati haczin —-tutarlı nakit kredi yönünden haksız, ——–yönünden ise ödenmeyen çek yaprakları yönünden ise haklı olduğu,
Davacıca İhtiyati hacze itiraz edilmesi üzerine yapılan duruşmada, davacının kefil sorumluluğu olmadığı, imzası olan sözleşmede ise riskin —– olduğu ve bu tutarın davacıca ödendiğinin davalı vekilince beyan edildiği, bunun üzerine mahkemece ——- tarihinde ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiği ve hacizlerin fek edildiği anlaşılmaktadır.
Vekalet Ücreti ve Masraf İddiası;
2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. ——
Davacının, ihtiyati haciz kararı nedeniyle vekiline ödediği ücret ve masraflara ilişkin, davacının davalıya ihtiyati haciz kararına konu borç için——– olması nedeniyle kısmi sorumluluğu, keza bir davada karşı tarafa yükletilmesi gereken yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davanın fer’isi niteliğinde olduğu, talep olmasa bile mahkemece resen esas hükümle birlikte karara bağlanması gerektiği, bundan dolayı yargılama giderine ancak asıl davada hükmedilebileceğinden ve asıl davanın kesinleşmesinden sonra o davaya ilişkin yargılama giderleri ayrı bir davaya konu yapılamayacağından ayrıca davacının kendi vekili ile yaptığı ve sadece akdeden tarafları bağlayıcı nitelikteki vekalet ücret sözleşmesi nedeniyle serbest meslek makbuzu ile vekile ödenen ücretten davalı sorumlu tutulamayacağından, yargılama giderlerinden olan ve davacı tarafça maddi tazminata konu edilen kendisini avukat ile temsil ettirmek için ödenen vekâlet ücreti ve yaptığı giderler yönünden açılan maddi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Yoksun Kalınan Kar İddiası;
Davacı vekilince, banka hesaplarına ihtiyati haciz tatbik edilmesi nedeniyle, hesaplarında bulunan tutarlardan faydalanma olanağından yoksun kaldığını, tasarruf yetkisinin bu şekilde sınırlandırılması ile malvarlığında azalmaya sebep olduğu, yetkilisi olduğu ——-adına kredi başvurusunda bulunduğunu, kredi talebinin reddedildiğini iddia etmiştir.
Davacı vekilince, kredi başvurusu yapıldığına ve reddedildiğine dair herhangi bir yazılı delil sunulmamıştır. Zira davacı vekilinin kredi talebinde bulunması, kendi adına değil şirket adınadır, kendi adına verilmeyen bir kredi iddiası da yoktur, keza davacının davalıya ihtiyati haciz kararına konu borç için ——– ödemiş olması nedeniyle kısmi sorumluluğu bulunduğu anlaşılmakla, yoksun kalınan kar talebi yerinde görülmemiştir.
Manevi Tazminat Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden davalının kötü niyetli veya ağır kusurlu olması ve zarar koşullarının oluşması gerekir.—–
Somut olayda; davacı şirket aleyhine alınan ihtiyati haciz kararının, —— sayılı dosyasında takibe konularak davacı aleyhine banka ve ilgili kurumlara kayden haciz ihbarnameleri gönderildiği, —- taşınmazlarına ve ———— kaydi haciz uygulandığı, muhafaza işleminin yani fiili haczin yapılmadığı, dosyadaki bilgi ve belgelerden davalı bankanın kusurlu bir davranışı bulunmadığından, davalı bankanın salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işlemlerini yaptığına ve takibin yapılmasında kötüniyetinin ile ağır kusurunun bulunduğuna dair dosyada somut delil bulunmadığından ve eldeki davada manevi tazminat koşulları oluşmadığı değerlendirilmekle, açıklanan nedenle manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının tüm taleplerinin —— ayrı ayrı REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 546,48 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 487,18 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair tarafların yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/04/2021