Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/429 E. 2022/708 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/429 Esas
KARAR NO : 2022/708

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/04/2016
KARAR TARİHİ : 12/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili .— davalıların, müvekkilinin şirketteki —– karşılık gelen toplam— ise davalı—-taraflarına devrini —- sözde—-ile, müvekkilin— iradesini hileli davranışlarla fesada uğratmak suretiyle ve aynı zamanda müvekkilinin kendilerine olan güvenini kötüye kullanarak hileli davranışlarla temin ettikleri, esasen söz konusu tutanağın————- yapılmaksızın, hissedarların ———olmadan TTK.414 ve 416 öngörülen usul ve esaslara da uyulmadan düzenlenmiş olduğu, ortada bir ———— bulunmadığı, davacıya ait payların davalılara devri ve bunun sonucu olarak ortaklık yapısının yeni şeklinin TTK. hükümlerine aykırı —- tarihli —- tutanağına davalılarca yazdırıldığı, davalıların pay devri işlemini bir an önce tamamlamaları gerektiğini, şirketin gecikmeden——– bildirimlerin yapılması gerektiğini davacıya bildirdikleri, pay devrinin acele olarak gerçekleşmesi için davacı üzerinde psikolojik baskı kurmuş oldukları, davalıların, davacıya öncelikle pay devri için kendi aralarında gerekli imzaların tamamlanmasını, — düzenlenecek——-evrağı kabul edip etmeyeceğinin belli olmadığını, kabul ederse bir araya gelinip hisse devir bedelinin ödenmesi ——- protokol yapacaklarını, devraldıkları paylara ilişkin kararlaştırılan bedeli ödeyeceklerini taahhüt ettikleri, davacıya pay devir bedeli ödemeden, ödeyeceğiz diye davacıyı devre zorladıkları, davacının pay devrine ilişkin tutanakları imzalaması davalılarca sürekli talep edilmesi, davalıların baskısı üzerine, müvekkil … davalılarla arasındaki —- ilişkisine, şirketin işlemlerin gecikmesinden dolayı zarar görmemesi düşüncesi ile davalıların üzerinde kurdukları —- baskı ile davalıların ——- devir tutanağını, pay devri için ———- ödenmediği halde, bedelin ödeneceği düşüncesi ile davalıların — baskıları, aldatılması neticesinde imzaladığını, müvekkiline ait payların devrinde önce; devir işleminin gecikmesi halinde şirkete ———-iptal olacağı, — tarafından ——- verilmeyeceği, zamanın daraldığı, — düzenlenecek —— —— kabul edip etmeyeceğinin belli olmadığı, kabulü halinde hisse devir bedelinin ödeneceği gibi hileli beyan ve açıklamalarla davacı … davalılarca ———- edilmiş, davacı ..— payının devir bedelini en azından düzenlenecek protokol ve senetle talep etmesi karşısında ——– bir arada bulunamadığı iddiası sürekli olarak davalılarca bahane edildiği, müvekkilin iyi niyeti kötüye kullandığını, davalılar “———- müvekkil üzerinde ————-oluşturulduğu, şirket hissesini ———– davalıların bedeli ödemekten ve senet vermekten sürekli kaçındıkları müvekkil ve —— beyan ve anlatımları ile bilinmekte olduğunu, davalılardan .— müvekkil ile diğer davalıların —- müvekkili kastederek ————- şeklindeki ifadeleri, davalıların müvekkiline ait payların devir işlemi sırasındaki ve sonrasındaki müvekkiline karşı tavır ve———– ticari faaliyet içerisinde olmadıklarını, amaçlarının hileli davranışlarla, baskı ve telkinle müvekkile ait şirket paylarının bedelsiz olarak taraflarına devrini ————-olduğunu açıkça ortaya koyduğu,—- sayılı içtihadında hilenin kapsam ve niteliğini izah ettiği, bu içtihada göre; “Bilindiği üzere; genel olarak bir kimseye irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten — uyandırmak veya esasen var olan—– koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. BK’nın 28/1(YBK.mad.36) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatılmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiye geçmişe etkili ( —- olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir irade açıklaması, def’i yahut veya dava yoluyla da kullanılabilir.” Huzurdaki davada davalıların tümüyle hileli hareketlerle müvekkilinin——-uğratmak suretiyle hisse devrinin yapılmasını temin ettiklerini, ancak, ——kararında da açıklandığı üzere bu şekilde ika edilen sözleşmenin müvekkili yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı, ayrıca, şirket hisselerini devralan davalıların, pay devrine ilişkin ödemeleri gereken — devir bedelini müvekkilin/davacının tüm ısrar ve çabalarına rağmen bugüne kadar ödemediklerini, pay devrine ilişkin — bedelinin müvekkile/davacıya ödenmesi konusunda davalılara çekilen ihtardan da sonuç alınamadığı, davalılar müvekkili ile aralarındaki iş ve güven ilişkisine dayanarak ve müvekkilinin iradesini fesada uğratarak, —– pay devrini karşılıksız olarak devralmayı amaçladıkları ve müvekkilden bu yolla haksız menfaat sağlama çabası içerisine girdiklerini, bu nedenle de davalılar hakkında—numaralı dosyasından soruşturma yürütülmekte olup halen devam ettiğini, belirtilen nedenlerle müvekkilin iradesini hukuka aykırı ve hileli yollarla—-uğratarak ve devir bedelini de ödemeyerek şirket pay devrinin temin edilmiş olması nedeniyle bahse konu hisse devirinin öncelikle hile sebebiyle yok hükmünde oluğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini,
— esas sözleşmesinde şirket hisselerinin—- başlıklı 6. maddesinde; “————- tarafından ———— tamamı ödenmiştir. ——-yazılıdır. —————- bastırılabilir. —— tamamı ödenmedikçe ——senedi çıkrılamaz.” hükmü bulunmaktadır. 6102 sayılı Ticaret Kanunu’nun 490/2. fıkrasına göre; “—— ciro edilmiş— zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabilir” Huzurdaki davada —–nama yazılı olmasına karşın bu payların devri kanunda düzenlenen şekilde yapılmadığını, bu nedenle geçerli bir devir sözleşmesinden bahsetmek mümkün olmadığı, Kanuni düzenlemeye aykırı olarak yapılan pay devri geçersiz olduğu, yapılan pay devri TTK.490/2 ve devamı maddelerine aykırı olduğu, ayrıca şirket esas sözleşmesinde hisse devirlerinin geçerliliği şarta——- bağlandığı, —Hisse senetlerinin devri” başlıklı 17. maddesinde; “— veya daha fazlasını temsil eden payların, doğrudan veya dolaylı olarak bir gerçek veya tüzel kişi tarafından edinilmesi ile bir ortağa ait payların tüzel kişilik sermayesinin yüzde onunu aşması, veren pay edinimleri ve/veya bir ortağa ait payların yukarıdaki oranların altına düşmesi veya yukarıda belirlenen pay; edinimlerinden bağımsız olarak tüzel kişinin —- yapısında kontrolün değişmesi sonucunu veren pay devirleri her defasında—– Kurulunun onayına tabidir, bu hüküm oy hakkı edinilmesi halinde de geçerlidir.” hükmü bulunmakta olduğu, yok hükmünde olduğunu öncelikle belirttiğimiz, iptalini talep ettiğimiz hukuka aykırı pay devri—–toplantı tutanağında müvekkilinin şirket hissesinin %33’üne tekabül eden 1.117 payı devre konu edildiğini, şirket esas sözleşmesinin 17. maddesine göre yapılan bu devirde — onayının alınması gerektiği, bahse konu devirde bu onay alınmadığından devirin geçersiz olduğunu,—- maddede; “Gerek olağan gerekse ————– toplantılarında —– —–bulunması ve ——– ilgililerle birlikte imzalaması şarttır. ———– yapılacak — alınan kararlar ve — imzasını taşımayan —- ————-geçerli değildir.” düzenlemesi bulunduğu,—- davaya konu pay devrilerinin yapıldığı ——davalılar birlikte iştirak etmemiş, —— olmamış, —– bulunmadığını, hatta——- sözleşmesine göre de —– bulunması — olduğunu, bu düzenlemeye rağmen— — bulunmaması pay devrini öngören devir sözleşmesini de geçersiz kıldığını, —temsilcisinin katılımının —- temsilcisinin katılmaması nedeniyle bu toplantıda alınan kararlar yok hükmünde olduğu, bu nedenle de davaya konu TTK hükümlerine aykırı hisse devirinin yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini talep ettiği—- tarihli hisse devrinin; davalıların hileli hareketlerle, müvekkilinin iradesini —– uğratmak ve kendilerine olan güvenini alenen kötüye kullanmak suretiyle, baskı ve telkinle müvekkilinin şirketteki paylarının devrini bedelsiz olarak temin etmeleri, —– pay senetlerinin devrine ilişkin kanuni hükümlere ve —- öngörülen düzenlemelere aykırı olarak hisse devir sözleşmesi yapmaları, pay devrine ilişkin olarak —- onayının alınmamış olması, —- TTK.414-416 hükümlerine aykırı şekilde, toplanmadan karar alması, —-toplantısında bulunması — yetkilisinin toplantıda bulunmaması nedenleriyle mezkur hisse devrinin yok hükmünde olduğunun, geçersizliğinin tespitine ve mezkur hisse devrinin iptaline, devre konu payların müvekkili adına hükmen tesciline, tescil kararının — defterine işlenmesine ve kararın —ve bu kapsamda ilgili yerlere müzekkere yazılmasına, hisse devrinin yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptaline dair yukarıdaki taleplerinin kabul edilmemesi ihtimalinde ise fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları ile başkaca hakları saklı kalmak kaydıyla ödenmeyen hisse devir bedelinden şimdilik —– dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan payları oranında tahsili ile müvekkiline verilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın kendisinin de ortak olduğu —– baskı, iyi niyetinin kötüye kullanılması, — aldıklarını ve bu hisse devrine istinaden bir bedel ödemeklerini esas dayandıkları sebep hile olduğu,—— haller;—–olduğu, davacı yanın dayandığı iradelerinin —– uğradığını iddia ettikleri hal ise, hile olduğu, davacı yan hissesini müvekkillerine devirettiği, davacı yanın —, iyi niyetinin kötüye kullanılması,— yoluyla yapıldığı iddia edilen hisse devri ile yazılı belge ile yapıldığı, ispat hukuku açısından HMK’nın 200. maddesinin birinci fıkrasına istinaden belli bir miktarın üzerindeki hukuki işlemler ispat edilmesi gerektiği, davacı yanın imzaladığı belgelerde kayıtsız ve şartsız bir şekilde hisse bedellerini aldığını ve müvekkillerini ibra ettiğini bu durumda davacı yanın bir diğer ispat kuralı olan ikrarını da burada belirtmekte ve mahkeme dışı ikrar da bulunduğunu, davacı yanın ikrarını —- belge ve ispat vasıtalarına ihtiyacı olup açmış olduğu davada da bunlara rastlanmadığı, davacı yanın toplantının fiziken yapılmadığı husundaki iddiaların yersiz olduğunu, iddiasını somutlaştıracak herhangi bir kanıtta ileri süremediğini, davacı yanın kendi elinde bulunan hisse senetlerinin zilyetliğini müvekkillerine devrettiği, talep edilmesi halinde bu hisse senetlerinin asılları da mahkemeye sunulacağını, hisse senetlerinin devrinde herhangi bir usulsüzlük de bulunmadığını, hisse devrinden önce de sonra da — bulunulduğunu ve onay alındığı, yapılan —–toplantısının hukuka uygun olduğunu, —— —-çağırmak zorunda olmadığını, davacı tarafında kendi hisse devrini alışında itiraz etmemesine rağmen hisse devrini yaptıktan yedi ay sonra gerek davacının hisse devrine ilişkin usulsüzlük olduğuna ilişkin iddialarına istinaden gerekse de hakkın kötüye kullanılması dürüstlük kuralına aykırılık halleri sebebi ile hiçbir şekilde haklılığa sahip olmadığını, davacının haksızlığı sübuta erdiğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilince sunulan ıslah dilekçesi ile ; “hisse devrinin yok hükmünde olduğunun tespiti ile taleplerinin kabul edilmemesi ihtimalinde ise fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla ödenmeyen hisse devir bedelinden —-dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan payları oranında tahsili ile müvekkiline verilmesine, eksik harç bulunmadığını, davaya konu pay senetlerindeki müteselsil ve birbirine bağlı ciro ——- bozuk olduğu ve bu nedenle devrin hukuksuz olduğu mezkur pay senetlerinin dosyaya ibrazından sonra ——dilekçelerinde ayrıntılı olarak belirtildiği, karşılık olarak davalıların iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı sebebiyle itirazda bulunduğu, davalılar tarafından ilgili yasak kapsamında itirazda bulunulduğu iddia ve savunmanın —— değiştirilmesi yasağının bir istisnası olduğundan davaya konu pay senetlerindeki müteselsil ve birbirine ——bozuk olduğuna ilişkin olarak —-dilekçelerinde iddialarını ıslah yoluyla ileri sürdüklerini, davaya konu pay senetlerindeki müteselsil ve birbirine —- bozuk olduğuna dair iddialarını (—– tarihli dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıklanan) gerek bilirkişi heyetince ve gerekse Mahkemece değerlendirilmesi gerekmekte olduğu, yine dosyada mübrez ——– dilekçelerinde davaya konu pay senetlerinin müvekkilleri tarafından davalılara teslim edilmediği gibi şirket muhasebecisine de teslim yönünde bir talimat verilmediği iddia edildiği, İşbu iddia üzerine —tarihli ek bilirkişi raporu ile “somut olayda davalı taraf pay senetlerinin —- tarafından kendilerine teslim edildiğini, davacı —– teslim edilmediğini iddia ettiği, hukuka uygun bir pay devrinden söz edebilmek için zilyetliğin devri gerekmektedir ve bu hususun davalılar tarafından ispatlanması gerektiği” sonucuna varıldığı, davalıların bu yöndeki iddialarına ilişkin olarak da iddianın ve savunmanın genişletilmesi yahut değiştirilmesi yasağı zımnında itirazda bulunulduğu itiraz sebebiyle davaya konu pay senetlerinin müvekkili tarafından teslim edilmediğine ve aksinin ispat yükünün davalılar üzerinde olduğuna dair —- tarihli dilekçelerinde ayrıntılı olarak belirtilen iddialarını işbu kere ıslah ile ileri sürdükleri, ıslah dilekçesi üzerine nama yazılı pay senetlerinin tesliminin hukuka aykırı olduğuna dair —— dilekçelerinde yer verilen iddialar gerek bilirkişi heyetince ve gerekse Mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini, dava ve replik dilekçelerinde iddia olunan hususlara ek olarak; davaya konu pay senetlerindeki müteselsil ve birbirine bağlı ciro ——– bozuk olduğuna ve davaya konu pay senetlerinin müvekkili tarafından teslim edilmediğine ve aksinin ispat yükünün davalılar üzerinde olduğuna dair —– tarihli dilekçelerinde ayrıntılı olarak yer verildiği, ıslah yoluyla ileri sürdüklerini, ıslah kurumunun iddia ve savunmanın değiştirilmesi yahut genişletilmesi yasağının istisnası olması sebebiyle; davalıların mezkur yasak sebebiyle işbu iddialarımıza itibar edilemeyeceği yönündeki tüm savunmalarının reddine karar verilerek, ıslah yoluyla ileri sürdükleri davaya konu pay senetlerindeki müteselsil ve birbirine bağlı—- bozuk olduğuna ve davaya konu pay senetlerinin müvekkili tarafından teslim edilmediğine ve aksinin ispat yükünün davalılar üzerinde olduğuna dair —- dilekçelerinde ayrıntılı olarak yer verilen iddiaların karar tahtında tartışılarak hüküm ihdasında nazara alınmasını talep etmiştir.
DELİLLER;
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, taraf tanıkları dinlenmiş, bildirilen —- şirket kayıtları nezdinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair karar verilmiş, sunulan rapor incelenmiştir.
Davacı vekilince —- tarihli dilekçesi ekinde hukuki mütalaa sunulmuş, Mahkememizce tetkik edilmiş, değerlendirilmiştir.
Mahkememizce dinlenen ——— olmaları sebebiyle tanırım, hatta davalı———– konuşmalarımızda ..— sorduğumda neden devretmediğini bilmek istediğimde parasının mesele olduğunu öğrendim ve —-istiyordur verin devreder dedim. Devir sürecinde ben yanlarında değildim. Fakat sonrasında .— konuştuğumda hisseyi devir aldık taksit taksit ödeyeceğiz dedi.—– … ile konuştuğumda manevi baskı yaparak benden hissemi aldılar paramı vermediler —–bakmadılar dedi. Benim buna ——- gelmedi. … ——————- güvenerek o imzayı attığını düşünüyorum. Anlattığım bu inançlı duruş ile baskı yaptıklarını — telkin ederek manevi baskı yaparak imzasını aldığını düşünüyorum. Nitekim …— bana olayı anlattığında .— kendisine benim ——- kendisine manevi baskı yaptığını öğrendim, bunları bana … anlattı. Sonrasında ..————— durumu anlattı. Nitekim hissenin bedelini de ödeyeceğini ve kesinlikle hisse bedeli karşılığı para ödenmediğini … bana kendisi söyledi. Ayrıca sonrasında … … mahkemeye giderse bizimkiler onu vurur, dedi. Bu konuşma benim yanımda oldu. ” şeklinde beyan sunmuştur.
Tanık … “——– olmam sebebiyle tüm tarafları tanırım,———–, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesini ——— sözleşmesini imzalamak için ben davacı …———– eve davet etmemesi sebebiyle— üzerinde devir sözleşmesini imzaladı, kendisine bu devir ile şirket ile ilişikliğini kestiğini söyledim, aralarında başkaca husumet kalıp kalmadığını sordum, bana biz kendi aramızda hallettik husumet yoktur diye bana söyledi. İmzalarken kendisinde herhangi bir huzursuzluk, baskı hissetmedim, zaten imzalamak istemese beni evine çağırmazdı ertesi gün şehir dışında olacağını söyleyerek beni mesai saati dışında sözleşme imzalamak üzere davacı evine çağırdı, hisse bedelinin alınıp alınmadığı konusunda bir bilgim yoktur, davalı şirkete ait herhangi bir pay senedini taraflar arasında ben devrini yapmadım, bana teslim edilmiş herhangi bir pay senedi olmadı, ben davalılara davalı şirkete ilişkin herhangi bir pay senedi devretmedim, davalı şirketin muhasebeciliğini benım dışında eşim de yürütür, eşim pay senedinin devrinde aracı olmuş olsaydı ben bunu bilirdim. Eşimle koordineli olarak çalışırım, dedi. ” şeklinde beyan sunmuştur.
Tanık … “ben taraflardan ..—- arkadaşıyım, şirketle hiçbir bağlantım yoktur, sadece ara sıra şirkete —- yanına gidiyorum, sürece arkadaşlığımız dolayısıyla şahit oldum, .— tanımam kendisini şirkete gittikçe görürdüm, arkadaşım — hisselerini aldığını konuşmalarından öğrendim, ..—hissesini —- satması süreci ile ilgili ve arkadaşım olduğu için — sefer para verdim, en son 50 bin TL verdim, öncesinde 20 bin TL 25 bin TL gibi paralar verdim, bunlar ..— satacağı hisselerin bedeli için olan paralardır, … 10 gün kadar sonra benim verdiğim borç parayı bana iade etti, en son 50 bin TL verdiğim ödeme ile ilgili olarak — bu sefer —- atacağız, dedi. Ben bu parayla şirkete gittiğimde .—. şirketteydiler, ben parayı …– verdim, bana biz imza atacağız dedi ben yanlarından ayrıldım, imza aşamasında ben orda değildim, bu hisse devir—–ödeme yaptı ben de her ay çıkışmayan tutar kadar kendisine para verdim, ben para verildikten sonraki aşamada hisse senedinin nasıl el değiştirdiğine ilişkin herhangi bir şeye şahit olmadım, dedi. ” şeklinde beyan sunmuştur.
Tanık … ” davalı şirketin merkezi öncesinde —. Ben şirketin — eşimle beraber yürütürdüm, ——-bir kısım evrakı hisse senetleri —- halinde — birkaç ay bekledi sonrasında bunları şirket——-, … hissesini devretmeden önce diğer davalılar — ile birlikte — geldiler, hisse devrinin yapılması süresi — yönünden benden ve —— bilgi aldılar, bizden devre —- hazırlamamızı istediler, ben devir öncesi görüşmelerde tarafların yanında değildim, —– bizden devir —–kayıt ve evrakları hazırlamamızı istediklerinde bir taraf hissesini satmak diğer taraf hisseyi almak yönünden razı görünüyordu, aralarında şakalaşıyorlardı, bizden istedikleri doğrultuda devre ilişkin hazırlıkları yaptık, hatta — mesai saati içinde gelemeyeceğini söyleyerek eşimden imza için evine gelmesini istedi, eşim mesai çıkışı hisse devir sözleşmesi— talep dilekçesinin imzasını almak için ..– götürdü, … eşimi eve davet etmeden arabanın üzerinde imzasını atmış, sonrasında aramızda konuştuk hem evine davet etti hem de—– imzaladı diye eşimle konuştuk, davaya— pay senetlerinin devri öncesi biz şirketin —bulunan tüm belgelerini — senedinin davalılara teslim edilmesi yönünden bizden kimse bir talepte bulunmadı. Pay senedinin nasıl el değiştirdiğini şahit olmadım, zira öncesinde şirket merkezine taşınma gerçekleşmişti dedi.” şeklinde beyan sunmuştur.
—sayılı dosyasından dinlenen tanık … ” Bu meblağ ———- hepsi bir anda verilmedi, parça parça verildiğini biliyorum, ama hepsi parça parça olarak sözleşmeden önce verildi, 1.500,000 TL’lik bir teminatı vardı, borçları vardı, yükümlülüklerini yerine getiremiyordu,— devir sözleşmesinin bir an önce yapılması yönünde bir baskımız olmadı, aksine kendisinin bu yönde baskısı ve ısrarı olmuştur, ..—- elamanı ortak defterleri ve senetlerinin hepsini davalının muhasebecesine bıraktığını biliyorum, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir,dedi.” şeklinde beyan sunmuştur.
Mahkememizce alınan —– rapor ile özetle; İmzalanan temlikname yanında payların da devredilmesi durumunda, pay devrinin geçerli olacağı, bu sebeple davacı tarafın imzalanan sözleşme sonrası dava konusu nama yazılı hisse senetlerini davalılara devretmesi sebebiyle geçerli bir pay devri olduğu, — tartafından dosyaya gönderilen — yazıda, dava konusu pay ————— izin talep edildiğini ve bu iznin verildiği ifade edildiği, bu durumda şirket esas sözleşmesinde öngörülen bağlam şartının yerine getirildiği ve bu anlamda geçerli bir devir işlemi olduğu, davalı şirketin esas sözleşmesinin 11. maddesinde ——-bulunmasının şart olduğu ve temsilcinin yokluğunda yapılacak—– toplantısında alınacak kararların geçerli olmayacağı açık şekilde ifade edildiği, bu çerçevede diğer şartların da sağlanması halinde, TTK m.445 uyarınca, esas sözleşme hükmüne aykırı olarak alınan —– kararının iptali talep edilebileceği, TTK m.446-a) uyarınca toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy verme ve bu —– tutanağa geçirtme şartının da somut olayda gerçekleşmemesi sebebiyle davacıların iptal davası açma hakkının bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan—–ve tamamen ödenmiş olup, taraflar birbirlerini bu devirle ilgili olarak ibra etmişlerdir” hükmü bulunduğu, bu hüküm dikkate alındığında davacının bedelin ödenmediği yönündeki iddiasını ispatlaması gerektiği, ancak bu yönde delil sunamaması sebebiyle bedelin ödenmediği iddiasını ispatlayamadığı, davalıların davacıyı hataya düşürmek için kasten harekete ettiklerini gösteren delillerin desyaya sunulamaması sebebiyle davacının bu iddiasının ispatlanamadığı şeklinde kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan — davalı taraf pay senetlerinin şirket muhasebecisi tarafından kendilerine teslim edildiğini, davacı taraf ise zilyetliğin teslim edilmediğini iddia ettiği, hukuka uygun bir pay devrinden söz edebilmek için zilyetliğin devri gerekmektedir ve bu hususun davalılar tarafından ispatlanması gerektiği, şirket esas sözleşmesinin emredici hükümlerine aykırılık şeklinde bir butlan sebebi kanunda öngörülmediği, davacı taraf imzaladığı sözleşme uyarınca aldığını kabul ettiği hisse devir bedelinin ödenmediğini ispatlama külfeti altında olduğu şeklinde kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce — soruşturma sayılı dosyası sureti dosya içine alınmış,——-. tarafından dosyamız davalılarının şikayet olunduğu, davacı/müştekiye ait şirket paylarının devrinin bedelsiz olarak ve hileli davranışlarla devrinin sağlandığı ileri sürülmüş, dolandırıcılık suçundan yapılan soruşturma sonucunda kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş, karar itiraz üzerine kesinleşmiştir.
Mahkememizce ———dosyası sureti dosya içine alınmış, müştekisi davacı … tarafından, dosyamız davalılarının şikayet olunduğu, davacı/—– paylarının devri hususunda tarafların anlaştıkları, ——- yazılı pay senetlerinin davalılara asla devredilmediği ileri sürülmüş, hırsızlık suçundan yapılan soruşturma sonucunda kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş, karar itiraz üzerine kesinleşmiştir.
DEĞERLENDİRME VE KANAAT;
Dava ve kısmi ıslah dilekçesinin bütün olarak değerlendirilmesinde; davacının davalı … — bulunan toplamda ———————– devrine ilişkin hisse devrinin iptaline, devre konu payların davacı adına hükmen tesciline ve hisse devrinin yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptale dair taleplerinin kabul edilmemesi ihtimalinde ise ödenmeyen hisse devir bedelinin tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekilince dava ve kısmi ıslah dilekçesinde, hisse devrinin iptali istemi,— tarihli hisse devrinin; davalıların hileli hareketlerle, davacının iradesini fesada uğratmak ve kendilerine olan güvenini alenen kötüye kullanmak suretiyle, baskı ve telkinle davacının şirketteki paylarının devrini bedelsiz olarak temin etttikleri, nama yazılı pay senetlerinin devrine ilişkin kanuni hükümlere ve —- öngörülen düzenlemelere aykırı olarak hisse devir sözleşmesi yaptıkları, bu kapsamda davaya konu pay senetlerindeki müteselsil ve birbirine bağlı — bozuk olduğu ve bu nedenle devrin hukuksuz olduğu, davaya konu pay senetlerinin davacı tarafından davalılara teslim edilmediği gibi —– —– teslimi yönünde bir talimat verilmediği, bundan başka pay devrine ilişkin olarak —- alınmamış olduğu, genel kurulun TTK.414-416 hükümlerine aykırı şekilde, toplanmadan karar aldığı, —- bulunması gereken ——– toplantıda bulunmadığı iddialarına dayandırılmıştır.
Davacı vekilince hisse devrinin iptali, öncelikle iradenin ——uğratıldığı iddiasına dayandırılmış, bu kapsamda davacının aldatıldığı, üzerinde———— kurulduğu,—- edildiği ifade edilmiş ise de, Mahkememizce dinlenen tanık beyanlarından, özellikle de —– hisse devir senedi ——– tanık olarak alınan beyanında sürece ilişkin anlatımları ve diğer tanıklarının beyanları değerlendirildiğinde, davacının bu yöndeki iddiaların ispatına yeterli kanaat Mahkememizde oluşmamış, davacı üzerinde TBK’nun 36. maddesinde ifade edildiği suretle bir aldatma eyleminin ve TBK’nun 37. ve 38. maddelerinde ifade edildiği suretle bir korkutma eyleminin sübut bulmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilince, hisse devrine —— toplantısının kanuna ve esas sözleşmeye aykırı olduğu, bu kapsamda davalı şirket esas sözleşmesinin —tabi bulunduğu, ancak davaya konu devirde bu onayın alınmadığı, ayrıca davaya konu pay senetlerindeki müteselsil ve birbirine bağlı —- bozuk olduğu bu nedenle hisse devrine ilişkin sürecin eksik olduğu, ayrıca devre ilişkin teslim olgusunun da tamamlanmamış bulunduğu, hisse senetlerini davacının davalılara teslim etmediği, teslimi yönünde bir talimatının bulunmadığı ileri sürülmüştür.
Davacı taraf iddiaları yönünden — tarihli cevabi yazı ile, davalı şirket tarafından — — talebe ilişkin olarak —— sayılı olur verildiği bildirilmiş olmakla, davacı tarafın bu iddiasının gerçeklik ile örtüşmediği belirlenmiştir.
Hisse devrine ilişkin —–topantısında —-bulunmadığı iddiası yönünden ise, davalı şirketin esas sözleşmesi 11. maddesinde, gerek olağan gerekse —– toplantılarında — bulunması ve toplantı zabıtlarını ilgililerle birlikte imzalamasının şart olduğunun öngörüldüğü, davaya konu ——- tutanağınn tetkikinde,—- temsilcisinin hazır bulunmadığı belirlenmiştir.
Bununla birlikte TTK’nun 407/3. maddesi ile “333. madde gereğince belirlenen şirketlerin —– temsilcisi de yer alır. Diğer şirketlerde, hangi durumlarda —– temsilcisinin ——– bulunacağı ve — toplantıları için temsilcilerin görevlendirilmelerine ilişkin usul ve esaslar ile bunların nitelik, görev ve yetkileri ayrıca ücret tarifeleri —-çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.” hükmü bulunduğu ve — Hakkında Yönetmeliğin 32. maddesinde sayılan —- toplantılarında — temsilcisinin bulunması zorunlu olduğu düzenlemesi yer aldığı, davaya konu genel kurulun bu düzenlemeler çerçevesinde kalmadığı, dolayısıyla anılan düzenlemelere bir aykırılık bulunmadığı belilrlenmiştir.
Davaya konu genel kurul toplantısı yönünden —- temsilcisinin bulunmamasının, davalı şirket esas sözleşmesinin 11. maddesine aykırı olabileceği değerlendirilse dahi, davacının anılan genel kurul toplantı tutanağında imzasının bulunduğu, bizzat imza attığı tutanağın bu sefer harici bir eksiklik nedeniyle geçerli olmadığının ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, TMK’nun 2. maddesi gereği bu iddianın dinlenemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Davacının, davaya konu pay senetlerindeki ciro silsilesinin bozuk olduğu, bu kapsamda hisse senedi üzerindeki imzanın davacıya ait olduğu, bu nedenle devrin geçersizliği ileri sürülmüş olmakla, cevap dilekçesi ekindeki 24/04/2015 tarihli hisse devir sözleşmesi başlıklı belgenin yapılan incelemesinde, davacının dava dışı eski ortak — devaralarak davalı şirkete ortak olduğu belirlenmiştir. Davacı tarafça, hisse senedinde devreden — ait bir ciro/imza bulunmamakla hisse devrinin geçersiz olduğu ileri sürülmekte ise de, bu durumda davacının da anılan hisselerde hak sahibi olmaması gerektiği, sonraki devre ilişkin tüm iddialarının temelsiz kalması sonucunu doğuracağı, oysa davalılara hissenin devri öncesi davacının anılan hisselere sahip bulunduğu ve davalılara devri konusunda anlaştıkları tüm tarafların kabulünde olup, bu eksikliğin ileri sürülmesinin de hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğu, korunamayacağı kanantine varılmıştır.
Bundan başka davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde sunulan ve imzası davacı tarafça hiçbir aşamada inkar edilmeyen ——–” başlıklı belgede, taraflar arasındaki hisse devrinin açıkça düzenlenmiş olması ve —– kararları ile ifade edildiği üzere, nama yazılı pay senedi devrinin, ciro unsuru yerine geçmek üzere temlik sözleşmesi düzenlenebileceği Mahkememizce değerlendirilmiş, davacı tarafın ciroya ilişkin eksiklik iddiaları yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafın teslim olgusu yönünden itirazları bakımından yapılan incelemede, anılan hisse senetleri aslının davalılar uhdesinde bulunduğu ve davalılarca Mahkememize ibraz edildiği, kasaya alındığı belirlenmiştir. Bununla birlikte bu hisse senetlerinin davalılara geçişi konusunda davacı tarafça, aynı iddialarla ve dolandırıcılık suçlamasıyla başlatılan soruşturmada — soruşturma sayılı dosyasında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş, karar itiraz üzerine kesinleşmiştir. Yine hisse senetlerinin davalı elinde bulunması yönünden ve davacının hırsızlık suçlamasıyla başlatılan soruşturmada— soruşturma sayılı dosyasında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş, karar itiraz üzerine kesinleşmiştir.
Davalı taraf, hisse senetlerini Mahkememize teslim etmekle, kendileri yönünden teslim olgusu ispat olunduğu, dinlenen tüm tanık beyanları ve soruşturma dosyaları kapsamında, hisselerin davacıdan davalılara geçişinin, davacı iradesi dışında olduğu, senetlerin davalılara tesim edilmemiş bulunduğu iddiaları davacı tarafça ispat olunamadığı kanaatine varılmış, davanın tüm talepler yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilince dava dilekçesinde hisse bedeli yönünden dava dilekçesinde ——- davalılardan payları oranında tahsili talep olunmuş, sonra ıslah dilekçesi ile bu istem toplamda —- çıkarılmış ve davalılardan payları oranında tahsili talep olunmuştur.
Yargılama sırasında ise davalı .— hisselerinin tamamını davalı ..— devrettiğinin anlaşılması nedeniyle davacı vekilince sunulan — tarihli dilekçe ile davasını davalı … yönünden tazminat davasına dönüştürdüğü beyan edilmekle davalı … yönünden istemin ——- hisse tutarına, davalı … yönünden ise istemin –bedelli hisseye ilişkin olduğu vekalet ücreti yönünden dikkate alınmıştır.
Davanın davalı şirkete yöneltilmesinin davaya konu ——–toplantısı yönünden ileri sürülen aykırılıklar olduğu değerlendirilmekle davalı şirket yönünden maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın tüm talepler yönünden reddine,
2-Yargılama kapsamında konulan tüm tedbirlerin kaldırılmasına,
3-Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan —– harc ile —- ıslah harcından mahsubu ile kalan bakiye — davacıya iadesine,
4—- tarifesine göre davalı şirket için takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı .—- verilmesine,
5—— tarifesine göre davalı … ——- takdir olunan 79.490,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6— ücret tarifesine göre davalı — olunan 79.380,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinden bırakılmasına,
8-Davalı … tarafından sarfedilen 10,60 TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekillerinin ve Davalılar Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.