Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/505 E. 2018/751 K. 17.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/505 Esas
KARAR NO : 2018/751

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2016
KARAR TARİHİ : 17/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin 22/04/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalının ürünlerini satan bayisi olduğunu, müvekkili tarafından davalıya verilen senetlerin peşinen bağlantı amaçlı senetler olduğunu ve ürün teslimi yapıldığı sürece senetlerin ödeneceğini, davalının teslim etmiş olduğu ürünler toplamının 159.271,15 TL olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu ödemelerin 138.310,00 TL senetler, 22.500,00 TL banka havalesi ve 55.929,00 TL çekler olmak üzere toplam 194.459,00 TL olduğunu, bu ödemelerin 22.500,00 TL’lik kısmının ödenmediğini, müvekkilinin davalıdan alacağının 35.188,82 TL olduğunu belirtmiş olup, İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü ‘nün — Esas sayılı icra takibine borçlu olmadıklarının tespitine ve dosyanın iptaline, bu tutarın davalıya borçlu olmadıklarının tespitine yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 06.06.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının yaklaşık 4-5 senedir müvekkili şirketten mal aldığını, karşılığında senetle veya çekle borçlandığını, müvekkilinin siparişlerini zamanında ve gecikme olmadan karşıladığım, davalının dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının müvekkiline hiçbir zaman nakit ödeme yapmadığını, senetlerin bankaya tahsil için verildiğinde, ödenenler dışında kalanların vadelerinde protesto edildiğini, icra takibi yapılan senetlerinde protesto edilen senetler olduğunu belirtmiş olup, müvekkilinin borçlu davacıdan fazlaya ilişkin alacak talebi saklı kalmak kaydı ile alacağının reeskont avans faizi, masrafları ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsiline, borcunu inkar eden davacı aleyhinde en az %20 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
—-Bankası —-Şubesine yazılan müzekkere cevabının geldiği görüldü.
Dosya konusunda uzman Mali Müşavir Bilirkişi —– ve —-‘a tevdi edilerek rapor alındığı görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün—- esas sayılı dosyasında takibe konu edilen senetlerden ötürü borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
İstanbul Anadolu —-İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı —-Tic Ltd Ştinin borçlu —– Ltd Şti hakkında 30.01.2015-31.08.2015 ve 31.12.2015 vade tarihli üç adet protesto edilmiş senetten ötürü 22.500 tl asıl alacak+ 334 tl protesto masrafı+1.090 tl işlemiş reeskont faizi olmak üzere toplam 23.924,00 tl alacağın tahsili amacıyla 13.04.2016 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yaptığı, ödeme emrinin tebliğine rağmen herhangi bir itiraz söz konusu olmadığı, takibin usulüne uygun olmadığına dair yapılan şikayetten feragat edilmesi nedeniyle İstanbul Anadolu —–İcra Hukuk Mahkemesinin —- esas karar sayılı ilamıyla davanın reddine karar verildiği, bu şekilde icra takibinin kesinleştiği, mahkememizin 22.04.2016 tarihli ara kararıyla ” icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği “için borçlu davacı tarafından icra borcunun tamamının ( 28.128,00 TL) 27.04.2016 tarihinde icra veznesine yatırıldığı, ihtiyati tedbir kararı uyarınca bu paranın icra veznesinde bekletildiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf,kendilerinin davalının ürünlerini satan bayisi olduğunu, takibe konulan senetlerin ürün teslimi yapıldığı sürece ödenecek olan ve peşinen bağlantı amaçlı verilen senetler olduğunu, yani fiyatları sabitlemek için verildiğini, davalı tarafından ürünler teslim edildikçe verilen bedelden düşüleceğini, fakat davalının bir kısım ürünleri teslim etmesine rağmen sonrasında hiç ürün teslim etmediğini, davacının şimdiye kadar 159.271,15 tl lik ürün teslim ettiğini, kendilerinin ise toplam 194.459,00 tl ödeme yaptıklarını, davalıya 35.188,82 tl borçlu olmadıklarını, defter belge incelemesi yapıldığında durumun ortaya çıkacağını iddia etmiştir.
Davalı ise, senetlerin bağlantı amaçlı değil gerçek borca karşılık verildiğini, taraflar arasında bayilik sözleşmesi olmadığını, ancak davacının 4-5 yıldan beri kendilerinden mal aldığını, protokol başlıklı senet listesini davacının imzaladığını, borcu ödenmeyen 13 adet senedin davacının talebi üzerine kendilerine iade edilerek ve vadeleri yenilenerek uzatılmak suretiyle eskisi gibi toplam 95.545 tl lik 30.01.2015 tarihli ikinci bir liste yapıldığını, 30.01.2015 tarihli protokoldeki senetlerin ödenmek için —- Şubesine verildiğini, senetlerin bir kısmının ödendiğini, İstanbul Anadolu —–İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı takibine konu edilen üç adet senedin ödenmediğini, bu yüzden bankaca protesto evrakı düzenlendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 24.01.2017 tarihli beyanında 30.01.2015 tarihli ek protokolü kabul ettiklerini, iade senetlerin yerine yeni tarihli senetler verildiğini, bu senetlerin defterlerinde kayıtlı olduğunu dile getirmiştir.
Mahkememizce mali müşavir bilirkişi —- aracılığıyla taraf defterleri üzerinde yapılan incelemede ; davacının 2012-2013-2014-2015 yılı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının defterlerinde davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğu, davacının defterlerine göre 20.02.2015 tarihinde davalıdan 35.188,82 TL alacaklı göründüğü ,davalının incelenen 2012-2013-2014-2015 yılı defterlerinin de usulüne uygun tutulduğu, davalının defterlerinde davacı ile aralarında ticari ilişki bulunduğu, davalının defterlerine göre 31.12.2015 tarihi itibariyle davacıdan 32.748, 36 tl alacaklı göründüğü ,yani davacının kendi defterlerine göre 35.188,82 TL , davalının ise kendi defterlerine göre 32.748, 36 tl alacaklı göründüğü, taraflar arası cari hesap farkının ( 32.748, 36 tl + 35.188,82 TL) =67.937,18 TL olduğu, bu farkın sebebinin ” 2014 yılı defter kayıtlarında davalı tarafından düzenlenen faturaların davacı kayıtlarında mevcut olduğu ancak davacı tarafından davalıya verilen senetler ile davacının yaptığı havale ödemelerinin ve davalı tarafından davacıya iade edilen çeklerin davacı kayıtlarında mevcut olmadığı, davalı ticari defterlerinde mevcut olduğu,
2015 yılı kayıtlarında ise davacının davalıya verdiği toplam 138.310,00 TL tutarlı senedi kayıtlarına alarak davalı şirketten 20.02.2015 tarihi itibariyle 35.188,82 tl alacaklı göründüğü, davalının ise 2015 yılı defterlerinde davacı yandan almış olduğu toplam 95.545 tl tutarlı senetleri iade etmiş olduğu, iade edilen senetlere karşılık davacı yandan toplam 95.545 tl lik 13 adet senetlerin alındığı, alınan bu senetlerden de 31.05.2015 – 31.08.2015 -31.10.2015 -31.12.2015 tarihli her biri 7.500 tl bedelli toplam 30.000 tl lik senetlerin iade edildiği, yani davacı kayıtlarında davalı yana verilen son senetlerin gözüktüğü ,iade edilen ve geri alınan senetlerin gözükmediği, davalı kayıtlarında ise alıp iade edilen ve tekrar alınan senetler ile davacı yanın yapmış olduğu ödemelerin detaylıca kaydedildiği,
Davalı yan tarafından davacıya toplamda 162.145,36 tl tutarlı fatura düzenlendiği, bu faturaların her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, düzenlenen bu faturalara karşılık davacı tarafından davalıya 4 adet 55.930 tl lik çekler verilmiş olduğu, bu çeklerin—- Bankası —- Şubesine ait —- çek nolu 6.000 tl ,—- çek nolu 5.162,00 tl ,— çek nolu 26.768 tl ve — nolu 18.000 tl bedelli toplam 59.930 tl bedelli çekler olduğu, bu çeklerden 6.000 tl ve 18.000 tl bedelli iki adet çekin davalı tarafından geri iade edilmiş olduğu,—- Bankasından gelen yazı cevaplarına göre —- nolu çekle ilgili herhangi bir kayda rastlanmadığı, —- ve — nolu çeklerin davalı hesabına ödenmiş olduğu, —- ve —- nolu çeklerin ise iptal edildiği, davacı tarafından davalı hesabına banka yoluyla 8.690 tl ödeme yapıldığı, davacı yan tarafından davalıya toplam 227.590 tl lik senetler verildiği, bu senetlerden 131.045,00 tl lik senetlerin iade edildiği, 18.545,00 tl sinin ödendiği, 78.000 tl tutarlı senedin ise ödenmediği ,taraflar arasında 31.01.2015 tarihli protokol akdedildiği, akdedilen protokole göre 95.545,00 tl lik borcun 13 aylık süreçlerde ödenmesinin taraflarca kabul edildiği , borçlu davacı yanın protokol metni altına “yukarıda yazılı olan senetlerin vadesi uzatılmıştır, yeni ödeme vadeli senetleri gününde ödeyeceğimi taahhüt ederim “demiş olduğu, 13 adet senedin 30.01.2015 tarihinde tanzim edilerek yazılı protokol tarihi olan 31.01.2015 tarihinde davalı yana teslim edildiği, protokolde yer alan 13 adet senetten 31.08.2015- 31.10.2015 ve 29.02.2016 vadeli her biri 7.500 tl bedelli senetler vadelerinde ödenmediğinden bankaca protesto edildiği ve davalı tarafından icra takibine konu edildiği, gerek taraf ticari defterlerinde gerekse dava dosyasında iş bu senetlerin ödendiğine dair bir belgenin mevcut olmadığı ” bildirilmiştir.
Davacı tarafın rapora itirazı üzerine hem —-bankası —- Şubesine yazı yazılarak keşideci olan davacı tarafından yazılmadan iade edilen —- nolu 18.000 tl bedelli ve —- nolu 26.768,00 tl bedelli çeklerle ilgili nasıl bir prosedür uygulandığı sorulmuş, bankadan gelen yazı cevabında bu iki çekin keşidecisi olan —-şirketi tarafından bankaya iade edildiği ve iptal işlemi uygulandığı bildirilmiş, hem de bankadan gelen yazı cevapları nedeniyle yeni bir bilirkişi tarafından inceleme yapılmasına dair karar verilmiş,
Mali müşavir bilirkişi —- tarafından sunulan 12.03.2018 tarihli raporda;” davalı —- Ştinin davalıya 162.145,36 tl mal satış faturasını BORÇ, karşılığında aldığı 55.930 tl çeki ALACAK, aldığı çeklerden tahsil etmeden davacıya iade ettiği 44.768 TL( 18.000+26.768) çeki BORÇ, yapmış olduğu nakit ve kredi kartı tahsilatları için 13.000 tl+ 8.690 tl yi ALACAK, almış olduğu senetler için 227.590 tl yi ALACAK ve iade ettiği senetler içinde 131.045 TL senedi BORÇ kaydetmek suretiyle dava tarihi itibariyle davacıdan kendi defter kayıtlarında 32.748,36 TL ALACAKLI gözüktüğü, davacının kendi defterlerine göre ise davalıdan 35.188,82 tl alacaklı gözüktüğü, 30.01.2015 tarihli protokolün her iki tarafın kabulünde olduğu, vadesi ötelenerek verilen 95.545 tl lik senetten 3 adet toplam 22.500 tl lik senetler vadesinde ödenmeyip protesto olduğundan bu rakama dahil olduğu, davacı tarafın kendilerine iade edilmediğini ve bedelinin ödendiğini iddia ettiği toplam 42.765 tl lik senetlerin davacı lehine dikkate alınamayacağı, davacıya ait —- Bankası —- Şubesinin 26.768 + 18.000 tl lik çeklerinin vadesinde ibraz edilmediği ve ödenmediğinin sabit olduğu, davalı kayıtlarında da bu çeklerin iade olarak işlenmiş olduğu, dolayısıyla davacı tarafın bu çek bedellerinin tahsil edildiği yönündeki iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiği, fakat banka cevabıyla bu hususun ispatlanamadığı, davacının gönderdiği 220 tl havale bedelinin davalı tarafın vadesinde tahsil edemediği senet bedelleri için yapmış olduğu protesto masrafını isteyebileceğinden bu tutarın asıl alacağından mahsup edilemeyeceği, havale yoluyla yapılan 8.690 tl ve kredi kartı ile ödenen 5.500 tl olmak üzere toplam 13.000 tl lik ödemenin davacı lehine değerlendirildiği, buna göre davacının dava tarihi itibariyle davalıdan bir alacağının bulunmadığı tam tersi icra takibine konu edilen 22.500 tl lik senet bedelleri dahil olmak üzere davalıya 32.748,36 tl BORÇLU olduğu ” bildirilmiştir.
Her iki bilirkişi raporu da oldukça ayrıntılı olup özellikle de davacının her türlü itirazları sıra numarası altında detaylıca irdelendiği, sorulan tüm soruların cevaplarını ayrıntılı olarak içerdiği için denetime elverişli olduğu anlaşılarak her iki bilirkişi raporunun birbiriyle örtüşmesi nedeniyle hükme esas alınmasına dair karar verilmiştir. Yukarıda detaylıca yazılmaya çalışıldığı üzere her iki tarafın defterleri usulüne uygun tutulmuş ise de defterler arasındaki farklılık, davacı tarafından düzenlenerek verilen senetlerin iadesinin davalı defterlerine işlenmesine rağmen davacı defterlerine işlenmemesinden ve yine davacının çekle ödendiğini belirttiği 18.000 tl lik ve 26.780 tl lik ödemelerin davalıya yapılmamasına rağmen davacı tarafından yapılmış gibi işlenmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davalının kestiği fatura her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu için bu hususta bir ihtilaf olmadığı anlaşılmıştır. Yine 30.01.2015 tarihli protokol her iki tarafın kabulünde olduğu için eski senetlerin iade edilerek yerine aynı şartlarda ,aynı miktarlı ,13 adet toplam 95.545 tl lik ödeme vadeleri uzatılmış yeni senetlerin verildiği konusunda da bir ihtilaf bulunmamaktadır.Sadece ödemelerle ilgili bir ihtilaf bulunmaktadır. Davacı taraf bu senetlerden sadece üç adedinin bedelini ödememiş olup ödediğine dair bir delil de dosya kapsamında bulunmamaktadır. Zaten davacı taraf takibe konulan 3 adet senedin bedelini ödediğini iddia etmemektedir. Bilakis davalının mal teslim etme yükümlülüğünü yerine getirmediği için senetlerin bu haliyle bedelsiz kaldığını iddia etmektedir. Tarafların incelenen defter kayıtlarına ve bankalardan gelen yazı cevaplarına göre davacı tarafın “davalının mal teslim etme yükümlülüğünü yerine getirmediği için senetlerin bedelsiz kaldığı ” iddialarını ispat edemediği, bu hususta yazılı delil sunamadığı, tam tersi imzaladığı 30.01.2015 tarihli protokolde yer alan senet bedellerini ödediği, sadece 31.08.2015- 31.10.2015 ve 31.12.2015 vadeli her biri 7.500 tl bedelli senetlerin bedelini ödemediği ,bu yüzden davacı hakkında icra takibi yapıldığı ve bu takipte davalının haklı olduğu anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine dair karar verilmiştir.
Davacı taraf 31.08.2015- 31.10.2015 ve 31.12.2015 vadeli toplam 22.500 tl lik senetlerden ötürü davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin iş bu davayı açmış ise de dava değerini icra dosyasında yer alan miktar olarak değil kendi defterlerinde alacaklı gözüktüğü miktar olarak göstermiştir. Yani dava değerini yanlış göstermiştir.
Dava ,alacaklı davalı lehine neticelendiği için mahkememizce tensiben verilen ve teminat yatırılmak suretiyle infaz edilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, karar kesinleştiğinde alacaklının ihtiyati tedbir nedeniyle alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarının yatırılan teminattan karşılanmasına, menfi tespit davasının kesinleşen icra takibine istinaden açılması nedeniyle bu takibe bağlı oluşu göz önüne alınarak alacaklı davalının uğradığı zararın, icra takibine konu edilen ve itiraz edilmeden kesinleşen alacağın % 20 si oranında ( 23.924 tl x % 20 /100= 4.784,80 TL) olduğunun tespiti ile bu oranda tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1-Davanın REDDİNE
İİK 72/4 maddesi gereğince; takip konusu alacağın %20 si ( 23.924 tl x % 20 /100= 4.784,80 TL) oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Alınması gerekli olan 35,90 TL maktu harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 600,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 565,04 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.870, 88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Mahkememizin 25/04/2016 tarihli tensip zabtında verilen İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı takip dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararının hükümle birlikte kaldırılmasına,
6-Davacı tarafca tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın bulunması halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/07/2018