Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/464 E. 2021/1215 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/464 Esas
KARAR NO: 2021/1215
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan), İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan), İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketi ile davalı şirket arasında yapılan şifahi sözleşme kapsamında— anlaşıldığı, bu sözleşme gereği müvekkil şirketin davalı şirkete—- yapıldığı, davalı şirketin ödemeler karşılığında, toplam iki adet — ettiği, davalı şirketin müvekkile — borçlu olduğunun anlaşılması üzerine borcun ödenmesi için —-ihtarnamesi ile ihtar edildiği, taleplerinin davalının —– yevmiye nolu ihtarname ile reddedildiği beyan edilerek, Yukarıda açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları baki kalmak kaydı ile şimdilik —- davalıya ödendiği günden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi vekaleten talep edilmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davacıdan yaptığı—– tutarındaki faturalar ile forkliftlerin teslim edildiğini ve taraflar arasındaki borç/alacak ilişkisinin sona erdiğini, bunun dışında müvekkil şirkete başka çeklerle ödemc yapıldığına dair iddialarını kabul etmediklerini, ayrıca davacı bunun haricinde mal teslim ettiklerini ancak bedelini almadıklarını ve davacıdan alacaklı oldukları, bunun içinde davacı hakkında yasal yolla başvurduklarını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafın iddiaları ile yasada belirtilen hak düşürücü süreler geçmiş ve alacak taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacının dava dilekçesinde — talep ettiği halbuki müvekkile gönderdiği ihtarnamede—- alacaklı olduğunu beyan ettiği, bu nedenle harcın tamamlanmasının gerektiği belirtilerek,
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddini , dava harcının tamamlanmasına, hak düşürücü süreler geçtiğini alacak taleplerinin zaman aşımına uğradığını bu nedenle itirazlarının kabulüne, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
BİRLEŞEN —- YÖNÜNDEN
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine —- dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, —- tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalı tarafın takibe ve borca itiraz ettiğini, borçlunun bu itirazının haksız olduğunu, müvekkili ile davalı arasında bir alışveriş söz konusu olduğunu, müvekkili tarafından takip dayanağı olan faturadaki mal-hizmet verildiğini, fakat borçlu tarafından faturadaki bedelin ödenmediğini, davalı tarafın itirazının zaman kazanmaya çalışmaya ve borcunu ertelemeye yönelik olduğunu, tüm bu nedenlerle davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDENCEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında ——sözleşme kapsamında —-kararlaştırıldığını, müvekkili şirketçe işbu sözleşme gereği davacı şirkete satım bedeline karşılık olarak toplamda — ödeme yapıldığını, davacı şirkete yapılan bu ödemeler karşılığında müvekkili şirkete; —- bedel mukabilinde —- bedel mukabilinde de —- yapılarak teslim edildiğini, taraflar arasındaki şifahi sözleşme kapsamında davacı tarafa — ödeme yapıldığı halde davacı tarafça— satışı gerçekleştirildiğini ve satış bedelinin toplamının —- ödemeyi ancak karşılayabildiğini, müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarının tetkikinde davacı şirketten alacaklı olduğunun tespiti sonrasında — yevmiye nolu ihtarnamesi ile durumun davacıya bildirildiğini, ancak davacı tarafından keşide edilen —- nolu ihtarname ile taleplerinin reddedildiğini, davacı tarafın ödemeye yanaşmaması nedeniyle —– tarihli oturumda yetkisizlik kararı verildiğini, söz konusu kararın henüz kesinleşmediğini, davacı aleyhine alacak davası açılması sonrasında hayali borç üretmeye başlayan davacının müvekkiline — yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ettiğini, söz konusu ihtarnameye karşı—- ihtarnamesi ile cevap verilerek taleplerin yersiz ve hayali borç üretmeye yönelik olduğunun bildirildiğini, cevabi ihtarnameye rağmen davacı tarafın — faturayı tanzim ederek müvekkili şirkete —— nolu ihtarnamesi ile gönderilmiş ise de —- ihtarnamesi ile faturaya itiraz ederek iade edildiğini, davacı tarafın taraflar arasındaki dava ve ihtarnamelere rağmen müvekkili aleyhine —- bedelli faturayı dayanak göstererek—– dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkili şirket tarafından haksız ve yersiz başlatılan takibe itiraz edildiğini, mahkememizde açılan dava ile —– açılan dava arasında bağlantı bulunması nedeniyle dosyanın birleştirilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddini, davacının haksız ve kötü niyetli olduğundan %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER:
—— yazılan müzekkerelere cevap verildiği,
Dosya alanında uzman mali müşavir bilirkişisi —— tevdii edilerek bilirkişi raporunun alındığı ve raporun dosyamız arasına konulduğu görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDERME VE GEREKÇE:
Asıl dava dosyasındaki dava konusu temel ihtilaf; davacı tarafça fazla ödendiği iddia olunan ürün bedelinin iadesi talebinin haklı olup olmadığı, birleşen—– sayılı dosyasında ise temel ihtilaf; asıl dosya davalısı birleşen dosya davacısı olan şirketin faturaya dayalı olarak başlattığı icra takibine karşı yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Asıl davada davacı şirketin iddialarının incelenmesinde davalı taraf ile sözlü bir anlaşma yaptıklarını ve anlaşma kapsamında davalıya; —- bedelli çekleri verildiği davalı tarafça ise anlaşma konu malların tamamını göndermediği bu nedenle — fazladan ödeme bulunduğuna dair olduğu davalı tarafın savunmasının ise yalnız —– bedelli iki adet çekin alındığı bunlara karşılık bedeli ödenen malların davacıya teslim edildiğinin belirtildiği ve savunmanın bu kapsamda olduğu anlaşılmaktadır. Birleşen dosyada ise davacı olan (asıl dava davalısı) şirket tarafından asıl dava açıldıktan çok sonra keşide edilen —–dahil bedelli fatura nedeni ile alacaklı olduğunun belirtilerek icra takibine girişildiği, buna karşılık olarak ise davalının (asıl dava davacısı) bu faturayı kabul etmediği ve bu fatura konusu malların kendisine teslim edilmediğini iddia ettiği anlaşılmaktadır.
Usul ekonomisi ve her iki dosya konusu ihtilafın birbiri ile girift yapıda olması ve izahın her iki dosya için ayrı ayrı yapılmasının tereddüte mahal vermemesi adına tek bir değerlendirme yapılarak her iki dosya yönünden mahkememizin gerekçesi açıklanmalıdır. Bu noktada öncelikle tarafların incelenen ticari defter ve kayıtlarına bakıldığında davacının kendi ticari defter ve kayıtlarında davalıdan —–alacaklı olarak göründüğü davalının ise kendi ticari defter ve kayıtlarında davacıya — borçlu olarak göründüğü tespit edilmektedir. Taraflar arasındaki defter ve kayıtların farklılığı asıl davanın davalısı şirket tarafından asıl davadan sonra keşide edilip birleşen davaya konu edilen— şirketine verdiğini belirttiği ancak kabul edilmeyen —- bedelli çeklerden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Asıl dosyadaki uyuşmazlık noktasına da temas ettiğini düşündüğümüz için birleşen dosyada incelenen— numaralı fatura ve bu fatura konusu malların teslim edilip edilmediği ile sevk irsaliyesinde tahrifat yapılıp yapılmadığı hususları açıklanmasına öncelik verilmelidir. — tarihinde keşide edip iadeli taahhütlü mektup ile karşı tarafa gönderdiği iş bu faturanın konusu olan malları — teslim ettiğini iddia etmekte olup — numaralı bu irsaliyenin tahrifata uğratıldığı yönünde savunma yapılmıştır. Bu kapsamda sevk irsaliyesinin otokopili aslı ve —- gönderilmiştir.— sevk irsaliyesinin üzerindeki —- yazılarının aynı anda yazıldığı fakat bu yazılar ile yazılar ile belge üzerindeki diğer yazıların fulaj izi bakımından farklı olduğu saptandığı,—– yazısıyla başlayan satır ve altındaki satırların, belgenin ilk tanzimi sırasında sırası dahilinde yazılmamış olup sonradan ilave edilmiş olduğu mütalaa olunmuştur. Sonrasında—–muhabere kanalı ile gönderilen —- karşı itiraz ve beyanlarımızın arzıdır.” başlıklı dilekçe incelenmiş ve belgenin tanzimi esnasında malların sayımı esnasında mekan ve zemin değişimi yazıma ara verilmiş olması ve yazım esnasında elin belge üzerinden kısa aralıkla kaldırılmış olduğu sonuçlarının çıkarılabileceği bu nedenle de —–farklılığı olabileceği ve raporda belirtildiği üzere sonradan ekleme yapılmadığı bildirilmiştir. Fakat bu noktada mahkememizce sevk irsaliyesinin alt kısmındaki teslim eden ismi şoför ismi araç plakası gibi ibarelerin irsaliyenin daha üst kısmında bulunan malların yazıldığı satırlar tamamlanmadan irsaliye üzerine yazılmasının mümkün olmadığı zira teslim eden şoförün adı ve araç plakasının taşınacak mallar belli olduktan sonra irsaliye üzerine yazılacağı değerlendirilmiş, sonradan eklendiği iddia olunan ibarelerin irsaliye metnine sonradan eklenmediği bir an için kabul edilse bile en altta ve en sonda yazılması gereken şoför ismi teslim eden ismi ve araç plakasının nasıl olup da daha önceden yazılan —— diğer metinler ile aynı anda yazıldığı anlaşılamamış bu nedenle de davalının rapora itirazlarına itibar edilmeyerek —- belirtilen ibarelerin irsaliye metnine sonradan tahrifat yapmak sureti ile eklendiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda birleşen dava dosyası yönünden malların teslim edildiği — tarafından ispat edilememiştir. Diğer yandan ——- fatura konusu malları teslim ettiğine dair başka herhangi bir delili bulunmadığı için bu fatura bedelince alacaklı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu noktada birleşen dosya davacısının takibe konu ettiği faturaya konu malları karşı tarafa teslim ettiğini ispatlayamadığı için BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE karar verilmesi gerekmiştir.
Diğer yandan ASIL DAVADA tarafların ticari defter ve kayıtlarındaki hareketler incelenip —- ticari defterlerine, yukarıda gerekçesi ayrıntılı şekilde izah olunarak mahkememizin itibar etmediği —- seri numaralı fatura hariç tutulup bakıldığında; — ve hatta daha fazlası kadar alacaklı konuma geçecektir ancak davacının talep sonucu olan —– ile bağlı kalınacağı için bu miktar hakkında yeni bir hesaplama yapılmasına gerek görülmemiştir. Asıl davada davaya konu edilen çekler ile ilgili olarak ise mahkememizce — kabul etmediği tüm çekler ile ilgili bankalara yazılar yazılmış ve ——Tarafından tahsil edildiği ancak bu şirketin —– ile ilintili vs bir şirket olduğuna dair bir iddia bulunmaması nedeni ile bu konuda inceleme yapılamayacağı, — tarafindan tahsil edildiği, —- ise davalı şirket tarafından ibraz edilerek tahsil edildiği görülmüştür. Her ne kadar— çekleri kendisinin almadığını iddia etmekte ise de —— fatura ile ilgili yukarıda izahlarımız ve gerekçelerimiz neticesinde, kendi defter ve kayıtlarına göre borçlu hale geleceği, bunun da aslında— ettiğinden daha fazlası kadar ödeme aldığı anlamına geleceği sabittir. Çeklerin tahsili ile ilgili açıklamalarımızın haricinde düşünsek dahi ——fatura ile ilgili yukarıdaki açıklamalarımız neticesinde—— borçlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmış ve her ne kadar ayrı ayrı ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faiz talep edilmişse de ödeme tarihleri ayrı ayrı tespit edilemediği buna rağmen davalının en geç dava ile temerrüde düştüğü kabul edilerek davacı lehine hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanması gerekmitşir. Son olarak ise birleşen dosya davalısı tarafından kötüniyet tazminatı talebinde bulunulmuştur. Birleşen dosya davacısının belgede sahtecilik yapılarak birleşen dosya yönünden davanın en temel dayanağı olan sevk irsaliyesini ürettiği anlaşılmakla işbu tutum kötü niyet olarak mahkememizce takdir edilmiş ve birleşen dosya davacısından dava değerinin %20 si oranında kötüniyet tazminatının alınarak birleşen dosya davalısına verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1-Asıl dava yönünden ;
-Davanın KABULÜ ile —– dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
a-Davacı tarafça yapılmış —- yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan nispi 20.659,76 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Alınması gereken 12.015,19 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslah harcı olarak alınan 3.003,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.011,37 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
d-Taraflarca yatırılan gider avansından sarfı yapılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
2-Birleşen—- dosyası yönünden;
-Davanın ispatlanamaması nedeni ile REDDİNE;
-Davalı tarafın kötü niyet tazminatın talebinin dava değerinin %20’si üzerinden kabulü ile 206.535,40 TL’nin %20 ‘si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
a)-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 2.494,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.435,25 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b-)Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-)Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 22.907,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2021