Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/421 E. 2018/498 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/421 Esas
KARAR NO : 2018/498

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2016
KARAR TARİHİ : 03/05/2018

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin 07/04/2016 harç makbuz tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalıların müvekkiline sattıkları elektriğin bedeli olarak hakkaniyete aykırı bir biçimde aslında kendi sorumluluklarında olan kayıp kaçak bedeli ücretini müvekkilinden tahsil ettiklerini ileri sürerek yapılacak yargılama ve toplanacak delillerin değerlendirilmesi ile belirsiz alacak davası niteliğindeki haklı davalarının kabulünü, dava tarihi itibariyle müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen son 10 yıla ait kayıp kaçak bedeli ücretinin tespiti ile tespit edilecek meblağa arttırma haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 400,00 TL kayıp kaçak bedelinin 1 nolu davalıdan işleyen ticari faiziyle birlikte ve yine tespit edilecek meblağa artıtrma haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 100,00 TL kayıp kaçak bedelinin 2 nolu davalıdan işleyen ticari faizi ile birlikte tahsili ile müvekkiline ödenmesini, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin sorumlulukları nispetinde davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı ………… vekilinin 27/06/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Kanunlar ve özellikle elektrik enerjisi alanında yetkili düzenleyici EPDK’nın belirlediği emredici düzenlemeler üzerine müvekkili şirketçe abonelere tedarik edilen elektrik enerjisi için kayıp kaçak bedelinin de faturaya yansıtıldığını, alınan bedelin müvekkili şirketçe hiçbir yarar, fayda ya da edinim elde edilmeksizin hatta bir yükümlülük olarak tahsil ettiği bu bedeli nihai olarak dağıtım şirketine, aracı olarak bağlı bulunduğu …………….’a bu bedelden hiçbir kar payı alınmaksızın aktarıldığını, Müvekkili şirketin yalnızca aracı konumunda bulunarak aldığı paradan hiçbir kar payı almaksızın dağıtıcı firmaya vermekte olduğunu ve bundan kazanç sağlamadığını, davacıdan alınan tüm kayıp kaçak bedelinin dağıtıcıya aktarıldığı faturalar ve diğer belgelerle sabit olduğunu ve bunların da ispatının mümkün olduğunu, yalnızca kamu yararı için uygulamalar ve emredici kanun hükümleri gereği bir yükümlülüğü yerine getirmesine rağmen müvekkili şirkete yöneltilen husumetin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ………………. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; 6446 Sayılı Kanunun ilgili hükümlerini değiştiren 6719 Sayılı Kanunun belirtilen hükümleri aynı zamanda devam eden uyuşmazlıklara da uygulanacağı yasa metninde açıkça belirtilmiş olduğundan devam eden davanın hükümler çerçevesinde reddi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış ve geçmişten gelen alınmaması gerektiği halde haksız tahsil edilen bedellerin iadesi istenmiştir. Davacı, davalı şirketler tarafından kendisinden kayıp kaçak ve dava dilekçesinde belirtilen diğer ad altında kesintisi yapılan bedellerin hukuka aykırı olarak alındığını belirterek iadesini talep etmiştir.
17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6446 Sayılı Kanunun 17. Maddesini değiştiren 6719 Sayılı Kanunun 21 ve geçici 19-20 maddesi ile tarifelerdeki bir kısım bedeller yasal tanıma kavuşturularak tahsilinin zorunlu olduğu ve tüketicilerden tahsil edileceği ve bu hükümlerin geçmişe etkili olarak yürürlükteki uyuşmazlıklarda da uygulanacağı belirtilmiştir. Davacı bu istemin geriye etkili yasal düzenleme ile elinden alınmasının kabul edilemeyeceğini ileri sürse de; davayı gören mahkemeler tarafından geçici 20. maddeyi “yok” sayabilmek, yani geriye dönük aleyhe uygulama olamayacağından bahisle, yalnızca ileri etkili uygulamaları kabul edilebileceğini söylemek mümkün değildir. Yürürlüğe giren düzenleme hukuka aykırı olsa bile, yürürlükte kaldığı müddetçe geriye veya ileriye uygulanacaktır. Somut olayda, Kanunun 21. maddesi, 17.06.2016 tarihinden sonrasını ve geçici 20. maddeyi öngören 26. maddesi de, 17.06.2016 tarihine kadar açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsamaktadır. Bahsettiğimiz bu iki yasal düzenleme, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı şirket, mevcut yasal düzenleme ile kaçak-kayıp bedelini abonelerine yansıtabilecektir.
Süresinde faturalara itiraz etmeyip bedellerini de ödeyen ve kurum tarafından onaylı tarifelerce düzenlenen faturaların kurumun düzenleyici işlemlerine aykırı olduğunu belirtmeyen davacının, Yargıtay kararlarına dayanarak alacak kalemlerinin tahsilinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açtığı davada, sonradan ve geçmişe etkili olarak yürürlüğe giren geçerli ve bağlayıcı olan yeni yasadan dolayı, EPDK kararlarına dayanılarak düzenlenen yasal zemine kavuşan dava konusu faturaların yasal olarak tahsil edildiği ve böylece; 6719 sayılı yeni yasadan önce yasanın kurula verdiği yetkiye dayanılarak EPDK tarafından yürürlükteki tebliğ ve yönetmeliklerle mevzuat hükümlerine uygun olarak tahakkuk ettirilip tahsil edilen dava konusu fatura bedellerinin iadesi yönündeki talebin yasal dayanağı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava açmakta Yargıtay içtihatlarına göre haklı olduğu kuvvetle muhtemel olan ancak kesin olarak haklılığı belirlenmeyen davacının uygulanması zorunlu olan yeni yasadan dolayı esasa girilmeden davanın zorunlu olarak usulden reddedilmesinden dolayı tarafların yargılama gideri vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiği kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. (İST. B.A.M. 27/12/2016 T. 3.HD. 2017/1 E. 2017/8 K.).
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile eksik alınan 6,70 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının ve davalıların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Taraflara vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; Davacı vekili, davalı ………….vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.