Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/406 E. 2018/360 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-GEREKÇELİ KARAR –

ESAS NO : 2016/406
KARAR NO : 2018/360

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2016
KARAR TARİHİ : 05/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 05/04/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin—- nolu kurulu tesisat ile ilgili olarak davalı şirketlerinin elektrik abonesi olduğunu, davalı tarafça düzenlenen faturalarda kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, PSH bedeli, sayaç okuma bedeli ve kayıp kaçak bedeli üzerinden TRT payı bedeli, Enerji Fonu Bedeli, BTV ve KDV bedeli yansıtılıp tahsil edildiğini, Yargıtay Dairelerinin de tahsil edilen söz konusu tutarların iadesine ilişkin kararlarının olduğunu, yargılamaya giderleriyle ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiz ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 20/05/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin itirazlarının olduğunu, basiretli tacir gibi davranması gereken davacının taraflar arasındaki sözleşmede ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği kalemlerin istirdatını talep edemeyeceğini, 4628 sayılı kanun ve 6446 sayılı kanunların elektirik tarifelerinin oluşturulması hususunda Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulunu (EPDK) yetkilendirdiğini ve kurulun çıkartığı yönetmelik, tebliğ , karar ve ikincil mevzuatlarla tarifelerin düzenlendiğini, kurul kararlarının Danıştay tarafından iptal edilmedikçe tüm gerçek ve tüzel kişiler için bağlayıcı olduğunu, müvekkili ve diğer lisans sahibi şirketlerin kurul kararlarını uygulamamalarının lisans iptaline kadar varan yaptırımları olduğunu , dava dilekçesinde sözü edilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının yerinde olmadığını, dava konusu edilen kayıp kaçak bedeli ile dava konusu olmayan diğer kalemlerin EPDK düzenlemesi gereği olduğunu ve mevzuata uygun olarak tahsil edildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış ve geçmişten gelen alınmaması gerektiği halde haksız tahsil edilen bedellerin iadesi istenmiştir. Davacı, davalı şirket tarafından kendisinden kayıp kaçak ve dava dilekçesinde belirtilen diğer ad altında kesintisi yapılan bedellerin hukuka aykırı olarak alındığını belirterek iadesini talep etmiştir.
17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6446 Sayılı Kanunun 17. Maddesini değiştiren 6719 Sayılı Kanunun 21 ve geçici 19-20 maddesi ile tarifelerdeki bir kısım bedeller yasal tanıma kavuşturularak tahsilinin zorunlu olduğu ve tüketicilerden tahsil edileceği ve bu hükümlerin geçmişe etkili olarak yürürlükteki uyuşmazlıklarda da uygulanacağı belirtilmiştir. Davacı bu istemin geriye etkili yasal düzenleme ile elinden alınmasının kabul edilemeyeceğini ileri sürse de; davayı gören mahkemeler tarafından geçici 20. maddeyi “yok” sayabilmek, yani geriye dönük aleyhe uygulama olamayacağından bahisle, yalnızca ileri etkili uygulamaları kabul edilebileceğini söylemek mümkün değildir. Yürürlüğe giren düzenleme hukuka aykırı olsa bile, yürürlükte kaldığı müddetçe geriye veya ileriye uygulanacaktır. Somut olayda, Kanunun 21. maddesi, 17.06.2016 tarihinden sonrasını ve geçici 20. maddeyi öngören 26. maddesi de, 17.06.2016 tarihine kadar açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsamaktadır. Bahsettiğimiz bu iki yasal düzenleme, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile kaçak-kayıp bedelini abonelerine yansıtabilecektir.
Bilirkişi heyetince düzenlenen raporda dava konusu tesisata ilişkin dosyaya ibraz edilen faturalara göre bedelin 36.961,35 TL olduğu, EPDK.nın onayladığı tarifelere ve düzenleyici işlemlere göre ise bedelin 37.460,01 TL olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Süresinde faturalara itiraz etmeyip bedellerini de ödeyen ve kurum tarafından onaylı tarifelerce düzenlenen faturaların kurumun düzenleyici işlemlerine aykırı olmadığı tespit edilen bedellerin iadesine yönelik Yargıtay kararlarına dayanarak alacak kalemlerinin tahsilinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açılan davada, sonradan ve geçmişe etkili olarak yürürlüğe giren geçerli ve bağlayıcı olan yeni yasadan dolayı, EPDK kararlarına dayanılarak düzenlenen yasal zemine kavuşan dava konusu faturaların yasal olarak tahsil edildiği ve böylece; 6719 sayılı yeni yasadan önce yasanın kurula verdiği yetkiye dayanılarak EPDK tarafından yürürlükteki tebliğ ve yönetmeliklerle mevzuat hükümlerine uygun olarak tahakkuk ettirilip tahsil edilen dava konusu fatura bedellerinin iadesi yönündeki talebin yasal dayanağı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava açmakta Yargıtay içtihatlarına göre haklı olduğu kuvvetle muhtemel olan ancak kesin olarak haklılığı belirlenmeyen davacının uygulanması zorunlu olan yeni yasadan dolayı esasa girilmeden davanın zorunlu olarak usulden reddedilmesinden dolayı tarafların yargılama gideri vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiği kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. (İST. B.A.M. 27/12/2016 T. 3.HD. 2017/1 E. 2017/8 K.).
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE.
2-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile eksik alınan 6,7 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının ve davalının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Taraflara vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/04/2018