Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/435 E. 2021/346 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/391 Esas
KARAR NO: 2021/114
ESAS DAVA —–
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 01/04/2016
BİRLEŞEN —–
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 01/04/2016
BİRLEŞEN ——
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 01/04/2016
KARAR TARİHİ : 03/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Esas davada dava dilekçesinde özetle; Asıl ve birleşen davaların davacıları davalı——- toplantısının, toplanma prosedürü bakımından hukuka aykırı olduğu gibi, —– numaralı maddesi altında alınan tüm kararların kanuna, usule, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu; — numaralı maddede» şirketin ödenmiş sermayesinin —yükseltilmesine, artırılan —- kısmının iç kaynaklanılan karşılanmasına ve ortaklara — oranında bedelsiz pay verilmesine nakit artırılan — kısım için ortaklara —–oranında yeni pay alma haklarının itibari değer üzerinden kullandırılmasına, yeni pay alma hakkının kullanımı için —- günlük süre verilmesine, —-günlük süre sonunda kullanılmayan yeni pay alma haklan olduğu takdirde bunların öncelikle ——— sayılı bilirkişi heyeti raporu ile tespit edilmiş alacaklılar olmak üzere üçüncü kişilere teklif edilmesine, kullanılmayan yeni pay alma tutan kadar TTK md.343’e göre değer biçilen alacağın sermayeye ilave edilmesine ve buna göre esas sözleşme değişikliği için—— toplantısı için ptiy sahiplerine gönderilen ——- tarihli toplantı davetinde TTK md.437/l’de sayılan belgelerin şirket merkezinde incelemeye açıldığı şeklinde bir ibarenin bulunmadığını, sermaye artınmı gibi şirketin temel ynpısını değiştiren bir esas sözleşme değişikliği öncesi kanunda belirtilen belgelerin pay sahiplerine gosteriimemesinin usul, kanun ve dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, —- tarihli —– numaralı gündem maddesi altında alınan tüm kararların öncelikle bu sebeple iptali ve hükümsüzlüklerinin tespitinin gerektiğini; TTK md.462/2 ve Ticaret Sicil Yönetmeliği md.73/2 uyarınca iç kaynaklardan sermaye artırımında altı ayı aşmamış bir bilançonun gereklüiğinin vurgulandığım, ——- iç kaynaklardan sermaye artırımı için altı aydan fazla süreli, güncel olmayan bir büanço kullanılmak suretiyle mevzuata aykırı hareket edildiği ve bu durumun iptal sebebi teşkil ettiğini; sermayenin nakit artırılan kısmına ilişkin yeni pay alma haklan kullanılmazsa bu hakkın alacaklılara teklif edilmesinin “ayni artınm” teşkil edeceğini ve ayni sermayeye ilişkin hükümlerin dol anılması niteliği taşıdığını; önce nakdi artırım kararı alınıp sonra nakdi artınma konu meblağın pay sahiplerince taahhüt edilmeyen kısmı için ayni artırım kararı alınamayacağım; ——– dosyasında alınan bilirkişi raporunun hukuka aykırı olduğunu, şirketin borçlusu olduğu bir alacağa alacaklının yerine geçerek ayni sermaye olarak konulabileceği düşüncesi ile değer biçtiremeyeceğini, aynca söz konusu bilirkişi raporunda TTK md-343’te sayılan hiçbir hususun incelenmediğini, —– belgelerinde görüldüğünün ifade edilmekle yetinildiğini; adı geçen iki şirketin vadesi gelmemiş alacaklarının sermaye olarak konulmasının TTK md.342/1 uyannea mümkün olmadığım, ——açıklamasında adı geçen iki şirketin alacaklannın ilk taksit ödemesi—- başlamak üzere aylık olarak tahsil edilmesine ve bu alacakların uzun vadeli alacak olarak takip edilmesine karar verildiğinin belirtildiğini; —- kadar ödenmesi gerekmeyen ve takside bağlanmış alacakların ——- sermaye olarak konulmak istenmesinin şirketin mali yapısını iyileştirmek amacı taşımadığım fakat davacı ortakların pay oranlarının düşürülmesi niyetiyle hareket edildiğini, sermaye artırımı kararının hukuken korunan bir sebebe dayanmadığını; ileri sürerek, davalı—– numaralı gündem maddesi altında alınan tüm kararların iptallerine ve geçersizliklerinin —— hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; şirket borçlarına vergi mevzuatı gereği faiz yürütülmesi nedeniyle giderek artan faiz yükü ile kaışı karşıya kalındığını; borçların tasfiyesi için muhtelif varlık satışları ile nakit girişi sağlanmaya çalışılsa da yeterli kaynak temin edilemediğini; yüklü miktarlardaki borçlardan kaynaklanan kur farkı ve/veya faizlerin neden olduğu sermaye kaybı riskini önlemek amacıyla yönelim kurulunun——– tarihinde sermayenin nakden artırılması yönünde çalışmalann başlatılmasına karar verdiğini; şirket “esas sermaye sistemine tabi olduğu cihetle öncelikle iç kaynaklardaki fonlann kullanılması, geri kalan artırılan kısmın nakden ödenmesi ve ortaklara yeni pay alma haklannın kullandırılması gerektiğini; yönetim kurulunun mevcut ortakların nakit sermaye artırımına katılmama ihtimaline karşılık şirket alacaklılarına TTK md,127 çerçevesinde alacaklarının sermayeye eklenmesi için teklifte bulunmaya karar verdiğini; sermaye artırım sürecinin ivedilikle tamamlanması hedeflendiğinden, ortakların yeni pay alma haklarını kullanmamaları ihtimaline binaen, şirketçe mahkemeye başvurularak en yüksek tutarlı alacaklılar olan —————uyarınca bilirkişi raporuyla değer biçtirildiğini; —— tarihli olağanüstü —–kurul toplantısı somasında mevcut ortaklar yeni pay alma haklarım kullanmadık —— geçen şirket alacaklılarına teklif götürüldüğünü ve—— sermayeye eklenmesi teklifini kendi —–kurulunda göriişerek kabul ettiğini; bunun üzerine, —– tarihli toplantıda —–kurulca karara bağlandığı gibi tadil metninin düzeltilerek onaylanması için——- tarihli yazısı ile onayladığım; ——– olağan —- toplantılarına ilişkin bir düzenleme olduğunu; sermaye artırımında —— raporunun kullanıldığım, bu düzenleme uyarınca —- raporunun varlığı halinde artık bilançonun tarihinin altı aydan fazla olduğuna dair iddialarla kanuna aykırılıktan söz: edilemeyeceğini, —— alınan kararda ortaklar tarafından kullanılmayan yeni pay alma haklanrun şirketin alacaklılarına teklif edilmesi hususu yer aldığından bu konuda ayrı bir ——kurul toplantısı yapılmasına gerek bulunmadığını; şirketten olan alacağın sermayeye çevrilmesinin ayni artırım değil, borçlunun bortunun ortadan kaldıran özel bir takas işlemi olduğunu; TTK’mn nüm ticaret şirketlerinde takas yöntemiyle nakdi sermaye borcunun ifasına izin verdiğini;——— sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunun “TTK md.343’e uygun bulunduğunu; ——- sermayeye dönüşen alacağının vadesi gelmiş, ödenmediği sürece vade farkı uygulanan muaccel bir alacak olduğunu, alacağın taksiüendirilmesinin muaccel olmadığı anlamına gelmediğini; sermaye artırımının dürüsdük kurallarına uygun olarak yapıldığım ve yeni pay alma hakkım kullanmayan sadece davacıların pay oranlarının azalmasının söz konusu olmadığını, davacıların sermaye artırımına iştirak ederek kendi pay oranlarını koruyabilmesi ve hatta yükseltebilmesi mümkün iken yeni pay alma haklarını kullanmadıklarını savunarak, davaların reddine hükmedilmesini istemiştir.
Birleşen —– sayılı dava dosyasında özetle; müvekkilinin davalı —-olduğunu, şirket yönetim kurulunun —– tarihli toplantıda pay sahiplerini —–kurula çağırma kararı aldığını, toplantı davetlerinin yapıldığını ve akabinde —– tarihinde —–kurul toplantısının şirket merkezinde gerçekleştirildiğini, fakat anılan —–kurul toplantısının toplanma prosedürü açısından hukuka aykırı olduğu gibi söz konusu —-kurul toplantısında üç numaralı madde altında alınan tüm kararların da kanuna, usule, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, —— kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması gerektiğini, toplanma prosedürü açısından da hukuka aykırılıklar olduğunu belirterek, herhangi bir hak kaybı yaşanmaması ve telafisi imkansız zararların ortaya çıkmaması için——–gündem maddesi altında alınan tüm kararların uygulanmasının ve ——- ettirilmesinin iş bu yargılamaya ilişkin hüküm kesinleşinceye kadar devam etmek üzere TTK m 449 kapsamında yürütülmesinin geri bırakılmasına yapılacak yargılama sonucunda —- tarihli —— numaralı gündem maddesi altında alınan tüm kararların iptallerine ve geçersizliklerinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde ; —–kurul davetin toplantı öncesinde pay sahiplerine usulüne uygun olarak yapıldığını , sermaye artırımında yeminli mali müşavir raporu kullanıldığını, yeni pay alma haklarının ortakların kullanmamaları halinde öncelikle alacaklılara teklif edilmesi hususunun —-kurulun tasvibine sunulduğunu, ayrı bir —-kurul toplantısı yapılmasının gerekli olmadığını, bilirkişi raporunun TTK 343 madde hükmüne uygun düzenlendiğini, bilirkişi raporuna ilişkin itirazların ve iddiaların hukuken geçerli olmadığını, TTK nun 342/1 maddesindeki “vadesi gelmemiş alacakların sermaye olamayacağı” hükmüne dayanan davacı iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, sermaye artırımının da dürüstlük kurallarına uygun olarak yapıldığını, kaldı ki davacının sermaye artırımına iştirak ederek kendi pay oranını koruyabilecek hatta yükseltebilecek iken yeni pay alma hakkını kullanmadığını, davacının bir aile şirketi olan müvekkili şirkette hakim ortak durumundaki kardeşlerin arasındaki ihtilafta taraf olarak kötüniyetli hareket ettiğini, dava konusu —-kurul kararlarının iptali için birden fazla iptal davası açıldığını bu nedenle TTK 448 madde hükmü uyarınca davaların birleştirilmesi gerektiğini belirterek, davanın uyap sisteminde ilk açılın dava olarak görülen ——– sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, tedbir talebinin reddi ile yapılacak yargılama sonucunda da davanın reddini savunmuştur.
Birleşen —– dava dosyasında özetle; müvekkilinin, davalı —- sahip ortağı olduğunu, —- pay sahiplerini —– çağırma kararı aldığını, toplantı davetleri yapıldığını ve akabinde —- tarihinde —- gerçekleştirildiğini, fakat anılan —-, toplanma prosedürü açısından hukuka aykırı olduğu gibi, söz konusu —– kararlar da kanuna, usule, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, —— sermaye artırımının yapılabilmesi amacıyla esas sözleşmenin değiştirilmesi için olağanüstü toplantıya davet etme kararı aldığını, bu kararın akabinde —– tarihli toplantı daveti taraflarına tebliğ olduğunu, ancak anılan davetiyede————belirtilmiş olan belgelerin incelenmek üzere hazır edileceği belirtilmediği gibi toplantıya kadar olan süreçte bu belgelerin pay sahiplerinin incelemesine açılmadığını, bu belgelerin toplantı öncesi incelemeye açılması gerekliliğinin hükme bağlandığını, toplantı öncesinde kanunda belirtilen belgelerin pay sahipleri tarafından incelenmesinin önüne geçilerek açıkça kanuna aykırı hareket edildiğini, ayrıca, —- sermaye artırımı yapılmasının kabulüne ilişkin —–kurul kararı kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, —— sermaye artırımında istenilen belgelerde altı ayı aşmamış bir bilançonun gerekliliği vurgulandığını, —-sermaye artırımı için altı aydan fazla süreli, güncel olmayan bir bilanço kullanmasının kanuna aykırılık teşkil ettiğini, —- sermayesinin dış kaynaklardan artırılmasına ilişkin karar da kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, —– Kişilerce ayni sermaye konulması isteniyorsa buna uygun bir şekilde hareket edilmesinin şart olduğunu, alınan sermaye artırımı kararı ile müvekkilinin —- pay oranının azaltılması ve müvekkilinin —– uzaklaştırılması hedeflendiğini, artırım miktarının da bu amaçla ciddi biçimde fahiş tutulduğunu, ortaklara yeni pay alma haklarını kullanımı için verilen —- günlük süre sonunda kullanılmayan yeni pay alma hakları olduğu takdirde, kullanılmayan bu payların öncelikle —- değer tespiti kapsamında alınan —- bilirkişi raporu da birçok yönden açıkça hukuka aykırı olduğunu, olaydaki bilirkişi raporunun TTK’ya da açıkça aykırı olup TTK’da aranan hiçbir şartı karşılamadığını, alınan sermaye artırımı kararının bu açıdan da hukuka aykırı olduğunu bildirmiş, herhangi bir hak kaybı yaşanmaması ve telafisi imkânsız zararların ortaya çıkmaması için ——- numaralı gündem maddesi altında alınan tüm kararların uygulanmasının ve—— ettirilmesinin işbu yargılamaya ilişkin hüküm kesinleşinceye kadar devam etmek üzere TTK m. 449 kapsamında yürütülmesinin geri bırakılmasına, yapılacak yargılama sonucunda ——— gündem maddesi altında alınan tüm kararların iptallerine ve geçersizliklerinin —- tespitine, tüm yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Esas dava ve birleşen davalar, davalı şirketin —tarihli ——– numaralı gündem maddesi altında alınan tüm kararların iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu —– tetkikinden, esas dava ve birleşen dava davacılarının uyuşmazlık konusu —–kurul toplantısına vekilleri aracılığıyla katıldığı belirlenmiştir.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına dair karar verilmiş bu kapsamda —- havale tarihli kök rapor, itiraz üzerine — tarihli ek rapor alınmış, bu rapora da itiraz edilmesi üzerine yeni bir bilirkişi heyetinden — tarihli rapor alınmış, Mahkememizce tetkik edilmiştir.
Davalı vekilince —— tarihli uzman görüşü sunulmuş Mahkememizce tetkik edilmiştir.
ESAS DAVADA, —–vefat ettiği belirlenmekle mirasçıları adına ihtarlı davetiye çıkarılmış, mirasçılardan —- duruşmaya gelip diğer mirasçılar —- davayı takip etmemesi üzerine — tarihli celsede vefat eden —— temsilci atanması yönünde dava açılması aksi halde davanın usulden reddedileceği ihtar olunmuş, ihtara rağmen süresi içinde dava açılmadığı gibi keyfiyete ilişkin beyanlarını sunması istemi üzerine, davacı vekilince sunulan —- tarihli beyan dilekçesi ile, mirasçılara gerekli bilgilendirmeyi yaptıkları halde davanın açılıp açılmadığı yönünde kendilerine geri dönüş yapılmadığının bildirildiği belirlenmiş, taraf teşkiline yönelik Mahkememizin — tarihli ara karar gereğinin yerine getirilmediği belirlenmekle ve esas davada, vefat eden davacı — temsilci atanmadığı, esas davayı takip eden mirasçılar Murat ve ——– terekesinde tasarruf haklarının bulunmadığı değerlendirilmekle, esas davanın husumet ehliyeti yönünden usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
BİRLEŞEN ——– SAYILI DOSYASINDA ise, dosyanın taraflarınca takip edilmemesi nedeniyle ——- tarihli celsede işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, sonrasında dosyanın yenilenmesine yönelik talep sunulmamış olmakla davanın açılmamış sayılmasına dair karar vermek gerekmiştir.
BİRLEŞEN ——– SAYILI DOSYASINDA ise; uyuşmazlık konusu —–altında alınan kararların kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu, iptali ile geçersizliklerinin tespitine karar verilmesi gerektiği iddia edilmiş bu kapsamda; TTK’nun 437. maddesinde belirtilen belgelerin toplantı öncesinde incelenmek üzere hazır edilmediği, sermaye artırımında kullanılan bilançonun tarihinin altı aydan fazla olup bu hususun TTK’nun 462/2. maddesine aykırı olduğu, sermaye artırım kararı alınmadan ve rüçhan hakkı daha kullanılmadan önce rüçhan hakkı kadar alacağa değer biçtirilip yeni payların 3. kişilere teklif edilmesinin hukuka aykırı olduğu, bu bakımdan sermaye artırımına ilişkin her iki kararın da açıkça hukuka aykırı olduğu, vadesi gelmemiş alacakların sermayeye dönüştürülmesi ve bu suretle yeni pay alımlarının sağlanmasının TTK’nun 342/1. maddesine aykırı olduğu, dış kaynaklardan sermaye artırımı kararının davacının davalı şirketteki pay oranını azaltmak ve davacıyı ——uzaklaştırmak amaçlı olduğu, gerçek bir ihtiyaca hizmet etmediği, dolayısıyla dürüstlük kuralına da ayrıca aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, bilirkişi raporları alınmıştır. Yapılan incelemede —–kurul kararları yönünden kurucu unsurlara ilişkin bir eksiklik bulunmadığı, bu kapsamda çağrıya ve karar nisabına ilişkin bir eksiklik bulunmadığı, bundan başka, alınan kararların içerik itibariyle pay sahibinin, —-kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı mahiyette bulunmadığı, dolayısıyla butlan hallerinin bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Davacı vekilince ileri sürülen sair hukuka aykırılık iddialarının ise TTK’nun 446. maddesinde düzenlenen iptal davasının koşullarına tabi olmakla söz konusu karar yönünden iptal koşullarının bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekmektedir. Kararların iptalini düzenleyen anılan madde hükmüne göre toplantıda hazır bulunup da alınan karara muhalif kalan ve bu durumu toplantı tutanağına geçiren ortağın söz konusu kararlara karşı iptal davası açma hakkının olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda davaya konu —-kurul toplantısında hazır bulunan davacı—— şirket —-kurulunda alınan kararlarının iptalini talep edebilmesi için; karara olumsuz oy vermesi ve muhalefet şerhini tutanağa geçirmesi şarttır.
Esasında ——– usulüne uygun muhalefet şerhinin bulunması HMK 114/2 maddesi uyarınca iptal davasına özgü özel dava şartıdır. Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, taraflarca ileri sürülmese de davanın her aşamasında re’sen araştırılır.
Oylama öncesi yapılan görüşme sırasında bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesinin veya ret oyu kullanılmasının, alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımadığı —–
Somut olayda, davacı ortak —- kendisini vekili aracılığıyla temsil ettirmiş, vekil, iptali istenen maddelere yönelik olarak daha karar alınmadan önce karşı çıkarak, bu şekilde muhalefet durumunu öneriye karşı yapmış ise de, kararın alınmasından sonra yapılmış bir muhalefetinin bulunmadığı belirlenmiştir. Bu durumda iptal davası açabilmek için kanunun aradığı “alınan kararlara muhalif kalma” koşulunun yerine getirilmediği anlaşıldığından davaya konu ——-kurul kararları yönünden yapılan iptal isteminin dava şartı yerine getirilmediğinden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Esas davanın HMK. 114/1- d maddesi gereğince usulden reddine,
2-Birleşen —– sayılı davanın HMK.150/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına,
3-Birleşen —– sayılı davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
4-Esas davada alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL nin davacısından tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Birleşen —– sayılı davada Alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL nin birleşen dosyanın davacısından tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Birleşen—— sayılı davada Alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL nin birleşen dosyanın davacısından tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Esas davada Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı şirket için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacısından alınarak davalıya verilmesine,
8-Birleşen —– sayılı davada Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı şirket için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacısından alınarak davalıya verilmesine,
9-Birleşen —– sayılı davada Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı şirket için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacısından alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından sarfedilen 4.500,00 TL bilirkişi gideri , 80,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.580,00 TL yargılama giderinin 1/3 oranında olmak üzere 1.526,67 TL’sinin esas dava davacıları — 1.526,67 TL’sinin birleşen —- birleşen ——-alınarak davalı şirkete verilmesine,
12-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı——- ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. .03/02/2021